Türkiye’deki voleybol kulüplerinin ve voleybol okullarının sayısı sınırlıdır; bu yüzden voleybol antrenörü kadrosu da sınırlıdır. Buna özel ilk ve orta okullardaki ve üniversitelerdeki uzman voleybol öğretici kadrolarını da eklesek bile toplam “KADRO” sayısının mevcut voleybol antrenörü sayısının belki yüzde biri belki daha da azı olduğu kesindir.
Her yıl BESYO antrenörlük bölümlerinden yüzlerce voleybol antrenörü mezun olur ve mesleğe atılmak ister ama her yıl açılan yeni okul ve kulüp sayısı, dolayısı ile kadro sayısı aynı hızda artmaz.
Türkiye’de çoğu meslek dalında durum budur; aslında voleybol antrenörlerine özel bir durum değildir.
Peki yeni mezun antrenörler, az ya da çok deneyimli antrenörler kendilerine nasıl bir çıkış arar, nasıl bir yol çizerler? İş bulmak için ne yapar, kendilerini geliştirmek ve bu acımasız rekabet ortamında, önce ayakta kalabilmek ardından ilerleyebilmek ve yükselebilmek için ne yaparlar?
Benim nedenini hiç anlayamadığım bir biçimde voleybol antrenörleri genellikle;
-kendilerine bir spor kulübünden teklif gelmesini beklerler (sanki ünlü bir sporcu ya da sanatçı gibi)
-kendilerini geliştirmek üzere kendilerine çok az yatırım yaparlar (İngilizce öğrenmek, eğitimlere ve kurslara katılmak, yurt dışında 1-2 sene yaşayıp - olumsuz koşullarda yaşamaya ya da az kazanarak çalışmayı göze alarak- farklı sistemleri öğrenmeye çalışmak gibi)
-kendi değerlerinin anlaşılamadığını ve aslında çok iyi olduklarını düşünürler.
Genellikle şunu tercih ederler;
-Deneyimli bir antrenörün yanında çalışmayı ve ondan öğrenmeyi
-Aynı deneyimli antrenörün “adamı” olmayı ve onunla birlikte kulüp ya da iş değiştirmeyi
-Bazen de bir idarecinin “adamı” olmayı ve onunla birlikte kulüp ya da iş değiştirmeyi
Konuşmayı severler, şikayet etmeyi severler, Türk kulüplerinin yabancı antrenörleri tercih ederken Türk antrenörlere haksızlık ettiklerini söylerler, kendilerine şans verilmediğini konuşurlar.
Sevgili voleybol antrenörleri, siz kendi şansınızı ve kendi fırsatlarınızı yaratmak için ne yapıyorsunuz?
İşin size gelmesini beklemeyip iş arıyor musunuz?
ES Voleybol olarak kadromuzu genişletiyoruz. Kariyer.net’e 3 ilan verdik. Spor satışından sorumlu olacak pozisyona başvuru sayısı 140’a ulaştığında aradığımız adayı bulduğumuz için ilanı kapattık. Spor Koordinatörü pozisyonuna 200’den fazla başvuru geldi. Voleybol antrenörü ilanına ise başvuru sayısı ancak 40’larda ve bunların çoğu da voleybol antrenörü değil.
Bir kulüpte çalışmayı istiyorsanız o kulüp için ne yapabileceğinizi, kulübe ne katabileceğinizi düşünüp hatta bunu projelendirip doğrudan kulübe sunuyor musunuz?
Bir kulübün sizi keşfetmesini beklemeyin. Başvurun, dikkat çekin ve kendinizi anlatın. Şansınızı deneyin, fırsatlarınızı yaratın.
Kendinize yatırım yapıyor musunuz?
Bir üniversite eğitimi size sadece bir diploma sağlar ve işe giriş kapısını aralar. Bir işe girebilmek ve başarılı olmak istiyorsanız eğitim almaya (gerekirse parasını kendiniz ödeyerek eğitim almaya), mesleğinize mümkün olduğu kadar çok zaman harcamaya (farklı kulüplerin Türk ve yabancı antrenörlerinin antrenmanlarını izlemek, maç izlemek, istatistikleri anlamaya çalışmak, yerli ve yabancı maçların istatistiklerini yorumlayarak voleybolun nereye gittiğini görmeye çalışmak gibi) ve öncelikli olarak bugünkü gelirinizi en ön plana çıkarmadan öğrenmek üzere çalışmaya odaklanın.
Hayal kuruyor ve geleceğinizi planlıyor musunuz?
Belki de ilk soru bu olmalıydı. Hayal kurmadan, plan yapmadan, hedef koymadan yapılan işlerin hepsi havada kalıyor. Önce kendinizi 5 ya da 10 yıl nerede görmek istediğinizi hayal edin, sonra da oraya nasıl ulaşabilirim diye düşünmeye başlayın. Kendi çıkış yollarınızı arayın, bulun, yoksa da yaratın.
Gönül ister ki, bir gün Türk antrenörler liglerde başrollerde yer alsın, hatta yurt dışında çeşitli kulüplerde görev alsın, yabancı Milli Takımların başında sahaya çıksın…
Kendinizi buralarda hayal edebiliyor musunuz?
Yanıtınız evetse, hemen bugün kendi kariyerinizi planlamaya ve çalışmaya başlayın.