Bilindiği gibi, tüm spor kulüplerimiz son yıllarda bankacılık sektöründe yaşanan krizin hemen ardından bir darbe de Corona virüsü salgını nedeniyle ekonomik yönden çok büyük bir ekonomik buhrana doğru sürüklenmekte olmalarına rağmen,Bir çok Voleybol kulübümüz ekonomik olarak borç batağı içinde olmasına rağmen, halen yüksek maliyetlerde sporcular transfer etmeye devam ediyorlar.
Türkiye’de spor kulüplerinin ya dernek şeklinde ya da dernek çatısı altında “Sportif A.Ş’lerin sermaye sahipliği de derneklerin elinde olduğundan başta futbol olmak üzere kulüp çatısı altındaki tüm branşlarda global bir ekonomik buhran hızla gelmiş ve Voleybolumuza yansıması çok ama çok büyük olmuştur. Ancak, bu hastalık giderek kulüplerimizi yatağa düşürür noktaya gelmiştir. Bütçe-kalite problemi bir yana hemen hemen tüm kulüplerimiz mali olarak tıkanma noktasına gelmişlerdir. İleride alınacak sportif başarılarının bile mali görünümdeki bozulmaları örtemeyecektir.
Konunun tespiti çok kolaydır. Hastalığın teşhisi herkes tarafından yapılmıştır.Sorun Kulüplerin tedavi edicisi olarak düşündüğüm “KURUMSAL”yapının olmayışındadır. Öte yandan spor kulüplerinin yönetimleri de seçimle gelmekte, aslında hem kulüp hem de federasyon yönetimleri sürekli yapmayacakları ve seçilmeme dışında hukuki ve cezai sorumluluk taşımaksızın diledikleri kadar görev yapacakları için sonuçları kendilerini bağlamayan gerçekçi olmayan kararlar alabilmektedirler. Bu da sportif yöneticiliğin bir sertifikasyonu olmadığına göre başarısızlıkların sahibi yöneticiler değil, ilgili kulüpler olmaktadır. Özellikle ekonomik ve mali açıdan seçimle oluşan yönetimlerin alacakları kararların sınırlarını belirleyecek, kurallar koyacak, denetleyecek ve düzenleyecek harcamadan borçlanmaya kadar bir spor denetleme ve düzenleme kurumuna ihtiyaç vardır. Bu üst yapı Türkiye'deki diğer üst yapılar gibi özerk, atanmış ve uzman personelden oluşmalı ve kendi mevzuatını yapabilmelidir. Bu konuda Türkiye kulüp iflasları yaşamadan hızlı hareket etmeli, hastalanmış kulüp ekonomileri bir an önce karantina altına alınıp tedavi edilmelidir.”
Bu durum dolayısıyla önemli bir sosyal problem de yaratmış olacaktır. Sporumuz bırakın gelişmeyi, giderek mali sorunlar yüzünden geriye gitmeye başlayacağı herkesin gözünün önündedir. Başarının da ötesinde Türk sporunun kurumlardan ziyade kurumsallaşmaya, uluslararası standartlarda normlara ve bağımsız etkin denetim ve düzenleme yapacak kurumlara ihtiyacı vardır.
Bence, Sporumuzda ”KURUMSALLAŞMA” şarttır.