Fair Play’a Kırmızı Kart
Yer: İzmir
Organizasyon: Festival Voleybol
Maç: Fenerbahçe – ES Voleybol Yıldız Kız Maçı
(maçı kazanan takım grup 1.si, diğeri ise grup 2.si olacak ve bu takımın turnuvadaki yeri, oynayacağı maçların sıralaması vs. her şey değişecek)
Olay: Fenerbahçe ilk 2 seti almış, ES Voleybol 3. seti farklı kazanmış ve setlerde 2-1 yenik durumda; 4. set oynanıyor. Sayılar 22-19 Fenerbahçe lehine. Ralli oynanıyor ve baş hakem sayıyı ES Voleybol’a veriyor. ES Voleybol için son şans olan ve kesinlikle alması gereken setin bu sayılarında herhangi bir sporcu ya da takım sevinerek servise gidebilecekken, ES Voleybol orta oyuncusu Alanur, hakeme doğru dönerek elini kaldırıyor ve topun elinden gittiğini işaret ediyor. Bu, “top benim elime değdi ve bloktan çıktı, sayı bizim değil Fenerbahçe’nin olmalı” anlamına geliyor.
Bu sırada hakem durumu anlamıyor veya sporcuyu fark edemiyor, bunun üzerine ES Voleybol Baş Antrenörü Bülent Güneş (bu maçta yardımcı antrenör olarak sahada bulunuyor) sporcuya doğru seslenerek “hakeme git, elden gittiğini söyle” diye ısrar ediyor. Bülent Güneş’in ısrarlı tavrı, ayağa kalkarak sporcuyu hakeme doğru yönlendirmesi ve aslında sporcunun “dürüstlüğünü, centilmenliğini destekleyen ve takdir eden davranışı” hakem tarafından “kendi verdiği karara itiraz” olarak yorumlanıyor ve hakem ES Voleybol antrenörüne “kırmızı kart” veriyor.
Üstelik de sayı yine ES Voleybol’a veriliyor ve durum 23-20 Fenerbahçe lehine olacak şekilde maç devam ediyor.
Hemen ardından bu kez tartışmalı bir pozisyon daha geçekleşiyor: Fenerbahçe 24-21’de maç sayısı kullanırken hakem maçı bitiren sayıyı Fenerbahçe’ye veriyor ancak ES Voleybol sporcuları ve antrenörleri sayıya itiraz ediyor ve topun Fenerbahçe’li sporcunun bloğundan gittiğini söylüyor. Fenerbahçeli sporcu ve antrenör bunu reddediyor; hakem zaten kararını değiştirmek istemiyor ve maç bitiyor.
Yıllardır voleybol maçı seyrederim, böylesi sahnelere ilk defa şahit oluyorum:
Bir takımın sporcusu set ve maç kaybetme pahasına dürüst kalmayı seçiyor ve sayıyı rakip takımın hak ettiğini ifade ediyor,
Aynı takımın antrenörü sporcusunu destekliyor ve yine set – maç kaybetme pahasına centilmenliği seçiyor.
“Fair Play – Volleybol Way” sloganını belki de hiç duymamış olan hakem verdiği karardan vazgeçmiyor,
Hakemin “ben en doğrusunu bilirim, benim kararımı kimse tartışamaz” ısrarcılığı çok önemli bir “fair play” sahnesini berbat ediyor,
Üstelik de sporcularına verdiği eğitimde önceliği “kazanmanın ötesince centilmenliğe” veren bir antrenör kırmızı kartla cezalandırılıyor.
Belki de bu durumdan çıkardığı sonuç ve aldığı dersle Fenerbahçe’li sporcu hakemin son sayı kararında hiç sesini çıkarmıyor ve top elinden gitmişse bile “sayı bizim değil ES’in hakkı” diye itiraz etmiyor.
Bu sezon ilginç bir maç daha oynandı. Beşiktaş – ES Voleybol Yıldız Erkek takımları İstanbul’da 2. devre maçını oynarken toplam 4 ayrı pozisyonda sporcular hakemi uyardılar ve hakemin kararına itiraz ettiler. İlk ikisinde ES Voleybol sporcuları, hakem ES Voleybol lehine karar vermişken topun kendi ellerinden gittiğini veya file hatası yaptıklarını söylediler; üçüncüsünde bu kez Beşiktaş’lı bir sporcu yine hakemin kendi takımlarına verdiği sayıya itiraz ederek sayının ES’e verilmesi gerektiğini söyledi; nihayet dördüncü uyarı yine ES’li sporculardan geldi ve hakeme bir kez daha topu ve sayıyı rakip takıma vermeleri gerektiğini söylediler.
Hakem bu itirazların tamamını reddetti, kendi kararlarında ısrar etti. Tıpkı İzmir’deki hakem gibi…
Sayın hakemler, her fırsatta belirttiğim gibi alt yapı maçlarında asli göreviniz sadece maçı yönetmek değil sporcuları, antrenörleri hatta velileri yöneterek herkese “spor eğitimi” vermek ve işin özünün “spor yapmak” olduğunu vurgulayacak biçimde örnek olmak…
Lütfen artık “centilmen sporcular” görmeye alışın, kendinizi bu gibi durumlara hazırlayın ve sporculara güvenmeye başlayın.