İYİ VE ÜST DÜZEY VOLEYBOL OYNAMAK İÇİN GEREKENLER;
ÇOK KALİTELİ VE TAKTİK SERVİS ATMALISINIZ
‘’ Türk Milli Takımı servis atmada rakiplerine oranla çok etkisiz..’’
(Takımında smaç servis atmayan tek ülke Türkiye'dir…)
FİLE ÜSTÜNDE BLOK ETKİNLİĞİNİZ OLMALI
Türk Milli Takımı, blok olarak orta oyuncularda rakiplerine göre çok etkisiz. Köşe oyuncularımız ise fizik olarak kısa. Dolayısıyla bloklarımız etkili olamıyor. 2003 yılından itibaren 4 numara smaçörlerimiz hazırlanamadı ve bu yetersiz durum devam ediyor.
Orta oyuncular ‘’oyunu okuyan (rakibin pasörünün o pozisyonda ve o sayıda topu nereye atacağını önceden tahmin edecek), çabuk algılaması olan, voleybolu iyi bilen, servisi kalitesili olan (mümkünse smaç servis atan), kazanma konsantresi hiç azalmayan (liberoyla değiştikleri için oyundan kopmalar oluyor), final sayılarında sorumluluk alacak karekterde olan…vs, özelliklerde olmalıdır.. Bizim takımımızda 2003 senesinden beri bu tip orta oyuncular hazırlanamadı.
Pasör çaprazı ‘’takımın hücum yükünü, sayı yükünü çekmesi için hazırlanan oyunculardır. 2003 yılındaki Ankara'da yapılan Avrupa Şampiyonası'ndan sonra Neslihan'ın yerine skora katkı yapacak oyuncu hazırlanamadı. Seda pasör çaprazı değil, 4 numarada Esra'nın yerine hazırlanmalı, oynatılmalıydı. (Sırp Nikoliç tipinde 4 numara olarak oynatılmalıydı.)
Polen, fizik olarak Neslihan'dan daha güçlü, yüksek ,daha ‘’kazandıran oyuncu karekterinde ‘’değildi.
Pasörler Arzu Göllü, Tuba Meto, Bahar Mert, Pelin hatta Elif, son 20 yılda şampiyon takımların lider oyun kurucularıydı.. Bu gün Naz ‘’alternatifi olmayan’’ konumda ise 2003 yılından sonra Bahar ve Pelin kalitesinde, takıma liderlik edecek, kazanmaktan başka skoru kabul etmeyen ‘’oyun kurucular’’ hazırlanamadı.
12 kişilik kadroda hem orta da blokör, hem taktik olarak ihtiyaç halinde köşeden oynayabilecek ‘’üniversal’’ oyuncular hazırlanamadı.
(Bir dönem 4 numara oyuncu sıkıntısı çekilirken Özlem Özçelik, Çiğdem Can gibi oyuncularımız, 4 numara smaçörü olarak Milli Taklıma başarıyla hizmet etmişlerdi. Orta oyuncu Pelin Yüce daha sonra tüm voleybol kariyerini 4 numarada oynayarak tamamlamıştır. Arzu Esinduy orta, pasör çaprazı, 4 no da hiç aksamadan oynamıştır. Selcan Teoman 30'lu yaşlarda sonra arkaya geldiğinde ‘’pasör kaçacak kadar’’ özgüveni ve oyuncu kalitesi olan bir sporcu olarak hazırlanmıştır. Arzu Göllü ve Hülya Erçin ikilisi çapraz oynayarak muhteşem PASÖR-SMAÇÖR oyunu oynayan kalitede hazırlanmışlardır.)
Bu örnekleri çoğaltabilirim..
Gelinen bugünkü noktada asıl sorun YÖNETİCİ-ANTRENÖR seçimleri ve uyumu sorunudur. Bunun başka bir izahı olamaz. Göreve geldiği günden beri Sn. Barbolini ve önceki görev yapan yabancı teknik adamları neredeyse ‘’hakaret ederek’’ eleştirmek bana göre çok saçma. Zira hiçbir teknik adam zorla, emrivaki ile beni alın yoksa sizi söyle yaparım böyle yaparım diye tehditle göreve gelmemiştir. Birileri kendilerine ‘’ANTRENÖR OLMALARI’’ teklif etmiş, o arkadaşlar da şartları işlerine geldiği için görevi kabul etmişlerdir. Bu gün ben dahil hangi arkadaşa teklif edilse ‘’gururla ve seve seve ‘’ nasıl Milli Takım Antrenörlüğünü kabul edeceksek, bu arkadaşlar da görevi kabul etmiştir. Hakaret edilmeyi hak etmemekteler diye düşünüyorum.
Yapılacak tüm eleştiri şekilleri bizim Türk Voleybol camiası olarak ‘’kalitemizi yansıtacaktır’’ Türkiye'de çalışan yabancı arkadaşlar ülkelerine döndüklerinde, burada yaşadıklarını mutlaka konuşacak, hakkımızda iyi yada kötü konuşacaklardır. Bunu aklımızdan çıkarmadan ‘’ Türk Voleybol Camiasının‘’ kaliteli, bilgili, saygılı vs. olumlu yönlerini kullanmamız doğru olur diye düşünüyorum.
Turnuvalar oynandı, oynanıyor... Şu an için kötüleyip, karalamak hatta hakaret etmek kimseye hiçbir şey kazandırmayacaktır. İnşallah Türk Milli Takımımız son sayıya kadar gurur duyacağımız mücadelelerine devam edecek ve sonuç ortaya çıkacaktır.
Tüm emek veren sporcularımız değerlidir. Önemlidir.. Bu noktaya kolay gelmemişlerdir. Geldikleri noktadan daha yukarı bizlerin desteği-sevgisi-güveni-inancı ile çıkabileceklerdir. Bu güne kadar emeği geçenlere saygıda bu davranışı gerektirmektedir.
Teknik olarak eksik yada bana göre olması gerekenleri zaten pek çok kez yazmıştım. Turnuva bittikten sonra genel olarak her şeyi bi daha yorumlayacağım.
Antrenör sorunu takımımızın oynayamamasında önemli bi neden olabilir. Ama bir o kadar önemli sorun da baş antrenör olarak görev verilen Sn. Barbolini nin yanına verilen ‘’gelecek vadeden’’ genç kardeşlerimizin sağladığı katkıların ne kalitede olduğudur.
Milli Takımımızda mücadele eden kadrodaki herkese başarılar diliyorum. Allah yardımcıları olsun..
Saygılarımla...