Hepimiz orada idik
Türk Bayan Voleybolu'nun mimarı Cengiz Göllü, yakalandığı hastalıktan kısa sürede aramızdan ayrıldı. Filenin ağabeyi, ustası, duayeni Bursa'da çok kalabalık cemaat ile toprağa verildi. Allah günahlarını af etsin. Nur içinde yatsın.
Önce şunu yazmalıyım, Cengiz Göllü Türk Kadını'nın sporda da başarılı olabileceğini kanıtladı. Ve onun yönetiminde bayan voleybolcular büyük başarılarla manşetlere çıktı: "Atatürk'ün Kızları."
Gazeteciliğe ilk başladığım 1974 'ten beri her yerde Cengiz Göllü ile beraber olduk. Kazandığı başarılarla çok kıskanılmıştı. Çok özelliği vardı. Ama birini çok severdim. Takım fotografı çekeceğim, yanıma gelir, oyunculara "Sen şuraya" diye yer gösterir, sonra da yerine geçerdi. ONdan Eczacıbaşı'nın fotografları hep poster gibidir. Karışıklık yoktur ve güzeldir. Şimdikiler saldım çayıra, mevlam kayıra. Karmakarışık. Cenazede Hülya Elçin boynuma sarıldı, birlikte ağladık. Bana "Sen voleybola çok şeyler verdin. Bizi hep mutlu ettin. Cengiz ağbiyi de çok çok destekledin" dedi.
Evet, her hayat mutlaka bitecek. Zincirlikuyu Mezarlığı Kapısında yazdığı gibi her canlı ölümü tadacak. Ancak, böylesine bir ölüm iyi olmadı. Hastalıktan çok çekti. Çok büyük üzüntü yaşamamıza rağmen "Kurtuldu" demekten kendimizi alamıyoruz.
Bursa'ya gittiğimde hasta idi, fakat kendinde idi. Umutsuz bir vaziyette elini öptüm. 40 yıl beraberdik ağabey-kardeş gibi. Türkiye'de Avrupa'da bir yığın maçta aynı heyecanı yaşadık. Salonların boşluğundan bahsetti. O haliyle bile voleybolu düşünüyordu. Göremedi ama salon da doldu, cami avlusu da. Gözün arkada kalmasın usta.
Voleybol Federasyonu başkan ve yöneticileri tabutu omuzlarında salona getirirken, herkes ayağa kalktı, alkışladı. Zaten uzun yıllar alkışlanıyordu. Bu son veda alkışı idi. Cengiz Göllü Salonu'ndaki ilk törende Hümeyra Göllü'nün ağlayarak konuşması herkesi daha derin bir üzüntüye boğdu. Evliliklerinin 50. yıldönümlerinde hastanede imişler. Kızı Arzu Göllü, kaptanı Selcan Çağlar da onu güzel özetlediler.
Vasiyeti imiş "Ölürsem beni Ulucami'den kaldırın" diye. Öyle de oldu.
İstanbul, Ankara ve İzmir ile birlikte Türkiye'nin dörtbir yanından akın akın gelmişlerdi. Ulucami çelenk dolu idi. kimler yoktu. Bülent Eczacıbaşı, Mehmet Ali Aydınlar, Fikret Orman, Fatih terim ve onlarca rengarent çiçek. Gözlerim Fenerbahçe'nin çelengini aradı. Yoktu. Galiba Aziz Yıldırım'a haber verilmemişti. Yoksa duysa, bahçevanını yollardı!
Cumartesi günü Ayazağa Salonu'nda bir özel seramoni yapacak Eczacıbaşı Kulübü'nün başkanı Faruk Eczacıbaşı, Erdal Karamercan, Sacit Basmacı ile Kaptan Esra, Neslihan, Gülden ve Doktor Cemil Ergin orada idiler.
40 yıllık dostum adam gibi adam Şenol Güneş orada idi. Vefakar spor adamı Mehmet Atalay'ı gördüm. Eczacıbaşı formasını giyen başta Efe, Nuri ve Melih olmak üzere olmak üzere basketbolcular vardı. Eskilerden Violet, Hülya, Meral, Sinem, Ebru, Şehnaz, Sonay, Nalan, Deniz, Gamze, Arzu, Filiz, Pelin, Bahar, Yasemin, Tansı ile Kurtaran, Selim, M. Çakmak, Kenan, Faruk, Zeki, Raif, Emin, Necdet, Eşref ve bir yığın eskiler.
Naci Bayamlıoğlu, Ahmet Gülüm ve Erol Ünal Karabıyık orada idi ama Hüsnü Can yoktu.
Beşiktaşlılar Aziz Kaloğlu ile kalabalık bir temsilci grubu ile eski antrenörlerine son görevlerini yerine getirdiler. Galatasaray çelenkleri vardı. Oral Baba yoktu. Fenerbahçe'den yönetici de yoktu. Ahmet Keten'i de göremedim, Aydın Yolaç'ı da. Belki de kalabalık içinde idiler. Büyük bir çoğunlukla sarılıp öpüştüm. Hatta çoğu bana "Tek Cengiz kaldın, kendine dikkat et" diye de takıldı.
Gözlerim Ata ile Uğur'u aradı. Hançer'i aradım. Serdar, Cumhur, Uğur, Şükrü, Barbaros, Işık göremediklerim. Herhalde ya yurt dışındalardı, ya da neyse.
Reşit Yücesoy, Oktar Tertemiz, Akın İra, Tuncer Orhan, İlhan Çetinkaya, Ümit Sokullu, Suat Carlı, Mehmet Akpınar, Tanju Özenç, Bülent Meriç, Jeyan Erben, Nejat Sancak, Mehmet Bedestenlioğlu, Altan Gökçay, Gökhan Edman, Gökhan Sezal, Reşat Yazıcıoğulları, Ömer Giraygil ve emekliler ekibi eski dostlarına vedaya gelenlerdi.
Elbette burada isimlerini yazamadığım bir yığın insan var.
Gözümden kaçanlar kusuruma bakmasın. Sataştıklarım da alınmasın.
Asrın hastalığından kurtulamayarak çok kısa sürede yaşama vedan eden Cengiz Göllü, hak ettiği ilgiyi, sevgiyi ve vedayı görmüştür.
Tekrar Cengiz Göllü'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Nur içinde yatsın. Allah Günahlarını af etsin.
Salon da dolu idi, Ulucami de.
Hepimiz orada idik.