Bir tarafta liglerimiz devam ederken, salı günü “Şampiyonlar Kupası” için Bursa da Halkbank ile Arkas kozlarını paylaştılar. Ayni gün Eczacıbaşı VitrA ile Şampiyonlar Ligi Grup karşılaşmalarına “merhaba” dedik. Sonra da Vakıfbank ve Fenerbahçe Grundig sahne aldılar. CEV de ise Galatasaray ilk maçını oynadı.
Daha önceki yazılarımda hatırlarsanız, “CEV ve FİVB para kazanacağız diye ülkelerin ulusal liglerini sıkıştırıyor, bu yüzden de voleybolun kalitesini en azından başlangıç dönemlerinde önemli ölçüde düşürüyor.” demiştim. Bunun gerçekliğini son günlerdeki müsabakalarda fazlasıyla gördük.
İşte bunların başında da Şampiyonlar Kupası karşılaşması geliyor.
Geçen yılın şampiyonu ve kupa birincisi sahada, ama izleyen arkadaşlarımın söylediğine göre ortada voleybol adına fazla bir şey yok. Oyuncular birlikte çalışma şansını çok az buldukları için aralarında uyum sorunu var. Bunun bolca yapılan hatalar olarak sahaya yansıması da tabi ki kaçınılmaz .
Sonuç; daha geniş kadrosuyla, daha iyi oyunculara sahip Halkbank, bunun getirdiği avantajla rakibine üstünlük sağlayıp (servisten sayı: 8-2. İyi manşet yüzdesi: 55-31. Hücum yüzdesi: 67-42. Bloklar: 8-2) maçı 3-0 (25-17, 25-17, 25-16) gibi net bir skorla kazanıp sezonun ilk kupasını havaya kaldırmayı bildi.
AVRUPA SERÜVENİ BAŞLADI
Bu arada salı günü Eczacıbaşı VitrA ile Avrupa Arenası'nda ki yolculuğumuzda başladı. Eczacıbaşı VitrA, gruptaki ilk maçını evinde oynamasına karşın İtalyan rakibi Pomi Casalmaggiore'ye 2-3 yenilirken, bir gün sonra Vakıfbank- Novara'yı 3-1, Fenerbahçe Grundig, Almanya da Dresner'i 3-1 ile geçti. CEV de; Galatasaray, deplasmanda oynadığı karşılaşmada Viteos Neuchatel' 3-2 mağlup ederek rövanş için avantaj yakaladı.
Aslında çok iyi kadrolara sahip 3 takımımızın 4'lü Final hedefiyle yola çıktıkları bu yarışta Eczacıbaşı VitrA'nın İtalyan rakibine kaybetmesini, Vakıfbank'ın ve deplasmanda da olsa Fenerbahçe'nin set vermesini ummuyorduk. Hadi “sezonun ilk maçlarında böyle şeyler olur” diyerek sonuçlara mazeret bulalım ama bundan sonra çok daha net ve iyi oyun beklentisi içinde olduğumuzu da vurgulayalım.
ECZACIBAŞI VİTRA- POMİ
Lig de, Vakıfbank karşısında dağınık bir görüntü vererek kaybeden turuncu- beyazlıların, Avrupa arenası'ndaki ilk maçında hatalardan arınmış bir oyunla rakibini alt edeceği görüşündeydik. Yanılmışız.
5 yabancısını sahaya sürmesine karşın maça şaşırtıcı bir başlangıç yaptılar. Tamam rakip dişli. İlk altıda 2 İtalyan, Gibbemeyer, Lloyd gibi iki Amerikalı, 1 Sırp, 1 de Alman Kozuch var. Ama bunların hiçbiri karşılaşmaya 1-10, 3-13 gibi bir faklı başlamanın mazeret olmamalı. Nitekim 14-21'den sonra gücünü hatırlayıp sayıları 21-22'ye getiren yine bu oyuncular oldular. Eğer hakem, bu sayıda İtalyanların dışarı giden atağında “top bloktan gitti” diye yanlış karar vermese tüm bu kötü başlangıca karşın yine de seti kopartacaktık. Gerçi 22-25 kaybettik ama son bölümlerde oyuna dönmek diğer setler için bize fazlasıyla umut verdi.
Ne var ki ikinci set başladığında ne kadar yanıldığımızı sayılar 1-8 olduğunda fazlasıyla şaşırarak anladık. Bu dağınıklığın önüne geçilemeyince de 18-25 ile 0-2 geriye düşüverdik.
İlk iki sette yokları oynayan sporcular, sonunda iyi voleybolcular olduklarını hatırlamış olacaklar ki estiler- gürlediler: 25-13.
Sonra maçın en heyecanlı, en güzel görüntülerinin ortaya çıktığı bir 4. set yaşadık. Teknik molaları 8-5, 16-14 önde geçtik. Sonra birden fren yaptık: 16-17, 17-20, 19-22. Hatta 22-24. Pasörlerinin ayağının kaymasıyla kazandığımız şans sayısı 24-24 eşitliği getirdi. Sonunda seti 27-25 koparttık.
Geriye maçı kazanmak için 15 sayılık bir sete ihtiyacımız kalmıştı. Üstelik 2-0 da avantajlı başladık. Ne var ki 4-8 geriye düşmekten kurtulamadık. Ardından 5-11 oldu. Biraz kıpırdandık ve farkı azaltmaya başladık. Bu arada pasörümüz Kreklow 4'e geldi. Yanında Poljak ve Larson var. Hem bloğu yükseltmek hem de hücumu üçlemek için acaba antrenörümüz Caprara ikili değişiklik yapar mı? Diye bekledik ama o düşünmedi. Yine de 11-13'e kadar geldik. Ancak önce Neriman'ın, arkasından da Larson'un manşet hatalarıyla set 11-15, maçta 2-3 gitti.
Şimdi biraz istatistiklere sığınalım. Müsabakanın kaderini etkileyen en önemli verilerden biri olan servise karşı manşetlerimiz % 44, iyi manşet % 32. Rakibin %54' e, yüzde 40.
Hücum: % 33 bizim, % 32 onların.
Servis sayısında 5-2, bloklarda 15-12 öndeyiz.
Toplam hatalar: 32 ye 22.
Sonuç: İyi oynayamadık. Çok kolay hata yapıyoruz. Özellikle yukarıda verilerinine değindiğim servise karşı manşet sorununu aşamıyoruz. Hızlı oynamayı seven, bu yüzden köşelere topları yatıran Kreklow'un paslarının smaçörleri zorlamasını bir yana bırakın, iki orta oyuncuyu da sıkıştırıyor (Poljak'ın hücum yüzdesi 18, Fürst'ün % 35. Eğer bu tür karşılaşmalarda; ortalar, ataklarda % 50'nin üstüne çıkamazsa kazanmak güçleşir).
VAKIFBANK- NOVARA
Bir gün önce Eczacıbaşı'nın İtalyan rakibi karşısındaki yenilgisinin yarattığı tedirginlikten midir? Bilemiyorum ama Vakıfbank da maça tutuk başladı. İlk teknik mola 6-8 geçildi. Sonra 10-14 oldu. Sarı- siyahlılar toparlandılar ve 15-15 de sayıları eşitlediler. 17-17'den sonra da hızlandılar: 25-20.
İkinci sette kontrolü hep elinde tutan, hatta bir ara 7 sayılık bir fark yakalayan (15-23) Novara 21-25 ile skoru 1-1 yaptı.
Bundan sonra gerçek temposuna ulaşan Vakıfbank 3. seti 25-20, dördüncüyü de 25-18 alarak Şampiyonlar Ligi'ne güzel bir galibiyetle başladı.
Oyunculara göz atıldığında;
Gözde (15 sayı, % 52 iyi manşet, % 61 hücum),
Lonneke (7'si bloktan 25 sayı, % 51 atak),
Rasic 9 sayı (% 67 hücum) ile galibiyetin mimarları oldular.
Bu arada Novara da pasör çaprazı Fabris de 25 sayı, % 59' luk atakla göze hoş gelen bir oyun ortaya koydu.
Peki kazanmış olsa da Vakıfbank'ın eksik yönleri nelerdi?
Lonneke dışında bloklar (5) daha aktif olmalıydı. Hele Rasic gibi bir oyuncunun 4 sette bloktan sayısı alamaması ilginçti.
Gerek ligde, gerekse Avrupa da şampiyonluk hedefiyle yola çıkan bir takımın 4 numara oyuncusunun (Anne) böyle bir maçı servise karşı % 29, iyi manşet % 12 ile tamamlaması gelecekte bir sıkıntı yaşanacağının habercisi gibiydi (Fenerbahçe ile Ankara da oynanan Şampiyonlar Kupası karşılaşmasında da iyi manşet yüzdesi 12 idi. Son oynanan ligde ki Fenerbahçe karşılaşmasında biraz kıpırdandı ve oranını yüzde 33'e yükseltti. Ama bu da yeterli değil).
Atılan taktik servislerin yumuşaklığı da, eksikliklere ilave edilebilir (4 setlik maçta servise karşı manşeti % 45, iyi manşeti % 30 olan bir rakip karşısında sadece 1 direk sayı alınabildi).
4. setle ilgili bir notum var. 21-15 de pasör Çağla servise girdi. Kullandığı iyi servis rakibi hataya zorlayınca 22-15 oldu. Çağla ikinci servisi de etkili kullandı ve rakip topu öldüremedi. Çıkan topu Naz pas olarak (avantajlı bir sayı farkının getirdiği bir anlık konsantrasyon eksikliği olsa gerek), 1 numarada olan Çağla'ya attı. Şaşıran Çağla topu iki eliyle rakip alana göndermek zorunda kaldı. Buna karşın yine de sayıyı alan Vakıfbank durumu 23-15 yaptı. Seti de 25-18 aldı.
VAKIFBANK- FENERBAHÇE
17 gün önce Süper Kupa da kozlarını paylaşan ve sarı- lacivertlilerin galibiyetiyle biten mücadelenin adeta bir rövanşı niteliğini taşıyan lig maçında bu kez ayni skorla (3-2) gülen taraf Vakıfbank oldu.
Genelde heyecanı yüksek ama kalitenin olmadığı maçta sonucu taktik servisler (gerçi servislerde sertlik yoktu, bu yüzden 5 setlik oyunda sarı- siyahlılar direk olarak 1, sarı- lacivertliler 2 sayı alabildiler ama buna karşın toplar hedefteki sporcuları bir hayli zorladı) ve bloklar (Vakıfbank: 22- Fenerbahçe: 9) belirledi
İlk karşılaşmaya oranla daha aktif olan sarı- siyahlılar, bir önceki müsabakanın kahramanı Kim'i servisleriyle yıpratıp oyundan düşmesini sağlayarak (91 servisin 55'i ona. İyi manşet yüzdesi 27. Hücumda 47 top aldı, 4 hata yaptı, 4 kez blokta kaldı. 18 sayı üretti yüzdesi 38) sonuca gittiler
Sarı- lacivertliler'in serviste ki hedefi ise libero Gizem oldu (31 servis). Bu oyuncunun özellikle topu oyuna iyi sokamadığı 1'de bulunduğu anları iyi değerlendirip Vakıfbank'ın hücumlarda aksamasını sağladılar ve bu bölümlerde kontrolü ellerinde tutup sayıları topladılar.
İki ekibinde maç boyu inişli- çıkışlı bir grafik çizmeleri 2. setin: 25-15, 4. setin: 16-25, 5. setin: 15-6 gibi açık sayı farkıyla bitmesine yol açtı.
AVRUPA DA SIRA ERKEKLERDE
Şampiyonlar Ligi'nde ve CEV de geçen hafta 4 bayan ekibimiz sahne almıştı. Şimdi sırada erkekler var.
Arkas, Halkbank, Ziraat Bankası gruptaki ilk maçlarını oynayacaklar. Henüz hazır olmadıklarını düşündüğüm temsilcilerimizin nasıl bir başlangıç yapacaklarını hep birlikte göreceğiz.
CEV DE GÖREVLENDİRME
15 gün önceki yazımda CEV'in yeni seçilen yönetim kurulana giren Federasyon Başkanı Özkan Mutlugil (Asbaşkan ve Finans Komisyonu Başkanı) ve Banu Can Schurmann'ı (Asbaşkan- Lüksemburg'u temsilen girdi) kutlamış ve başarılar dilemiştim.
CEV Yönetim Kurulu'nun ilk toplantısında komisyonlara seçilen dostlarımızı da; Kadir Gürten (Tahkim Kurulu Üyesi), Nilüfer Başak Shimonsky (Kupa Komisyonu Üyesi), Aziz Yener (Hakem Komisyonu Üyesi), Oğuz Değirmenci (Plaj Voleybolu Komisyonu Üyesi), Mehmet Demirtaş'ı (Sağlık Komisyonu Üyesi) kutlar görevlerinde başarılar dilerim.