1. Lig Bayanlar Final Etabı’nda herkezin düşündüğü gibi Beylikdüzü Voleybol İhtisas ve İlbank Spor Kulüpleri Sultanlar Ligi’ne yükselmeye hak kazandı. Fakat herkezin ortak düşüncesi; İlbank’ın 1. olacağı, Beylikdüzü’nün ise 2. bitireceği idi.
Final Etabı’nı değerlendirecek olursam, maddi ve oyuncu gücü olarak incelediğimizde Samsın Anakent takımının’in yaklaşık 2 milyon tl’lik yatırımının karşılığını alamadığını gördük. Bunun en önemli nedenleri şunlardır. Teknik ekibin yetersiz olması ve pasör çaprazları Kübalı Cleger’ın sakatlıktan sonra 6 ay voleybol oynamayıp takıma alınarak riske girilmesidir. Bunların dışında pasörlerinin finalde oynayacak tecrübe ve yeteneğe sahip olmamasının yanı sıra Kaptan Deniz’in dışında top öldürecek oyuncunun da olmaması ayrı stkenlerdı. Maçlarda ise libero Pınar’ın final etabında beklentiden uzak olması, servis karşılamaların pasöre kalitesizce alınmasına ve gerekli oyununda kurulamamasına neden oldu. Takımda görülen en büyük eksikliklerden biride savaşçı bir ruhun olmamasıydı. Bu da bence teknik ekibin gerekli eksisiydi. Samsun takımının bütün oyuncu kadrosuna baktığınızda, sanki bir 2. ligin iyi oyuncularının karması gibiydi. Bu kadar iyi oyunculardan iyi bir takımın yaratılamamasıda en önemli handikaptır.
Finallerin sürpriz takımı Pursaklar’a bakacak olursak. En az yatırmı yapan takım olmasına rağmen, final etabında kendinden en çok söz ettiren takımdı. Bu da teknik ekibin bir becerisi olsa gerek. Pursaklar’da gözüme batan tek problem, orta oyunculardan Nurdan yerine kenarda bekleyen daha uzun boylu oyuncunun tercih edilmediğidir sadece.
Gelelim İlbank’a… Takımda en başarılı oyuncu Mariana’ydı. Ayrıca kenardaki pasörleri Dugu Çetav’ın, Buse yerine neden tercih edilmediğini anlamış değilim. Çok tecrübeli olan libero Songül’ün ise beklentimin altında kaldığını söyleyebilirim. Bu takımda en önemli problem, ortadan çok az oynanmasıydı. Pasörün çok korkak olmasından dolayı; Mariana ve Santos’dan çok fazla oynadığını gördük. Ortada oynayan Gökçen’in blokta başarılı, hücümda ise çok az top almasında dolayı bir varlık gösteremediğini düşünyorum. Ama yine de üst lige çıkmaları beklenen sonuçtu ve tebrik ediyorum.
Şimdi ise Şampiyon olan Beylikdüzü’de bakalım. Takımın pasörü Kaylee’nin, diğer takımların pasörlerinden bir seviye daha üstte olduğu gözüktü. Marina’nın ise bu pasör ile iyi bir uyum içinde başarılı olduğunu gördük. Geri kalan genç oyuncular ise görevlerini yaptılar. Mehmet hoca’nın tecrübesi Sultanlar Ligi’ne çıkmaya yetti.
Sultanlar Ligi’ne çıkan bu iki takımıda incelediğimizde sadece Beylikdüzü’nün pasörü Kaylee’nin Süper Lig’de oynayacak yetenekte olduğunu düşünmekteyim. Her iki takımında takımlarını revizyondan geçirip cidi bir yatırımla Süper ligde oynaması gerek. Takımlarına güçlü oyuncu takviyeleri yapmaları gerekiyor. Ayrıca İlbank’ın antrenörünün Sultanlar Ligi seviyesinde olup olmadığı da tartışma konusudur.
Final grubundaki maçlara genel olarak bakarsam, en önemli gözlemim; bütün takımların statik, anlaşılan, düz bir voleybol oynamalarıydı. Bunun nedeni ise antrenörlerin takımlarına verdiği korkak psikolojidir diye düşünüyorum.
Buna da deyinmeden geçmeyelim. Grubunda ilk dört takım arasına giremeyen Bursaspor ve final etebına kalamayan Manisa Büyükşehir Belediyesi takımlarının, bu kadar büyük yatırıma rağmen neden final etabına kalamadığının iyi incelenmesi gerekmektedir.
Satırlarıma son verirken; Beylikdüzü ve İlbank Kulüplerine Sultanlar Ligi’nde başarılar dilerim. Pursaklar ve Samsun Anakent takımlarının ise gelecek yılda başarılı olmasını ve yatırımlarını sürdürmesini temenni ederim. Ayrıca 1. lige yükslen; Türk Hava Yolları, Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Bahçelievler ve İzmir Büyük Şehir Belediyesi takımlarına da üst ligde başarılar dilemeden geçmek istemiyorum.