İlk yazımı, “Babalar kızlarınızı sporcu yetiştirin. Yarın öbür gün size de kafa tutacaktır, ama olsun her zaman gurur duyacağınız, hem fiziği hem maneviyatı güçlü, saygın bireyler olacaklar. Benim babam öyle yaptı… “ diyerek bitirmiştim. Evet meslek seçimimden ve başıma gelenlerden tümüyle babam sorumlu ! Bir kız çocuğuna okumayı söktüğü gün “Martı” yı okutursan, nakış dikiş kursu yerine, sabahın körlerinde antrenmana götürürsen, kendine güvenini sevginle pekiştirip, kazandığı madalyalarla gurur duyarsan, topluma, kocaya hayırlı bir “köşe yastığı” olmaz elbet… Nolur, sporla büyür, milli olur, doğrucu davut olur, dokuz köyden kovulur...
Bundan 15-20 sene evvel anneler babalar, boyu uzasın, evde kudurmasın diye çocuklarını spor okullarına götürürdü, sporculuğu meslek olarak seçmek düşünülmezdi bile. Helede bir kadının meslek olarak profesyonel sporculuğu seçmesi toplumun biçtiği rollere bugün bile aykırı düşüyor. Kadın kampta, akşam maçta, sabah antrenmanda. Bir bakmışınız, dünyanın başka bir ülkesinde elinde kupa, televizyondan el sallıyor evdeki kocaya :)))) Alın size “Köşe Yastığı” olamayan bir kadın daha…
Voleybolun dünyada olduğu kadar artık ülkemizde de tercih edilen bir meslek haline gelmesi, başarı grafiğinin yükselmesinde de çok büyük etken. Daha fazla aile çocuğunu voleybola yönlendiriyor eğitimli donanımlı antrenörler tarafından yetenekli bulunan çocuklar, gerçekten gönül verdiyse sporculuğu meslek olarak seçebiliyor. Sonrasında özverili, meşakkatli uzun bir yolculuk başlıyor…..
Benimkine benzeyen bir baba daha var tanıdığım. Voleybol camiasının duayenlerinden Cengiz Göllü. Kızı Arzu’da voleybolculuğu meslek olarak seçti, layığıyla yerine getirdi, 33 sene sahada ter döktü, arada birde çocuk doğurdu, emekli bile oldu. Cumartesi günü Milli maçla jübilesini yapacak olan efsane pasör bugün bir çok gence, örnek teşkil ediyor.
Arzu dışarıdan bakınca babadan torpilli gibi görünsede, aslında durum tam tersi. Babasının antrenörlüğünü yaptığı Eczacıbaşı’nda oynarken, bırakın torpili, en çok fırçayı Arzu yermiş. Kariyerine bir çok başarı öyküsü sığdıran Arzu bayrağı 10 yaşındaki kızı Duru’ya devretti.
Spor dünyası çıkışı olmayan bir labirent. Babam beni yüzme kulübüne götürdüğü gün, yaşam rotam çizilmişti. Spor benim için hobi değil yaşam biçimi ve mesleğim haline geldi. Arzu’da aktif sporculuğu bıraktıktan sonra, bir yerlerinde mutlaka olacaktır...
“Efsane pasör”, “Büyük Kaptan” lakaplarını emeğiyle hak eden Arzu Göllü, 10 Eylül’de Burhan Felek Voleybol salonunda saat 19.00’da oynanacak Türkiye Almanya maçı ile fileye veda edecek. Bu büyük sporcuyu izlemeye mutlaka gelin, belki kızınızın voleybolcu olmasına vesile olur…
Zeynep Çiğdem Dedeoğlu