Spor muhabiri olmaya ben karar vermedim, kendimi bir şekilde içinde buldum. Sporculuk geçmişimin getirdiği birikimler, her şeye burnunu sokmaya meraklı karakterim ve birazda cahil cesareti ile dalıverdim içine… Hem de 30’umdan sonra… Beraber mezun olduğum yaşıtlarım, kariyerlerinde hedefledikleri yerlere ulaşmışken, emeklilik hesapları yaparken, ben hala “doğru - dürüst” yazacak bir yer arıyorum kendime. Çünkü kızağa alındım. Bu sefer kovulmadım, uzaklaştırıldım, spor camiası erkek egemenliğinde topraklar ya, bana da asker lisanında “kafa izni” verdiler… Çünkü voleybol maçlarını manşete taşımaya kalktım, çünkü ben amatör sporların amatör muhabiriyim !!!
Futbol spor olmaktan çıkalı çok uzun zaman oldu. Futbol tüm dünyada bir endüstri. İnanılmaz paraların döndüğü, başarılı futbolcuyu tepelere çıkartıp şımartan, sonra kafa üstü yere çakıp depresyona sokan, kendi içinde kanunları kuralları olan ve milyonları peşinden sürükleyen garip bir film. Film diyorum çünkü son 6 aydır aslında hiçbir şeyin bizim seyrettiğimiz gibi olmadığını, ortaya dökülen kirli çamaşırlardan görüyoruz. Yöneticilerin, antrenörlerin, oyuncuların hatta malzemecinin bile içine karıştığı acayip olayları, polisiye dizisi gibi izliyoruz. Spor gazetelerinin, sitelerinin manşetlerinde artık, “savcı ne açıkladı”, “iddianamede ne yazıyor”, “cezaevinden bugün ne mesaj geldi”, “yeni yasa kabul edilecek mi”, “kim kaç sene yatar, kim tahliye olur”, “kim kime rüşvet verdi….” haberlerini okuyoruz. İşte bende tam bu manşetlerin arasına, ülkemizi Avrupa’da ve dünyada başarıyla temsil eden bir bayan voleybol takımımızın, kendi sahasında oynadığı Şampiyonlar Ligi maçında aldığı galibiyeti koyuverdim. Kıyamet koptu !!! Gündem bu kadar yoğunken (bkz. gündem: yukarda yazdığım başlıklar!) voleybol maçı manşete çıkar mıymış ??? Futbol kafalı (kimse üstüne alınmasın sporu futboldan ibaret sayanlara ettiğim en ağır küfürüm bu) müdürümle girdiğimiz tartışmanın sonucunda, maç “Amatör” sporlar kategorisindeki yerini aldı, ben de evdeki koltuğumda buldum kendimi… “Sen git biraz dinlen” dendi…
Futbol ve basketbolun “Profesyonel”, voleybol ve “Diğer” branşların “Amatör” sayıldığı bir camiada spor kültürümüz ne kadar ileriye gider bilmiyorum. Sanki futbolcular ve basketbolcular yüce bir mesleği icra ederken, Hem milli kulvarda hem de kulüp bazında bir çok kupayı ülkemize getiren, voleybolcu kadınlar / erkekler evini, çoluğunu çocuğunu bırakmış, hobi olsun diye top peşinde koşuyor… Bende onların peşinde koştuğuma göre “hobi muhabiri” oluyorum. Futbolu baş tacı etmediğim sürece, “diğer” branşları önemsemekten ve bu konuda amirlerimle tartışmaktan vazgeçmediğim sürece amatör bir muhabir olarak, “doğru – dürüst” yazacak yer aramaya devam edeceğim sanırım…