Bağrımıza bastık, dünya markası olmuş bir Milli takımı emanet ettik, ortaya çıkacak başarılara güvendik, adam da dünya çapında bir şey olmaz, böylece “iyi bir kenar yönetimi” ile alayını yine yeneriz dedik ama bunun da kafası karışık çıktı işte.. El beldeki taktik levhasında, dikkatli baktım, üstünde tek bir çizik bile yok... Üstelik eskiden tableti vardı, artık o da yok... Nedense.. Dün ve bugün baktığımız ve seyrettiğimiz A Milli Kadın Voleybol takımımızı hiç mi hiç tanıyamadık.
6’lı mı oynuyoruz?
Her sette ayrı kadro, her pozisyonda oyuncu denenen bir milli takımımız da oldu ya artık ne gam, ne tasa..! Maça başladın, öndesin “ Taak levha” oyuncu değişti. Kızlar da birbirlerine bakıyorlar sahada, acaba pasör çaprazı mı oynayacağım, yok ortadan saldıracağım, dur bana baktı galiba pasör olacağım derken ne takımda ne de memleketin voleybol seyircisinde kafa kaldı.. Git bunun dizilişini ganyana yatır, daha 1. ayakta yatarsın yani, böyle bir yanlış tiyo durumu...
Da acaba gerçekler böyle mi, adam gerçekten çaresiz ve oyunu kazanacak insan evladı mı arıyor, yoksa işin işinde başka bir bişi mi var..?
Ne olabilir ki?
Anladığımızdan söz edelim de olay muammaya dönmesin. Milli damat önce eş durumundan sınıfta kaldı. Çünkü maçın en kritik setlerinde evdeki kraliçesine servis attırdı, ortadan “hadi hanım blok yapıyorsun” gibi aile içi meseleleri gündeme getirdi, sonra ne mi oldu?? Çatt top dışarı.. “ Olmadı hanım bir daha”. ”Ama iyi passs gelmiyor ki beey” falan gibi bizim duymadığımız ama içten ses gibi gelen diyaloglarla ortam kaosa girdi. Özetle aile işlerine koskoca milli voleybol takımı kurban edildi.
Kenarda biri mi var?
Var tabii.. Sen en önemli pozisyonlarda tecrübeli ve dünya starı olmuş oyuncularını bench’in arkasında unutursan, adama böyle sorarlar işte.. 4. ve 5. setlerde sahada öyle bir kadro var ki, hiç işten anlamayanlar bile ekran başında birbirlerine sordular “ bu kız daha önce hiç girdi mi oyuna? “ diye.. Örnek, benim kuzen de bana sordu mesela..
Bulgar antrenörden dersler
Üşenmedim oturdum saydım 6 video itirazın 5’i doğru. 3-4’lü sayılarda mola almalar falan. Molalarda gayet sakin, hiç telaşsız konuşmalar, o dilden anlamıyoruz ama adamın vücut dilinde “ bak şu diğer taraftaki İtalyan var ya, ben şimdi onu iyice delirtecem” bakışları..Dediğini ve düşündüğünü de yaptı. Helal olsun. Eski takım arkadaşımızmış, zamanında birlikte bile oynamışız, maçtan sonra konuştuğum dünyaca ünlü FIVB lisanslı (Türkiye’de “tek” tir haberiniz olsun) hocaların hocası ve üst düzey menejer dostum Nejat Sancak hatırlattı. Teşekkür ederim kardeşim benim..
Bak şimdi
Kulislerden gelen uçankuş, durankuş, oturankuş ve de maça bakankuş bilgilerine göre milli takım oyuncu menejerlerinin oyuncağı olmuş durumda.. Bozulmadık ne kaldı, bir tek bizim Kadın Voleybolumuz derseniz, hepiniz haklısınız da, ben bu kadarına inanmazdım ama anlattılar inandım. Onun oyuncusu, bunun bacanağının kardeşi falan derken, kadro seçiminde, 6‘lı yı bulma kumarlarının arkasında bunlar var dediler. Bende “ yook artık yahu...burası milli takım olur mu olm..” diyemedim. Utandım...
Yazıklar olsun
Bu maçı bu hale getirene, yanlış yunluş kadro seçimiyle güzide sporumuzun güzide branşını kurda kuşa, eski bilmem ne salonunun tostçusuna yem edene, milleti ekran başında fıtık ve de gıcık edene, adeta sabote eder gibi ortamı ve maçı maymun edene, veee en önemlisi “bunu görüpte, bundan sonrasına izin vereceklere”. Yarın, o maçı kazanmasan, defolup gidip kulübünde sezonu bekleyeceksin, ama biz senin bu maçta yaptıklarını gözümüzle gördükten sonra, artık senden “ olmaz olsun böyle damat “ diyeceğiz haberin olsun.
Akşam akşam sinir katsayısını bu kadar yükselttin ya, ondan ötürü de bir kez daha yukarıdaki başlık sana kapak olsun.
Hepinize sevgilerimle, bu herif hariç...
Eski Voleybolcu
(Not; mot yok :-/ )
Özlem yazıyı bir daha oku. Ya da seyretmediysen anlatılan maçı videodan izle.
GIOVANNI GUDETTI İŞİNİ BİLİR, SIKINTI YOK BENCE.