Şimdi diyeceksiniz ki ne oldu, nerde oldu, nasıl oldu falan… Aslında bu dünya çapında bir haber olurdu ama, memleketin haberini dünyaya anlatacak, tanıtacak var mı bilmem…? Bizim site dışında tabii ki..
Hikaye Merhum ''Burhan Felek'' Spor Salon'unda geçmekte… NOT: Burhan Felek, (ruhu şad olsun) Şeyh-Ül Muharririn olarak ta tanınırdı. Bu unvanı tarihte dünyada en uzun süre gazetecilik yapan ve dünyanın en yaşlı gazetecisi olarak almıştı. İşte bizim salon bu salon yani, unutmayalım, unutturmayalım… Öncelikle NTVSPOR’a bir tebrik ile başlayacağız… Oyuncu KJ‘lerindeki Türkçe-İngilizce ayrımı pek güzel olmuş… Türkçeyi komple terk edip, İngilizce height, age, position, technical time out, referee gibi yazıları ekrana bindirerek bize bir dünya derbisi keyfi yaşattılar, bravo…
Neyse devam edelim, cihan şümul Milli takımımızın ve ülkemizin başı saçlı tek İtalyan ve bu kez başı saçsız tek Türk 2. Antrenörünün maçı vardı salonda… Milli takımda yardımcı olacaklar bu yıl birbirlerine.
Çok ayıp etti
Bir kere insanda biraz büyüğe ve kariyere saygı olur değil mi…? Sen kalk karşındaki takımın yarısından az bütçeyle bir takım kur, sonra çık sahaya, set bile vermeden, bankanın kredisini bitir…! Hem de 6-7 sayılık serilerle… Oldu mu şimdi…? Ne diyeceksin yarın kampta…? “Kusura bakmayın, oldu işte..” falan da kurtarmaz seni, benden söylemesi :-)
Kulaklar Bond’u aradı.!
Dünkü Dj bugün çalışmıyordu galiba… Eee ne de olsa pazar tabii. James Video Bond bu kez sahada yoktu… Onun yerine “Vestel Sultanlar Ligi – Türkiye’nin gurur sahnesi” jingle’ı vardı ki bence de doğru ve güzel oldu…
İşaret dili ve dudak okuma ile maç yönettiler
Evet.. Yanlış okumadınız… Maçın referee’leri (böyle daha havalı oluyor, onun için dedim..) birbirlerine her itiraz pozisyonunda, her molada dudak ve el kol hareketi çekip sonuçları paylaştılar… Kulaklıkların pili bitmiş olabilir mi acaba…? Halbuki akşamdan re- charge yap, sabaha hazır olsun, değil mi…? Cık, cıkk...
Alışılmadık tezahürat
“Yuuuuhhh..” İlk kez servis ve pas atılırken buna şahit oldum dersem, yalan olmaz… Biz zamanında oynarken, ıslıktan ve bir takım tahta, duvar gürültülerinden, sahada birbirimiz duyamazdık ama hiç yuhalanmadık… Tabi bizim dönemimiz tribünleri ile şimdikiler arasında, zamanımızın aleyhine 1.000 kişilik falan bir fark var ama, bu tip yuh çekme, olmazdı yani… Kim düşünmüşse, eline, yüreğine, aklına, sesine sağlık… demiyorum…yazıklar olsun diyorum…bu kadar basit !
Devam ediyoruz… Smaç vur hayata, atla top çıkar, serviste karşıyı bayılt, kenarda 1 dk. dinlen, gel yine blok yap Centoni… Valla kulübü tebrik etmek lazım… Ne yediriyor, içiriyorlarsa, bize de reçetesini verin de biraz gençleşelim yani… Kendisine de kocaman bir “Magnifico Centoni..”
Sarı kartlar
Baba, (yeni oldu biliyorsunuz) milli takımımızın ve dünyanın en iyi takımlarından birinin başında, üstelik kendisi milli damadımız… Ama pek agresif gördüm ekrandan kendisini… Boyna pasa itiraz, hakeme pas nasıl atılır şekilleri yapmalar, yüzünde devamlı ağız ve kulak mesafesi arasında gidip gelen kasılmalar…Cart sarı…
Her sette sarı kart görünce, korkmadım desem yalan olur… Milli takımda ne olacak bu renk ve daha da koyusu kartları görürse…bilmem… aman dikkat diyimmm…
Mucize mi desek acaba…?
Dedik ya aslan bankayı dağıttı diye… Aynen öyle oldu…Maçın ve setlerin sonucu sitemizin bana komşu haber ekranında, güzel mi güzel fotoğrafları ve maç yazısı ile geçmekte…Oradan öğrenirsiniz… Bizim işimiz ayrıntılarda…Öyle güzel ve sürprizli bir maç oldu ki, maçı sunan kardeşimiz bitiminde, öğle vakti olmasına rağmen…” hepinize iyi akşamlarrrr…” diyerek bitirdi… Evet bir mucize yaşandı gibi… Bakalım çarşamba günü bu devam edecek ve aslan bankanın kapısına bu kez kilidi vurabilecek mi…?
Eğer bu olursa… O zaman size söz, bir aslan fıkrası, anlatacağım… Umarım beğenirsiniz…
Hepinize sevgilerimle
Eski Voleybolcu