Federallerin işkembeden uydurarak, (nerden araklamışlar, onu da anlatacağım... Azzz sonra) köklü bir geleneği yok etme çabalarının (yani 1994’ten bu yana TÜRKİYE KUPASI olarak düzenlenen organizasyonun) kadınlar finali oynandı da hep beraber bu işten kurtulduk. Ben kurtuldum en azından. Sizi bilmem ama benim bu konuda hiç mi hiç tadım kalmadı. O yüzden anlayacakları dilden devam edeceğim.
Statünüz batsın
Biirrr; kupada neden 3.'lük maçı oynanmaz? Eğer oynanmaz ise neden yarı final maçları vardır?
İkiii; finalde kaybeden takıma madalya takılır da neden kupa verilmez?
Üçç; 3.’lük lağvedildiğine ve madalya dahi verilmediğine göre bu organizasyonda kaybedenler boşa mı maç oynadılar?
Döörtt; Final maçında tek kürsü kurularak neden kaybeden takıma bir yer ayrılmayıp, sünnet çocuğunu tebrik için bekleyen gibi yan tarafa alınır?
Beeeşşş; Copa Volley adı (registered ise yandınız) ile bir turnuvanın en son Meksika’da 2015 ‘te oynandığından haberiniz var mı?
Alttııı; Siz Portekizli misiniz?
N@o Fez
Ne demek biliyor musunuz? Pastacı Motta anlar da sizi bilmem. ( Bknz: Portekizce “ olmadı yani” demek.) Bir gün önce onu al bunu değiştir, bak allahın işine son sette mucize gibi 7 sayıdan geri gel falan ama kendisi bu kez uyanık birine çattı. Tabii bu kadar çok pozisyon ve oyuncu değişlikliğinden ötürü devreler yandı, kendi kafasında da şalter attı. Hatta baktık bir ara, pasör çaprazı, 4 numara durumunda oyuna girdi. Kızcağız bile şaşırdı “ nasıl yani.. falan?” oldu. Pastacı çikletle maça başladı, cak cak kenarda çiğnedi, sonra yuttu mu ne yaptı onu görmedim.. Bizim devrimizde sakalla bile sahaya çıkmanın bu kulüpte, yani Eczacıbaşı’nda yasak olduğunu da hatırlatalım ve geçelim.
Molto Furbo
Kimden mi söz ediyoruz? O da kendi dilinde anladı da yine açıklayalım. ( Bknz: İtalyanca “ Çok kurnaz “ demek) Milli damat işi biliyor tabi. Zaten ligde aynı skorla mağlup olmuştu daha önce. At servisi 4’e, at, at at, bayılt. Oyundan çıkart.. şeklinde kurduğu taktiğini maç boyunca uyguladı. Son sette bir ara onun da kafası karıştı. Döndü kenarilere “ bu yanlış yere mi girdi, pozisyon mu var yoksa..?” diye sorarken maç 30 – 30 rugby maçına döndü. Neyse; Pastacı bir ara “ Dünyanın en değerli smaçörünü” kenarda unuttu da maçı alıp, kaçıverdi.
Congratulations
Dünya vatandaşı olduk ya, baksanıza kupanın adı bile enternasyonal, bunu anlarsınız artık. Her iki takımı da, önce şampiyon olan, dünyaca ünlü Voleybol markası gururumuz VAKIFBANK SPOR KULÜBÜNÜ ve de yine onlar kadar değerli ECZACIBAŞI VİTRA’yı kutlamak lazım tabi. En az bu kutlama kadar önemli olan bir başarının sahibine, yani güzide sporumuza tam 56 yıl (dile kolay, anlatması zor) emek veren gözlemci abimiz Nedim Sidar’a da kocaman bir alkııışşş gerekmekte. İyi ki sizler varsınız ve bu sporun bu hale gelmesinde de katkılarınız olmuş, Saygılar abicim.
Vamos la
Başladığımız dilde bitirelim de eksik kalmasın. (Bknz; Portekizce “ Hadi ordan” demek) Maçın başlangıcında yayında şöyle bir muhabbet vardı. “ Eski adıyla TÜRKİYE KUPASI olan, yeni adıyla kupa voley “ gibi. Valla eskisinin suyunu çıkartamadınız ama yenisinden de size bir hayır mı, yoksa şer mi gelecek, onu da zaman gösterecek diyorum ve dilerim alayınız “Haymatlos”(*) olmazsınız ile bitiriyorum.
Federaller hariç, hepinize sevgilerimle
Eski Voleybolcu
(Not: (*) Ne mi demek? Cebinizdeki akıllı telefonlardan bir zahmet bakıverin de beni akşam akşam daha fazla sinirlendirmeyin... :/ )