Bol bol sponsor bulmak ile voleybola hizmet edilmiyor.
Yelpazenin geniş tarafına bakacaksın.
Bu panaromada, Avrupa ve Dünya da var.
Avrupa Voleybolu’nun ağası Konfederasyon. Dünya Voleybolu’nun ise FIVB.
Bunlar ile iyi geçinmek mecburiyetindesin.
1959 yılından beri Avrupa Voleybol Konfederasyonu (CEV) var.
Ve kuruluşundan bu yana Türkiye, buraya mutlaka temsilci soktu.
Rahmetli Vahit Çolakoğlu CEV başkanlığı, toprağı bol olsun Meno Zamboğlu da finans ve organizasyon sorumluluğunu yıllarca üstlendi. Yine rahmetli Sinan Erdem de Uluslararası Voleybol Federasyonu’nda (FIVB) en üst seviyede idi. Organizasyon komitesi başkanlığı yapan Sinan Erdem, imza vermediği için Moskova Olimpiyatları tehlike geçirmişti. Ruslar gereğini yaptığı zaman, Sinan Erdem imza verdi ve olimpiyatlar, boykotla da olsa yapıldı. Hele Meno Zamboğlu, hiçbir zaman Türkiye ile Yunanistan'ı karşı karşıya getirmemişti.
Avrupa Voleybol Konfederasyonu son seçimini yaptı.
Ve Sırbistan temsilcisi Aleksander Boriçiç bir kez daha başkan seçildi. Bizimkiler ise seçilemeyeceği belli Estonyalı adayın paçasına yapıştı.
İşin komiği İzlanda ve Cebelitarık gibi Türkiye’nin yanında esamesi bile okunmayan ülkelerin temsilcileri yönetime girdi, bizim adayımız seçimden çıkamadı.
Bu düpedüz rezalet ve Türkiye’nin prestijini sıfırlamaktır.
Daha doğru bir yazı ile Türkiye rezil oldu.
Siyasetteki gibi “Başka ülkede olsa, bir dakika adamı tutmazlar” lafı, bu hezimetten sonra da voleybolda geçerli.
Gerçi aynısı Basketbol'da da yaşanmıştı.
Bahane üzerine bahane. Yok Özkan Mutlugil Olimpiyat elemelerini Ankara’ya aldırmamış da, yok Covid 19 virüsü çıkan millilerimizin turnuvaya alınmamasına engel olamamış da, yok Hollanda adına oy kullanmış da. Neler neler...
Bu bahaneler Türkiye’nin rezil edilmesi için neden değil.
Ben doğma büyüme Fatihliyim. Bizde bir laf vardır arkadaşını satmayacaksın.
Özkan Mutlugil yıllardır iğne ile kuyu kazar gibi dünya voleybolunda kendine yer edindi. Bırakın Avrupa Konfederasyonu’nu, Uluslararası Federasyon'da başkanlık için bile adı geçer olmuştu.
“Düşmana gerek yok. Birlikte kuyuya düşülse, çıkmak isteyenleri aşağıdakiler çekerler” diye bir laf vardır. Doğru..
Halbuki Özkan Mutlugil ile bugünkü federasyon başkanı 50 yıla yakın arkadaşlar. Erol Ünal Karabıyık federasyonunda bir arada görev yaptılar.
Yapılacak tek şey, Özkan Mutlugil’i desteklemek idi. Ve kazanacağı belli olan Boriçiç’in yanında olmak gerekirdi. Ülke menfaatlerinde “Arkadaş işi” olmaz. Salona arkadaş ismi verirsiniz. Ama konu Türkiye olunca da böyle şişersiniz ve rezil olursunuz.
Rusya, Polonya ve İtalya gibi voleybol dünyasının önemli isimlerinin desteklediği Boririç’i görmemek büyük hata idi.
Türkiye ilk kez Avrupa’da liste dışı kaldı.
Yazık değil mi.
Eğer iyi çalıştığını gördüğüm Spor Bakanı Mehmet Kasapoğlu bu hezimetin hesabını sormazsa, söyleyeceğimiz tek söz var: Balık baştan kokmuş.”
ÖNEMLİ NOT: Dün arkadaşımız İlbey Soygür'ün eşi, kardeşimiz Ufuk Soygür'ün annesi ve bizim de eski arkadaşımız, Aysel Çiğdem Soygür'ü sonsuzluğa uğurladık. Mekanı cennet olsun.
Inanilmaz hatalar zincirinin sonuclari tam bir fiyasko. TVF oturup derin dusunmesi lazim bunun faturasi Turk voleyboluna agir olacak. Su anda CEV de Turkiyeyi temsil eden hic kimse yok. Bu isler hafife alinacak isler degil. Bir planiniz ve stratejiniz yoksa boyle sonuclarla ve sorunlarla karsi karsiya kalirisniz.
Voleybol federasyonu A milli takımın ve klüp takımlarımızın başarılarıyla ayakta duruyor. Yoksa sıkıntı.