Koronovirüs ortamında voleybol kulüpleri çoğunlukla internet sitelerine haber, fotograf ve röpörtaj yolluyor.
Kimse darılmasın ama çoğu rezalet.
Video oynatıcısı olmayan internet sitesine video yollayan kulüp görevlileri "haberimiz neden çıkmadı" diyebiliyorlar. Sen ne kadar onlara "Bizim sitede video yok. Fotograf yollayın" desen de, yine bir şey değişmiyor.
Çoğu kulüp görevlisi, tembellik yapıyor.
Ya bunların denetleyicisi yok, ya da işe torpilli girmişler.
Yine onlara özellikle ben benim sitem www.mayintarlasi.com için "Bana 2-3 fotograf yollayın. Çünkü ben bol fotograflı haber veya röpörtajı seviyorum ve öyle kullanıyorum" diye rica ediyorum. Bakıyorsunuz yine tek fotograf. Tabii takla atarak o tek fotografın içinden görünte çıkarmaya çalışıyoruz. Hal böyle olunca da fotograf kalitesi azalıyor.
3-4 kişilik haber geliyor. Oyuncular tek tek. Ya kardeşim şunları bir araya alıp dörtlü bir fotograf çekmek aklınıza gelmiyor mu. Yok.
Fenerbahçe ile Galatasaray Allahlık. Kesinlikle haber ve fotograf yollamıyorlar. Resmi sitelerden alıp kullansınlar zihniyeti. Beşiktaş ise hiç yok.
Son zamanlarda da bir moda çıktı. Transfer olan oyuncunun yanına veya arkasına kulübün amblemini koymaya başladılar. Kessen bir türlü, siteye koysan başka türlü. Varyeteyi seviyorsanız, yine ambleminizi koyun ama voleybolcunun etrafına biraz hava aldırın. Onlar "ne güzel yapıyoruim" diye düşünüyorlardır belki.
Federasyona gelince.
Basın ve halkla ilişkiler konusunda herkes Ahmet Gülüm'ü, sonra da beni mahkemeye vermesine rağmen Hüsnü Can'ı arıyor. Konu seyahate falan götürme değil. Basketbol Federasyonu 40 gazeteciyi Çin'e götürürken, bizimkiler 10 gazeteciyi İzmir'e götüremedi. Bu sponsorun cimriliği veya federasyonun beceriksizliği. Voleybol basınında çoğu kimse federasyon ile iyi geçinmeye çalışıyor. bazılarının ilişkileri, bazılarının ilişkileri kadar bağımsız değil çünkü. Yoksa, voleybol basınında birlik olacak.
Kimse darılmasın ama çoğu rezalet.
Video oynatıcısı olmayan internet sitesine video yollayan kulüp görevlileri "haberimiz neden çıkmadı" diyebiliyorlar. Sen ne kadar onlara "Bizim sitede video yok. Fotograf yollayın" desen de, yine bir şey değişmiyor.
Çoğu kulüp görevlisi, tembellik yapıyor.
Ya bunların denetleyicisi yok, ya da işe torpilli girmişler.
Yine onlara özellikle ben benim sitem www.mayintarlasi.com için "Bana 2-3 fotograf yollayın. Çünkü ben bol fotograflı haber veya röpörtajı seviyorum ve öyle kullanıyorum" diye rica ediyorum. Bakıyorsunuz yine tek fotograf. Tabii takla atarak o tek fotografın içinden görünte çıkarmaya çalışıyoruz. Hal böyle olunca da fotograf kalitesi azalıyor.
3-4 kişilik haber geliyor. Oyuncular tek tek. Ya kardeşim şunları bir araya alıp dörtlü bir fotograf çekmek aklınıza gelmiyor mu. Yok.
Fenerbahçe ile Galatasaray Allahlık. Kesinlikle haber ve fotograf yollamıyorlar. Resmi sitelerden alıp kullansınlar zihniyeti. Beşiktaş ise hiç yok.
Son zamanlarda da bir moda çıktı. Transfer olan oyuncunun yanına veya arkasına kulübün amblemini koymaya başladılar. Kessen bir türlü, siteye koysan başka türlü. Varyeteyi seviyorsanız, yine ambleminizi koyun ama voleybolcunun etrafına biraz hava aldırın. Onlar "ne güzel yapıyoruim" diye düşünüyorlardır belki.
Federasyona gelince.
Basın ve halkla ilişkiler konusunda herkes Ahmet Gülüm'ü, sonra da beni mahkemeye vermesine rağmen Hüsnü Can'ı arıyor. Konu seyahate falan götürme değil. Basketbol Federasyonu 40 gazeteciyi Çin'e götürürken, bizimkiler 10 gazeteciyi İzmir'e götüremedi. Bu sponsorun cimriliği veya federasyonun beceriksizliği. Voleybol basınında çoğu kimse federasyon ile iyi geçinmeye çalışıyor. bazılarının ilişkileri, bazılarının ilişkileri kadar bağımsız değil çünkü. Yoksa, voleybol basınında birlik olacak.
Voleybol Federasyonu, yarım kalan son sezonun tartışmasını İstanbul'da yapmış. Sitelerin haberi yok. Bir de komedi, kim çekmiş ise, tek kare fotograf çekmiş. Federasyondaki basın konusundaki başıboşluğa gazetecilikten gelen Murat Yücekök'ün son vereceğine inanıyorum. Ama onun da üzerinde gazeteciliği çok iyi bilenler varsa, yapacağı bir şey yok.
Neticede voleybolda çok az kulüp, basın ile diyaloğunu sağlam ve iyi tutuyor. Bu yakınlığın kazancını da internet sayfalarında çıkan haberlerinin çokluğu ile görüyorlar.
Uzun bir istirahat döneminde uyuştuk.
İnşallah, bu virüs mereti bizi fazla zorlamaz da yeniden salonlarımıza döneriz.
Tabiii, kötüleşen ekonomi koşullarında eski heyecan ve heves kaldı ise.
Neticede voleybolda çok az kulüp, basın ile diyaloğunu sağlam ve iyi tutuyor. Bu yakınlığın kazancını da internet sayfalarında çıkan haberlerinin çokluğu ile görüyorlar.
Uzun bir istirahat döneminde uyuştuk.
İnşallah, bu virüs mereti bizi fazla zorlamaz da yeniden salonlarımıza döneriz.
Tabiii, kötüleşen ekonomi koşullarında eski heyecan ve heves kaldı ise.
ÖNEMLİ NOT: Federasyon ve müessese kulüpleri internet sitelerine reklam vermekten kaçarken, Eczacıbaşı Kulübü'nün başka gelirleri olmayan internet sitelerine reklam desteği vermesi büyük jest. Federasyon ve bazı müesseseler "Hep bana, hep bana " derken, Eczacıbaşı Kulübü'nün bu anlamlı desteğini ayakta alkışlıyorum.Tabii Başkan Faruk Eczacıbaşı'nı da tebrik ediyorum. Sağolsunlar.