M.Ö. 4. yüzyıldaki efsaneye göre Sirakuza Kralı Dionysos, mütevazı bir aileden gelmekle birlikte cesareti ve kıvrak zekâsı ile hızla yükselip ülkenin krallığını ele geçirmiştir... İktidarın bahşettiği mutluluğu savunan ve kral olmayı çok rahat ve huzurlu bir durum olarak değerlendiren yaveri Demokles'ten usanır... Onun da bir süre krallığın nimetlerini tatmasını istediğini, ertesi gün tahtına oturmasını ve ülkeyi dilediğince yönetmesini emreder ?... Ona ders vermek için büyük bir ziyafet hazırlatır... Demokles, hayal bile edemeyeceği bu iltifat karşısında çok sevinir, “Bir günün beyliği beylik...” diyerek, ertesi günü iple çekmeye başlar... Ne var ki Dionysios o gece adamlarına, kılıcını at kuyruğundan bir kıla bağlanarak ziyafet masasında tam Demokles'in üzerine astırır... Demokles sevinçle kral kıyafetlerini ve tacını giyip tahta oturur... Bu durumdan çok zevk alan, gururu okşanan Demokles, büyük bir keyifle kendinden geçer... Ziyafetin ortalarına doğru tam başının üstünde bir şeyin sallanmakta olduğunu farkeden Demokles, dikkatle bakınca bunun at kılına bağlı ağzı keskin, sivri bir kılıç olduğunu görür... Demokles, Kral Dionysios'un böyle yapmakla, kendisine krallığın sadece krala ait güç ve zenginliklerden ibaret olmayıp, aksine tehlikelerle dolu bir mevki olduğunu idrak ettirmek istediğini anlar... Anlar anlamasına ama iş işten geçmiş; Demokles, beceremeyeceği, çözemeyeceği sorunlarla, sıkıntılarla, tehlikelerle karşı karşıya kalmış; pişman olmuştur ?... KISADAN HİSSE...Günümüzde, hepimizin bildiği bir olay bana hep bu hikayeyi hatırlatır... Voleybol Federasyonumuzun geçtiğimiz Genel Kurulu öncesi ve sonrası yaşananlar, her ne kadar “Hükümet güdümlü” (!) olsa da, Federasyon Başkanlığı koltuğunu malum günden (!) sonra ben hep o tahta benzetir, dururum... Sanki o koltukta uzun süre başarıyla oturan güçlü Kral Dionysos'un yerinde, o koltuğa göz koyup yaveri Demokles varmış gibi görürüm ?... Ülkemizde bazı sonradan olma, tepeden dolma idareciler, itilerek getirildikleri makamların büyüklüğüne aldanır; büyüsüne kapılırlar; kabarttıkları kartvizitleriyle “ne oldum ?...” hastalığına yakalanırlar... Yürüyüşleri, konuşmaları değişir; bambaşka bir kimliğe, kronikleşen bir rahatsızlığa bürünürler; kişilikleri gibi psikolojileri de değişime uğrar ?... Şişirilen yetersiz kimlik ve kapasiteleri makamlarına göre oldukça ufak kalır ?.. Ağır yük ve sorumluluklar altında ezilirler... Bazıları ise günü kurtarmak için, toplumdan ve sorularından kaçarlarsa da bir yerlerde nefesleri kesilir, yakalanırlar... Artık hesap verme vakti gelmiştir... Bahtları tersine dönmüştür... Küçülürler, küçülürler... Sonunda bir de bakarsınız ki, gözlerden ırak kalmış, yok olmuşlardır ?... İşte o zaman çoğunun akılları başlarına gelmiştir ama vakit artık çok geçtir... Üzerinden 25 yüzyıl geçmiş bu mitolojik hikayenin... Ancak mesajı hala tazeliğini korumakta, bir şeyler anlatıp durmakta ?... Mühim olan bu hikayeden ders almaktır... Ne yazık ki o dersi alabilmek de bir kapasite ve dürüstlük gerektirir... Bazılarında arasanız da bulunmayan ?...
Diğer Haberler
23 Ekim 2014 - 12:51
Güncelleme: 23 Ekim 2014 - 13:11
DEMOKLESİN KILICI
Sitemiz yazarlarından Hasan Uğur Epirden, M.Ö. 4. yüzyıldaki bir efsane ile günümüzde yaşanılan bir olay arasında bulduğu sıkı benzerliği yorumlayarak dile getirdi...
Diğer Haberler
23 Ekim 2014 - 12:51
Güncelleme: 23 Ekim 2014 - 13:11
Hasan abi özür diliyoruz , Eleştiri yazmayacağız ,diğer yazılarınıza da göz attık arkadaşlarım sordu ben cevaplayamadım .Bursa da protokol sıralarında eski başkanın elini sıkmayan beyefendinin voleybolla ilgisini voleybol geçmişini merak ediyoruz .Dediğim gibi bana sordular yaşım ve voleybol tecrübem yeterli olmadığı için cevaplayamadım .Saygılarımızla
Kıymetli Hasan hocamız , mitolojik bir destanı çok güzel aktarmışsınız bizlere .Çoğul yazıyoruz dört kişiyiz şu anda tekrar tekrar okuyup yorumluyor ,kah gülüyor kah hüzünleniyoruz. Anlatımın güzelliği edebiyatçı kişiliğinizi gözlerimizin önüne seriyor. Bize göre bu yazıların sonu gelmeyecek. Malzeme bol , kullanan sanatkar ,Allah uzun ömür versin daha çok eğleneceğiz, hüzünleneceğiz. TVF yönetimi ile ilgili eleştiri yapmayacağız bugün .Ama sayın Özgür Altının yazısı da mükemmel olmuş. Sadece Kaleminize sağlık demek için yazdık. Saygılarımızla .iki voleybol gönüllüsü, bir voleybol izleyicisi ve birde voleyboldan bir haber arkadaşımız yazınızı çok beğendik
Değerli hocam ; Bugün ne anlatmak istediğinizi sanırım anladım. Hikayenin aslı ,Dionyisos aslında Demokles ‘in kendi yerine kral olabileceğine inanıyormuş ve bunu da sık sık çevresine ifade ediyormuş. Gel zaman git zaman yanında taşıdığı bazı insanlar hakkında olduğu gibi yanıldığını fark etmiş. Demokles in çokta öyle vasıflı kabiliyetli bir insan olmadığını görmüş .Sizin yazdığınızın aksine yavaş yavaş kendinden ve çok sevdiği camiasından uzaklaştırmaya başlamış. Gün gelmiş Dionyisos, Sezar gibi ihanete uğramış ve tahttan indirilmiş. Ancak ülkede boşalan krallık için birini seçmek gerekli . Demişler ki Yahu Demokles var onu getirelim başa , onu istediğimiz gibi idare ederiz , nasıl olsa çok kabiliyetli değil ,O ülkeyi yönettiğini zanneder ancak biz istediğimiz gibi at koştururuz, hem kılıç düşecekse onun başına düşer ondan da kurtulur yerine yeni birini buluruz hatta birimiz geçiveririz demişler. Demokles in tahta geliş ve kılıcı fark etmesinin hikayesi budur hocam sanıyorum yanlış kaynağa baktınız. Bizde 25 yüzyıl sonra Demokles in beceriksiz olduğunu görmüş ve anlamış olduk. Voleybolumuza dönecek olursak Devletimizin büyüklerine akıl vermek bizim haddimize düşmez . Ancak TVF 5.Mali genel kurulunda devleti en yüksek makamla temsil etmeye yetkili çok sayın delegesi, Genel kuruldan önce TVF ‘nda görev yapan memuru, sekreteri yada hangi sıfatla görevlendirdiyseler çalışanlarını mutlaka federasyonun iki yıllık bilançosu ile birlikte makamına çağırması ve genel kuruldan önce hesapları bizzat incelemesi gerektiğine inanıyorum. Çünkü belirlenen genel kurul delege listesi göğüslerini gere gere genel kurula hesap vermeye hazır bir federasyonu işaret etmiyor. Sanki son anda bir aksilik olacakmış kaygısı ile hazırlanmış. Ortalama her yıla bir tesis yapan, sportif başarıları her yıl katlayan , hiçbir faaliyetinden ödün vermeyen .,Olimpiyatlar başta olmak üzere bir çok uluslararası faaliyeti ekonomik olarak alt eden ve yapılan tesisler büyüklüğünde yaklaşık 3 adet tesis parası bırakan bir federasyondan görevi devir alıp, iki yılda bir tek çivi çakmayan hatta projesi hazır olan Bursa voleybol otelinin inşaatını başlatmaya cesaret edemeyen, sportif olarak ne kadar başarılı oldukları kamuoyu tarafından görünen bir ekibi mali genel kurula götürüyorlar. Öncelikle seyahat giderlerine bakarım. İki yıl önce seyahat giderlerine yılda kaç para harcanıyormuş. İki yılda kaç para harcanmış ve neden ? 2 Yıl önce MHK nın sayın başkanı seçilir seçilmez İzmir de Hakemler kötü diyerek bir basın açıklaması yapmıştı. Onlarca hakem kursu ve eğitim semineri yapıldı . Dünyanın parası harcandı .Artık hakemler düzelecek mi ? Ziraatbank- Fenerbahçe maçının hakemleri hakemlerin düzelmeye başladığının kanıtı mıdır. Voleybola genç hakemler kazandırmak için kredileri var mıdır ? Kulüplerin sabrı yetecek mi? Dünya şampiyonasından dönen Ülkemizin En üst düzey hakeminin ve yardımcı hakeminin Türkiye Kupası maçında gösterdiği performans hakemlerimizin düzeleceğinin ispatı mıdır ? Ülkemiz deki üst düzey kabiliyetli ve becerikli hakemlerinden bazılarını tasfiye diyorsunuz kalanlarla bu iş olacak mı ?Havanda su dövdüğünüzü fark edeceksiniz ancak geç kalacaksınız. Sizden sonra gelecek olan MHK sizin için ne diyecek bakalım. Saygı ve kaygılarımla.