Bazı salonlarımızda görüyorsunuzdur, saha içi reklam panolarının üst bölümüne, baş hakem kioskunun arkasına gelen bölümde yüzlerce insan oturmakta. Biraz hareketsiz ve sessizler, ancak olsun salonu dolduruyorlar. Tek tük alkış geliyor bazen. Ama ordan değil.. Sahada oynayan oyunculardan sekip kaçtığı zaman bazılarının suratlarına top bile çarpıyor. Eee voleybol seyircisi biraz alışıktır böyle şeylere. Arada bir sahadan seker gelir işte. Ancak bu yüzler kafayı sağa sola çevirip toptan kaçmak ta istemiyorlar, öylece kaderlerine razı oturuyorlar. Pek bilmediğimiz bir durum ama olsun.. Salonda 100 kişiden fazla var görünüyor…
Gergin seyirci silüetleri, panoluk görevlerini yerine getiriyorlar işte...
Lig takımları kendi sahalarında maçlarını yapıyorlar, salonda 500 kişiden fazla var. Örneğin Sarıyer, 2. ligde bile ortalama 600 kişiye oynamış, Fenerbahçe maçını kendi sahalarında 1.000 kişiye oynamışlar. Millet ilçeye Fenerbahçe geldi diye akın etmiş. Başka örnekleri de aslında hepimiz biliyoruz. Konya Ereğli 2 yıldır hep FULL oynuyor. Bursa takımları da öyle. Yeşilyurt salonunda parke zeminde 25 yıldır değişen bir şey yok. Rakip güçlü olsun, düşmeye aday, fark etmiyor. Davul çalan taraftarlar karşı tribünde, hakem masası arkası 500 kişi yerinde.
Dört büyüklerin ise (Vakıfbank-Eczacıbaşı-Fenerbahçe-Galatasaray) beyaz yakalı seyircileri var. Burhan Felek yalnızlığını bile 200 - 300 kişi çoğaltıyorlar. Tigers (Eczacıbaşı) taraftarları ağırlıklı olarak yönetim kurulundan ve altyapı kızlarından oluşuyor ama olsun. Maçta onlarda protokol ve karşısında alkış tutuyorlar.
Seyirci iç sahalarda…
Bayanlarda daha yoğun ilgi olduğunu yine hepimiz biliyoruz. Erkeklerde ise bazı bazı futbol ateşlileri işi karıştırıyorlar. Ancak, o kadar da olur artık. Kavga çıkmasın, çevreye saygılı olsunlar, sahaya madde fırlatmasınlar yeter.
Voleybol İzmir’de de neşeli oynanıyor. Köklü camiaların ortalama 700 - 800 kişi taraftarları var. Her maçta da hazır durumdalar.
Seyirci iç sahalarda…
Salonlar öyle büyüdü ve çoğaldı ki bu işe bir çözüm bulunması gerekli. Burhan Felek ve Ankara Voleybol mabetleri günde tek hadi fazlası iki maçı dolduramıyorlar. Bu işte nasıl olacaksa bilinmez ama yeniden bir maç planlaması gerekli. 20 yıl önce salon yetersizliğinden ardı ardına oynanan maçlar ve iç içe geçmiş taraftarlar artık iç sahalara bölünmüş durumda.
Sahada dünyanın en hızlı, en yüksek, en teknik sporu yapılıyor. Bağrış çağrış, güç ve çabukluk gösterisi. Eller havalarda çarpışıp duruyor, eğlence gırla.
Oyuncu kenarda bir tek koçu ile göz göze geliyor..
Salon etrafından çıt çıkmıyor…
Acil bir projelendirme, maç düzenlemeleri, seyirci bağımlılığı yaratma girişimi lazım. Belki de bir kampanya. Milli maçlarımız doluyor taşıyor ( erkekler hariç, ama o da olacak inşallah), Avrupa kupaları finallerinde hınca hıncız. Derbi dediklerimizde bunlara yakın doluluklar var.
Yahu Avrupa’nın en önemli 2. ligi ortalama 100 kişiye oynanır mı?
Oynanıyor işte. Ama yazık oluyor.
Ben gençliğimden bilirim. Sahada birbirimizin sesini duymamız bile zordu bazen. Burhan Felek Salonu'nda oynanan maçlarımızda her topa ah vahlar, alkışlar, ıslıklar çalınırdı. Düşünsenize bizde servis atmayan sayı alamıyordu. Çok uzun oynuyorduk çook. Ona rağmen seyircinin ilgisi hiç eksilmezdi.
Bugün öyle mi sizce?
Sorarsanız maç naklen yayınlarının bu işle hiç ilgisi yok bence. TV seyredenler o işe alışıktırlar. Kalkıp bir yere gitmezler. Yani Tv seyircisi başka, salon seyircisi ayrıdır. Sorunumuz salon seyircisinin azlığı ve ilgisizliğidir.
Acil bir şeylere başlamak lazım.
Hadi TVF, hadi başkan.. (sende sahadaydın bizimle, unutma... )