Tarihimizde ilk kez bayanlarda takım olarak olimpiyatlara katılıyoruz...
Bu zaten başlı başına herkesin saygı duyması gereken bir başarı. Kadro olarak, oyuncular kariyerlerinin en olgun, en verimli döneminde. Asıl önemlisi ise her oyuncu birbirini gerçekten tamamlayan karekterde ve kapasitede. Alınan, kırılan, kapris yapan yok…Oyuncularımızı tek tek değerlendirecek olursam görüşlerim şöyle olacak.
2003 Avrupa Şampiyonası'ndan önce Bulgaristan'daki kampta takıma ilk kez monte edilemeye çalışılan Neslihan, nasıl bir psikolojideydi yaşayan biri olarak çok iyi biliyorum. Oysa o zorlukları yaşayan aynı Neslihan, her şeyini takıma veriyor. En kritik yerlerde sorumluluk alıyor. Ne yalan söyliyeyim, Neslihan'ın bu kadar büyük oyuncu olacağını tahmin edememiştim…Rahmetli Deniz Abi, Neslihan'ın servis karşılayan ve gerekirse 4 numaradan da oynayabilecek kalitesinin olduğuna inanıyordu. Hatta bu yönde çalışmalara bile başlamıştı. Ben de nasıl doyulmaz bir oyun kalitesi ortaya çıkardı diye hala düşünürüm. Grün'leri, Logan'ları, Sokolova' ları, Glinka'ları vs. bir sürü smaçörü zevkle seyrediyoruz senelerdir. Ben hala iddaa ediyorum, hiçbiri Neslihan kalitesinde değiller voleybolcu olarak. Olimpiyatlar yine Neslihan'ın en skorer oyuncu seçilmesiyle bitecektir inancındayım. Bu oyuncuya emek veren tüm antrenör arkadaşları kutluyorum. Neslihan sadece hücumda değil, blok ve defansta da çok konsantre olarak skora katkı yapmayı düşünmeli. Bu oyununu daha da inanılmaz yapacaktır. Çünkü hiçbir pasör çaprazı defans ve blokta Neslihan kapasitesinde değil diye düşünüyorum. Servisleri için ise hiçbir şey söylemeye gerek yok bence…
Esra, her takıma gerekli olan yürekli, karekterli ve yenilgiyi asla kabul etmeyen karekterde bir oyuncumuz. 2003'ten beri kimlerle oynadığına, rekabet ettiğine bakarsak, en sonunda Esra'nın her sefer oynadığını ve istikrarını koruduğunu görürsünüz. Oyunun taktik gerekliliğine uyumu da çok başarılı. Kenardan söylenen her taktiğe uyuyor. Ama extra bir top aldığında da sorumluluktan kaçmayıp işi bitiriyor. Tek eksiği ise arka ortadan atağını geliştirememesi oldu, ama arkada 2 pozisyon Neslihan'la oynadığı için geri atağına takımın ihtiyacı da olmuyor…
Diğer smaçörümüz Gözde, 4 numarada hiçbir smaçörün vuramadığı çabuk topa vurmaktan başka hücum edemiyordu Güneş Sigorta'da. Zaman içinde beklide Türkiye de en çok gelişen smaçör oldu. Servis karşılamasını geliştirdi, köşelerden her türlü topa vurabiliyor. Geri atakları da çok kuvvetli ve etkili. Defansı inatçı, her topta kendiyle kavga ediyor adeta. Tek zayıf yönü servisleri ve çok açık ellerle yaptığı blokları. Daha çok yer kaplamak için bu tür ellerini kullanıyor ama, bu geri alanda defans yapan oyuncuları da çok yanıltıyor bence. Diğer rakiplerde Gözde kadar çabuk ve kuvvetli atak yapan çok az oyuncu var…
Bir diğer önemli smaç gücümüz Neriman… Neslihan ile Neriman, zaten gününde olursa bu oyunculara önlem almaya kalkan takımları, diğer oyuncuları kullanarak çok rahat dağıtırız…Neriman'ın hafif bir sakatlığı olması biraz endişenlendiriyor beni ama, çok güçlü fiziği olan Neriman sahaya çıktığında gereğini yapacaktır. Senelerce kullanamadığımız Neriman, uzun yıllar keyifle seyredilecek bir oyuncumuz diye düşünüyorum. Bazen öyle sert smaç vuruyor ki, karşı takımın defansçıları adeta acı çekiyor smaçlarını karşılarken. Neriman, defansta ve özellikle serviste (ben hala smaç servis atmalı diyorum) tekniği ve kuvvetini neden kullanmıyor anlayamıyorum… Bir diğer fikrimde, Neslihan ile Neriman öndeyken, Neslihan'ın 4 numarada, Neriman'ın 2 numarada kalması. Bu hem karşı takımların ilk kez gördüğü taktik olacak, hem de blokta bize çok fayda sağlayacaktır inancındayım…
Çok önemli bir oyuncumuz da Eda… Bolkta ve tek ayak uzun paslarda durdurulması zor olan Eda'nın, anlayamadığım şekilde neden hiç kurşun ya da öne arkaya kısa toplarla da atak yaparak hücum karekterine zenginlik katmadığıdır. Servis attıktan sonra ise 1 pozisyon kaldığı oyunda, 5 numarada değil 6 numarada defansta kalması ve geriden atak yaparak hücuma ve oyununa bir zenginlikte bu şekilde katmasıdır. Teknik heyetin bu fikri düşünmesini isterim... Keşke bir çok turnuvada denenseydi bu taktik. Bunu bir tek Brezilya yapıyor diye biliyorum, ama Eda kalite ve kapasitesinde olmayan bir oyuncuyla. Mesela servis karşılaması da çok iyi olan Eda'nın bu özelliğinden hiçbir teknik adamın yararlanmayı düşünmemesini de anlayamadım yıllardır… Bir sezon zorunluluktan Fenerbahçe'de Çiğdem Can ile beraber geri alanda libero ile değişmeyip defansta kalmış ve çok başarılı olmuşlardı. Mesela ikinci bir düşüncem de, Eda'nın oyunun son sayılarında karşı takımın en kuvvetli smaçörünün olduğu köşede blokta kalması. Bunu da kısa olan köşe oyuncularımızdan biriyle kenardan bir orta oyuncumuzu oyuna alarak, Eda'yı karşı takımın kuvvetli smaçörü neredeyse orada karşısında tutarak yapabiliriz. Bu tür taktik varyasyonlar hem oyunumuzu, hem de oyuncularımızın gelişimini sağlayan kaliteli hamleler olacaktır…
Takımın belki de kaderini elinde tutan oyuncumuz, pasörümüz Naz olacaktır. Şu anda ki Milli Takımımız bu kadar başarılı oluyorsa, bunda en önemli katkı pasör Naz'dır. Kendi kulüp takımlarında en değerli-kritik sayıların tümünü yabancı oyuncuların vurduğu gerçeğini hatırlarsak, oyunun gidişine göre tamamen içgüdüsel olarak o anda verdiği doğru kararla kimleri kullandığına dikkat edersek, Naz'ın ne kadar kaliteli oynadığının farkına varırız.
Defansta ve blokta biraz daha inatçı ve inançlı olursa, dünya voleybolunda inanılmaz yerlere gelecektir inancındayım. Birde çok eskiden yapılan 2. toplara smaç vuran pasör tipini çok rahat yapabilecek kapasitesi olan Naz, bunu neden düşünmez hiç anlayamamışımdır? Takım taktiği tabi ki çok önemlidir, fakat oyun her zaman öyle durumlara gelir ki, insiyatif alan ve genelde içgüdüleriyle-hisleriyle karar verir pasörler… Naz'ın en önemli üstünlüğü de bence bu yönü… Çok kritik sayılarda attığı bir pastan sonra ki sayı alındığında, vuran oyuncunun ve kenar yönetimin yüz ifadelerine bakarsak bunu daha iyi görürüz… Naz tüm ülkelerin istediği kalitede bir pasör ve daha % 40-50 kapasiteyle oynuyor bence. Birkaç yıl sonra nasıl bir kaliteye geldiğini de göreceğiz. Bunun suçlusu Naz değil, abuk sabuk sebepleri öne sürerek Naz'ın oynamasını engelleyip, yerine işi bitmiş yabancı pasörleri oynatan yönetici ve kulüplerimizdir... Olimpiyatlar'dan sonrada göreceğiz ki Naz kalitesinde bir pasör olmayacak…
Orta oyuncu olarak Bahar, her gün kendini geliştiren çok enteresan bir oyuncumuz. Servisten sonra defans yapmayı sevmemesi çok yazık. Halbuki takıma, defans yaparak ta katkı yapabilir. Atak olarakta bence daha çok kurşun pasla oynatmalıyız. Birincisi kurşun pasa çok iyi atak yapıyor. İkincisi ise kurşuna koştuğunda arka orta ve 1 numaradan atak yapacak oyunculara çok iyi koridor açacaktır. 1 noda Gözde yada Neriman'ın kaldığını düşünürsek, bu takımımız için çok iyi avantaj olacaktır. Oysa arka kısaya koştuğunda, karşı blokörü de arka orta yada 1 numaraya yaklaştırmış oluyor. Ayrıca kurşuna koşmasının karşı 2 numarada oynayan oyuncununda ortaya yardıma gelmeyi düşünmek zorunda kalacağını varsayarsak, bizim 4 numaramızın da ataklarını rahatlatacak, karşı 2 no oyunsunun blok taymingini de bozacaktır...
Liberoda anlayamadığım nedenden ötürü 2 oyuncu kullanıyoruz. Şunu iddaa ediyorum. Gülden sakat değil ve sahaya çıkıyorsa, alternatifi yoktur… Voleybolu bıraktıktan sonra alternatiflerini yetiştirebiliriz… Her sayıda oyundan çıkan bir libero, her sayıda oyundan çıkan pasör gibi benim için. Karşı takımın atakları nerden olacaktır, o sayıda kim nereye vuracaktır devamlı değişen bir libero için çok büyük hatadır diye düşünüyorum. Aynı şekilde her sayıda saha değişen bir antrenör ne kadar takımına hakim olabilir? Ben böyle düşünüyorum…
Gizem de çok gelişti, cesur… Yıldız Milli Takımda çalışmıştık. Ama bu derece önemli turnuvada Gülden oynar ve oynar… O kadar…
Benim için en az Eda kadar değerli bir oyuncu da Büşra'dır… Ergül'ün şanssız sakatlığı sonrasında takıma katılan Büşra, bence sadece orta oyuncu olarak düşünülmemeli… İkili değişiklik yapılacaksa, köşe adamı yada Eda önde ise ortada kalarak Eda'nın karşı takımın kuvvetli smaçörü önüne getirilmesi varyasyonları yapılacak bir oyuncumuz... Servis karşılaması iyi, çabuk, kuvvetli, cesur… Bloğu iyi… Oynatıldığı takdirde gelişmeye en açık oyuncularımızdan biri. Milli takımlarımızda ve kendi kulüp takımında, Büşra'nın köşeden oynatılması düşünülmelidir… Çok değerli bir smaçör daha kazanmış olunur inancındayım.
Kısa süre içinde, milli takımımızın köşe smaçörüne ihtiyacı olacağı düşünülürse, bunu denemekte fayda var inancındayım. Esra'nın yaşı milli takımlar için geçmeye başladığında yerine kimi monte ederizin cevabını, farklı oyuncuları bu mevkilerde kullanıp deneyerek bulabiliriz…
Polen, geçen sezon kimsenin beklemediği çıkışı yaptı ve hayatının en muhteşem günlerini olimpiyatlara katılarak yaşayacak… Fakat benim gördüğüm kadarıyla, oraya genç-misafir oyuncu gibi gitmiyor… Teknik ekip Polen'i her turnuvada hazır hale getirmeye çaba sarf etti… Polen'de bu şansı çok iyi kullanmakta ve görev verildiğinde başarılı olacaktır…
Takımın ikinci pasörü Özge için, yıllar önce babasına kardeşini çok geçer (smaçör olandan) daha iyi olur bence demiştim… Özge'de yıllarca bıkmadan usanmadan inatla çalıştı ve çoğu kişinin beklemediği kapasiteye ulaştı… Taktik olarak yada ihtiyaç olduğunda takıma katkısı çok fazla olacaktır… Kenardan giripte, orta oyuncuları bu kadar başarıyla oynatan pasör olmak çok fazla öz güven ve kalite gerektirmektedir…
Sonuç olarak, benim kafamda 2 oyuncu var bu kadroya alabilirdik diye… Bu iki oyuncuda bir çok kişiye göre enteresan gelebilir, fakat bu benim düşüncem...
İlki Galatasaray'dan Deniz Hakyemez… Taktik servisleri, tecrübesi, 2 ve 4 nodan çabuk ve etkili atak yapabilecek ve en önemlisi kritik sayılarda 2 numaradan bana göre Türkiye'de en iyi blok yapan Deniz, olimpiyat gibi çok önemli turnuvada takımda olmalıydı…
İkinci oyuncu ise Bursa Nilüfer'den Kübra… Orta oyuncu olan Kübra içinde, pasör çaprazında oynarsa veya oynatılabilirse çok enteresan bir oyuncu kazanacağımızı düşünüyorum…
Benim gibi bir çok kişi çok daha doğru fikirler yaratabilir…
Artık önemli olan, öncelikle sakatlıksız, tarih yazmaya devam eden sporcularımızın bir yapılamayanı daha başarmaları için dua etmek olmalıdır…
Allah yardımcıları olsun…