Eczacıbaşı Dynavit, 2023 CEV Şampiyonlar Ligi yarı final ikinci maçında sahasında İtalya’nın Igor Gorgonzola Novara takımını 3-0 mağlup ederek adını finale yazdıran ilk takım oldu.Bu sonucun ardından Türk voleybol tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi’nde Türk finali olacak. Eczacıbaşı Dynavit’in finaldeki rakibi Fenerbahçe Opet-VakıfBank eşleşmesinin galibi olacak. 2023 CEV Şampiyonlar Ligi Süper Finali, 20 Mayıs 2023 tarihinde İtalya’nın Torino şehrinde oynanacak.Mücadelenin oyuncusu Eczacıbaşı Dynavit’in Sırp pasör çaprazı Tijana Boskovic seçildi. Karşılaşmanın istatistiklerine ulaşmak için tıklayınız.TVF Burhan Felek Vestel Voleybol Salonu’nda oynanan mücadeleyi TVF Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, TVF Asbaşkanı Selahattin Süleymanoğlu, TVF Organizasyon ve Pazarlama Kurulundan Sorumlu YKÜ Kazım Şahin Gürkan, TVF Yönetim Kurulu Üyesi Yavuz Ölken ve TVF Genel Sekreteri Nihal İşçi de tribünden takip etti.ECZACIBAŞI DYNAVİT-IGOR GORGONZOLA NOVARA: 3-0
SALON: TVF Burhan Felek Vestel
HAKEMLER: Mathias Ewald (Almanya), Roy Bensimon (İsrail)
ECZACIBAŞI DYNAVİT: Hande, Yasemin, Boskovic, Voronkova, Jack, Ognjenovic, Simge (L) (Yaprak)
IGOR GORGONZOLA NOVARA: Bosetti, Danesi, Ebrar, Carcaces, Chirichella, Battistoni, Fersino (L) (Cambi, Adams, Ituma)
SETLER: 25-22, 25-12, 25-21
SÜRE: 80 dakika (27′,24′,29′)
SALON: TVF Burhan Felek Vestel
HAKEMLER: Mathias Ewald (Almanya), Roy Bensimon (İsrail)
ECZACIBAŞI DYNAVİT: Hande, Yasemin, Boskovic, Voronkova, Jack, Ognjenovic, Simge (L) (Yaprak)
IGOR GORGONZOLA NOVARA: Bosetti, Danesi, Ebrar, Carcaces, Chirichella, Battistoni, Fersino (L) (Cambi, Adams, Ituma)
SETLER: 25-22, 25-12, 25-21
SÜRE: 80 dakika (27′,24′,29′)
VOLEYBOLUMUZ VE SPOR MEDYASINDAKİ HAKSIZLIK ÜZERİNE “BASINIMIZ TESLİM ETMESE DE TARİH SİZLERİ HAK ETTİĞİNİZ DEĞERİ VERECEKTİR.” Hep futbolun gölgesinde kalarak hiçbir zaman hak ettiği değeri alamayan “Voleybolumuz” çeşitli kategorilerde Avrupa da ve Dünya da yıllardır başarılar kazanıyorlar ancak en fazla birkaç gün gündemde kalabiliyorlar, o da birkaç spor muhabirinin gayretleriyle ya da siyaset adamlarının tebriklerdeki temaslarıyla. Gözünüzü sadece futbola dikmiş, sığ bir algı iklimi içinde büyük gayretler ile elde edilen bu başarıları hem medya da hem de kamuoyunda ihmal ediyorsunuz. Televizyonlarda Gün de sekiz dokuz bülten ve elliye yakın haber verilir. Haberlerin en fazla konu futbol olur. Günümüz Türkiye’sinde spor denilince “varsa futbol yoksa futbol”, aklımıza başka bir şey gelmiyor. Belki biraz da basketbol, hani o da topla oynanıyor. Oysa futbol Edirne’yi geçen başarılara nadiren ulaşırken, esas başarıları önemsemediğimiz spor dallarında yaşıyoruz. Diğer bir neden ise, spor kulüplerimizin bu spor dallarına ilgi göstermemesi, sporcu yetiştirmeyi, bu spor dallarında rekabeti sağlamayı hedeflemiş olmamalarıdır. Belediyelerimiz, hatta bunlardan şehirlerinde profesyonel futbol kulüpleri bulunanlar bile rağmen, profesyonel futbol takımı kurmayı her ne hikmetse marifet saymış, himayeye esas gereksinimi olan bu dallara destek olmayı akıl edememişlerdir. Bugün bir profesyonel futbolcunun her şeyi haber olurken, bir maçın hakem kararları “geri al, ileri sar” diye saatlerce ve haftalar boyu tartışılırken, diğer spor dalları ve buralarda yaşananlar spor basınımızın ne kadar ilgisini çekmektedir? Spor basınımıza “Futbol Basını” demek daha doğru değil midir? Bu yazıyı yazmaya beni yönlendiren, son günlerde “VOLEYBOL” Kadın Takımlarımızın elde ettikleri üstün başarılar beni gururlandıran başarılardır. Son günlerde Spor Salonlarında fırtına gibi esen, Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımları Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasında Yarı Final ve Finale kalan 3 Türk Takımı olmuşlardır. Bu Kulüplerimiz da ne yazık ki gerçekte bir futbol basını olan spor basınımızdan gereği kadar ilgi görememiştir. Bu başarıları yakalayan Kulüplerimiz ve sporcularımızı öylesine onurlandırıp sahiplenmeliyiz ki, tüm çocuklar ve gençler bir gün onlar gibi olmaya özensinler; Bu başarılı Kulüpler ve sporcuların adlarını, yaşam hikâyelerini yazılı ve görsel basın bıkmadan yılmadan tekrarlasın ve onları tanımayan kimse kalmasın. Ama nerede! Yine futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Edirne’nin ötesinde Esamesi ( Bahsi geçmemek veya adı anılmamak) okunmadığı bir spor dalına bu kadar ilgi gösterirken; Voleybol da başarıdan başarıya koşturan Kulüplerimiz ve sporcularımıza şaşı bakıyoruz. Bu başarılı Kulüplerimizi ve sporcularımızı tek tek yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Onlar yetiştiren antrenörlerine, Yöneticilerine ve tabii ki Ailelerine şükranlarımı sunuyorum .Abdullah GÜMÜŞBAŞ “BASINIMIZ TESLİM ETMESE DE TARİH SİZLERİ HAK ETTİĞİNİZ DEĞERİ VERECEKTİR.”
Ebrar'da hic bir gelisme yok, seneler önce Türkiye'de oynadigi voleybol aynen devam ediyor.Gelecek sezon da Rusya'ya gitmesi onun icin bir geri adim olacak,Ebrar yerinde saymaya devam edecektir.Yazik
Eczacıbaşı'nı kutlamak lazım; sonuçta final oynayacaklar; ancak bana göre CEV finali İmoco-Fenerbahçe maçları ile tamamlanmıştı... Tiger finalde ise kura şansı büyük etkendir. Finalde (bana göre) Fenerbahçe ile oynayacaklar; iki takım arasındaki fark ise şuan FB lehine... Fakat yine de tek maçlık seri heyecan verebilir.
Ne kadar da kuru bir başlık var yukarıda. Sanki sonuçları bilgisayar okuyor, otomatikman yazıyor. Yahu şampiyonlar ligini Türkiye ligine çevirdik, 1-2-3 Türk takımları. Ortalığın yıkılması lazım. Abdullah Bey çok haklı. Az yazmış. Futbol alemini kadın voleyboluyla kıyaslamak bile voleybolumuza hakarettir. Erkek voleybolda bile şampiyonlar liginde finali setin ucunda kılpayı kaçırdık, yarıfinali 1-3 3-2 ile yitirdik. Sen bunu bile rüyanda göremezsin, eyy futbol alemi. Sen git Lüksemburg ve Ferö Adaları ile kapış, senin dengin onlar, sizin yüzünüzden 70-80 yıl öncesinin o bi daha benzeri gelemeyen futbolcuları mezarlarında ters döndü. Siz gidin haftanın hakemlerini haber yapın yine, pozisyonlar üzerine yorum haberlerini, transfer dedikodularını yayınlayın. Bırak o sabun köpüklerini, sizin liginizi bile izlemiyorum, kim kaçıncı, kim kimi yenmiş biz sporseverlerler için haber değeriniz sıfır. Sizin sporu izlemediğiniz gibi. Spordan anlamadığınız için futboldan da konuşunca zırvalıyorsunuz.
THY buraya kadar üç ayrı antrenörle çıktı bu turlara, elinde olmayan nedenlerle. En kritik olan bu yarıfinalden tam önce takımının en güçlü yanı olan efsanevi pasörü sakatlandı. Galibiyet ve altın setin şart olduğu bu ikinci maçtan önce de en skorer oyuncusundan yoksun kaldı. Adeta voleybolun görünmez ilahları başlarına her türlü musibeti sardı, durdu. Yine de en küçük bir marjinalle kritik seti verdi. Finalisti de mağlubiyetle yolladı finale. Daha ne yapsın ?
Ne yazık ki geçen yıl Eczacıbaşı ile ulaştığımız CEV kupasına bu yıl THY ile ulaşamadık. THY bu turnuvada 10 maçın 9'unu, bunlardan iki İtalyan ile yaptığı 4 maçın 3'ünü kazandı. Aldığı verdiği set ve sayılara da bakarsanız tam bir şampiyon performansıdır bu. Şampiyon olacak olan rakip takım veya diğer yarıfinalin galibi de bundan daha iyi bir istatistik ile bitiremez bu tunuvayı. Basketbol saplantılı kanallar bize bu güzel takımın maçlarının çoğunu izlettirmemiş de olsa yokluklara karşın hamleleriyle finale çok yaklaşan Kamil Söz'e, Naz'ın rolünü üstlenmeye çalışan Çağla'ya, Kiera'nın yerini dolduran Hanna'ya ve görevlerini yapan diğer herbirine ve staff'a bize yaşattığı bu THY uçuşu için minnettarız.
Bitince biraz da Scandicci-Alba Blaj finalinin ikincisini izleyeyim dedim baktım ki yoğunlaşamıyorum ah THY'nin başına gelenler diye düşünmekten. Zaten final havası yok, gerçek final bu takımla THY'nin yaptığı yarıfinaldi. THY başına gelen o talihsizliklere karşın az daha tur atlıyordu. Naz ve Kiera olaylarının sadece bir tanesi olmasa veya onları ikisi olsa bile antrenör işinden vazgeçmemiş olsa ve oyuncular üç kez antrenör değişikliği ile şaşkına dönmemiş olsalar, yani bu aksiliklerden sadece birinin olmaması durumunda şampiyonlar ligi gibi konfederasyon kupası da avucumuzdaydı. Elendiğimiz maçın yorumları günler sonra yayınlandığı ve bu nedenle kimse de okumadığı için onları da yukarıda paylaşıyorum.
Ebrar'a da verdiği emekler ve mücadelesi için teşekkürler. Milli takımın en önemli gücü, İtalya liginin en skorer oyuncusu. O ligin en iyi takımlarını bizimkiler teker teker elemiş de olsa o lig bizimkinden toplamda üstün. Smaçörümüze başarılarının devamını dileriz.
Sportif tarafa girecek olursak en önemlisi yakın yıllarda iki takımımız birden yarıfinali İtalyan takımlarına yitirmiş, bizler Türk finali umarken kalakalmış ve İtalyan finali görmüştük. O yıl CEV bunu öngörmüş gibi aynı ülke takımlarının final oynamasını bilinçli olarak engelleyen yönlendirmeli kuraya son vermiş, böylelikle o zamana dek defalarca engelledikleri Türk finalleri engellendikleriyle kalmış, ve o İtalyan finaline yol yapılmıştı. Bu sezon ise her üç takımımız da İtalyan takımlarını süpürerek en sonuna dek geldiler, isabet oldu.
Bu yıl tarihte ilk kez finali aralarında oynayacak olan ve Eczacıbaşının final rakibi hangisi olursa olsun her üç takımımıza da tebrikler. Soykırım gibi yaşadığımız ve çoğu boşuboşuna yardım beklerken donarak kaybettiğimiz yüzbini aşkın yurttaşımızın acısıyla vurduk toplara, biz seyredenlerin sevinme reaksiyonu dumura uğradı. Oyuncular da kuşkusuz. Belli ki acıyla vurdular. Türkiye'nin şampiyonlar ligi şampiyonluğu da ikinciliği de üçüncülüğü de Gazimagosalı küçük voleybolcular ve diğer voleybolcu kayıplarımızın şahsında tüm kayıplarımıza, onların anılarına, geride kalanlarına ve kurtulup da perişan koşullarda ayağa kalkmaya çalışan yüzbinlere armağan olsun, güç olsun.
VOLEYBOLUMUZ VE SPOR MEDYASINDAKİ HAKSIZLIK ÜZERİNE “BASINIMIZ TESLİM ETMESE DE TARİH SİZLERİ HAK ETTİĞİNİZ DEĞERİ VERECEKTİR.” Hep futbolun gölgesinde kalarak hiçbir zaman hak ettiği değeri alamayan “Voleybolumuz” çeşitli kategorilerde Avrupa da ve Dünya da yıllardır başarılar kazanıyorlar ancak en fazla birkaç gün gündemde kalabiliyorlar, o da birkaç spor muhabirinin gayretleriyle ya da siyaset adamlarının tebriklerdeki temaslarıyla. Gözünüzü sadece futbola dikmiş, sığ bir algı iklimi içinde büyük gayretler ile elde edilen bu başarıları hem medya da hem de kamuoyunda ihmal ediyorsunuz. Televizyonlarda Gün de sekiz dokuz bülten ve elliye yakın haber verilir. Haberlerin en fazla konu futbol olur. Günümüz Türkiye’sinde spor denilince “varsa futbol yoksa futbol”, aklımıza başka bir şey gelmiyor. Belki biraz da basketbol, hani o da topla oynanıyor. Oysa futbol Edirne’yi geçen başarılara nadiren ulaşırken, esas başarıları önemsemediğimiz spor dallarında yaşıyoruz. Diğer bir neden ise, spor kulüplerimizin bu spor dallarına ilgi göstermemesi, sporcu yetiştirmeyi, bu spor dallarında rekabeti sağlamayı hedeflemiş olmamalarıdır. Belediyelerimiz, hatta bunlardan şehirlerinde profesyonel futbol kulüpleri bulunanlar bile rağmen, profesyonel futbol takımı kurmayı her ne hikmetse marifet saymış, himayeye esas gereksinimi olan bu dallara destek olmayı akıl edememişlerdir. Bugün bir profesyonel futbolcunun her şeyi haber olurken, bir maçın hakem kararları “geri al, ileri sar” diye saatlerce ve haftalar boyu tartışılırken, diğer spor dalları ve buralarda yaşananlar spor basınımızın ne kadar ilgisini çekmektedir? Spor basınımıza “Futbol Basını” demek daha doğru değil midir? Bu yazıyı yazmaya beni yönlendiren, son günlerde “VOLEYBOL” Kadın Takımlarımızın elde ettikleri üstün başarılar beni gururlandıran başarılardır. Son günlerde Spor Salonlarında fırtına gibi esen, Eczacıbaşı, Vakıfbank ve Fenerbahçe Kadın Voleybol Takımları Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasında Yarı Final ve Finale kalan 3 Türk Takımı olmuşlardır. Bu Kulüplerimiz da ne yazık ki gerçekte bir futbol basını olan spor basınımızdan gereği kadar ilgi görememiştir. Bu başarıları yakalayan Kulüplerimiz ve sporcularımızı öylesine onurlandırıp sahiplenmeliyiz ki, tüm çocuklar ve gençler bir gün onlar gibi olmaya özensinler; Bu başarılı Kulüpler ve sporcuların adlarını, yaşam hikâyelerini yazılı ve görsel basın bıkmadan yılmadan tekrarlasın ve onları tanımayan kimse kalmasın. Ama nerede! Yine futbolla yatıp futbolla kalkıyoruz. Edirne’nin ötesinde Esamesi ( Bahsi geçmemek veya adı anılmamak) okunmadığı bir spor dalına bu kadar ilgi gösterirken; Voleybol da başarıdan başarıya koşturan Kulüplerimiz ve sporcularımıza şaşı bakıyoruz. Bu başarılı Kulüplerimizi ve sporcularımızı tek tek yürekten kutluyor, başarılarının devamını diliyorum. Onlar yetiştiren antrenörlerine, Yöneticilerine ve tabii ki Ailelerine şükranlarımı sunuyorum .Abdullah GÜMÜŞBAŞ “BASINIMIZ TESLİM ETMESE DE TARİH SİZLERİ HAK ETTİĞİNİZ DEĞERİ VERECEKTİR.”