Hasan abimizi kaybettik. Hadi hep beraber onu bir hatırlayalım da genç kuşaklar daha iyi anlasın..
“7 Ocak 1954'te İzmir'de doğan Hasan Uğur Epirden, Saint-Michel Fransız Ortaokulu ve Lisesi'ni bitirdikten sonra öğrenimine istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde devam etti. 1974'te İstanbul'da yapılan Dünya Seyahat Acenteleri ve Turizm Kongresinde (Hilton) Başrehberlik yaptı. Aynı yıl Çeşme Altınyunus Tesislerinde Turizm, Aktivite ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü'ne getirildi. Başta Rıza Şah Pehlevi, Pierre Cardin ve Dalida olmak üzere birçok VIP'in tercümanlığını ve rehberliğini yaptı.
1993-1996 yılları arasında Kuşadası Adakule Oteli'nin Aktivite ve Halkla ilişkiler Müdürlüğünü yaptıktan sonra Antalya'ya yerleşti. 1996 yılında altı ay Falez Oteli'nin Aktivite ve Olympos Disco'nun müdürlüğünü yaptı.
Voleybolda sporculuk, antrenörlük, yöneticilik, 2. dönem Türkiye Voleybol Federasyonu Yönetim Kurulu ve aynı zamanda Eğitim ve Plaj Voleybolu Komiteleri üyelikleri yapan Epirden, ayrıca Milli Takımlar Kafile Başkanlığı görevinde de bulundu.
3 Büyük Uluslararası Antrenör Kursunu başarıyla bitirdi ve 1992 yılında İsviçre'de 132 Dünyaca ünlü antrenör arasında sadece 4 kişiye verilen "Üstün Başarı Ödülü" aldı. Birçok Kulüp takımını çalıstırdı. Karma ve Genç, A Bayan Milli Takımları Antrenörlüklerini yaptı. Voleybol Antrenörleri Derneği Kurucu üyesidir. 1992 yılından itibaren Plaj Voleybolunu ülkemize getiren, tanıtan, sevdiren ve organizasyonlarını yapan kişidir.”
Bizim Voleybol topu peşinde zıp zıp zıpladığımız, pas atıp milleti milli yaptığımız dönemlerde de yazılarıyla aklımızı başımıza getirmiştir.
Yazıklar olsun size
CENAZESİNDE TÜRKİYE VOLEYBOL FEDERASYONU YOKTU. Ne bir çiçek, ne bir temsilci, ne de bir telgraf. Yukarı daki başlığı da az bile yazdığımı belirtir, bu bölümü UTANIN ile bitirip, A MİLLİ KADIN VOLEYBOL takımımızın durumuna geçelim derim. O da şimdi bize yattığı yerden bakıp “ hadi yazın be oğlum” diyecektir eminim..
Maçı ben seyretmedim
Yalan yok.. Eee o zaman ne uzatıyorsun, ayıp değil mi derseniz kabul ederim, ancak bu takımın son anda denize düşerken, uyanıkca düzenlenen “ikili” hazırlık kampındaki rakibimizi yenmenin, son şans olmasını da pek hazmedemedim.
Çok önceden iyi oyun ve iyi kenar yönetimi ile bu grubu halledemeyenlerin de peşini bırakmayacağım. Haa bu arada bir önceki yazımızdan da bazılarının pek kılladığını ve telefonlara sarıldığını da duymamış değilim, onları da takip edeceğimden yine haberiniz olsun.
Önümüze bakalım mı?
Tabii ki başka ne olacak.. Ama yine kaotik bir sistemsizlik seyredeceksek de ondan sonrasına da daha sert bakılması ve eğer bu turnuvada bir başarısızlık yaşanırsa, Federasyon dahil, tüm teknik kadronun eve gönderilmesinin güzide sporumuz açısından çoook yararlı olacağının da altını çizerim.
İleri de başka şeylerin de bu kez üstünü çizeceğiz ama, şimdilik değil. Çünkü bugünkü (siz okurken dünkü) Vefasızlığın maçın sonucunun önüne geçtiğinin farkında olmanızı dilerim. Sizin dışınızda tüm basın ve medya “ duayen gazeteciyi kaybettik “ diyor ve o son uğurlamaya özel ilgi gösteriyorsa, oturup bir düşünmeniz lazım. Web sitesinde slayt geçmekle tarih yazılmıyor beyler.
Camiamıza başsağlığı dileklerimle, bu ayıbı yaşatanlar hariç sizlere sevgilerimle
Eski Voleybolcu
( Menejerim, Korhanım kusura bakma, bugün de böyle sinir yaptık işte.. )