Sevgili okurlarım ve voleybolseverler;
Öncelikle; ilk yazımıza göstermiş olduğunuz açıkçası benim de beklemediğim ilgiye çok teşekkür ederim. Yazının altına yorum yazma zahmetine katlananlara ve e-mail kutumuza gelen mailler için ayrıca teşekkürler.
Yeni yazımızdaki konuya geçmeden evvel; orhunarda rumuzlu ( Kendisi rumuzunu küçük harflerle yazmış... )okuyucumuzun yazdığı yorumda; bizim verdiğimiz 7 aylık FIVB sezonu bilgisinin yanlış olduğunu ve bizim verdiğimiz kendi tabiri ile ÇARPIK bilgi ile sizleri yanılttığımız; bundan dolayı da siz kıymetli yorumları yazanların bizim verdiğimiz ÇARPIK bilgiden negatif etkilenerek ve yanlışbilgilenerek kendisinin veya Sn. orhunarda'nın temsil ettiği gurubun hoşunagitmediğini zannetiğimiz yorumlar yazmış olmanız!
Şimdi; Sn.orhunarda!
FIVB SPORTSREGULATIONS dökümanına baktığımızda; sizin de çok güzel belirttiğiniz gibi; 45.6.1.4 maddesine göre, Milli Müsabakalar sezonu; 15 Mayıs - 15 Ekim arası olarak FIVB tarafından belirlenmiştir. Yani; sayın orhunarda' nındediği gibi 5 ay!
Ancak; Sn.orhunarda ya 46.3.5 maddesini görmedi; ya görmek istemiyor; ya da konuyubilerek çarpıtma eğiliminde ve asıl bu ona hiç yakışmıyor.
46.3.5 maddesi ne diyor ? Tüm Kasım ayı FIVB müsabakalarına aittir! diyor.
Şimdi Kasım 2011 ayı içerisinde Erkek Milli takımımızın oynayacağı Olimpiyat Eleme müsabakaları ve Japonya'da yapılacak Bayanlar (Muhtemelen Bayan Milli takımımızkatılabilir) ve Erkekler Dünya Kupaları mahalleler arası kafa karış müsabakaları mı acaba ? TVF Kasım ayında kulüplerimize lig müsabakası oynatacak mı? Ya da ligleri tatil mi edecek? Kulüplerimiz Türk Milli takımına veya diğer Milli takımlara( Türkiye'de oynayan yabancı sporcular ve antrenörler) sporcu veantrenörlerini göndermeme lüksüne sahipler mi acaba?
Bunun cevabı koca bir HAYIR. Yine FIVB kaidelerine göre kulüpler; FIVB Uluslararası transfer sertifikası üzerinde yazılı olan kontrat periodu içerisinde; Milli sporcularını FIVB ve Kıta Konfederasyonlarının organize ettiği resmi müsabakalara 15 gün öncesinden göndermek zorundadırlar.
Şimdi neymiş; 5 + 1 = 6 Ay
Ama bu hesap teoride. Pratikte bu böyle olmuyor ! Genellikle Mayıs ayı içerisinde; hatta Güney Amerika ve Afrika kıtalarında mevsimsel nedenlerden ötürü Mart veNisan aylarında dahi; eleme grupları gibi resmi müsabakalar takvime alınabiliyor.
Federasyonlarda otomatikman, kulüplerle çatışmaya girmemek için liglerini 15-25 Nisan civarında bitirmek zorunda kalıyorlar. Çünkü; 10 - 15 Mayıs'ta oynanacak bir resmi müsabaka için Kulüpler sporcularını milli takımlara 25 Nisan-1 Mayıs arasında göndermek durumundalar.
Dolayısıyla nereye geliyoruz? 5 + 1 + 1 = 7 Ay !
Öte yandan, yazdığınız yorumdan sanki TVF içerisinde çalışan bir kişiymişsiniz izlenimine varıyoruz . Tabii ki herkes istediği yorumu yazmakta özgürdür. Her türlü yoruma saygımız var. Yalnız, her yazılan yazıya TVF içerisinden yazıldığı aleni belli olan Sn.Başkan Karabıyık'ı koruma refleksli, kraldan çok kralcı, yerli yersiz yorumlarla tepki vermek ve kavga ortamı yaratmak, en başta Sn. Başkan Karabıyık'ı voleybol ve spor kamuoyu önünde antipatik bir konuma oturtuyor ve en büyük zararı da ona veriyor. En kötüsü de; her hoşa gitmeyen yazının altında artık sistematiğe bağlanmış isim ve rumuzlarla bu yorumlar var ve Avrupa ve Dünya Şampiyonlukları yaşamış bir Federasyonun mensuplarına hiç ama hiç yakışmıyor!
Aslında TVF nin resmi yayın organı olan BOL BOL VOLEYBOL Dergisinde, ya da özerk(!) internet sitelerinde yazabilirsiniz. TVF Genel koordinatörü Sn. Kaymaz’ın yaptığı gibi! Bu şekilde değerli fikirleriniz, yorumlarınız ve araştırmalarınız da daha geniş kitlelere ulaşır.
Haa!.. buarada; o yazı altına yorum yazan insanların çoğaldığından dertlenmişsiniz Sn.orhunarda! Sevinmeniz lazım bu kadar voleybolsever yazı yazdı diye!
Bu voleybolaolan genel ilginin arttığının bir başka işaretidir de!
Voleybol bizim elimizden olduğu kadar; sizin elinizden de kayıyor ve bizden daha genç, daha dinamik, okuduğunu daha iyi anlayan, yorumlayan, çekinmeden yargılayan ve tepkisini de yerinde verebilen bir kuşağın eline doğru... Meraklanmayın; onlar, bizlerden daha iyi noktalara götüreceklerdir voleybolu..
Bu arada; 2 genç ve pırılpırıl arkadaşımızın başarı haberini de buradan verelim ve kutlayalım. Adnan Paşaoğlu ve Kerem Eryılmaz kardeşlerimiz; Hindistan’ın Mumbai kentindeki Uluslararası 1.inci Kademe FIVB Voleybol Antrenör Kursunu üstünbaşarı ile 1.inci ve 2.nci olarak tamamladılar. Tebrik ediyor ve başarılarının devamını diliyoruz. Çok değil; daha 1 sene önce, Türkiye’de antrenör yok! buyuran, Sn. Federasyon üyemize duyurulur!
Sn. Başkan Karabıyık zaten yaptığı işlerle yeterince takdir görüyor. Ve bu camia T.C Devletinin de desteğiyle yaptığı salonların ve tesislerin önüne onun büstlerini dikmeyecek kadar da vefasız değil. Ayrıca Sayın Başkan Karabıyık; mevcut seçim sistemi ile zaten kendisini istediği kadarseçtirebilecek durumdadır! Hatta isterse oğlunu, hatta torununu (Yaşı müsait olsa) dahi seçtirebilir. Seçimde oy atacak delege yapılanması; Federasyonlar tarafından belirlendiği sürece sonuç değişmeyecektir.
Hatırladığım kadarıyla, Eski Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Sn. Başesgioğlu'nun görevinden ayrılma nedenlerinden en birincisi de, yine yanlış hatırlamıyorsam yapılan en son Federasyon seçimlerinde, 33 Federasyondan 30'unda mevcut Başkanlarınıın kendilerini bir şekilde yeniden seçtirmeleri idi. Diğer 3 Federasyon ise; talep olmadığından ve Eski Federasyon Başkanları bütçesizlik dolayısıyla tekrar aday olmadıklarından değişmek zorunda kalmışlardı!
Şimdi, Sn.Başkan Karabıyık bu mevkiye kendisi, bilerek, isteyerek, arzulayarak aday olmuştur. Hiç kimse kendisini arkadan itmemiştir. Kendisinin de görevi, bulunduğu mevki itibariyle, Türk sporuna, Türk Voleybolu'na ve Dünya Voleyboluna hizmettir. O da görevini layıkıyla; elinden geldiğince başarıyla yerine getirmeye çalışmaktadır. Kendisinin, bundan önceki federasyon başkanlarının o anki genel ahval, yönetmelikler ve şahsi konumları dolayısıyla gerçekleştiremedikleri; devletin olanaklarını da harekete geçirerek yaptığı salonlar ve tesisler, Sn. Başkan'a büyük bir prestij de getirmiştir.
Fakat şu nokta göz ardı edilmemelidir ki, FIVB ana statüsüne göre Ülke Federasyonları, bulundukları ülkelerde voleybol faaliyetlerini FIVB adına düzenlerler.
FIVB'nin anastatüsünde; Federasyonlar, kulüplerle, antrenörlerle, hakemlerle, sporcularla,basınla, voleybol severlerle sürekli kavga içerisinde bulunmalıdırlar yazmamaktadır!
Sonuç olarak:
Madem ki biz bu tesislere ve her türlü organizasyonu yapabilecek finans gücüne ve devlet desteğine sahibiz; öyleyse niye biz Sayın Başkan Karabıyık'ı CEV veya FIVB başkanı olarak ta görmeyelim. Kendisinin, bir Türk'ün böyle bir mevkiye gelmesinden gurur duyarız. Yakışır da!
Değerli okurlarım ve voleybol severler. Aslında bu yazımda başka konulara değinecektim. Fakat Sn. orhunarda bize koca bir yazı malzemesi veriverdi.
Sn. orhunarda, sen çok yaşa! E mi...
Bu arada; ilk yazımızdaki fikrimizin de sonuna kadar arkasındayız! Bu konuda; İTALYA, POLONYA ve RUSYA liglerinde yer alan kulüpler; kendi formatlarını liglerine oturtarak mümkün olduğunca Federasyonlardan liglerini soyutlayarak; federasyon bürokratlarının Kulüplere açabilecekleri zararı minimize etmiş durumdalar.
Bir sonraki yazımız bu konu üzerine olacak.
Yaklaşan Avrupa Şampiyonası Finallerinde Erkek Voleybol Milli takımımıza başarılar dilerim.
Kalın sağlıcakla!