Hatırladığımız kadarıyla, Türkiye 1. ve 2. Lig tarihinde bayan bir antrenör, ilk kez ligi mağlup olmadan şampiyon olarak tamamlamıştır. Bu anlamda Salihli Belediyesi takımının antrenörü Gül İlter’i kutlarım. Ayrıca Salihli Belediyesi, oyuncular, teknik ekip ile takımı destekleyen herkesi bu başarı için, bir kez daha kutlamak gerekir. Fakat burada şu uyarıyı yapmak zorundayım, 1. Ligde çok önemli takviyeler yapılması zaruridir.
2. Lig Finalleri’nde oyuncu performanslarını incelersek, Salihli Belediyesi’nde en çok Amerikalı oyuncu Dina’nın başarılı olduğunu görürüz. Bu oyuncunun biraz daha kilo vermesi halinde, 1. Ligde’de çok başarılı bir oyuncu olacağını düşünmekteyim. Salihli takımında başka göze çarpan oyuncu ise pasör Duygu’ydu. Diğer oyuncular ise görevini en iyi şekilde yaptılar. Son gün oynanan şampiyonluk maçında da, çok iyi servis ile Halkbank takımını bunaltarak galibiyete ulaştılar. Halkbank’ta ise en etkili oyuncuları Elena’nın, en son maçta servis karşılamadaki zaafı ortaya çıktı. Bu da mağlubiyete neden oldu.
Final turnuvasına genel olarak bakacak olursak, yukarıda yazdığım iki oyuncu dışında, en iyi liberoyu Funda olarak gördüm. Fakat Derya ve Bahanur’un da iyi oynadığını düşünmekteyim. Orta oyuncularda ise Alesya’nın en iyi orta oyuncu olduğu gördüm. İkbal ise sadece son final maçında göz doldurdu. Bu arada Halkbank’ın smaçörü Fatma’nın çok etkili bir turnuva çıkardığını söyleyebilirim. Pasör çaprazı mevkiinde ise çok göze çarpan bir oyuncu olmamasına rağmen, Aliona ve Uililia’nın takımlarına zaman zaman katkı sağladılar.
Final etabı için başka bir konuya da değinmek istiyorum. Hakemler özellikle pas faullerinde çifte standart uyguladı ve antrenörlerin haklı tepkisini çekti. Federasyon finallere üst düzey hakemler vermesine rağmen, maçlarda çok tartışmalı pozisyonlar yaşandı ve takımların zaman zaman hakkı yendi.
Bu arada Karşıyaka-Bolu maçından sonra bazı oyuncu velilerinin, salonun onünde Karşıyaka antrenörü Nejat Sancak’a sözlü saldırıda bulunması, spor sahalarına hiç yakışmadı.
Genel olarak düşünürsek, ilk iki takımın yüksek olan bütçesi ve ödemelerini gününde yapması, diğer iki takımın bütçesinin az olması ve ödemelerin aksaması, başarının gelmesinde en önemli kıstaslarındandır. Bunu da atlamamak gerek.
Federasyonun ileride, 2. Lig final maçlarında da GDS uygulaması çok önemli ve güzel olacaktır. Ayrıca bu hafta sonu oynanan final maçlarının 1. Lig maçları ile çakışması da hiç hoş olmadı.
Bu yarı final ve finallerde, ileriye dönük genç bir oyuncunun olmaması da gözüme çarptı. Birde en önemlisi ise Balıkesir, Seramiksan ve Rota Spor Kulüpleri'nin bu kadar büyük bir yatırımdan sonra başarısız olması, sadece para ile bu işin olmayacağının da kanıtı oldu.
Şimdi ben Federasyon’un yerinde olsam 1. Ligi 16 ya da 18 takım yapardım. Bu takımlarında kalitesini yükseltecek gerekli normları hazırlardım. Bu şekilde voleybol daha çok yaygınlaşır diye düşünüyorum. Yabancı oyuncu konusuna gelecek olursak, yabancı oyuncu ve yabancı antrenör kurallarını değiştirirdim. Bunu açıklayacak olursak, Avrupa topluluğuna üye ülkelerden 4 oyuncu, diğer ülkelerden ise 2 oyuncuyu milli takımlarında oynamak şartı ile serbest bırakırdım. Yabancı antrenörde ise daha önce milli takım antrenörlüğü yapmış olma zorunluluğu arardım. Bu arada Türk antrenörlerinin eğitim, seminer ve kurs görmelerini daha da arttırır, Türk antrenörlerinin kalitesini yükseltir kulüplerimizde daha çok şans bulmalarını sağlardım. Son olarak ta antrenör derece sistemini düzeltip eski sisteme bir an önce çevirirdim.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere...