Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom, Top Teams Cup ve Challange Cup’tan sonra Avrupa Şampiyonlar Ligi’ni de kazanarak, Avrupa Şampiyonlukları serisini tamamladı. Bunu yaparken de bazı şeyleri ispatladı. Mesela, “Başarı için yıldız toplamak değil, TAKIM olmak gerekir”. Mesela, “Bir maç ancak, hakemin son düdüğü çalmasıyla biter”. vs. vs.
Güneş Sigorta bu sezon voleybolseverlere bu dersleri verdi. Kendisinden daha iyi kadrolar kurmuş olan takımları teker teker yenip, ülkemize ilk Avrupa Şampiyonluğunu kazandırdı. Onları candan kutluyorum.
Şöyle bir hatırlayalım. Eczacıbaşı Vitra’yı 0-2’den gelip 3-2 yenerek Şampiyonlar Ligi’nin dörtlü final hakkını kazandılar. Dörtlü finalin ilk günü ise, bu turnuvayı İstanbul’a aldırma başarısını gösteren Fenerbahçe Acıbadem ile karşı karşıya geldiler. İtiraf edeyim, hemen bütün voleybolla ilgilenenlerin olduğu gibi, ben de şampiyonluğa en yakın olarak Fenerbahçe Acıbadem’i görüyordum ve bunu Fanatik Gazetesi’ndeki yazımda belirtmiştim.
Nitekim, karşılaşmada Fenerbahçe Acıbadem önce 1-0, sonra 2-1 öne geçti. Güneş Sigorta (Kulüp yöneticileri kusura bakmasın, isim uzun olduğu için, çekirdek ismi yazıyorum) her zamanki gibi, mücadeleyi bırakmayarak karşılaşmayı final setine taşıdı. Alınan her sayının büyük önem taşıdığı 15 sayılık final setinde Fenerbahçe Acıbadem 7-2 öne geçti. Herkes Sarı-Lacivertli takımı finalde görürken, Güneş Sigorta “TAKIM”ı inanılması zor şekilde, arka arkaya 6 sayı alarak saha değişimini 8-7 önde yaptı, seti de 15-11 aldı. Kısacası, 7-2’den sonra Güneş Sigorta 13, Fenerbahçe ise 4 sayı almışlardı.
Başlıktaki “Dersler” kelimesini kullanırken haksız mıyım?
Sonra Güneş Sigorta finalde Rabita Bakü’yü silip geçti ve şampiyonluğa ulaştı. Eminim, finalden önceki iki maçtan birini diğer takım kazansaydı Avrupa Şampiyonu yine bir Türk Takımı olurdu. Güneş Sigorta, bu süreci kendi lehine değerlendirmeyi başararak zafere uzanan takım oldu. Güneş Sigorta’nın bu büyük başarıyı hak etmediğini kimse söyleyemez. Milletçe, onlarla gurur duyuyoruz, bu başarıları takımlarımızın sürdürmesini diliyoruz.
Haaa….Bundan sonra ne olur, ne biter. Lig’i kim kazanır, Türkiye Kupası kimin olur bilinmez. Vakıfbank Güneş Sigorta Türk Telekom ister kazansın, ister kaybetsin, en büyük başarının sahibidir. HELAL OLSUN…
Limon sıkma
Güneş Sigorta bu başarıya ulaşırken tribünlerden bazı seyircilerin rakip takım lehine tezahürat yapması kanıma dokundu. Rakip Rabita Bakü, dost ve kardeş Azerbaycan’ın takımı, ama Güneş Sigorta da bizim takımımız. Rakip mesela İtalyan takımı olsa, belki de tezahürat onların lehine olacaktı. Bütün bunları kabullenmek imkansız. Nitekim, başta Fenerbahçe yöneticisi Ali Koç olmak üzere, tribünlerin büyük kısmı onlara uymadı, duyduğuma göre Ali Koç onların arasına giderek bu durumu engelledi.
Şimdi bu duruma sebep gösterilen 2-3 sporcumuzun kulaklarını, sanal olarak, çekelim. Sporcumuz, Atamızın çok net şekilde işaret ettiği özelliklerde olmalı. Sevinç de, tepki de bazı ölçüleri aşmamalı, aleyhlerine olan hemen her düdükten sonra hakem kulesinin altına gidip tepki göstermemeli. Seyirciler de aynı maçı seyrediyor ve çoğunluğu kendi değerlendirmesini yapabiliyor. Bu 2-3 sporcu başarıya limon sıkmamalı. (Aslında ben bu meyveyi çok sever ve dilim, dilim de yerim. Ama kullandığım bir tabirin anlamı da, bildiğiniz gibi, pek iyi değil).
Bu sporcular, benim voleybol salonlarında düdük çaldığım yıllarda belki ilkokul çağlarındaydılar, belki de daha değildiler. Onun için, bu deneyimli ağabeylerinin eleştirisine kulak versinler. Yukarıda belirttiğim davranışlar hakemleri etkileyebilir, kazanılacak maç, bu nedenle kaybedilebilir. Nitekim, geçtiğimiz günlerde çekişmeli bir lig maçı bir sporcuya gösterilen sarı kartla, takımının yenilgisiyle tamamlandı.