Milli takımımızın da katıldığı ve İtalya'nın evsahipliğinde düzenlenen Dünya Bayanlar Voleybol Şampiyonası Milano'daki finallerle sona erdi.
Milli takımımız 2010 senesinde Japonya'da aldığı 6.'lık derecesinden 9.'luğa gerilerken, Final oynaması beklenen Brezilya ve İtalya hayal kırıklığı yarattılarsa da son gün oynadıkları 3.'lük maçında bir nebze olsun İtalyan voleybolseverlere gerçek final havasını yaşatabildiler !
Her zaman olduğu gibi fizikman güçlü oyunculardan kurulu Amerikan takımı, 35 günlük (12 Maç) dayanıklılık testini Coach Karch Kiraly'nin zaafiyetlerine rağmen asistan coach Jamie Morison'un taktik kaabiliyeti, tribündeki taktik liderler, Federasyon Başkanı Doug Beal ve teknik komite başkanı Carl Mc Gown'un destekleriyle zor da olsa şampiyonlukla tamamlayabildi.
Pasör çaprazı Solak Murphy, istikrarsız bir görüntü çizerken, onu taktik olarak iyi analiz eden ve onun hücum koridorlarına iyi servis atan takımlar Amerika'yı komik durumlara düşürdüler. Final maçında ise tek rotasyonda (Murphy'nin 4 numarada olduğu rotasyon) 7 sayı verdiler ve 4. setteki Çin'in kaçırdığı servisle tur döndürebildiler! Kanımca, Kore Ligi'nin sayı makinesi Fawcett, Murphy'den daha efektif bir oyuncu ve daha fazla süre alması gerekirdi !
Pasör Glass'ın en iyi pasör ödülü alması ise bir başka gülümseme yarattı ! Her maç bir kaç parmak pas faul yapmayı adet edinen bu pasörün hatalarını Akinradewo, Harmotto ve Larson kapattılar ve o başarılı gibi gözüktü ! Yine bir başka garip ödül ise Hill'in MVP seçilmesi idi !
Yarı Final maçında rakibini ciddiye almayan Brezilya, bu hatasını hep önde götürdüğü 2. seti biraz da Amerikan takımını son sayılarda topun fazlasıyla sevmesi neticesinde 29-27 kaybedince, moralman çöktü ve maçı bıraktı.
Coach'luğu konusunda kafalarda hep soru işaretleri bırakan Ze Roberto ise kendisini özellikle 5 no'dan 1 no'ya ve 1 den 5'e köşelere kısa yoldan gönderilen Amerikan servislerine çözüm bulamayarak, bir kez daha ispat etmiş oldu. Bu maçta Amerikan takımı Brezilya'nın uzak kurşun pas hücumlarını teke tekte durdururken, kontra atakta Garay'ın blok yüksekliği, Solak Murphy ile mücadele etmeye yetmedi.
Bu neticelere rağmen Brezilya takımı, 2016 Rio Olimpiyatlarının en büyük favorisidir! Orta adamı Thaisa'yı kendi servisinden sonra kontra atakta geri hücumda değerlendirmeye çalışmaları ise hücum zenginliği yaratma açısından zaman zaman başarılı oldu ve göze hoş geldi.
Çin takımı, bütün turnuva sakladığı hücum kombinezonlarını İtalya'nın üzerine sağanak şeklinde boşaltırken, İtalya'da, yaşlı oyuncuları negatif sıçramalı Costagrande ve pasör çaprazı Centoni'nin fizik kapasiteleri turnuvayı tamamlamaya yetmedi. Bizce Turnuva'nın en iyi Coach'u Marco Bonitta'nın taktik bilgisi ve organizasyon ve liderlik yeteneği olmasa, İtalya yarı finali de göremezdi ! Bu da gösterdi ki, ne kadar iyi antrenör olursanız olun, elinizdeki oyuncu materyali yeterli değilse, sonuca bir yere kadar etki edebiliyorsunuz.
İtalya için bu turnuvada en büyük kazanç, Fas asıllı genç pasör çaprazı Diouf oldu. Bonitta'nın verdiği destekle top aldıkça açıldı ve takımına maç kazandıramasa bile (yarı final ve finalde) en azından oyunda tutundurdu.
İtalya'yı sürpriz yaparak geçen Çin'de ise bench'teki oyuncuların teknik ve fizik zaafiyetleri, final maçı performanslarını etkiledi. İlk 6'nın performansı 1 gün önce İtalya ile zor maç oynamanın sonucunda Amerika'ya yetmedi. Bir yerde de çok kolay bir maçla finali Amerika'ya teslim eden Brezilya, Amerika'yı şampiyon yaptı da diyebiliriz!
Marichev yönetimindeki Rusya, bu seviyede takım oynatabilecek Rusya'daki tek pasörleri Matienko'yu (Uralotchka'ya transfer oldu) evde unutmuş ! Ters ayaklı ve servis karşılama ve defansta açık hedef Obmochaeva (Goncharova) ise takımının harakiri uzmanı ! Ne zaman patlayacağı belli olmayan saatli bomba ! Bugünkü dünyada geçerli voleybolun dinamiklerine ters bir oyuncu. Yüz güzelliği dolayısıyla takımın pazarlamasına katkı için 12. oyuncu olarak belki takımda tutulabilir. Rusya, erkek voleybolundaki antrenör kalitelerini maalesef bayan voleyboluna taşımaktan çok uzak.
Dominik Cumhuriyeti ise tarihi bir 5.'lik elde ederken, özellikle Eczacıbaşı'nın yeni transferi Bethania De La Cruz takımını taşıdı ve Dominik Federasyonu başkanı Marte Christobal 12 yıllık yatırımının ilk ciddi sonucunu elde etmiş oldu ! Aslında Dominik, bu sonucun ilk sinyallerini Grand Prix maçlarında da vermişti.
Haa... bir de bir Almanya takımı vardı bir zamanlar ! Onu da ilk 6 takım içerisinde göremedik nedense ! Coach'una methiyeler düzen sarışınların bu yazının altına yorumlarını bekliyoruz ! Hatta Fürst'ü canlı yayına çıkarıp sorabilirler, acaba orada neler oldu ?
Milli takımımıza gelince; pasör çaprazsız Barbolini sistemi ile oynayan takımımız, Grand Prix'te Moskova'da İtalya'nın 3 sakat vermiş olması sayesinde son saniyede Grand Prix finallerine İtalya'yı 3-1 yenerek katılabilmişti. Fakat çekirge bir kez daha zıplayamadı ! İşin en üzücü tarafı ise, bir çok web sitesinde ve forumlarda milli takım içerisinde gruplaşma, sponsor etkisi, bir nevi bazı sporcuların mafyalaşması ve takımın Coach'larının bu durumlara pasif davranarak çanak tutmaları, yardımcı antrenörlerin yetersizliği ya da etkisizliği, Neslihan problemi ( Havuz problemi gibi oldu artık bu konu ) gibi konuların ortalığa saçılarak konuşulması ve tartışılması oldu.
Aynı dönemlerde gelen Bayan Basketbolu'nun başarıları ise, Filenin Sultanları'nın yıldızlarını iyice kararttı !
İşin açıkçası; şu anda Türkiye'mizde maalesef müthiş bir katılımcı potansiyeli olmasına rağmen; üst seviye, kaliteli voleybola yönelik oyuncular yetiştirmekten uzağız. Boyna voleybol okulları açılıyor, ama yetişen oyuncular orta seviye için katılımcı seviyesini geçemiyorlar !
Bir diğer gerçek ise, memleketimizin artık tam bir Amerikan Sömürgesi durumuna girmiş olmasıdır ! Dünya klasmanında bizim üzerimizdeki memleketler; Amerika'nın, Almanya'nın, Sırbistan'ın, Brezilya'nın oyuncularını ve antrenörlerini yetiştirdikleri, tecrübe kazandırdıkları, para kazandırdıkları Aptal Pazarı ! Bu konuda da maalesef bir stratejiye sahip değiliz ve liglerimiz de sirk görünümünü maalesef aşamıyor ve ülke voleyboluna değişik nedenlerden dolayı sağlıklı olarak hizmet veremiyor !
Sonuç olarak 2016 Olimpiyat elemelerine 1.5 sene kaldı ! Mayıs 2016'yı büyük ümitlerle takımımızın üzerine sihirli değnek değmesi, bir kurtarıcının gelmesi ( Türk Milleti bayılır kurtarıcı beklemeye ! ) ve geminin içindeki herkesi birlikte kurtarması umuduyla bekliyoruz ! Halbuki çözüm ve reçete Atatürk'ün Gençliğe hitabesinde gizli ! Arada sırada okumak lazım !