Türk sporunun hem sporcu, hem spor yöneticisi, hem de spor sahaları açısından eleştirip inceleyenler, büyük bir eksiği unutuyorlar. Oda Türk spor medyasıdır. Bundan 15 yıl öncesine kadar her spor dalına yer veren, spor alanlarında uzmanlaşmaya çalışan, yol gösterici olan spor medyası maalesef bugün yalnız profesyonel futboldan, onun dedikodularından başka hiçbir şeye yer vermemektedir. Bunun sebebi bu medyayı yönetenlerin seçilmesindeki yanlış tiraj korkusundan, sporu tam olarak bilmeyen genel yönetmenlerin veya medya sahiplerinin baskısıdır. Gelişmiş ülkelerin spor medyasına bakınca bu eksik veya hata hemen ortaya çıkıyor. İtalyan, İspanyol, Fransız, İngiliz ve Alman medyasını incelerseniz tabii profesyonel futbola onlarında yer verdiklerini fakat her gazete, dergi veya TV yayında tüm sporlara geniş yer ayırdıklarını da görürsünüz. Batılı medyada spor dallarında uzman olanlar konuşup, yazabilirler. Buda spor toplumuna büyük katkı sağlar. Koskoca 6 ya yakın sayfasını SPOR’a ayırdığını sanan Türkiye’mizin gazeteleri, saatlerini SPOR’a ayırdığını zanneden TV’ler. Aslında neredeyse sayfanın da, yayınında %95’ni profesyonel futbola, özellikle de onun magazinine veya dedikodusuna ayırdıklarının farkında değiller mi? Diye düşünüyorum. Türk Spor Medyasında devrim niteliğinde bir reform yapılmazsa bu böyle sürecek, bu davranışın ülke sporuna ve sporcusuna hiç bir katkısı olmuyor, olmayacaktır.