İlk günün mağlupları biraz hayal kırıklığı, biraz kızgınlık, biraz üzüntü ile 3.lük açına çıktılar. Ev sahibi Polonyalılar seyirci desteği ile maça etkili başlasa da Vakıfbank set ortasından itibaren etkili servis, iyi blok-savunma ve ortadan kuvvetli ataklarla kontrolü ele geçirdi ve seti 6 sayı farkla kazandı. Şampiyonlar ligi 3.lüğü bizleri sevindirmez havada olmamıza dikkat edersek hedeflerin büyüklüğü de ortaya çıkacaktır.
Vakıfbank Vasileva’yı yedek bırakarak Costagrande ve Gözde ikilisi ile oyuna manşeti riske etmeyen ve ortadan atak ağırlıklı oynayacak bir 6 ile sahadaydı. Bu da ilk bölüm hariç ilk set işlerine yaradı. 2. ve 3. setlerde baştan sona etkili servis ve bloklarla, kuvvetli ataklarla rakibe oynama şansı vermeden sonuca giden Vakıfbank kolayca galibiyete ve şampiyonlar ligi 3.lüğüne ulaşmış oldu..
Polonya Chemik takımı Vakıfbank ile file üstünde mücadele edecek fizik güçte oyunculardan kurulmuş bir takım değil. Oyunu hücum noktasına kadar getiriyorlar fakat topu öldürecek kadar güçlü-kaliteli smaçörleri yok. Mütevazı bir kadro. Yine de finallere kalmaları, seyirci desteği ile Polonya voleybolunun neden erkekler ve bayanlarda çıkışta olduğunu anlatmaya yetti. Voleybol seven ve her sayıyı destekleyen bilgili bir seyircisi var Polonya’nın.
Vakıfbank Gözde’nin etkili savunma ve hücum oyunuyla oyunda üstünlük kurdu ve Naz’a getirilen doğru manşetlerle taktik olarak istenilen oyun oynandı. Eczacıbaşı maçında manşetler 1 metre fileye yaklaştırılsa idi bu gün final oynayan ve şampiyon olan takım Vakıfbank olurdu diyebilirim. Robin’in yerine giren Kübra’nın 2.set üst üste yaptığı bloklar bana göre çok normal. Asıl sorun Kübra’nın hücumda da silah olarak kullanılmasıdır ve ben hala Kübra’nın orta oyuncu değil, pasör çaprazı olarak oynatılmasının daha doğru olacağını savunuyorum.
Benim asıl değerli bulduğum ve herkesin dikkatini çekmek istediğim konu Vakıfbank 3.lük maçı yaparken tribündeki Eczacıbaşılı seyircilerinde Vakıfbank-Türkiye diye tezahüratlarıydı.
İlk günün galibi 2 takımı Eczacıbaşı ve Yamamay takımlarının maçında enteresan olan ilk setin ortalarında oyuna giren Gözde ve Nilay’ın ilk gün maçında kaldıkları yerden devam etmeleriydi. Sezon içinde Türkiye’de ve Avrupa’da mecbur kalmadıkça hiç görev almamış Gözde ve Nilay’ın oyununa önlem alacak bilgisi yoktu Yamamay takımının. İlk setin ortalarından itibaren de Vakıfbank maçı temposunu geliştirerek oynamaları şampiyonluğun kazanılmasını sağladı. Genelde servisi iyi karşılayan Eczacıbaşı, Nilay’ın çabuk oyun kurması ve özellikle köşeleri iyi kullanmasıyla sonuca kolay gitti. Sezon başında kimsenin beklemediği Gözde ve Nilay katkısı Eczacıbaşı’na Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu kazandırdı. Büyük takım oyuncusu olmak HER ZAMAN ve HER DURUMDA TAKIMI İÇİN SAVAŞARAK olunuyor..
Eczacıbaşı nasıl bir taktikle mi oynadı?
YÜREĞİYLE...
Türk Voleyboluna Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğunu ve 3.lüğünü getiren Eczacıbaşı ve Vakıfbank Takımlarımıza, emeği geçen tüm Yönetim, Sporcu ve Teknik ekipte görev yapanlara teşekkür ediyorum.