Liglerde oynayan voleybolcuları seyredip alkışlıyor, başarılarını takdir ediyor, kazanılan – kaybedilen maçları veya setleri tartışıyoruz. Türkiye kupalarını, Avrupa kupalarını, Milli Takım maçlarını seyrederken bazen hayranlık, bazen imrenme duygularımız öne çıkıyor. Bu takımların koçlarını konuşuyor, neyi doğru neyi yanlış yaptıkları üzerine yorumlar yapıyor, yazılar yazıyoruz.
Ama çoğu zaman bu sporcuları çocuk yaşlarda spora yönlendiren beden eğitimi öğretmenlerini, onları yetiştiren antrenörleri, bu çocukların yetiştirilme masraflarını üstlenen spor kulüplerini unutuyoruz.
22-24 Mart haftasında Erkekler 2. Lige yükselme müsabakaları final etabı oynandı. 2. Lige yükselmeye hak kazanan takımlar arasında 2 tane “genç” takım vardı: ES Voleybol ve Ziraat Bankası takımları.
Yaşları 17-18 arasında değişen pırıl pırıl çocuklar.
Ziraat Bankası son yıllarda Türkiye’nin pek çok ilinde açtığı ücretsiz erkek voleybol okullarından Ankara’ya getirilen sporcularıyla, ES Voleybol ise 6-7 yaşlarından itibaren İstanbul’da bölgesel olarak çalışmaya başlayıp bugünlere gelen çocuklarıyla 2. Lige yükseldiler.
ES Voleybol takımının sporcularından Arda ve Murat 6 yaşında iken 2005 yılında ES Voleybol Karma Spor Okulunda antrenmanlara başladılar. Spor okulu, mini takımı, alt yapı grupları, küçük takım derken tam 11 yıldır birlikte antrenman yapıyorlar. Yine 2005 yılında ES Voleybol’a katılan kaptan Ömer artık 20 yaşında, üniversite öğrencisi. 2008’de takım antrenmanlarına katılan Berat ve Mücahit de 8 yıldır ES Voleybol’da çalışıyor. ES Voleybol’un merkezini Kartal’a taşıması ile takıma katılanlar daha yeniler arasında; en büyükleri olan 19 yaşındaki Oğuzhan bundan 5 yıl önce ve en küçükleri olan 16 yaşındaki Aykut bundan 4 yıl önce ES Voleybol’da antrenmanlara başladılar.
Bu çocuklara antrenman yaptıranlar arasında onlarca antrenör var: 6 yaşından itibaren Kadir Atlı (beden eğitimi öğretmeni ve hala ES Voleybol Koşuyolu okulunda 6 yaşında çocuklarla çalışıyor) ile çalışmaya başlayan çocuklar son 3-4 senelerini ağırlıklı olarak Bülent Güneş ve Berat Özveren ile geçirdiler.
Bu çocuklardan kaç tanesi profesyonel sporcu olacak, kaç tanesini 1. Ligde ya da Avrupa kupalarında seyretme şansı bulacağız bilemiyorum ama sporcu yetiştirmenin ne kadar zor olduğunu, ne kadar uzun bir yol kat etmek gerektiğini ve bu sporculara verilen emeğin değerini hiç olmazsa böyle günlerde anımsamak ve “sporcu yetiştiren herkesi” takdir etmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Özellikle erkek çocuklarını voleybola yönlendiren tüm öğretmenlere, bu çocukları yetiştiren tüm antrenörlere ama en çok da erkek voleyboluna yatırım yapan tüm kulüplere teşekkür ediyorum