Bu sabah 9’a 10 kala Kovan Spor Kültürü Merkezi’ne girdim, 29 Ekim Salonumuza bakan odama çıktım ve gözüm salondaki antrenman grubuna takıldı: 16 yaşında olan ve gruba ağabeylik ettiği belli olan Yiğit, ikiye bölünmüş olan sahanın bir tarafında yaşları 12-14 arasında değişen küçük erkek takımımızdan 12 sporcu, diğer tarafta ise yaşları 9-12 arasında değişen 15 minik erkek sporcu. Serbest top oynuyorlar.
Masama oturdum, bilgisayarımı açarak günlük programıma gözatmaya başladım. Biraz sonra bir ıslık sesi dikkatimi çekti, ardından salondaki top sesleri kesildi ben de merak edip bir kez daha salona baktım: Yiğit bir ıslıkla tüm çocukları yanına toplamış bir şeyler söylüyordu. Derken minik grubu kendi sahasına geçti. Her iki grup toplanıp 1-2-3 ES diyerek antrenmanı başlattılar. Küçük takım grubundan bir sporcu miniklerin tarafına geçti ve her iki grup da ayrı ayrı koşarak ısınmaya başladılar. Isınma boyunca büyük grupta Yiğit ve minik grupta ise diğer küçük takım sporcusu grupları yönettiler.
Bunları niye anlatıyorsun, gariplik nerede diyeceksiniz: gariplik, sahada hiç antrenörün olmamasıydı!
Bırakın sorumlu antrenörü, yardımcı antrenör, stajyer antrenör ya da sahanın dışından onları izleyen bir tek kişi bile yoktu!
Antrenmanın devamını anlatmaya, lafı uzatmaya gerek var mı bilmiyorum ama yaşları 9 ile 16 arasında değişen 30’a yakın erkek çocuk alkışlanacak bir disiplin ve düzen içinde antrenman yapmaya devam ettiler. Antrenman devam ederken uyarıya, bağırmaya gerek duyulacak bir dağınıklık yok, çalışmayı yarıda bırakıp kenara su içmeye giden yok, disiplinden uzaklaşıp topa tekme atan yok, kısacası antrenmanı bozan tek bir sporcu yok!
Peki bu antrenörler nerede, neden sahada değiller?
Antrenörler aynı saatlerde 19 Mayıs Salonu’nda eğitimdeler. Altyapı sorumlumuz olan Bülent Güneş ekibin başında, yaşı 40’lara yaklaşan deneyimli antrenörlerden bu sezon stajyer antrenör olarak göreve başlamış 18 yaşındaki ağabey ve ablalara kadar her kademede ve yaşta altyapı antrenörü, kuvvet çalışmaları konusunda kendilerine eğitim ve destek veren Sportofit grubundan Sadık Şatıroğlu, Atakan Otman, Ferdi Kurtoğlu ile birlikte eğitimdeler…
Yıllarca bu görüntünün hayalini kurdum. Sporcularımızı öyle yetiştirelim ki, yalnız kaldıklarında da tıpkı başlarında bir antrenör varmış gibi disiplinle çalışmaya devam etsinler, özgür bırakıldıklarında aslında bunun bir sorumluluk olduğunun farkında olsunlar, sporcu olmanın sürekli ve düzenli otokontrol gerektirdiğini anlasınlar, çocuk olup oyun oynamak ve eğlenmek ile yeri geldiğinde performans vermeye çalışarak, ilerlemeye ve öğrenmeye çalışarak antrenman yapmanın ne demek olduğunu anlasınlar istedim…
Bu iş bir günde olmuyor. Anlatmakla, istemekle de olmuyor. Bu, çok büyük bir sabır gerektiren çok ciddi bir eğitim konusu.
Yazıda bahsettiğim çocuklar en az 3-4 yıldır bizimle antrenman yapan çocuklar -bunlara minik yaş grupları da dahil. Bu çocuklar yıllardır Bülent Güneş ve altındaki kadro ile antrenman yapıyor ve voleybol becerisi kazandırmaya çalışan teknik eğitimler dışında çok önemli “sporcu olma” eğitimleri alıyorlar.
Bugün performans takımlarında antrenman yapan ve yaşları 8-18 arasında değişen kız ve erkek sporcularımız arasından profesyonel ya da Milli olsun ya da olmasın “gerçek sporcular”, bir başka deyişle “hayatı sporcu gibi yaşayan insanlar” çıkacağına gönülden inanıyorum.
Bu güzel görüntüler için ES Voleybol’da bugüne kadar görev almış tüm antrenörlere, tüm ekibimize, en çok da son 5 yıldır ekibimizi yöneten Bülent Güneş’e teşekkür ediyorum.