Günümüzde kimin iyi niyetli, kimin akıllı, kimin dost olduğunu anlayabilmek gerçekten çok zor… Karakter zafiyetlerine, bencillik ve menfaatler de eklenince ortaya insan değil ne yazık ki, farklı bir görüntü çıkıyor…
Tabii bu hayata bakmak istediğiniz pencereye göre değişiyor ?... Kimimizin penceresi zemin katta boşluğa, kimimizin bodrum katında karanlığa bakarken bazıları olup bitenleri üst katlardan kuşbakışı izleyebiliyor… Ancak bakmak ile görmek arasındaki gerçek farkı da çok azımız bilebiliyor, becerebiliyor ?... Tabii ki bakabildiğin kadar görebilirsin ama nasıl baktığının, odaklandığın noktanın da önemi büyüktür ?...
Huyum kurusun, bazen “deli” deyip de akıl hastanesine kapattıklarımızın, dışarıdakilerden daha akıllı olduğunu düşünürüm… Tüm dahilerde çokça delilik yok mudur ?...
Delinin biri, ellerini dürbün yapıp bir çivi deliğine bakmaktadır…
Psikoloğu da aynı hareketi yapar ve deliğe baktıktan sonra merakla sorar… "Ben de baktım, bir şey göremedim; sen niye bakıyorsun ?.."
Deli hınzır hınzır gülümser…. "Ben yıllardır bakıyorum bir şey göremiyorum, sen bir bakışta nasıl göreceksin ?..." Ama bizim deliğimiz (!) artık mağara ağzı kadar büyük olduğundan, deha olmasak da, baktığı zaman görebilen bir neslin son temsilcileri olarak herşeyi apaçık görebiliyor, üzerinde görüşlerimizi de rahatça ve cesurca paylaşabiliyoruz ?... A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ Mİ VAR ?...
Esas konuya bodoslama girerken, kafamdaki “A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ VAR...” manşetini minik bir hece ilavesiyle yumuşatarak “A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ Mİ VAR ?...” şekline dönüştürdüm... Böylelikle cevap verme isteği uyandırarak tüm voleybolseverleri konunun içine çekebileceğimi düşündüm ?... A Bayan Milli Takımımızın ilk üç, hatta final oynama hedefi ve parolasıyla gittiği FIVB Bayanlar Dünya Şampiyonasından ancak 9.luğu Almanya ile paylaşarak dönmesi, hayal kırıklığı ve üzüntü yaratmakla kalmadı, merak dolu çeşitli soruları da beraberinde getirdi... Her ne kadar ünlü koçumuz (!) Barbolini ilk onda yer aldığımız için sahte mutluluk demeçleri veriyor, ıkıntılı ve sıkıntılı gülücükler (!) saçıyorsa da voleyboldan azıcık anlayanlar bu hezimetin nedenlerine yönelik bilgileri yeterince alamadıklarından, bilgisizlik karanlığında muhtelif senaryolar yazmakta, dedikodular üretmekte, Voleybol Federasyonuna ve Barbolini'ye övgüler, methiyeler (!) yağdırmaktalar... Durum böylesine gerginken, bazı yorumlarımı da gözden geçirerek Sultanlarımızın bu derecesine bir oto konsültasyon yapma gereği duydum... Bir kere yangından mal kaçırır gibi, kimseye danışmadan, bazı çok bilmişlerce (!) A Bayan Takımımızın başına getirilen signor Barbolini son derece yanliş seçimdi... Başta Federasyonumuz olmak üzere, aksini düşünen her kişiyle bu savımı istenilen platformda ve zamanda tartışmaya hazırım ?... Başarısızlığın baş sorumluları bence, lig düzenlemek, kura çektirmek, talimat değişikliği yapmak, bolca seyahat etmekten ibaret olmadığını fark edememiş olan, tecrübe, güç, inanç fukaralığı içinde voleybolumuzu yönetenlerdir... ESKİ UYARI YAZIM VE ANKET... Gelin önce 29.12.2012 tarihli ve “BARBOLINI EN İYİ SEÇİM Mİ ?...” başlıklı yazıma bir göz atalım... “Şimdi Motta’nın yerine Galatasaray Daikin’in İtalyan coach’u Massimo Barbolini’nin getirildiğine dair resmi açıklama bekleniyor ?...
Barbolini’nin isabetli, yani doğru bir seçim olup olmadığı hararetle tartışılıyor...
Büyük bir kesim bu atamaya şiddetle karşı çıkıyor…
Yeni Federasyonumuzdan kendi antrenörlerimize değer verip, sahip çıkıp, Milli Takımlarımızın başına getireceğini umanlar yanılgıya düştüklerini anladılar…
Ben her zaman Türk antrenörlerden yanayım… Türk voleybolu bugün güç ve saygınlık olarak bir yerlere geldiyse biz, Türk antrenörleri sayesindedir…
Ben bu antrenörlerle dünya klasmanında bilmem kaçıncı yerde talim ediyorsam, varayım, kendi antrenörlerimle birer derece altında yer alayım ?...
Kaldı ki, ben kendi antrenörlerime aşırı güveniyorum… Antrenörlerimizin çok daha iyi sonuçlar alarak yüzümüzü güldüreceklerine inancım tam !...
Üstelik kendi antrenörlerime dolayısıyla da ülkeme prestij sağlar, voleybolumuzu yabancı antrenörler cenneti ve çiftliği (!) olmaktan kurtarırım…
Altını çizerek vurguluyorum…
Massimo Barbolini bize bir şey kazandıramaz !...
Bu paragrafımı bir yere kopyalayın…
Her cümlesiyle ilerde gerekli olabilir ?...” Barbolini seçilir seçilmez, eleştirilerde bulunmuş, hatta VOLEYBOLX sitemizde “Massimo Barbolini'nin, Bayan Milli Takımlar Baş Antrenörü olmasını doğru buluyor musununuz ?...” diye 12.01.2013 tarihinde bir anket yapmış, 712 kişinin oylarıyla şu sonucu almıştık... Evet %23
Hayır %68
Kararsız %09 Geçenlerde de şahsen başlattığım ve dün sonlandırdığım, 1412 kişinin katıldığı bir başka ankette de “Barbolini gitsin mi, kalsın mı ?...” diye sordum... “Gitsin” diyenler 1368. kişiydi, oranı ise %96,8 idi...
“Kalsın” diyenler ise sadece 44 kişiydi, oranı ise % 0,032 idi... Şimdi Federasyon cephesinde alaycı tebessümleriyle, “Epirden sahte anketler yapıyor...” derler ?...
Onlara “Hodri meydan !...”diyorum, ekliyorum, cesaretleri varsa aynı anketi kendi resmi web sitelerinde yapsınlar ?... Hanya'nın da Konya'nın da ne olduğunu iyice anlarlar ?... EVET KRİZ VAR !... Barbolini bu takıma hiç bir şey veremediği gibi, koç olarak tüm müsabakalarda teknik ekibiyle (Taktik zayıflık, özellikle servislerde müdahale ve baskı, molaları kısa tutma ve yeterince değerlendirememe...) çok yetersiz kalmış, takım kadrosunu iyi oluşturamamış, elindeki bizzat seçtiği (En azından biz öyle inanmak istiyoruz ?...) oyuncu potansiyelini hiç kullanamamış, takıma hakim olamamış, motive edememiştir... Kendisine karşı güven sorunu, inanç eksikliği yaşanmıştır...
Takımın kadro tespitlerinde büyük yanlışlıklar yapılmıştır...
Esra ve Gülden en verimli çağlarında resmen zamansız harcanmışlar, küstürülmüşlerdir...
Bu, son evrede Neslihan için de geçerlidir...
Aldığım güvenilir duyumlara göre takım içerisinde büyük çekişme ve ikilik yaşanmaktadır...
Takıma içten cüretkar müdahaleler (!) vardır...
Ayrıca maddi ve manevi doyumlar, Milli ruhu incitmeye başlamıştır...
Tüm bu olumsuzlukları görebilecek kapasite, tecrübe ve yetenekte bir ağabey / abla gereksinimi had safhadadır...
Takım disiplini, ortada gösterilmeye çalışılan birlik ve beraberlik, takım arkadaşlığı ve bağlılığı göstermeliktir...
Buna benzer, başta bazı sporcuların aile hayatlarındaki çalkantılar (!) dahil daha birçok menfi konuyu "çok özel”lerin (!) dışında sıralayabilirim ?...
Bir gün eminim, tüm bu aykırılıklar kendiliğinden, Epirden kaleminin dürtüklemesine gerek kalmadan bir bir su yüzüne çıkacaktır... 2016 Rio Olimpiyat Oyunlarına 2 senemiz kalmıştır... Bundan böyle artık Rio kadrosu düşünülmeli, takım baştan aşağıya antrenöründen, tüm teknik kadrosundan sporcularına kadar revizyondan geçmelidir... Bir gençleştirme tabii ki yapılmalıdır, ancak takımın temelini oluşturacak tecrübeli birkaç abla da korunmalıdır... Tüm bu anlattıklarımı ciddiye alanların ve de alacakların çok büyük bir kitle olduğuna inanıyorum... Bu yazımla o kitle çığ gibi gittikçe daha da büyüyecektir... Tüm bu paylaştıklarımın hikaye / senaryo yani asparagas (!) olduğunu öne sürenler yakında sanırım gerçeklerle tanışacaklar, o devasa çığın altında kalacaklardır... Bu konularda, başta sporcular, görevliler olmak üzere paylaşımda bulunma cesaretini gösterenler, tüm bildiklerini, görüşlerini, yorumlarını, varsa eleştirilerini bana epirden@yahoo.com adresimden aktarabilirler... Dileyenlerin isimleri, emin olabilirsiniz, bende ilelebet saklı kalacaktır... Birileri, söz konusu takımın mahalle takımı, kulüp takımı olmadığını, hepimizin takımı, Milli Takımımız olduğunu, sorulara cevap verme, açıklama getirmenin de vazifeleri olduğunu er geç öğreneceklerdir...
Psikoloğu da aynı hareketi yapar ve deliğe baktıktan sonra merakla sorar… "Ben de baktım, bir şey göremedim; sen niye bakıyorsun ?.."
Deli hınzır hınzır gülümser…. "Ben yıllardır bakıyorum bir şey göremiyorum, sen bir bakışta nasıl göreceksin ?..." Ama bizim deliğimiz (!) artık mağara ağzı kadar büyük olduğundan, deha olmasak da, baktığı zaman görebilen bir neslin son temsilcileri olarak herşeyi apaçık görebiliyor, üzerinde görüşlerimizi de rahatça ve cesurca paylaşabiliyoruz ?... A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ Mİ VAR ?...
Esas konuya bodoslama girerken, kafamdaki “A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ VAR...” manşetini minik bir hece ilavesiyle yumuşatarak “A BAYAN MİLLİ TAKIMIMIZDA KRİZ Mİ VAR ?...” şekline dönüştürdüm... Böylelikle cevap verme isteği uyandırarak tüm voleybolseverleri konunun içine çekebileceğimi düşündüm ?... A Bayan Milli Takımımızın ilk üç, hatta final oynama hedefi ve parolasıyla gittiği FIVB Bayanlar Dünya Şampiyonasından ancak 9.luğu Almanya ile paylaşarak dönmesi, hayal kırıklığı ve üzüntü yaratmakla kalmadı, merak dolu çeşitli soruları da beraberinde getirdi... Her ne kadar ünlü koçumuz (!) Barbolini ilk onda yer aldığımız için sahte mutluluk demeçleri veriyor, ıkıntılı ve sıkıntılı gülücükler (!) saçıyorsa da voleyboldan azıcık anlayanlar bu hezimetin nedenlerine yönelik bilgileri yeterince alamadıklarından, bilgisizlik karanlığında muhtelif senaryolar yazmakta, dedikodular üretmekte, Voleybol Federasyonuna ve Barbolini'ye övgüler, methiyeler (!) yağdırmaktalar... Durum böylesine gerginken, bazı yorumlarımı da gözden geçirerek Sultanlarımızın bu derecesine bir oto konsültasyon yapma gereği duydum... Bir kere yangından mal kaçırır gibi, kimseye danışmadan, bazı çok bilmişlerce (!) A Bayan Takımımızın başına getirilen signor Barbolini son derece yanliş seçimdi... Başta Federasyonumuz olmak üzere, aksini düşünen her kişiyle bu savımı istenilen platformda ve zamanda tartışmaya hazırım ?... Başarısızlığın baş sorumluları bence, lig düzenlemek, kura çektirmek, talimat değişikliği yapmak, bolca seyahat etmekten ibaret olmadığını fark edememiş olan, tecrübe, güç, inanç fukaralığı içinde voleybolumuzu yönetenlerdir... ESKİ UYARI YAZIM VE ANKET... Gelin önce 29.12.2012 tarihli ve “BARBOLINI EN İYİ SEÇİM Mİ ?...” başlıklı yazıma bir göz atalım... “Şimdi Motta’nın yerine Galatasaray Daikin’in İtalyan coach’u Massimo Barbolini’nin getirildiğine dair resmi açıklama bekleniyor ?...
Barbolini’nin isabetli, yani doğru bir seçim olup olmadığı hararetle tartışılıyor...
Büyük bir kesim bu atamaya şiddetle karşı çıkıyor…
Yeni Federasyonumuzdan kendi antrenörlerimize değer verip, sahip çıkıp, Milli Takımlarımızın başına getireceğini umanlar yanılgıya düştüklerini anladılar…
Ben her zaman Türk antrenörlerden yanayım… Türk voleybolu bugün güç ve saygınlık olarak bir yerlere geldiyse biz, Türk antrenörleri sayesindedir…
Ben bu antrenörlerle dünya klasmanında bilmem kaçıncı yerde talim ediyorsam, varayım, kendi antrenörlerimle birer derece altında yer alayım ?...
Kaldı ki, ben kendi antrenörlerime aşırı güveniyorum… Antrenörlerimizin çok daha iyi sonuçlar alarak yüzümüzü güldüreceklerine inancım tam !...
Üstelik kendi antrenörlerime dolayısıyla da ülkeme prestij sağlar, voleybolumuzu yabancı antrenörler cenneti ve çiftliği (!) olmaktan kurtarırım…
Altını çizerek vurguluyorum…
Massimo Barbolini bize bir şey kazandıramaz !...
Bu paragrafımı bir yere kopyalayın…
Her cümlesiyle ilerde gerekli olabilir ?...” Barbolini seçilir seçilmez, eleştirilerde bulunmuş, hatta VOLEYBOLX sitemizde “Massimo Barbolini'nin, Bayan Milli Takımlar Baş Antrenörü olmasını doğru buluyor musununuz ?...” diye 12.01.2013 tarihinde bir anket yapmış, 712 kişinin oylarıyla şu sonucu almıştık... Evet %23
Hayır %68
Kararsız %09 Geçenlerde de şahsen başlattığım ve dün sonlandırdığım, 1412 kişinin katıldığı bir başka ankette de “Barbolini gitsin mi, kalsın mı ?...” diye sordum... “Gitsin” diyenler 1368. kişiydi, oranı ise %96,8 idi...
“Kalsın” diyenler ise sadece 44 kişiydi, oranı ise % 0,032 idi... Şimdi Federasyon cephesinde alaycı tebessümleriyle, “Epirden sahte anketler yapıyor...” derler ?...
Onlara “Hodri meydan !...”diyorum, ekliyorum, cesaretleri varsa aynı anketi kendi resmi web sitelerinde yapsınlar ?... Hanya'nın da Konya'nın da ne olduğunu iyice anlarlar ?... EVET KRİZ VAR !... Barbolini bu takıma hiç bir şey veremediği gibi, koç olarak tüm müsabakalarda teknik ekibiyle (Taktik zayıflık, özellikle servislerde müdahale ve baskı, molaları kısa tutma ve yeterince değerlendirememe...) çok yetersiz kalmış, takım kadrosunu iyi oluşturamamış, elindeki bizzat seçtiği (En azından biz öyle inanmak istiyoruz ?...) oyuncu potansiyelini hiç kullanamamış, takıma hakim olamamış, motive edememiştir... Kendisine karşı güven sorunu, inanç eksikliği yaşanmıştır...
Takımın kadro tespitlerinde büyük yanlışlıklar yapılmıştır...
Esra ve Gülden en verimli çağlarında resmen zamansız harcanmışlar, küstürülmüşlerdir...
Bu, son evrede Neslihan için de geçerlidir...
Aldığım güvenilir duyumlara göre takım içerisinde büyük çekişme ve ikilik yaşanmaktadır...
Takıma içten cüretkar müdahaleler (!) vardır...
Ayrıca maddi ve manevi doyumlar, Milli ruhu incitmeye başlamıştır...
Tüm bu olumsuzlukları görebilecek kapasite, tecrübe ve yetenekte bir ağabey / abla gereksinimi had safhadadır...
Takım disiplini, ortada gösterilmeye çalışılan birlik ve beraberlik, takım arkadaşlığı ve bağlılığı göstermeliktir...
Buna benzer, başta bazı sporcuların aile hayatlarındaki çalkantılar (!) dahil daha birçok menfi konuyu "çok özel”lerin (!) dışında sıralayabilirim ?...
Bir gün eminim, tüm bu aykırılıklar kendiliğinden, Epirden kaleminin dürtüklemesine gerek kalmadan bir bir su yüzüne çıkacaktır... 2016 Rio Olimpiyat Oyunlarına 2 senemiz kalmıştır... Bundan böyle artık Rio kadrosu düşünülmeli, takım baştan aşağıya antrenöründen, tüm teknik kadrosundan sporcularına kadar revizyondan geçmelidir... Bir gençleştirme tabii ki yapılmalıdır, ancak takımın temelini oluşturacak tecrübeli birkaç abla da korunmalıdır... Tüm bu anlattıklarımı ciddiye alanların ve de alacakların çok büyük bir kitle olduğuna inanıyorum... Bu yazımla o kitle çığ gibi gittikçe daha da büyüyecektir... Tüm bu paylaştıklarımın hikaye / senaryo yani asparagas (!) olduğunu öne sürenler yakında sanırım gerçeklerle tanışacaklar, o devasa çığın altında kalacaklardır... Bu konularda, başta sporcular, görevliler olmak üzere paylaşımda bulunma cesaretini gösterenler, tüm bildiklerini, görüşlerini, yorumlarını, varsa eleştirilerini bana epirden@yahoo.com adresimden aktarabilirler... Dileyenlerin isimleri, emin olabilirsiniz, bende ilelebet saklı kalacaktır... Birileri, söz konusu takımın mahalle takımı, kulüp takımı olmadığını, hepimizin takımı, Milli Takımımız olduğunu, sorulara cevap verme, açıklama getirmenin de vazifeleri olduğunu er geç öğreneceklerdir...
SON DAKİKA... Neslihan Demir'in Dünya Şampiyonası kadrosunda yer almamasının gizemi sürer, tüm sorular askıda kalır, gerek Neslihan ve kulübü, gerekse Voleybol Federasyonumuz herhangi bir açıklama yapma inceliğini göstermezlerken, yazımı yayına hazırlarken aldığım bir istihbarata göre Neslihan Demir'in Voleybol Federasyonuna şampiyona öncesi sakatlığına dair bir rapor sunduğu iddia edildi... Şimdi artık bu konunun iyice açıklığa kavuşması için tarafların açıklama yapmaları kaçınılmaz görevleri olmuştur ?... Neslihan'ın sakatlığı geçmiş, yani oynayıp, katkıda bulunabilecek durumda olmasına rağmen herhangi bir sebeple mi takıma alınmamıştır ?... Öyleyse sebebi nedir ?... Yok eğer gerçekten Neslihan'ın bu görevi yerine getiremeyecek kadar sakatlığının devamı söz konusuysa ve de Federasyona bu konuda rapor sunmuşsa, bu kadar doğal bir hak, kamuoyundan niye saklanmaktadır ?... Hal böyleyse bu rapor kim/kimler tarafından tanzim edilmiştir ?... Voleybol Federasyonu sağlık kurulu tarafından gerekli muayeneleri yapılmış, bir rapor tutulmuş mudur ?... Burada acaba, Milli davamızda onur kırıcı bir bilinmeyen mi vardır ve saklanmaktadır ?...Açıklayın !...Toplumla, spor ve voleybol kamuoyuna saygısızlık yapmayınız ?...Konunun yakın ve daimi takipçisiyim !...
Sayın hocam,kriz kaynaklarında ki teşhisleriniz,krizlerin önlenmesine vesile olacağına inanıyorum!...Kaleminize yüreğinize sağlık...
Krize atılan neşter...Hocam,kaleminize sağlık .
Sayın Serkan Yılmaz Yazıma yaptığınız yorum için teşekkürler. Ben federasyonun destekçisi veya karşıtı değilim . Benim gözlediğim kadarı ile bir hoca seçimi yaptılar ve arkasında duruyorlar .Barbolini son derece kariyerli hoca olup başarı konusunda beklentilerimizi karşılamış değil ancak yerli hoca ile de daha iyisi yapılabilir miydi çok emin değilim ve yerli hoca fikrine katılmıyorum . Bunun dışında sizin belirttiğiniz hususların tam olarak farkında değilim ancak bu gibi siteleri takip edip öğrenmeye çalışıyorum . Benim içinde Milli takım önemli umarım her şey daha iyi olur hatalar düzeltilir ve voleybol futbola dönmez
Değerli hocam söz konusu ifadeyi sayın Ragıp TEKİN yazmış.2 Ekim 2014 tarihinde voleybolun sesi sitesinde. “ En sonunda yaptığım araştırmalar sonunda, kimin seçtiğini öğrendiğim Ay-Yıldızlı kadro!!!” diyerek başlamış yazısına. Ancak hiç yorum yapılmamış. İlginç değil mi tecrübeli bir voleybol yazarı Milli takımı başkalarının yapmış olduğunu ima eden bir yazı yazıyor ,bir tek yorum yok altında .İsmet bey bazılarının kapı duvar olduğu için sizinle paylaşmış olabilir mi ?. Saygılarımla .
Sayın İsmet Atağan;
Sözünü ettiğiniz sözlerin gerçekten kime ait olduğunu bilmiyorum ?...
Zaten başka bir yazar arkadaşa bu sorunuza cevap rica etmem doğru olmaz ?...
Umarım kendileri bu yorumunuzu okur, buradan cevaplar ?...
Saygılarımla...
Sayın Küntay Özhasman;
Özellikle yazılarımı büyük bir zevkle okumanız, bilgi dolu, aydınlatıcı olarak nitelendirdiğiniz yazılarıma gösterdiğiniz ilgi, bana inancınızın, güvencinizin bir ifadesi olmalı ?... Teşekkür ederim...
47 Yıllık bir voleybol adamı olarak, yanlı ve yanlış gördüğüm şeyleri eleştirmem kadar doğal ne olabilir ki ?...
Bunların kaynağında kim olursa olsun sözlerimi esirgemem ?... Göreve gelirken şeffaflıktan söz eden Federasyonumuzun Başkan ve mensupları ne acı ve düşündürücüdür ki, bu konuda rekortmen olmuş, üstüne üstlük cevaplamaları vazife olan sorulara cevap vermeme veya verememektedir ?...
Sporda kazanmak kadar, kaybetmek de vardır ?... Ancak benim bu konuya ilişkin eleştirilerim beceriksizlik, kapasitesizlik veyapılan yanlışlar üzerinedir... Ayrıca tek bir maç değil, boşa başarısızlıklarla ve hedeflerin bile bile, tüm ikaz ve önerilerimize rağbet edilmeden uzak ıskalanmasıyla heba olan koca 2 senenin tümüyle ilgilidir...
Türk antrenörleri konusunda defalarca yazdıklarımı temcit pilavı gibi burada tekrarlamak istemiyor, sadece mevcut yabancı antrenörlerden daha başarılı olacaklarına inanıyorum... Bizleri peşinden heyecanla büyük bir aşkla sürükleyen sultanlarımızı kim yetiştirip, bu günlere getirdi ?... Erkek ve Bayan Milli Takımlarımızda alınan en iyi dereceler hangi antrenörlerle elde edildi ?... Bunları sanırım, ifade ettiğiniz gibi voleybol camiasının dışında oln biri olmanız şansızlığıyla dile getirdiniz ?...
Ailemiz içinde kalmanız dileklerimle saygılarımı sunuyorum...
Tuba hanım ilginç bir benzetme yapmış , ancak voleybolun önümüzdeki günlerde daha büyük bir sorunu olacak aynen Tuba hanımın benzetmesindeki gibi .Mali genel kurul var delegenin önemli bir kısmını mevcut federasyon ve işbirlikçileri belirleyecek alın size bir benzetme daha Tuba hanım. Saygılarımla
barboliniyi hep kemal kılıçdaroğluna benzetiyorum yenilgi almaya doymuyor bi de yüzsüz gibi üste çıkıyor tam bir başbelası
Hasan hoca Federasyona bedavaya danışmanlık yapıyor ve bunun kıymetini anlamak işlerine gelmiyor. GELDİKLERİ GİBİ GİDECEKLER. Bir farkla bu kez arkalarından bile çok konuşulacak. Erol Başkan'ın aksine övgü ve saygıyla değil, sövgü ve yaka silkilerek.
Sayın Küntay ÖZHASMAN , eğer samimi iseniz ve ifade ettiğiniz gibi Sayın Epirden ‘in yazılarını zevkle okuduğunuz kadar dikkatle okursanız yorumcuların neden feryat ettiğini anlarsınız. Yaşananları anlamak için voleybol camiasından olmanız gerekmez ki. Şu anda futbol da yaşananlar voleybolda yaşanmaya başladı. Futboldaki ilk önce kulübümüz egosu voleybolumuza sıçradı. Spor kulüplerimizin başarısızlıkları büyük ölçüde kendi camialarını ilgilendirir. Fakat uluslararası başarıları hepimizin göğsünü kabartır. Milli takımlarımızın durumu tüm ulusumuzu ilgilendirir. İnsanlar ne diyor ? federasyon başarısız, özerk yönetilmiyor. Göreve gelişleri sağlıklı değil. Milli takıma yansıyan idari sorunlar var. Oyuncu seçimleri adil değil. Sporcular arasında gruplaşmalar var diyor. Yazılarınızı zevkle okuyorum ama federasyon karşıtlığını anlayamıyorum demeniz ilginç. Ayrıca voleybolun içinden olmamakla birlikte voleybolun içindeki bazı kişilerden daha çok şey biliyorsunuz .Saygılarımla
Açıklayın tüm olanları. Bu vazifeniz. Türk toplumu önünde bir parça onurunuz varsa yapmalısınız bunu. CÜMLELERİNİN MUHATABI ASLA SAYIN EPİRDEN HOCAM DEĞİLDİR. Konuşması gerekenlerdir. Yanlış anlaşıldığım için hocamdan ve sizlerden özür dilerim.
Dediklerinizin hepsinde haklısınız.duygularımıza tercüman oldunuz allah razı olsun.Zaten borbolini antrenör değilde gözde sonsırma antrenör gibi.Bu nasıl bir takım.Bir teknik direktör hata yapan oyuncuyu kenara almaktan korkuyor.Hiç işe yaramayan bahar toksoyu kadroya alıyor, ondan daha iyi orta oyuncularımız varken.Bunları birtek biz mi görüyoruz.Bıktık artık vakıfbank köleliğinden.Vakıfbank sponsorluğu bıraksın bizde rahat edelim.Ve lütfen artık gerçekten hakedenler seçilsin milli takıma.Vakıfbank övünüyo milli takıma en çok oyuncu vermekten gurur duyuyoruz diye.Biz bilmiyormuyuz o oyuncular sırf vakıfbankta oynadıkları için kadrodalar.Neslihan demir gibi bir oyuncuyu kadroya aldırmadılar.Ve duyuyoruz ki bunda oyuncuların parmağı var.Yani vakıfbanklı oyuncuların. Bence milli takımda yeniliğe gidilmeli.İşe yaramayan kim varsa gözde sonsırmada dahil kadroya çağırılmamalı. !!!!
Sayın Serkan Yılmaz, Sayın Özgür ALTIN ın yorumları çok etkileyici ve düşündürücü olmuş .Vatandaş rumuzu ise yazan okurumuz lütfen yanlış anlamasın ,Sayın EPİRDEN ‘e hitaben yazılmış yorumunun son cümlesindeki biraz onurunuz varsa kısmı bence gereksiz ve yersiz olmuş. Biraz onurunuz varsa hitabı böyle övgü dolu bir paragrafta yer almaz. Bir yorum hatası olmuş. Üstelik Voleybolda içinde bulunduğumuz durum göz önüne alındığında sayın EPİRDEN sonuna kadar desteklediği TVF yönetimini hataları karşısında acımasızca eleştirerek onurunun düzeyini kanıtlamıştır. Sanıyorum zaten siz de bunu kast etmiştiniz. Saygılarımla
Değerli hocam ,2012 yılında voleybola darbe yapılmıştır. Biliyorsunuz ki darbeler ilk anda faydalı gibi görünür. Ancak sancıları sonradan yaşanmaya başlar. Mevcut yönetim darbenin yerleştirdiği bir yönetimdir. Demokratik açıdan tescil edilmelidir. Size ve okuyucularınıza önemli bir konuyu, asla unutulması gereken bir hususu hatırlatmak isterim.2012 yılında genel kurulda darbenin karşısında direnenler muhalefet gibi gösterildi. Yanlış anlaşılmasın Sayın MUTLUGİL ‘in muhalefeti değil darbeci zihniyetin ,maalesef hükümetin ve temsilcisi eski bakanın muhalefeti gibi lanse edildiler. Bunun spor tarihinde bir benzeri yoktur. İlginç değil mi darbenin gerçekleşmesi için çaba sarf eden eski bir sporcu siyasetçi spor bakanlığı beklerken (olabilecekken )mevcut rejimin aleyhine çalıştığı gerekçesi ile devre dışı kalmıştır. Ya da kendisi ayrılmak zorunda kalmıştır. Bu da sayın eski bakanın sonu gibi Allah’ın adaletidir. Siyaseten bir çok muhalif görüşlü kişinin bu günkü yönetimin içinde olmasına rağmen demokratik bir seçim gibi gösterilmeye çalışan darbenin içinde muhalefet olanlar siyaseten muhalif gibi değerlendirilmiştir. Nitekim iş 10 yıl marşını kapattırmaya kadar götürülmüştür. Bu utanç verici bir tablodur. Yukarıda belirttiğim gibi darbeyi planlayanlar büyük ihtimalle kurum içinden yada emekli olan bir mensubunu şehrin belediye başkanı olarak atar. Şehri yönetip yönetemeyeceği tartışılmaz. O yüzlerce insanı yönetmiştir. Voleybol da yaşanan bunun ta kendisidir. Mevcut yönetimin voleybolu yönetebileceği planlanmamış ve düşünülmemiştir. Bütün darbeciler yargılanır. Darbeyi yapanlar ve darbe sonucu atananlar ,yavaş yavaş şahit oluyoruz ki en az kamu vicdanında yargılanacaklar .Allah onların hesabını ahiret gününe bırakmasın yardımcıları olsun .Sıra TVF yönetimi ve seçimin (pardon darbenin ) hedefine ulaşması için sandık başında nöbet tutan devlet görevlisinde. Sözün kısası Değerli hocam : voleybolumuzda ve milli takımlarda her şeyi görebiliriz bundan böyle .Keser döner sap döner. Gün gelir hesap döner . Saygı ve kaygılarımla.
Büyüksün Epirden hocam. Siz de olmasanız tüm bu rezillik üstü kapatılarak unutturulacak? Tam bu konuları düşünüyor bu işi çözse çözse Hasan Uğur Epirden çözer diyordumki bombayı patlattınız. Yüreğinize sağlık.Eminim bu yazınızdan sonra Federasyon, Neslihan ve Eczacıbaşı Vitra bu vıcık vıcık konuya tam açıklık getirir? Nolur bu işin takipçisi olun tüm bilgiler olan bitenler dökülsün ortaya bizlerde kimin kim olduğunu hainleri yalancıları ve dönen dolapları tam bilelim. Ya Neslihan tarafı yada Federasyon cephesinde bit yeniği var ve kötü kokular geliyor. Açıklayın tüm olanları. Bu vazifeniz. Türk toplumu önünde bir parça onurunuz varsa yapmalısınız bunu. Saygılarımla
Sayın EPİRDEN ; 2010 yılında dünya 6. Olmuş,2012 yılında tarihimizde ilk kez olimpiyatlara katılma hakkı elde etmiş, bir a bayan milli takımı 2011 yılında Avrupa ve dünya şampiyonu olmuş yıldız bayan takımı ,2012 yılında Avrupa şampiyonu olmuş bir genç bayan takımını oluşturan bir sporcu grubumuz var. Milli takımlarımız bu başarıları elde ederken bugün konuşulan konulardan bahsedilmiyordu. Alt yapılarda balkan şampiyonalarındaki derecelerle avutulmaya başladık. Sitenizde sayın Korhan GÜN ‘e cevap olarak yazılan Sayın Erol Ünal KARABIYIK ‘ın cevabı ve başarı tablosuna baktığınız da sürekli yükselen bir grafik oluşmuş 2012 ye kadar ..Normal koşullarda yükseliş grafiğinin sürekli olması ve devam etmesi gerekmez mi ? Eğer bu güne kadar yazılan ve konuşulan bazı dış etkenler yoksa. Mevcut federasyon da her şey olabilir. Siz milli takımı oluştururken sporcunun sağlık ve sportif performansı dışında kriterleri ön planda tutar ve sporcularınıza bunu hissettirirseniz her türlü gruplaşma ,bölünme olur. En kısa zamanda voleybolun yakasından düşüp bu işi daha iyi ve adil yapacak birilerine bırakmalılar.Saygılarımla