Baştan söyleyeyim, bu bir kinaye (karşıdakini incitmeden iğnelemede, hafif ve zarif biçimde eleştirme ) yazısı değildir. 3 günlük ömrümüzde biraz da biz gülelim durumudur. Aman ha kimse alınıp telefon falan açmasın..Başlayalım mı… Hadi bakim okuyun gençler…Bize de mi challenge..!Bir zamanlar üzerinde güneş batmayan, şimdilerde ise kendisi Avrupa’da batma aşamasına gelen bir imparatorluğun-yani İngiltere’ nin- resmi dilinde “ Challenge” ‘ ın şu anlamları var: “ Meydan okumak-Düelloya davet etmek-dövüşe davet etmek-zorluk çıkartmak-kafa tutmak..” Bak şimdi..! EeeeBizim kullandığımız (yani sizin- biz sadece servis atanın sayı aldığı dönemde oynadık bu topu-ühhühhüüü) aletin adında da bu kelime geçmekte. GDS/Challenge sistemi. Benim başından beri uyuz olduğum bu sistemin adı bile faüllü yani. Ne olacak? Bir top yok elden, yok şundan bundan gitti diye düello mu edecek hocalar…Düşünsenize Milli damat ile Terzi bey sırt sırta ellerinde, piştov ileri doğru 12 adım atıp, dönüp birbirlerine ateş filan ediyorlar. Hakemler de elde havlu bekliyorlar falan. Sahada rezalet çıkar, olacak iş mi bu? ;=))007 ile pembe panterSistemin adında olduğu gibi sahaya yansımasında da bir sorun var zaten. Fiyüürrrt düdük çalıyor, sahadaki bazı şahsiyetlerin ve de kenarilerin alayı birbirlerine “sen dört köşesin - karesin olm.sen - sen görücen şimdii” tarzı el ve parmak hareketleri çekiyorlar. Millet de ekran başında ve de salonda kafasını çevirip birbirine bakıyor. Konuyu hiç bilmeyenler ve de hareketleri yanlış anlayanlar”….. yokkk artık” tadında utanıp sıkılmada… Sonra sahaya paraşütle elinde susturucu tabancalı, ince papyon takmış, rugan ayakkabılı, saçları jöleli bir herif iniyor. Gidip çizgiye bakıyor “.. ben Bond. 007 video Bond… Top aut” diyor. Ya da ağzında ince uzun ağızlıklı sigarası olan - ki sahada bunu içmek zaten yasak, kafadan yanlış yani..- Peluş giysili bir tip soyunma odasından çıkıp, tembel ve de ağır aksak adımlarla kenara geliyor ve “ elden gitti” deyip fırrr içeri kaçıyor. Bu ne ya..! Çizgi film mi çeviriyoruz biz. Bu müziklerin durumu nedir kardeşim..:-))) FIVB ‘deki yöneticilerin vicdanlarına sesleniyorum… “ Niçin baktın bana öyleeeeDerdin nedir durma söyleee…” Güftesi (yani sözü) Vecdi Bingöl’e, bestesi ise Saadettin Kaynak’a ait Uşşak makamındaki şarkının nakaratıdır. Bu sistem devreye girdiğinden beri, maç şaak diye durmakta, -fonda hafif ve derinden bu şarkı başlamakta- sahada bir takım insanlar terli terli elleri böğürlerinde TV seyretmeye başlamaktadırlar. Olur mu hiç..? İnsan maç sırasında televizyona bakar mı.? Kafaya bir top yersin feleğin şaşar. Bir de kenari tayfa var ki onların durumu da bunlardan farklı değil yani. Bazıları “ bak şimdiiii, bak bak… Gooolllll…” bir başkaları da “ hadi cnm… yokk böye bişi ofsaayyt… hadi -hadiii…” kıvamında beklemekte.Rakamlar konuşuyor..!
- Atıyorsun yine…
- Yok yahu valla bak rapor açıklandı… Neymiş efendim, bizim sistemimiz şöyleymiş, böyleymiş, doğruları yalnızca doğruları söyleyeceğine yemin etmiş, vallahi bizde yalan ollmazzz sistemiymiş falan bir sürü açıklama… Tutup rapor haline getirmişler. Siteye koymuşlar. Herkesler de alıp haber yapmış. Okuyoruz;
- Hakemler haklı 60,46%.. Eee ne olacak şimdi? Gören gözle kem göz bir olur mu..? Bak 14 tane kameranın göremediğini aslanım hakemler görmüş. Hem de sayıları 6 iken 4’e düşürülmesine rağmen. N’aberrr… Kış ortasında kısa kollu t-shirtler ile maç yönetmek, belli ki iyi gelmiş. Hafif üşümek dimağı (beyni) diri tutmuş..:=)
- Set başına düşen GDS talebi 1.24 adet … Nasıl yani..? Hani her takımın her sette 2, kazanırsa da sonsuz itiraz hakkı vardı. Niye kullanmadılar kardeşim bunu o zaman..? Yine gördüğümüz gibi aslanım- kaplanım –canım hakemlerimiz burada da makinanın devrelerini yakmışlar. Helal olsun…
- Anten teması % 67 takımlar haklı. Bir tek burada takımlar önde gelmiş -ki bence bunun yüksek oranı da file hakemini önündeki antendir.Yukarıda kalıyor tabii, hem de çook yukarıda, 4 metre civarında- İşte bu kadar.