Son Avrupa Şampiyonası, 50 yılı aşan voleybolun içindeki hayatımın en üzüntü duyduğum kaybı oldu. Filede kalacağına kesin diye baktığımız servis atışının, nasıl olduğunu anlayamadığımız bir şekilde bantta dönüp sahamıza düşerek, beşinci sette 13-13 olacak skorun rakibimiz lehine 14-12’ye dönmesi, maçta en az yüzde 50 olacak şansımızı bir anda yüzde 10-15’lere indirdi. Tabii maç da, final oynama şansımız da o olayla kaybedildi. Oysa, bu sette net olarak gördük ki, Sırp oyuncuların yüzü, kendi seyircileri önünde kaybetmekte olmanın endişesiyle doluydu. Bu şansla büyük avantajı değerlendirdiler.Sırplar, finalde Almanya’yı daha rahat bir oyunla yenip Avrupa’nın ilk sırasına oturdu. Bir Anadolu deyimiyle “Kahpe felek” diye düşünmemek mümkün mü?
Voleybolun en zor sporlardan biri olduğunu iddia ediyorum. Spor basınındaki uzun yıllarımda hemen hemen bütün sporlarla ilgilendim. Voleybolcunun işinin çok zor olduğuna eminim. Voleybolcunun çok büyük enerji, çok dikkat harcaması gerekiyor. Ortalama 1,5 saat süren bir karşılaşmada topla her an buluşabilir ve bu buluşmalarda hata sayısını en azda tutmak zorundadır. Çünkü, hemen her hatası takımına sayı kaybettirecektir. Hata, maçın başında da olabilir, ortasında da, son sayılarında da. “O sayıda da hata yapılır mı” yorumunu yapanı bilgisizlik veya sorumsuz değerlendirme yapmakla suçlarım. Ama bu yarıfinaldeki pozisyon sadece şanssızlık sonucudur. Çok muhtemeldir ki, finale yükselmemizi de, Avrupa Şampiyonluğumuzu yok etmiştir.
“Kısmet değilmiş” deyip olayın geneline bakalım. Bayan Milli Takımımız, (Kadın Milli Takımımız tanımlamasını bir kez daha reddediyorum) dünyanın en iyi ekiplerinden biri olduğunu bir kez daha kanıtlandı. Son dünya şampiyonu Rusya’yı ikinci kez 3-0 yendi, son Avrupa şampiyonu İtalya’yı aynı şampiyonada, biri İtalya’da olmak üzere, iki kez altetti. Bunların tesadüf olması mümkün mü? 2003 Avrupa ikinciliğimizden sonra geçen 8 yılda takımda değişiklikler oldu, genç sporculardan kurulu takımımız Dünya ve Avrupa mücadelelerinde hep üst sıralarda yer aldı. Artık yaşlanan rakip takımlar arasında Sultanlarımız’ın daha pek çok başarılar elde edeceğine inanıyoruz.
Dünyayı dize getiren Rusya’yı aciz hallere düşüren, Avrupa Şampiyonu İtalya’ya kendi seyircisi önünde dahi yenilgiyi tattıran takımımızın, zaman zaman gözlenen savunma ve servis hataları, yazımın başlarında belirttiğim gibi, olağandır.
Sporcularımızı bir hatırlayalım: Neslihan yine “Şampiyonanın En Skoreri” oldu. Sakatlıktan yeni çıkmıştı, hatta tam olarak çıkamadan oynamak zorunda kaldı. Kutlamamak mümkün mü? Neriman şimdiye kadarki en randımanlı, en az hatalı maçlarını çıkardı, en skorer elemanlarımızdan biri oldu. Özge de beklemediğimiz kadar iyi oynadı, pas dağıtımını çok iyi yaparak bütün hücum arkadaşlarına attığı paslarla rakip blokları güç durumlarda bıraktı. Eda da hızlı hücumlarımızda çok etkili oldu ve rakiplerimizin sahamıza geçen toplarını hiç affetmeyip en kritik zamanlarda takımımıza hayat verdi. Eda’nın blokları da başarılıydı. Diğer başarılı blokörümüz Bahar da, servisleriyle “Şampiyonanın En İyi Servis Atanı” seçildi. Kaptan Esra “Sultanların vazgeçilmezi” olduğunu manşet ve smaçları ile gösterdi. Milli Takımda ilk kez uyguladığımız “Çift Liberoyla oynama” şeklinde Gülden ve Gizem çıkardıkları rakip hücum toplarıyla savunmamızın yüzdesini yükseltip oyunda kalmamızı başardı. Diğer sporcularımız de oyuna alındıklarında görevlerini yaptı. Bu takımda Seda ve Naz’ın varlığını da unutmayalım.
Sizleri candan kutluyor, ilerideki şampiyonalarda başarılarınızı artırarak sürdüreceğinize inanıyoruz Sultanlar.
Zeki KUBAN