Avrupa Erkekler Voleybol Şampiyonası bildiğiniz gibi geçen hafta sona erdi. Bizimle aynı eleme grubunda olan; Sırbistan şampiyon olurken; Milli takımımız 1963 te Romanya'da düzenlenen Avrupa Şampiyonasından beri en iyi derecemiz olan 11.inciliği egale etti.
Biraz geriye dönersek; Mayıs ayındaki eleme grubunda; Eski Zenit Kazan Coach'u Sidelnikov yönetimindeki Belarus ve ciddi ekonomik problemler dolayısıyla Milli takım oyuncularının çoğunluğunun boykot ettiği; gençleşmiş kadrosu ile Yunanistan'ı ekarte ederek finallere kaldığımızı görüyoruz.
Yine; grupta problemli bir dönemde karşılaştığımız ve 5 oyuncunun; Coach; Andre Anastasi ile olan problemleri dolayısıyla boykot ettiği İtalya takımına karşı kazanılan tarihi 3:0 lık temiz ve net galibiyet te bu grup maçlarına rastladı ve takımızın gruptan çıkışını rahatlattı.
Bu dönemden sonra da; İtalya'nın Coach Anastasi yerine; Finlandiya Milli takımını çalıştıran Coach Beruto'yu göreve getirdiğini, Anastasi'nin de Polonya'nın başına geçtiğini belirtmek isteriz.
Bizim eleme grubunda yendiğimiz İtalya; Avrupa Şampiyonasını 2.nci bitirirken; Polonya ise bronz madalya kazandı.
Avrupa Şampiyonası sona erdiğinde sonuç olarak maalesef şu gerçekle karşı karşıya geldik ki; bu şampiyonada bu oyunla; 3 oyuncu ile voleybol oynamaya çalışan Avusturya haricinde yenebileceğimiz bir takım yoktu! Allahtan başka bir gruba düşmemiştik. Tahminen; evsahibi Avusturya; milli takımımızı; katılan ülkeler arasında ekarte edilebilecek en zayıf alternatif olarak gördüğünden dolayı grupta bu şekilde bir eşleşme oluştu ve bu en büyük şansımızdı. Avusturya’ya tarihimizde hiç yenilmediğimizi de buradan hatırlatalım!
Sırbistan maçında oynanan(ya da oynanmayan!) rezalet bir oyundan sonra; tarihimizde hiç yenilmediğimiz(hatta belki de set bile vermediğimiz) Avusturya karşısında 3:0 galip gelerek( Her set 20 nin üzerinde skorlarla bitti) sevindik ve bir oh çektik!
Son gün Slovenya maçı ise; rölanti de oynandı! İlk seti kaybeden takımımız; 2.nci setin 20.nci sayısında itirazları sonucunda baş hakemden ikaz aldı. 23-24 teki karar üzerine israrlı itirazlarını sürdüren oyuncularımız SARI kart görerek seti kaybetti 0:2. Bu noktada; son sayılarda oyuna giren takım Kaptanımızın; arkadaşlarını yatıştıracağına olaya benzin sıkar gibi itirazlara katılması hakemi daha da çok kışkırttı ve haklı pozisyona oturttu!
21 yaş ortalaması ile turnuvanın en genç takımı olan Slovenlerin pasör çaprazı SKET; 5.inci sette smaç servislerle maça noktayı koydu!
Play-off turunda ise; gençleştirilmiş Fransa'ya 3:1 kaybederek; turnuvaya mendil salladık!
Karadağlı kurt hoca VESELIN VUKOVIC yönetimindeki; Slovenya ise; Finlandiya'ya 5.inci sette kaybederek bizimle birlikte elenmesine rağmen; set averajı ile bizim üzerimizde yer aldı.
Turnuvanın en flaş takımlarından birisi de; Türkiye'de kendilerini beğendiremeyen DIVIS ve NEMEC'li Slovakya oldu! Eleme grubunda 3 te 3 yaparak Bulgaristan ve Almanya'yı şoke ettiler ve Polonya'yı da yendiler!
İlk 8 e giren Slovaklar ve Slovenlerin nüfuslarına, lisanslı voleybolcu adetlerine baktığımız zaman Türkiye ile aralarında ters orantı olduğu aşikar!
Bu turnuvanın dramatik sonuçlarından biri de; Bulgarların podyumdan tamamen düşmeleri oldu; Trentino'dan kurtarıcı olarak gelen Coach STOYTCHEV'e rağmen! Bulgar voleybolunda bundan sonra dikiş tutmaz!
Bir ay evvel Dünya Ligini Şampiyon olarak bitiren Rusya ise; Avrupa Şampiyonasını ilk 4 te tamamladı. Avrupa Şampiyonası neticeleri kimseyi yanıltmasın! Olimpiyata direk katılmak için asıl mücadele; Japonya’daki Dünya Kupasında olacak. Favorilerimiz: Brezilya-Amerika ve Rusya’dır. Plase: Küba, Sürpriz: İtalya-Sırbistan!
Turnuva sonunda; CEV in yenilediği internet sitesinde koyduğu karşılaştırmalı istatistiklerde; takımımızın pasör çaprazı Serhat'ın ; 4 Numara smaçörlerinin istatistiklerinde 1.inci(!) durumda olduğunu gördük. Şaşkın CEV in yaptığı bu hata hemen Facebook'un ünlü bir yazarı tarafından fark edildi bile!
Servis karşılamalarından dolayı; hücum katkıları otomatik olarak düşen 4 numara smaçörlerinin arasında; turnuvanın en fazla pas alan oyuncularından biri olan Serhat'ın 1.inci olmaması düşünülemez zaten! Son CEV kongresinde; Sn. Erol Ünal Karabıyık'ın takdire şayan çabalarıyla; komisyonlarına hepsi birbirinden değerli Türk üyelerin girdiği CEV; inşallah kendisine bir çeki düzen verir(!). Aksi takdirde vay Avrupa Voleybolunun haline!
Şimdi gelelim kendi durumumuza:
- Çağdışı voleybol oynuyoruz. Ve bu durum istatistiklerden açıkça belli oluyor. Köşe adamlarımız; Emre, Burutay ve Serhat istatistiklerde en üstlerde yer alırken(aldıkları pasların çokluğundan), ilk 4 e giren takımların oyuncuları aşağılarda! Orta adamlarımız ise istatistiklerde ortada yok!
- Kuvvetli ve etkili smaç servis atan oyuncumuz sadece EMRE ! Bu sayı Sloven takımında 2, Sırbistan'da 3-4 vs.
- Turnuvanın en zayıf liberolarından biri bizim takımımızda idi! Maalesef liberomuzun reaksiyon sürati zayıf, Beli kalın, akrobatik özelliği yok, somatotype özellikleri bu mevki için ters orantılı. Rakip takımlar direk liberomuzu hedef aldılar. Hatta zaman zaman ; zaten servis karşılamaları mükemmel olmayan Burutay ve Emre liberomuzu kapatmak zorunda kaldılar!
- Orta hücumumuz çok zayıf. Sadece tek fazda hücum etmeye çalışıyoruz. Kısa pas mı, kurşun pas mı olduğu belli olmayan; garip bir pasla ortadan hücum etmeye çalışıyoruz.Arkadan kısa, kurşun stepli kısa gibi; zaman ayarlamalı hareketler zaten yok! Açıkçası; orta oyuncularımız ve pasörlerimizin rakibi aldatmak için yaratıcılıkları yok!
- Yine orta adamlarımız; bire bir de; yıldız takım tarzı blok yapıyorlar! Sadece arka ortayı kapatıyorlar! halbuki rakibin vuracağı köşeyi algılayarak ve rakipten bir an önce düşünrek ve sıçrayarak ve riske ederek bir köşeyi kapatmaları gerekiyor ki; bu durumda etkili bir blok yapma şansları %50 dir. Fakat sadece 6 numarayı kapadığınızda; bu seviyede hücumların etkililiği dolayısıyla şansınız %0 a iniveriyor!
Orta adamlarımıza tavsiyem; diş doktoru Nuray Uyar'la gidip sohbet etsinler! Ondan hücum, blok ve taktik olarak rakiple mücadele, rakibe kafayı takma, hırs vs. konularında öğrenecekleri çok şey var(!) . Ofisi çok uzakta değil! Fenerbahçe stadının yanında!
- Pasör çaprazımız; fizik kapasite, süreklilik ve dayanıklılık konusunda problemli. Aldığı pas oranının yüksekliği sanki başarılı imiş gibi bir görüntü arz etse de; aldığı pasların, öldürdüğü paslara oranına baktığınızda bu durum açıkça görülüyor. Çok iyi olması gereken Smaç servisi zayıf !
- Arka ortadan çok az hücum ediyoruz. Bu hücumların çoğunluğu ise planlanmış bir kombinezon şeklinde yapılmadığı ve rastlantısal geliştiği için rakip defans ve blok tarafından rahatlıkla okunarak tedbir alınabiliyor ve etkisiz kalıyoruz!
- Takımımız hücumda yaratıcı değil ve ağır oynuyoruz!
- Özel bir blok sistemimiz yok! Rakip sahanın bir tarafına smaç servisle yüklenip, rakibi diğer taraftan hücum etmeye zorlayarak; 3 blok oyuncumuzu da filenin bir tarafına yığabilme, Köşe blokörlerinin risk alarak orta blokörlerine yardımı konularında sıfırız! Denemiyoruz bile. Oyuncularımız filenin ortasına geliyor ve kendi ferdi his ve sezgileriyle blok yapmaya çalışıyorlar!
- Takımımız bench’i hemen hemen hiç kullanmıyor, ya da bench’teki oyuncular ilk 6 yı zorlayacak kapasitede değiller. Turnuva kitapçığında; STAR olarak lanse edilen takım kaptanımız sahaya giremiyor! Bizim bildiğimiz takım kaptanı saha içrisinde, takımının başında ve lider oyuncudur. Bu durum; takım kaptanımızı; arkadaşları ve kamuoyu önünde küçük düşürüyor! Ya bu oyuncuya hizmetlerinden dolayı teşekkür ederek kadroya almazsınız, ya da ilk 6 da yer verirsiniz!
Sözün özü; bu tip turnuvalarda daha az PR(Halkla ilişkiler) daha çok Voleybol gerekiyor kazanabilmek için !
- Milli takımımızın Sırp Coach'u kenar yönetiminde çok zayıf kalıyor! Molalarda sadece Let's move(!), Let's go(!) tarzı taktiklerini(!) hayretle izliyoruz ! En trajik tarafı ise; takımımızla yeterli hazırlık dönemi geçirmiş olmasına rağmen ve kuvvetli takımlarla hazırlık maçları yapılmasına rağmen hala bir oyun tarzımızın oluşturulamamış olması!
Şimdi gelelim milli takımımızın geleceğine! Çok değil; birkaç ay önce Türkiye’de Yıldızlar Dünya Şampiyonası düzenleniyor! Bu şampiyonada Türkiye 7.nci olarak Dünya Şampiyonasına gitme hakkını kaybediyor! Evinde oynadığı şampiyonada ! İzlediğimiz maçlarda; pasörlerin biraz acemi kaldıklarını, özellikle takımımızın kronik problemi olan; 3 numara adamı ile topu buluşturamama gibi sıkıntılar yaşandığını izliyoruz üzülerek! Sonra; bir rastlantı eseri; büyük bir skandala tanık oluyoruz. Nisan ayında Qatar’ın Al-Rayyan takımından çok ciddi bir rakama transfer teklifi alan IBB ‘nin 1.inci Lig takımının yedek pasörü MURAT YENİPAZAR’ın yaşı tutmasına rağmenYıldız Milli takıma çağrılmadığını anlıyoruz! Takımımız kuvvetle muhtemel ilk 4 te yer alacak, hatta belki şampiyon olacak ve Dünya Şampiyonasına katılacakken; bu şansı kaybediyor. Çocuklarımız çok önemli bir tecrübe kazanma şansını kaybediyorlar!
Bir taraftan diyorsunuz ki; geleceği imar ediyoruz, diğer taraftan bu şekilde saçma sapan oyuncu seçimi hataları yapıyorsunuz! Nasıl olacak bu iş? Siz ilk altıda oynayacak pasörü nasıl İstanbul’da unutursunuz? Türkiye maalesef, İstanbul-Ankara, Senin oyuncun-benim oyuncum-Lisenin oyuncusu, benim oğlum-senin oğlun, benim antrenörüm-senin antrenörün, benim başkanım-senin başkanın ikilemlerini üçlemlerini bir türlü geçemiyor. Onun için bir istikrarı maalesef yakalayamıyoruz.
Yıldızlarda avucumuza gelen şansı kaçırıyoruz! Gençlerde zaten kayıplardayız!
Kasım ayı içerisinde Olimpiyat ön elemeleri oynanacak! Bu tablo içerisinde takımımızın şansını nasıl görüyorsunuz ? Takımımız bu turu geçse, bir sonraki turda ne yapar? Bu soruların cevaplarını siz okurlarımızdan ve voleybol severlerden duyar gibi oluyoruz!
Rahmetli DEĞER ERAYBAR üstadın (Nur içinde yatsın) çok önemli bir lafı vardı! Şöyle derdi: Sofradan ne aç ne de tok kalkacaksın, sofradan kalkmanın zamanını hissedeceksin!
Görülüyor ki; Erkek Milli takımları teknik ve idari kadrolarının sofradan kalkma zamanları geçmekte! İstifa müessesesi onurlu bir müessesedir! Biz bu işi beceremedik dersiniz ve herkes sizi saygıyla karşılar matematik olarak başarılı gözüken Avrupa 11.inciliği ile! Eğer İstifa müessesesi çalışmıyorsa, o vakit konu üst makamın konusu olur ve orası da sorgulanmaya başlanır duruma gelir, oraya o yetkiyi genel kurulla vermiş bir camia tarafından!
Erkek Milli takımlarımızın; Milli takımlar Teknik koordinatöründen; Yıldız ve Genç Milli takımlar antrenörlerine kadar tamamen bir değişime girmesi gerekiyor açıkça!
Türkiye’nin bir 4 yıllık Olimpik dönem daha kaybetmeye tahammülü yok !
Avrupa Bayanlar Voleybol Şampiyonası Finalleri bugün başlıyor! Bayan Milli takımıza başarılar diliyoruz. Allah ayaklarını düz bastırsın! Onları Dünya Kupasında görmek istiyoruz. Türk Voleybolunun buna ihtiyacı var!
Ve bir dip notu: Facebook ve twitter yazarlarından çok enteresan yazılar geliyor. Bunların en başında korkusuz üslubuyla BADE KAYA geliyor!
Bugün sosyal paylaşım siteleri iktidarları deviriyorlar, Mısır’da, Suriye’de, Libya’da.. Sosyal medyanın gücüne kulak tıkayanlar birerbirer sahneden çekilmek durumunda kalıyorlar. İşte aşağıda birkaç örnek ! Değişik bir bakış açısı!
Bade Kaya
Neymis avrupada oynayan takımlar kendi aralarında oynadıkları maclarda 3 yabancı hakkı ile ilgili basvuru yapmamıslar.Sadece arkas yapmıs arkas yapar tabi 5 yabancısı var oynatmak isticek.Üzgünüm ama artık voleybol ligi takımlarında bir umutsuzluk hakim hangi hoca hangi yönetici ile sohbet etsem artık bu ligden umudu kestim diyor.Peki neden söylesilerinizde öyle demiyorsunuz diyorum gülüyorlar sadece.Coğunun aklından gecen daha ne kadar ucuk kararlar alıcak federasyon ve ligi kobay gibi milli takım basarısız oldukca kafasına göre daha ne kadar kurgulicak ve biz nezaman kulübümüz kapanıcak ve işsiz kalıcaz korkusu hakim.İnanılmaz derecede kalitesiz takımlar kuruldugunu bu kısıtlamayı bahane eden bazı fırsatcılarında yatırımı bunu bahane ederek kestıgını federasyon bak genclerın oynamasını istiyor bırakın böyle devam edin dediklerini ve hocalarında sezon sonu düstüklerinde herkesin verılen destegı unuttup faturayı hocaya kesmelerinden korkan birsürü hoca doldu tastı.Bir bayan şampuan ürünü satan bir devin üst düzey bir yöneticisi ile ufak bir yazısmam oldu.Sordum neden bayan takımlarına spornsor olmuyorsunuz sizin işiniz temizlik üzerine sonucta dedim ve kadınlarda güzel bir mesaj olmazmı dedim.Bana aynen sunu söyledi.Hanım efendi bunu bircok kez düsündük ve arastırdık biz ve bizim gibi sponsor olmak isteyen büyük firmalar kalıcılık ve istikrar isterler.Basarı icin iyi yatırım isterler.Biz inceledik voleybol liglerinde 5 yılda 2 veya ückere yabancı sınırlaması deyiştirilmis.Bizler 3 yıllık bir anlasmayı masaya koydugumuzda oradan gelicek basarı ile ses getiren reklamlarla zirveye oynarız ama görünen odurki voleyol ligleri genel itibari ile istikrarlı bir asama kat etmiyor hersene yeni bir uygulama ile deyişikliğe gidiyor dedi ve ekledi kimse ses getirmicek basarılı sonuclar alamıcagı işlere para yatırmaz dedi mors oldum konuyu kapadım.İşte türkiyede voleybolun geldiği nokta.Bakmayın bazı uyduruk yorumcuların federasyonu desteklercesine yazılar yazdıklarına onlarda aslında arkalarını döndükleri an gercekten felaket durum diye kendi aralarında fısıldasıyorlar.
Bade Kaya
Bugünlerde duyduğuma göre Naz Aydemir milli takıma sakat olduğu gerekcesi ile gelmediği icin ama amaliyat olucagı söylendığı halde olmadığı icin ceza kuruluna sevk edilmis.Buraya kadar hersey normal.Ben soruyorum simdi milli takım italyadaki turnuva icin yolda iken avrupa sampıyonasının 2 gün kalmısken birden bire bu olay ortaya patlak veriyor.Peki ben soruyorum bundan önce milli takıma sakatlık bahane edip gelmeyen oyuncu oldumu olmadımı?Oldu ise eğer o kisileride ceza kuruluna sevk ettinizmi?Naza ceza gelirken acaba gecen sene orta parmağı gösteren guilettiye ne ceza gelicek?Merakla ben bunu takip edicem.Ben erkek oyunculardan milli takıma sakatlık bahanesi ile gelmeyip plaj voleybolu oynayanlar varmı yokmu? merak ediyorum.Naz ben artık milli takıma gelmiyorum dese ozaman napıcaksınız?Hic olmuyor voleybolumuza böyle seyler yakısmıyor.Durumdan vazife cıkarıp naza saldıranlara malzeme verıyorsunuz bilmem farkındamısın.Hala birileri nazı ellerinden takımlarından kacırmanın hırsı ile kasının üzerinde gözü varı oynuyorlar ve sizler buna böyle seylerle malzeme veriyorsunuz.Ayrıca önümüzde bir turnuva var lütfen böyle olaylarla basarılı veya basarısızlığın önüne baska polimikler cekmeyelım.Ve gene ısrarla soruyorum gecmıste veya günümüzde son iki ücyıl icinde sakatlık mazereti edip milli takıma gelmeyen sporcu oldumu olmadımı bu konuda bilgisi olanlar eğer samimi iseler lütfen paylasınlar.Mesela ben merak ediyorum can ayvazoğlu milli takıma cağrıldımı cağrılmadımı veya nuri sahin daha sayamıcam uzun bir liste var lütfen bizi aydınlatın bizde bilgilenelim.Cünki ben sakat oldugu söylenen ama plaj voleybolu oynayan oyuncular görüyorum ortada.Voleybol herkesin yorumuna ve elestirisine acıksa bende bunları merak edıyorum.İşin özü milli takıma emek veren ve dahada vericek genc pasörümüze böyle ağır biritamda bulunmak olmadı.Bu arada fenerbahcenin ikinci gölü semihin gölü ofsayt deyil.Yazık oluyor.
Bade Kaya
Avrupa Şampiyonası’nda mücadele eden Milli takımımızın oyuncusu Serhat Coşkun yapılan istatistikler sonucunda en skorer oyuncu ve en iyi smaçör oldu.
Tüm Avrupa Şampiyonası’nda tutulan istatistikler sonucunda Serhat Coşkun 12 maç, 44 set oynadı ve 230 sayı ile en yakın takipçisi İtalyan Cristian Savani’yi 61 sayı ile geçti. Savani 12 maçta 40 set forma giydi. En skorerler listesinde Burutay Subaşı 12 maç 42 sette ürettiği 124 sayı ile 12. oldu.
(Şimdi buyazının devamıda var ama koymadım yanlız aşağıya bir yorum yapıcam onu okuyun mümkünsede bunu paylasın cevrenizdeki voleybol severlerle.Nedeni bir komedi var ve bu komediyi gözler önüne sericem içim acıyarak.)
Bade Kaya
Şimdi bu yukarıya koydugum yazının devamıda vardı koymadım cünki tansiyonum cıktı.Bakın arkadaslar vah benim güzel ülkemin geldiği hale serhat coskun turnuvanın encok sayı üreten oyuncusu imis.Şimdi olayı birazcık genisletelim kimlere neyikıyaslamıslar kepazeliği analiz edelim benim ülkemde hala bunlar olmamalı.Serhatı kutlamak isterdim ama ben ortada bir içler acısı durum oldugunu düsünenlerdenim.Hep elestiriyorsun diyenler olucak ama bunu elestirmicemde neyi elestircem bana söylermisin?Yahu savanni ile serhatın pozısyonu aynımı serhat pasör caprazı savanni 4 numara oyuncusu bunu nasıl övünc kaynagı gibi yazarsınız inanmıyorum size ağlamak istiyorum resmen.Öte yandan milkovıc demisler işte bilmem kacıncı sırada serhatla arasında sukadar fark var ee peki bu neyi gösterir?Ben söyleyim senin hala eski rus ekolundekı voleybol anlayısı ile top oynadıgını takım oyunundan cok kısılere dayalı hücüm ettiğini sırpların ise takım oyunu ile oyunu yaydıgını gösterir.Ayrıca su vahim tablo bizim takım olamadıgımızın ve bu hocanın hic bisey yapamadıgının acık ispatıdır.Bu bizim turnubanın enkötü takımı oldugumuzu kisilere dayalı oyun kurdugumuzu gösteren acık ispattır.Bu aslında bizim turnuvanın en kötü takımı adayı oldugumuzunda göstergesidir.Diyer takımlarda sayılar dağılıp oyun yayılımıs bizde ise at topu pasör caprazına demisiz olay bu kadar vahim.Şimdi bu yazıyı okuyanda sanıcakki nekadar basarılı olmus serhat oysaki durum bizim caresizliğimizin ve takım olamamamızın acık ispatı gibi üzgünüm.Birde sunu bari yazıp kahretmeseydınız bizi savanni ile serhatı kıyaslamak demek pasör caprazı ıle 4 numarayı kıyaslamak ne kadar mantıklı buda soru isareti.Bilemiyorum ama ben cok üzüldüm keske bunu bir övüc kaynagı gibi sergilemesek cünki bu övünc kaynagı deyil taım olmaktan uzak oldugumuzun acık ispatı hocanında ne kadar yetersız ve günü kurtarmaya calıstıgının acık ispatı.Yıkıldım resmen bunu görünce voleyboldan anlayan herkes bunun ne kadar kötü bir durum oldugunu bilir.