Türkiye Erkekler 1. Voleybol Ligi Final Etabını ilk sırada bitiren Halkbank, 2015-2016 sezonu şampiyonu oldu.
Böylece 7. kez mutlu sona ulaşan Ankara ekibi ile ikinci İstanbul Büyükşehir Belediyesi gelecek yıl Şampiyonlar Ligi'ne direk gruplardan başlayacaklar. Üçüncü Arkas, eleme müsabakaları oynarken, dördüncü Fenerbahçe ise CEV Kupası'nda ülkemizi temsil edecek.
Ayrıca Klasman Grubunu ilk sırada bitiren Ziraat Bankası Challenge, Galatasaray da Balkan Kupası'nda mücadele edecek.
Lig öncesi zirve yarışının favorisi olarak gösterilen Halkbank, bu kez öngörüleri doğru çıkarak kürsünün en üst basamağında ki yerini aldı.
İlk kez 1991-1992 sezonunda şampiyon olan Başkent takımı bu başarısını devam ettirerek üst üste 5 kez birinciliği hiç bir ekibe kaptırmadı.
Daha sonra yaşanan uzun duraklamanın ardından 2013-2014 de tekrar zirveye çıktı. Geçen yılda bu başarıyı tekrarlaması beklenen Halkbank, ligi ilk sırada bitirmesine karşın ayni başarıyı final etabında gösteremeyerek ikincilikle yetinmişti.
Bir sezon sonra bu kez Samsun da 7. kez şampiyonluk kupasını müzesine taşıdı.
6 MAÇ
4 takım Final Etabı'nın ikinci devresinde bir kez daha kozlarını paylaştılar. Şampiyonun ortaya çıkacağı 3 gün boyunca izlediğimiz 6 karşılaşma, 1-2' si dışında temposu ve heyecanı az mücadelelere sahne oldu.
Açık yüreklilikle söylemem gerekirse, bu bölümün kalite ve heyecan olarak eski final etaplarının biraz altında kaldığını düşünüyorum.
Gerçi bu sezona genel bakıldığında ligde de eskiye oranla bir düşüş vardı. Ama en azından bu son turnuvada Halkbank dışındaki ekiplerin güçlerinin birbirine yakın olmaları, iyi oyuncuların varlığıyla voleybolun yükseleceğini düşünmüştük. Ama olmadı.
Sezonun başlarında ilk sıraları hedefleyen takımların hazır olmamaları nedeniyle ilginç sonuçlar ortaya çıkınca bu duruma başka bir bir açıdan bakmıştık.
O günlerde, yani ilk devrenin bitiminde “3 değişik konu” başlıklı yazımla konuya şöyle değinmiştim:
“Hafta arası oynanan maçlarla birlikte erkekler liginin ilk devresini Halkbank'ın liderliği ile bitirdik.
Sezon başındaki öngörülerde “Erkek maçları her türlü sonuçlara açık” demiştik. Gerçekten de ilk devrenin sonunda puan durumuna baktığınızda bunu net olarak görebiliyoruz.
5 YENİLGİ İLE İKİNCİ
Biraz açalım:
Güçlü kadrosuyla Halkbank 26 puan toplayarak ilk sırayı aldı. Arkasında 20 puanlı Arkas var. Ancak İzmir ekibi bunu 6 galibiyet 5 yenilgiyle gerçekleştirebildi. 3. ve 4. sırada ki Fenerbahçe ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin galibiyet sayısı Arkas dan 1 fazla. Yani 7 maç kazandılar, 4 kez yenildiler ama 3-2'lik galibiyetler bu ikilinin İzmir takımının 1 puan arkasında kalmalarına yol açtı.
Arkas gibi 6 galibiyet, 5 yenilgi alan Ziraat Bankası 19 puan ile 5., İnegöl Belediyesi 17 puanla 6., Maliye Milli Piyango da 16 puan ile 7. oldular.
5 galibiyet 6 yenilgi 15 puanla Tokat Belediye Plevne sekizinci, Galatasaray HDI Sigorta dokuzuncu sıra da kaldılar.
Onları 4 galibiyetli Beşiktaş, 3 galibiyetli Şahinbey Belediyesi izliyor. Son sırada 2 kez kazanan Bornova Belediyesi var.
Okuduğunuz gibi öyle bir lig ki, 2-3 hafta sonra sekizinci- dokuzuncu sıradaki ekibi üst sıralarda görebiliriz.
BARDAĞA BOŞ TARAFTAN BAKMAK
Buraya kadar ilk devrenin sıralamasına ve alınan puanlara değinerek ligin dengesinden söz ettim. Bu birazda bardağa dolu tarafından bakmamdan kaynaklandı. Peki, ya bardağa boş tarafından bakarsak ortaya ne çıkar?
İşte orası biraz karışık. Tamam herkes birbirini yenebiliyor. 11 maçta liderin 2, arkasından gelen 2 takımın 4, 4 ekibin 5, sekizinci- dokuzuncu sıradakilerin 6, son üçün 7-8-9 yenilgileri var.
Güzel de voleybol nasıl? Sorusunun yanıtı pek de iç açıcı değil.
Büyük maliyetlerle oluşturulan kadrolar, sporcuların ortaya koydukları oyun, yabancı oyuncuların seçimi ele alındığında işte burada bir sıkıntı var.
Yani ligdeki bu didişme, ortaya çıkan beklenilmedik sonuçlar, ne yazık ki voleybolun kalitesini yükseltemedi.
Bunun nedenlerini kısaca özetlersek; öncelikle Avrupa da mücadele eden takımların ligi biraz ucundan tuttuklarını söyleyebiliriz. Örnek olarak da Halkbank'ı 2, Arkas ile Ziraat Bankası'nın beşer yenilgisini gösterebiliriz. Şampiyonlar Ligi'nde işler yolunda. Bu vitrin liginde yabancıların performansı da doğal olarak üst düzeyde. Ama içeride seçtikleri müsabakalara göre oynadıkları da bir gerçek.
Çünkü ligin sonunda nasılsa ilk 4 içinde kendilerine yer bulacaklar ve final grubuna puan taşınmayacağı düşünüldüğünde de şampiyonluk yarışına bir şey kaybetmemiş olarak yeniden başlayacaklar.
Diğer ekiplerin çoğunun hedefi de en azından ilk 8 içinde kalmak, böylece baraj maçları oynamak gibi bir kabusu yaşamamak, ayrıca eğer klasman grubunda kendilerine yer bulabilirlerse (burada da puan taşıma yok) Avrupa'nın kapısını aralayacak şansı yakalamak.
Bu düşünce doğru da, yapılan yanlış oyuncu tercihleri yüzünden takım kurgusunda ki sorunları, bunun getirdiği inişli- çıkışlı performansları, umulmayan sonuçları, açık farkla biten setleri nereye koyacağız?..
İşte size bardağın dolu ve boş tarafından iki değişik lige bakış açısı. Siz bu iki görüşten hangisinden yanasınız? Diye sorsam ne cevap verirdiniz?”
O günkü soruyu bu güne uyarlayalım. 2 devreli Final ve Klasman Etaplarında ki maçları nasıl buldunuz? Samsun da yapılan final etabındaki 6 müsabakadan dördünün 3-0 bitmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? O günlerde verdiğiniz yanıtla bugün yine ayni noktada mısınız?
GELELİM SAMSUN'A
İki karşılaşmayı çok beğendim. Bunlarda zaten setli biten İstanbul BLD- Halkbank ve Halkbank- Arkas müsabakalarıydı. Hele ikinci gün seyrettiğimiz ve 3-2 sonuçlanan Halkbank- Arkas maçı hepimizi heyecanlandırdı, büyük keyif de verdi. Diğer karşılaşmalarda belki set sayıları birbirine yakında ama kaliteden uzaktı.
Müsabakalara tek tek değinmek yerine genelleme yaparsam, servislerin çok öne çıktığını söyleyebilirim. Takımlar galibiyetin servislerden geçeceğine inanmış olacaklar ki, ya da teknik adamların taktikleri böyleydi. Hepsi servislere çok yüklendiler. Özellikle Halkbank'ın, Belediye karşısında şimdiye kadar servisi bu kadar risk ettiği az maçını izledim. Ayni şeyi, Ankara ekibiyle oynadığı karşılaşma da Arkas için söyleyebilirim.
İşin ilginç yanı bu kadar sert servisler atılmasına rağmen servise karşı manşet yüzdeleri (bazı setler dışında) 50' ler civarında kaldı (iyi manşet yüzdeleri de 35-40 aralığındaydı).
Hücumlarda da yüzdeler yüksekti. Tabi bu durumda acaba bloklar iyi işlemediği için mi oyuncular ataklardan kolay sayılar ürettiler? Sorusu akıllara takıldı.
İşi fazla uzatarak kimsenin aklını karıştırmamayım.
SONUÇ
Sezon başında favori olarak gösterilen Halkbank, ikinci etap da ki performansıyla şampiyonluğa ulaşmayı başardı.
Ligi dördüncü bitiren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin elde ettiği ikincilik gerçekten çok önemli. Hele 3 yabancı antrenör arasından bir Türk teknik adamının bu dereceye uzanması beni mutlu etti.
Arkas belki üçüncü sırada kendine yer buldu ama yine genç oyunculara yer vererek voleybolumuza büyük katkı yaptı.
Yeri gelmişken ulusal ekibimizin oyuncularının final etaplarında ortaya koyduğu oyun ve mücadele gelecek adına hepimize iyi sinyaller verdi.
Final etabını puansız bitirmesine rağmen, Fenerbahçe'nin ligdeki performansı ve Halkbank'ın arkasından ikinci olmasını da başarı olarak nitelendiriyorum.
GDS
Bu Görüntülü Değerlendirme Sistemi'nden hiç hoşnut olmadığımı söylemeliyim. Tamam belki hakemlerin hatalı kararlarını düzeltiyor ama oyununu da çok soğutuyor. Zaten her sette iki teknik mola ve takımların 2' şer mola hakları var. Yani zaten oyun 6 kez duruyor. Bunlara bir de oyuncu değişikliklerini eklediğimizde belirli bir duraklama yaşanıyor. GDS' nin de devrede olduğu karşılaşmalarda, hele buna birde antrenörlerin cinliğini eklediğinizde iş iyice uzuyor.
Bu nedenle ben, bu sistemin biraz daha farklı kullanılmasından yanayım. O da sadece çizgilerle sınırlı kalsın. Yani topun çizgiyle teması olup olmadığı, oyuncunun çizgiye basıp- basmadığı ele alınsın.
Böylece hem bekleme süresi azalır, hem de hakemlerin oyunda ki varlığı sadece çaldıkları faul düdükleriyle sınırlı kalmaz.
Ayrıca GDS ile hakemler açısından da iki sorun yaşanıyor. Bazı hakemler “hata yaparsam sistem beni düzeltiyor” düşüncesiyle maçlara rahat çıkıyorlar.
Diğer grup ise, “çaldığım düdük, verdiğim karar yanlış çıkarsa sıkıntıya düşüyorum. Bu da moralimi sıfırlıyor, maçı rahat yönetmemi engelliyor “ diyerek kendilerini strese sokuyorlar.
Onun için hakemlere daha çok sorumluluk vermek, onlara güvenmek, yapılacak 1-2 küçük hatayı önemsememek bana çok daha doğru geliyor.
LİGE VEDA EDENLER
Bizler final etabına gözlerimizi çevirmişken, ayni günlerde baraj maçları da oynandı. Ve sonuçta bayanlarda Salihli Belediyesi ve İlbank, erkeklerde daha önce ligden çekilen Şahinbey ile Bornova Anadolu Lisesi 1. lige veda ettiler.
NİHAN GÜNEYLİGİL HAK ETTİ
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi (TMOK) Fair Play Komisyonu tarafından 2015 yılı ödüllerini kazanan isimler ile gerekçeleri açıklandı. Ve Galatasaray'ın liberosu Nihan Güneyligil de ödüle layık görüldü.
TMOK Nihan'a, Galatasaray - Fenerbahçe Maçı - 13 Aralık 2015 maç sırasında çıkan arbedede, seyircilerin hakemlere yabancı madde atmaları üzerine, kendi güvenliğini hiçe sayarak, hakemlere kendini siper ederek onları korumaya çalışmasını “Kutlama mektubu” ile ödüllendirdi.
Başarılı voleybolcumuzu bende tüm kalbimle kutluyorum.
O gün yaşanan olaydan sonraki konuya değinmiş ve şöyle yazmıştım:
“CENGİZ TOKGÖZ'ÜN GÜZEL TEKLİFİ
Gazeteci arkadaşım Cengiz Tokgöz sitemize yazdığı yazıyla ve yazının içine koyduğu resimle Nihan'a yaptığı güzel davranışın karşılığı olarak “Fair Play” ödülü verilmesini istedi.
Gerçekten bende, hakemler soyunma odasına giderken seyircinin onlara yabancı maddeler atmamaları için Nihan'ın gösterdiği çabayı, elleriyle baş hakem Bülent Bozkurt'un başını korumaya çalışmasını çok güzel ve değerli buldum.
Tokgöz'ün bu isteğini de tüm kalbimle destekliyorum.
Aşağıdaki fotoğrafa lütfen bir daha dikkatlice bakın. Hakemin yanlış kararına kendisinin, antrenörünün, arkadaşlarının tepki göstermesine rağmen yine de Nihan'ın onu koruma çabası bence çok anlamlı. Onun için bu gerçek sporcudan sizlerde alkışı esirgemeyin ve “Fair Play” için ona destek verin.”
Tekrar tebrikler Nihan...
SIRA BAYANLARDA
Bayanların final Etabı 2. devre maçları Perşembe günü Ankara da başlayacak. 3 gün sonunda da 2015-2016'nın şampiyonu belli olacak.
İlk bölümü hatırlanacağı gibi Vakıfbank ilk sıra da bitirmiş ve avantajlı konuma gelmişti. Bakalım bu zorlu yarışta hangi ekip mutlu sona ulaşacak? Hep birlikte Cumartesi akşamı bu sorunun yanıtını bulacağız ve şampiyonluk ipini göğüsleyen ekibi de hep birlikte alkışlayacağız...