Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, Aydın'da oynanan final maçları çok zevkli ve heyecanlı geçti. İlk olarak 1. olan THY takımınından bahsedelim. Anet, Nikolic ve Mislina takımın hücum yükünü çekti. Nikolic ve Mislina servis karşılamada aksamasına rağmen, hücum güçlerinin yüksek olması ile bu açığı kapattı. Pasör İrem ise standart paslar atarak görevini yaptı. Fakat blokta aksadı. Libero ise bu lig için biraz zayıf kaldı. Orta oyuncular Su ve Duygu ise beklenenin altında kaldı. Orta oyuncu olmalarına ragmen hücum ve blokta az sayı ürettiler. İkili değişikliklerde pasör Gizem ve Cemre pek fazla iş yaptı diyemeyiz. Gizem gibi bir pasörden daha fazlası bekleniyordu. Karayolları maçındaki 2. setin ortasında şans faktörünün lehlerine dönmesi ile THY takımının psikolojisi ivme kazandı ve sonuçta final etabı şampiyon olarak tamamlandı. Bundan sonra Sultanlar Ligi'nde hangi oyuncular ve teknik ekiple devam edileceği herkesin kafansındaki soru işareti. Yönetimin burada alacağı karar çok önemli.
Gelelim 2. olan Karayolları takımına. Takımın hücüm lokomotifi olan Marina, turnuva sonuna kadar başarılı bir grafik çizdi. Karayolları liberosu Gülçin, final etabında en çok beğendiğim libero oldu. Polonyalı smaçör Anna ise vasatın üzerine çıkamadı. Zaten anterör Hüseyin Doğanyüz, gerekli anlarda degistirdi ve oyundan aldı. Orta oyuncuları genç olduklarından dolayı inişli çıkışlı grafik çizdiler. Pasör ise çok standart ve attığı her topun belli oldugu bir oyun oynattı. Bunuda gençliğine veriyorum. İleride daha başarılı olacağına inanıyorum. Smaçör Saliha ise daha çok pişip, final oyuncusu olduğunu göstermesi gerekiyor. Hüseyin Hocaya ise ayrı bir parantez açmak isterim. Bu turnuvanın final maçlarının en başarılı hocasıdır. Karayolları’nın Sultanlar Ligi’nde nasıl bir takım kuracağıda ayrı bir merak konusudur.
3. olan Balıkesir'e bakacak olusak, yıllardır yatırım yapıp Sultanlar Ligi’ni hedeflemiştir. Reşat Yazıcıoğulları'nın saha dışındaki yönetimi ile kıl payı üst ligi kaçırmıştır. Pasör Duygu, finallerin en iyi pasörü olarak göze çarpmıştır. Pasör Çaprazı Amerikalı Bell, tek başına hücüm yükünü çekerek, takımı buraya kadar getirmiştir. Bell, Marina ve Aneta ile beraber finallerin en başarılı oyuncularıdır. Balıkesir takımının en önemli zaaflarından birincisi, Bell’in dışında hücüm yükünü çekecek oyuncunun olmayışıydı. 2. zaafı ise liberoların inanılmaz başarısız olmasınin yanı sıra, yaptıkarı aşırı şova dönük itici hareketleri, rakiplerini motive etmiştir. 3. ve en büyük zaaf ise sahadaki teknik ekibin final yükünü taşıyacak kapisede olmayışıydı. Belkide üst lige çıkılamamasının en büyük nedeni de buydu.
Sonuncu olan Pursaklar, herkes tarafından finale çıkarak zaten başarılı ilan edilmişti. Fakat unutulmamalı ki asıl başarı, finale kalmak kadar, finalde de ipi göğüslemele olmalıdır. Burada söz etmeden geçemiyeceğim en önemli sonuç da şudur. Salih hocaya, üstteki (THY, Karayolları ve Balıkesir) takımlardan biri verilseydi. Acaba sonuç ne olurdu.
Bahsetmeden geçemeyeceğim diğer bir nokta da, bazı takımların final etabında yer alamaması ve başarısızlıklarıdır. Bu durum voleybol camiası tarafından anlaşılmamıştır. Örnek olarak Sarıyer, Samsun, Manisa ve Bolu, çok yüksek yatırıma rağmen en azından birkaçı finalde olmalıydı. Umarım bu kulüpler, daha hırslanıp yatırımlarını arttırarak daha doğru tercihler ile yollarına devam ederler.