Brezilya maçı üzerine
Şimdi bazı arkadaşlar maçtan sonra arayıp kadro, oyun yapımız, kenar yönetimi vs hakkında ne düşünüyorsun diye sordu?
Esas konu aynı eleştiriyi yapıp yapmayacağımdı.
1- Kübra, milli takım ve Türk voleybolun PASÖR ÇAPRAZI olarak hizmet etmeli. (Türk Milli Takımı Olimpiyatlara Giderken Kübra'nın Kadrolarında olması gerektiğini anlatan yazım voleybolx.com'da vardır.)
2- Milli takım kadro yapısı Naz, Seda ile nispeten doğru oldu. Asıl itirazım bazı oyuncuların daha etkili olarak voleybol oynayacakları (fizik ve teknik kapasitelerine göre) pozisyonlarda oynatılmamalarıdır. Bu günümüz modern voleybolu oynanması için gereklidir.
3- Kadroda aynı anda (sebep ne olursa olsun) yedekler Güldeniz, Merve (2. Libero), Gizem Örge (3. Libero), Yeliz ve Özgenur'dan olusamaz. Koskoca Türkiye voleybol camiası 4 no yedek olarak 11 yıl boyunca sadece Güldeniz'i hazırlıyabiliryorsa, bu kadar yatırım yapan, para saçan kulüpler, federasyonlar, antrenörler, yöneticiler boşa çalışıyor demek.
4- 10 yıldan fazladır önemli kulüp ve milli takımlarda görev alan Güldeniz, A Milli Takım smaçöerü olacak fizik güçte değildir. Güldeniz tam bir takım oyuncusu ve mükemmel bir kişiliktir. A Milli Takımımızda da libero olarak hizmet etmelidir.
5- A Milli Bayan Takımı teknik adamı, Türk voleyboluna yıllardır yok sayılan Türk antrenörlerinin yapamadıklarını yapmak için büyük destek ve paralar karşılığında görev yapmaktadırlar. Bu nedenle, tüm turnuva ve rakiplere karşı sadece Servis-Servis Karşılama için Güldeniz, servis için 2. pasör Asuman, yada ikili değişiklik yaparak Türk teknik adamlardan farklı olamaz. Fark aratamaz. Zira tüm rakipler ve turnuvalarda oyun tarzımız Gözde ve Neriman'a yüksek pasla oyundur. 10 yıldan fazla Neslihan'a taşıttığımız takımı şimdilerde gözde ve Neriman'a taşıtmaktayız.
6- Türk bayan milli takımı 2. pasörü Elif'tir. Asuman ve Çağla, Naz'ın yerine rekabet ve tecrübe açısından katkı yapacak kalitede şu an değillerdir. 1 genç oyuncu yetiştirilirken yanında mutlaka tecrübeli bir partner olmalıdır. Bu işler kötü gittiğinde takımın maçı kazanma şansını azaltmamak için önemlidir. Voleybol Federasyonu kurullarında görev yapan arkadaşlar nasıl bir dönemi tecrübeli-bilgi birikim sahibi yönetimlerde geçiriyor ise, aynı durum sporcular için de geçerlidir.
7-Hiç voleybol oynamamış, 2-3 yıl federasyon kurullarında-yönetiminde yer alan bir arkadaşımız '' Federasyon başkanı, 2. başkanı, milli takımlar sorumlusu olmaktan çekinmiyor, ayrıca 2-3 yıllık bilgi ile antrenör seçimleri için fikir beyan edebiliyor. Hatta görev yapıp-yapmaması kararını verebiliyor. Fakat 25-30 yıl antrenör olarak çalışan kişilerin milli takımlar yada kulüp takımları için düşüncelerini söylemelerine tahammül gösteremiyorlar. Ya da, o kim ki, hangi büyük takımda çalışmış ? Gibi küçültücü laflar söyleyebiliyor. Şayet voleybol bilgisi yada başarısına Bir şey diyemiyorsa o zaman başka tavırlar-ilişkiler devreye giriyor.
Tüm bu (bana göre) yanlışlar sadece, Türk Voleybol Camiası için enerji ve kalite kaybından başka Bir şey değildir. Voleybol için 1 sporcu katkı yapan herkes saygıyı hak etmektedir...
Bence;
* Milli takımlara alınan sporcular, tüm yetenekleri ile takıma katkı yapmak üzere çalıştırılmalıdır. 1 mevki için düşünülmemelidir.
* Aynı mevki için en az 5-6 sporcuya aynı oranda şans verilmelidir.
* Brezilya gibi en iyi takımı yeniyor olmamız 'her şeyi doğru yapıyor' olduğumuzu göstermez. Bu maça gelene kadar gelinen yola ve bu maçtan sonra elde edilen sonuçlara da bakmak gerekir.
Sonuç olarak, ne olursa olsun alınan galibiyet mükemmel bir başlangıç ve yarınlarımıza daha bir umutla, hırsla, güvenle bakmamızı sağlayacaktır. Bu başarıyı elde eden herkesi kutluyorum. İnşallah diğer maçlarımızı da kazanır şampiyon oluruz...
Japonya maçı üzerine
Japonya – Çin gibi fil gerisinde, defansa dayalı ve çabuk voleybol oynayan takımlara karşı;
1-File önünde yüksek ve kuvvetli atak yapacaksın. Bizim pasör çaprazlarımız Meliha ve Gükdeniz bu özellikte değillerdi, sahada Seda ve Yeliz varsa Bu tür maçlarda faydalanmak gerekirdi.
2- Yüksek ve etkili blok yapacaksın. Bizim pasör çaprazlarımız Meliha ve Gükdeniz bu özellikte değillerdi.
3- Ortadan çok oynayarak defans yapmalarını zorlaştırmak ve blok zaaflarından faydalanmak gerekirdi. Ortadan oynamadık. Acemi Kübra yerine Büşra ile başlamak ve orta oyuncularımızı en skorer oyuncular olarak bu maçı bitirmeliydik.
4- Köşelerden açık topla atak yaptığımızda, Japonlar hem defansa yerleşecek, hemde zaten belli olan Gözde ve Neriman'a doğru blok getirerek hücumlarını zayıflatan bloktan sektirme düşüncelerine yardımcı olmayacaktık.
Paslar fileden açık açık ve atılacak yer belli olunca, Japonlar'ı kahraman yapan ataklar yaptık. Israrla Çapraza atak yaparak, 35 yaşındaki liberolarına ikinci baharı yaşattık.
Defans başarılarını görerek taktik değişiklikle köşelerden blok out hücumlarını denemeliydik. Blok out yapmayı da denemedik.
Asıl önemli konu şu ki;
1. set 8-9 mağlup iken spiker şöyle bir yorum yaptı. Türkiye'nin aldığı sayının 4'ü Japonların yaptığı servis hatalarından kazanıldı. İşte maçın önemli ayrıntısı buydu. Japonya çok riskli servis atacaklarını belli etti. O zaman biz ilk servisi çok iyi karşılayıp, çok kuvvetli ataklar yapmalıydık.
Modern voleybolda,
Kaliteli ve taktik servis atmazsanız,
Kaliteli, inatçı, servis karşılama ve defans yapmazsanız,
Özellikle pasör çaprazlarınızı, file üstünde rakibe üstün güçte oyunculardan kullanmazsanız,
başarılı olamazsınız...
Üst düzey turnuvalarda Brezilya'yı yener, ertesi maç Japonya'ya yenilebilirsiniz.
Şimdi kimse Brezilya maçının galibiyetini küçümsemesin, unutmasın. Zira bu gibi üst düzey ve birbirine denk 6 takımın arasında oynanan her maç sürpriz galibiyetler doğurabilir. Final grubundaki 6 takımda çok güçlü ve özellikli takımlardır ve her türlü sonuca açıktır.
Benim eleştirim mağlubiyet değil. Türk milli takımının yapısı, kurgusu, sporcuların saha içinde en üst düzeyde kullanılmasıdır.
Kalan maçların tümünü kazanabilir veye kaybedebiliriz. Asıl önemli olan, yapılan hatalarımızın hangilerinden vazgeçtiğimizdir.