2 Avrupa şampiyonluğu, 3 Avrupa ikinciliği, ve 1 Avrupa dördüncülüğü...Şöyle bir bakalım, voleybol dışında hangi sporda bu başarı var. Buna karşın, voleybol yine her yerde arka planda.Şunu da belirtmekte yarar var. Bu başarıda federasyonun zerre kadar katkısı yok. hatta önceki federasyon da Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılımına engel olmuştu. Başarı tamamen kulüplerimizin eseri. Alkışlar kulüplerimize.
Avrupa Voleybolu'nun ikinci kupası olan CEV Cup'ta Fenerbahçe erkek ve bayan takımları, Avrupa şampiyonu oldu. 2 şampiyonluk birden kazanılması Türkiye'de bir ilk idi. Sarı-lacivertli voleybolcuları kutluyorum. Ancak, en başta kutlanacak biri var. O da "Fenerbahçe futbol kulübü değil spor kulübü" diye ısrar eden Başkan Aziz Yıldırım. Seçime girerek büyük yanlış yapan Mehmet Ali Aydınlar'ın da Fenersbahçe'deki bayan voleyboluna katkısını yadsımak ayıp olur. Seçime siyasi destekli girdiği iddia edilen Mehmet Ali Aydınlar ile bayan voleybolu atağa kalkmış, güç kazanmıştı. Başta Aziz Yıldırım'a, sonra da Aydınlar'a alkışlar. tüm bu övgümün yanısıra Fenerbahçe'nin Polonya'daki voleybol maçına bu spora yıllarını vermişleri değil de futbol yazarlarını götürme ayıbını unutmuş değilim. Fenerbahçe, voleybola olan yatırımı ile tribünleri de dolduruyor. CEV Cup final maçlarında Burhan Felek Salonu'nun damında bile sarı-lacivertli taraftar vardı. Bunu göz önüne alarak, voleybolda her zaman Fenerbahçe'nin iyi olması gerek.
Gelelim Şampiyonlar Ligi'ne. yani Avrupa'nın 1 numaralı kupasına. 2 takımımız Vakıfbank ile Eczacıbaşı Vitra, Bakü'deki finallerde fileye yükseldi. Sağolsun, iki kulübümüz bir hayli kalabalık basın grubunu da Bakü'ye götürdü. Maalesef gazeler, voleybola "seyahat ambargosu" koydukları için kulüplere bakıyor bu spora emek verenler. Vakıfbank ilk gün ezeli rakibi Eczacıbaşı Vitra'yı geçti. Ancak, finalde Gamovalı Dinamo Kazan'a boyun eğdi ve ikinci oldu. Gamova'nın Fenerbahçe'ye geleceği dedikoduları var. Eczacıbaşı Vitra da evsahibi Rabıta Bakü'ye yenilerek Şampiyonlar Ligi'nde dördüncü sırada kaldı. Bakü'deki organizasyon çok kötü idi. İyi olan bir şey, kulüp yöneticilerimizin bizlere yakınlığı ve kuş sütünü eksik etmemeleri idi.
Bir başka Şampiyonlyar ligi hikayesi de Ankara'da hüzünle noktalandı. Halkbank'ın CEV tarafından takdir edilen evsahipliğini yaptığı turnuvada Ruslar şampiyon oldu. Halkbank ise ikincilikle yetindi. Önceki sene halkbank'ı "şampiyon" olarak alkışlamıştık. Halkbank, güçlü kadrosu ile bu yıl da ligimizde şampiyonlar Ligi'ne kalabilmek için mücadele ediyor.
Ve Challenge Cup'ta Beşiktaş Bayan Takımı, tarihinde ilk kez finale çıkarak büyük bir başarıya imza attı. Başkan Fikret Orman'ın da katıldığı Rusya seyahatine siyah-beyazlı takımı izleyen futbol yazarları çoğunlukta idi. Fenerbahçe'yi bu konuda eleştirmiştim. beşiktaş da aynı hatayı yaparak, Moskova"da "mevlam çayıra" uyguladı. Yemekler cepten. Nazım hikmet'in mezarını ziyaret ederek, geç kalmış bir görevimizi yerine getirirken, beşiktaş ilk seti aldığı maçta son set rakibine boyun eğdi. Başkan Fikret Orman ile yakından konuşma fırsatı da buldum. Bugünün başkanları arasında "oturulup konuşulacak tek başkan" notunu aldı benden. Şampiyonluk halinde Neslihan'ı transfer edeceğini de müjdeledi. Ancak, İstanbul'da da Odintsovo üstündü ve şampiyonluğu Rus takımı kazandı. Beşiktaş ise tarihinde ilk kez Adnan Kıstak yönetiminde Avrupa ikincisi oldu. Eldeki kadro bu. İyi ve pahalı oyuncu yok. O halde Beşiktaş'ı alkışlamak gerek. İyi iş yaptılar.
Bir de kıyaslama. Burhan Felek Salonu'nda bir gün önce Fenerbahçe taraftarları salonu tıklım tıklım doldurdu. Ama ikinci gün Beşiktaş taraftarı salonun yarısını bile dolduramadı. Bu da Fenerdbaçe farkı.
İki günde gelen seyircilerin birleştikleri tek slogan vardı. Her zaman hoşuma gider:
"Mustafa Kemal'in askerleriyiz."
NOT: "Salon yaptım" dilye milyonları toprağa gömenlere, salon nasıl oluru önümüzdeki günlerde sunacağız. MT