Bulgaristan ve İtalya'da grup maçları oynanan ve finalleri İtalya'nın Torino kentinde düzenlenen 2018 Dünya Erkekler Şampiyonası, Polonya'nın şampiyonluğu ile sona erdi.
Erkek Milli takımımızın katılma hakkı kazanamadığı şampiyonada, her iki ev sahibi memlekette büyük hayal kırıklıkları yaşadılar...
Açılış müsabakası Roma'da stadyumda üstü açık kortta oynanan Japonya-İtalya müsabakası ile başlayan şampiyona, Torino'daki muhteşem organizasyon ile sona erdi. Özellikle oyuncuların maç önü takdimi ve saha şovları mükemmeldi!..
Şampiyonaya antrenörler damga vurdu. Sahadaki ve saha dışındaki rekabet ve savaş ortamı sahada patlamalara neden oldu!..
İlk kez bir şampiyonada 2 Coach, FIVB Disiplin Komitesinden 1'er maç ceza alarak sahada takımlarını takip eden ilk maçta yönetemediler.
Arjantin-Polonya grup maçında; Polonya Coach'u Vital Heynen'in ve Polonyalı oyuncuların kışkırtmaları ve hakemi etki altına almalarıyla, hakemin Polonya lehine verdiği kararlar neticesinde hırslanan Arjantin, hakemlere rağmen maçı alınca, Arjantin'in efsane Dünya Şampiyonu Coach'u Julio Velasco sahada 4-5 kez yumruk şov yaptı bu adrenalin patlamasıyla... Bu da cezayı getirdi arkasından! Maçı çığrından çıkaran hakemlere ise ne ceza verildiği bir muamma.. ( Her zaman olduğu gibi )
2. olay ise tam bir anti fair play örneği idi! Brezilya Coach'u Renan Dal Zotto ( Bir dönemin çok önemli smaçörüydü ve uzun seneler İtalya'da üst seviye kulüplerde oynadı) 6'lı finalde Rusya maçının 5.inci setinde, durum 14-11 kendi takımı lehine olmasına rağmen, Rusya'nın avantaj topa yapacağı hücum öncesinde topun kendi sahalarında öleceğini önceden sezerek, top toplayıcı çocukların saha yanından yuvarladıkları bir topu ayağı ile sahaya yuvarladı sonuçlanmamış ralliyi tekrar ettirmek amacıyla.. Bunda da başarılı oldu. Fakat maç sonu Rusların protestosu üzerine yakayı ele verdi ve video görüntülerinin incelenmesi neticesinde de ceza aldı...!
Brezilya ve Rusya takımları sakatlıklar dolayısı ile sıkıntılı geldikleri turnuvada ( Brezilya'da ilk 6 dan 2 smaçör, Rusya'da ise 4 oyuncu- 1 pasör ve 3 smaçör sakatlıkları dolayısıyla oynayamadılar ) ve birbirlerini kırdılar 6'lı final maçında 3-2 lik skorla.
Ev sahibi İtalya takımı çok fazla medya etkisinde ve baskı altında idi. Coach Mauro Berutto'nun sporcuların disiplinsizliklerini sebep göstererek ayrılmasının üzerinden, takıma Rio Olimpiyatları'nda liderlik eden Coach Blengini ile sporcular arasında bir soğukluk olduğu ve sporcuların oyun disiplininden uzakta ve Coach'u dinlemez tavırları dikkat çekti .
Sırbistan'ın ilk 6 takım arasına kalmayı garantiledikten sonra oynadığı 1/8 gruplarının son maçında Polonya'ya (0:3) yatması ile Fransa'yı ilk 6 takım arasına giremedi !
Amerika'nın Brezilya ya yine aynı şekilde (0:3) yatarak yarı final eşleşmesinde Polonya'yı seçmesi tercihi de tutmadı ve ters tepti .
Yarı Finalde Polonya-Amerika'yı 3:2 ile saf dışı ediverdi ! Tüm bu gelişmeler Polonya'ya yaradı ve müthiş bir fikstür avantajı ve her maç artan bir motivasyon ve hava ile şampiyonluğa yürüdü...
Bir anlamda, Sırbistan, Brezilya ve Amerika yaptıkları taktik tercihlerle Polonya'nın ekmeğine yağ sürdüler ve bizim tabirimizle; "Eğrisi doğrusuna denk geldi " de denilebilir bu durum için.
Teknik olarak hemen hemen her takımda ilk altıda en az 4 oyuncu güçlü smaç servis atarken; artık jump-float servisinde gündem dışına çıktığı ve jump float ve güçlü smaç servis arası bir başka servis çeşidinin geliştirildiğine şahit olduk !
Yine tüm takımlar her iki köşeye mümkün olduğunca süratli paslarla oynamaya çalışırlarken, geri alandan yapılan pipe atakların rastlantısal bir noktadan sıçrayarak yapılması yerine planlı ve arka ortanın her iki tarafındaki hücum koridorlarından yapıldığı görüldü.
Uluslararası Erkek Voleybolunun bundan sonraki en büyük gündemi 2020 Tokyo Olimpiyatları olacak ! Bizim favorilerimiz; 2018 Dünya Şampiyonu Polonya ( ki Kübalı Leon 4 yıllık süreyi dolduracağı için sahada yer alacak Polonya takımında ) , Sakatları düzelecek ve 2 yıl içerisinde daha da tecrübeli hale gelecek Rusya, yine sakat sporcularının dönüşüyle tam kadro oynamaya başlayacak Brezilya'dır ilk 3 için ! Amerika takımı ise fazla düz bir oyun yapısına sahip ve bundan dolayı ancak bir sürpriz yapabilir ilk 3 derece için, fakat şampiyon olamaz kanaatindeyim.
Gelelim en son naturalizasyon haberine: Dünya'nın en yüksek skor üretebilen orta adamı, eski Küba milli takımı kaptanı Simon Robertlandy Bulgaristan adına yarışmaya karar verdi! Fakat 4 senelik sürenin geçmesi gerekiyor dilekçe tarihinden itibaren. Yine de haber heyecan verici !
Burada dikkat edilmesi gereken konu, adamların 33 yaşındaki Coscovic'i naturalize etmeye çalışmamalarıdır (!). Özellikle Polonya'nın Leon naturalizasyonu sporcunun yaşı ve teknik/fizik kapasitesi göz önüne alındığında tam isabet denilebilir !
Bir diğer dikkat çekici ve üzücü tespitimiz ise, Türk Antrenörlerinin bu şampiyonaya rağbet etmemeleri idi!
Bir çok komşu ülkenin Coachlarını hatta hakemlerini en azından Bulgaristan'da gördük. Gözlerimiz özellikle milli takımlarımızın Teknik sorumlularını ve üst düzey kulüplerimizin taknik heyetlerini aradı! Demek ki Türk Erkek Voleybolunun bu şampiyonadan alabileceği hiç bir şey yokmuş...
Bizim Galaksi Efeleri Ligi 13 Ekim'de başlayacak. Göreceğiz bakalım sahaya koyacakları ürünü... Muhtemelen tadından yenmez !
Halbuki daha çok önceleri; 1994 senesinde Atina'da yapılan Dünya Şampiyonasını izlemeye, Voleybol Antrenörleri Derneğinin organizasyonu ile M. Akif Üstündağ, Osman Çarkçı, Şükrü Çobanoğlu, Ercan Gürer, Hüseyin Özcoşan gibi Ankaralı antrenörler grubu ve yine Atina'da yapılan 2004 Olimpiyat oyunlarını da Işık Menküer, Muhammet Görkem ve yine Şükrü Çobanoğlu'nun izlediklerini biliyoruz.
Özellikle gözlerimiz, geçen yaz ve bu yaz transit yoldan 4.kademe lisans alan ( ! ) genç arkadaşlarımızı aradı!
Milli sporcuların ilk 3 kademeyi atlayarak direkt 4.kademe kursa alınmaları ne kadar doğru? Voleybol sadece üst kademeden mi oluşuyor? Bu işe emek veren, kademe atlayabilmek için çeşitli kategorilerde takım çalıştıran, eziyet çeken, sporcu yetiştiren diğer antrenörlerle bir fırsat eşitsizliği oluşturmuyor mu bu durum? Ayrıca; usta-çırak ilişkisini yaşayamadan, bu arkadaşlarımızın başarılı olabileceklerine inanıyor musunuz? Oyunculuk ve antrenörlük tamamen farklı 2 fazıdır sporun ve bu işin basamaklaması bu kadar da oldu bittiye getirilemez kanısındayız.
Yabancı sporcularda bir çok örnek görüyoruz ki bu kişiler sporculuklarının son bir kaç senesinde kulüp aktivitelerinden boşta kalan zamanlarda çeşitli antrenör kurslarına gidip sertifika alıyorlar ve özellikle altyapılarda oynadıkları kulüplerin takımlarında görev yaparak antrenörlük pratiği edinmeye çalışıyorlar ve voleybolu bırakıp antrenörlüğe geçecekleri güne kendilerini hazırlıyorlar..
Bizde ise hiçbir şey yapmayıp Federasyondan dilenme mantığı hakim görünüyor maalesef!
Diğer taraftan ise bu konuyu hazmedemeyen ve senelerini bu işe harcamış antrenörler grubu ise içten içten hınçlanıyorlar gözüküyor ve kimse bir şey söylemiyor ama bu arkadaşlara nasıl fatura çıkartırız sahada gibi bir düşünce de hakim görüştüğümüz antrenörlerde direk olarak dile getirmeselerde.
Aslında memleketin 16 sene sonunda geldiği duruma bakıldığında, LİYAKAT kavramının rafa kaldırıldığının ve Damat Ferit tarzının hakim olduğunun artık herkes farkında! Türk sporunun da memleketin durumundan ayrı değerlendirilmesini düşünmek tabii ki abesle iştigal olurdu.
Hayvanat Bahçesinin Müdürü, Devlet Tiyatroları'na Müdür olabiliyorsa, Başbakan'ın şoförü Milletvekili olabiliyorsa, bu arkadaşlarımızın da Milli takım çalıştırmamaları için hiç bir neden yok bence! Hepsine başarılar diliyoruz !
Haa bu arada; geçenlerde voleybola 7-8 senedir yatırım yapan ve akademik yönü de olan FIVB Uluslararası Sertifika sahibi dahi olmuş genç bir antrenör kardeşimiz Galatasaray Profesyonel Futbol A takımında kondüsyoner olarak göreve başladı Coach Fatih Terim'in alt kadrosunda.
Bizim buradan çıkarttığımız kıssadan hisse, demek ki voleybolda kendisine bir gelecek göremedi Antrenör olarak ya da bazı şansları alamadı beklentisi olmasına ve belki de hak etmesine rağmen! Kendisine başarılar diliyoruz yeni kariyerinde!
Bu konuyu şu şekilde bağlayalım: uzun çalışmalar sonucu kurulların ortaya çıkarttığı yönetmelikleri bu tip operasyonlarla sık sık değiştirmeyi adet edindiğiniz takdirde; ait olduğunuz kitlenin güvenini çok kolay kaybedebilirsiniz ! Son söz: Güven ürkek bir kuş gibidir, kanatlanıp çıktığı kafese tekrar kolay kolay dönmez !
Bir başka alt başlık da; memleketimizin içerisinde bulunduğu Amerikan şirketi idaresindeki(!) fakat Amerikan menşeli finansal kriz ortamı ve birbiri ardına maalesef kapanan kulüplerimiz !
Sadece Nisan - Eylül döneminde Erkeklerde, 3-4 Kulüp , kendi kendimize süper başarılı olarak ilan ettiğimiz Bayanlarda da 9 kulübümüz ( Seramiksan, Balıkesir Belediye, Bursa Belediye , Bursaspor, Trabzon İdman Ocağı, Arkas, Numune, Bartın Polisgücü ve Sefaspor) faaliyetlerini sonlandırma kararı almış ve liglerden çekilmiş! Ya da oynama haklarını satmış!
Biz bu yıl özellikle sezon içinde bazı kulüplerde yine finansal nedenlerle liglerden çekilmeler bekliyoruz. Kanımızca Federasyonlar Profesyonel Liglerinin yönetimlerini özerk organizasyon şirketlerine devretmedikleri sürece bu konular daha çok gündeme gelir ülkemizde. Profesyonel Futbolda dahi kendi finansal kriterlerini kulüplere kabul ettirememiş, yaptırımları zayıf ve FIFA sopası ile arada sırada kendisine gelebilen bir Kulüp/Federasyon yapılanması mevcut.
Gelirleri olmayan ya da çok zayıf diğer sporları düşünemiyorum bile. Maalesef voleybol da bunların yine en iyi durumda olanlarından bir tanesi!..
Bu arada türbanlı yabancı transferimiz de oldu. Türkiye'de bir ilk! İran Bayan Milli takımının pasör çaprazı Ankara takımlarından birine transfer oldu ve türbanı ve eşofmanı ile yeni sezonda sahada yer alacak. Transferde emeği geçen ve Atatürkçüyüm diye geçinen beyefendiye de helal olsun ! Devamını bekliyoruz !
Son olarak, Türkiye Voleybol Federasyonu Mali Kongresi 30 Ekim 2018'de ! Lotarya ile tespit edilecek delegeler Mali Kongrede önlerine sunulacak bütçeyi bir kaç saat içerisinde engin muhasebe bilgileri ile değerlendirecekler, TVF tarafından sunumu yapılacak projeleri tartışacaklar ve karara bağlıyacaklar, geçmiş dönemi ibra edecekler ve yeni dönem bütçesini onaylayacaklar.
Hatırlanacağı üzere; E.Ü. Karabıyık ve ekibi Hüsnü Can Federasyonu'nu ibra etmeyerek düşürmüş ve daha sonra da kurulan ilk Federasyondan itibaren, gerek Sn. Karabıyık'ın, gerek Sn. Mutlugil'in gerek Sn. M.A. Üstündağ'ın seçim bildirgelerinde "ŞEFFAFLIK" başlığı altında yapılan harcamaların ve yeni projelerin finansal tablolarını,n voleybol camiası ile zaman zaman paylaşılacağı vurgulanmıştı. Voleybol camiası aşağı yukarı 10-12 yıllık bir süre geçmesine rağmen hala bu sözlerin tutulmasını bekliyor.
Voleybol, alt başlıkları detaylandırılmamış, oldu bitti ile Mali Kongrede onaylanan, hiç bir delegenin her hangi bir soru sorabilecek kadar dahi bilgilendirilmediği bütçeleri hak etmiyor. Bir sözümüz de kulüp delegelerimize. Mali kongre geçtikten sonra kapı arkalarında konuşmak bizlere yakışmıyor.
En büyük yakınma gelirlerin azlığı konusundan geliyor. Voleybol camiası ibra ve kontrol görevini sizlere vermiş. Voleybol okuluna giden 10 yaşındaki çocuğa veya sporcu velisine karşı dahi sorumluluğunuz var. Lütfen görevinizi layıkı ile yerine getirmeye çalışınız. Bir sözünüz var ise yeri Mali kongredir!..
Voleybolumuz için başarılı ve hayırlı bir Mali kongre olması dileklerimizle.