CEV Kupası'nda Galatasaray Daikin, Challenge Kupası'nda Trabzon İdman Ocağı hafta sonu oynadıkları final rövanş maçlarını kaybederek ikinci oldular.
Genel bakıldığında tabi ki şampiyonluğu yakalayamamak, sporseverleri de, yönetimleri de ama en çok da teknik adamlar ile oyuncuları üzdü.
Aslında bana göre fazla da üzülmemek gerekir. Rakiplerle kadro yapılarımız karşılaştırıldığında arada fark olduğu hemen göze çarpıyor. Onun için bu sezon mütevazi bütçelerle ligde ve Avrupa da mücadele eden iki ekibimizin buralarda olması, yani CEV de ve Challenge Kupası'nda final oynamaları gerçekten çok çok önemli bir başarı olarak değerlendirilmeli.
Onun için kimse sonuçlara fazlada üzülüp takılmasın. Onun içinde yazımın başlığını da “üzülmek yok” olarak koydum.
GALATASARAY DAIKIN
İki karşılaşmayı da televizyondan izlediğim kadarıyla küçük notlarla sizlerle paylaşayım.
İstanbul da 3-2 kazanan Galatasaray, Rusya da 0-3 kaybetmesine karşın bence başa baş, dişe diş bir mücadele verdi. Bunun kanıtı da setlerin 23-25, 22-25 ve 27-29 gibi çok küçük sayı farklarıyla bitmesini gösterebiliriz.
İlk setin tamamı karşılıklı sayılarla ve denge de geçti. İkinci set onlar kaçtı, biz kovaladık. Farkı yaratan onların aldıkları direk 9 blok sayısıydı.
3. sette de görüntü ayniydi. Ancak bu kez set sayısı servisi de kullanmamıza karşın sonucu lehimize çeviremedik.
Genel bakıldığında; İki takımda iyi servis attı. Bu yüzden 10'ar servis kaçırdılar. Dinamo 3, biz 5 direk sayı kazandık. Belki bu iyi servislerin sayı olarak getirisi fazla görünmeyebilir ama manşetleri bir hayli bozan bu servisler ekiplerin oyun kurmasını da engelledi.
Bu arada hücumda fazla çeşitliliğimiz yoktu. Üstelik servise karşı manşetlerimiz % 54, iyi manşet yüzdemiz 37 olmasına karşın ancak % 37 ile hücum yapabildik.
Halbuki rakibimiz % 28 iyi manşetle oynamasına rağmen atak yüzdesi bizden 7 puan (% 44) daha iyiydi.
Hücum da tüm yük her zaman olduğu gibi yine Centoni'nin üstündeydi. Bunu iyi bilen Krasnodar bloklarını genelde bu oyuncunun atak yapacağı alanlara kurdular. Bunda da istediklerini elde etti. Yine de İtalyan oyuncumuz 15 hücum sayısıyla mücadeleyi tamamladı. Ancak bu kadar tecrübeli bir sporcunun 3 seti bloksuz tamamlaması önemli bir eksiklikti.
Blokta sadece o değil takım olarak noksan kaldık. Toplam 6 blokla biz maçı bitirirken Dinamo 14 sayı buldu.
27 sayıyla müsabakanın en değerli oyuncusu seçilen Malhyk bizim için bir başka sorun yaratan oyuncuydu.
Tecrübeli sporculara sahip rakibimizin bizden üstün olan diğer iki özelliğini de vurgulayayım.
1- Set sonlarını daha iyi oynama becerisine sahip olmaları.
2- Defanstan çıkan topları daha kolay sayıya dönüştürmeleriydi.
Yine de bize bu heyecanı yaşatan Galatasaray'a bir voleybol sever olarak teşekkür ederim.
İDMAN OCAĞI AVRUPA İKİNCİSİ
Sarı- kırmızılılarla ilgili yazının son bölümüne eklediğim “teşekkür” ü Trabzon İdman Ocağı içinde yineleyeyim. Challenge Kupası'nda final oynayan ekibimizin bu başarısında emeği geçen herkesi tüm kalbimle kutlarım.
CSM Bucuresti'ye deplasmanda 1-3, Trabzon da ayni sonuçla 1-3 (23-25, 13-25, 25-20, 20-25) kaybederek ikinci olan takımımızın televizyona yansıyan görüntüsü üzerinden notlarım ise şöyle:
İlk seti iyi oynadık. Hele 2-7'den sonra Kamenova'nın servis turunda üst üste 10 sayı alarak 12-7 öne geçtiğimiz bölümden büyük keyif aldım. Ne var ki 16-12 den sonra rakibin servisleri ve hücumları karşısında yaptığımız hataların getirdiği duraklama kazanmaya yakın olduğumuz seti yitirmemize, ardından da oyundan tamamen düşmemize yol açtı.
İkinci seti ve birinciliği kaybettikten sonra 25-20 ile durumu 2-1 yaptık. Ama 4. seti de 20-25 vererek mücadeleyi 1-3 tamamladık.
İstatistiklere göz atarsak; 13servis kaçırdık. 7 direk sayı aldık.
Rakibimiz 11 servis kaçırdı, 10 sayı buldu.
Servise karşı manşetimiz: % 45, iyi manşetimiz % 19. CSM: Manşeti 59, iyi manşeti % 31.
Hücum yüzdemiz 36. Bucuresti'nin % 42.
Bloklar: 6-13.
Karşılaşmanın en skoreri 19 sayıyla Majstorovic (CSM) olurken, Bizde Blagojevic 15, Kamenova 11, Malagurski 10 sayıyla mücadeleyi bitirdiler.
ERKEK VE KIZ TAKIMLARIMIZ
AVRUPA ŞAMPİYONASI'NDA
Bu arada 19 Yaş Altı Ulusal Kız takımımız ve 20 Yaş Altı Erkek ekibimiz Avrupa Şampiyonası 2. Raund Elemeleri'nde rakiplerini dize getirerek finallere katılma hakkını elde ettiler.
Hırvatistan da ilk maçında İspanya'yı, sonra İsveç'i, son günde ev sahibi Hırvatistan'ı 3-0 yenmeyi başaran ekibimiz, Macaristan ve Slovakya'nın ortaklaşa düzenleyeceği finalde mücadele edecek.
Ayni şekilde 20 Yaş Altı Erkekler de Letonya'yı 3-1, Hollanda'yı 3-1 ve Çek Cumhuriyeti'ni 3-0 geçerek Avrupa Şampiyonası Finaline yükseldi.
Bu iki ulusal ekibimizin başarılarında emeği olanları kutlarım.
ERKEKLER FİNAL ETABI BAŞLIYOR
Türkiye Erkekler 1. Voleybol Ligi'nde Final Etabı Çarşamba günü Ordu da oynanacak maçlarla başlıyor.
2 Devreli ligi ilk 4 sırada bitiren Halkbank, Fenerkbahçe, Arkas ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 3 gün boyunca kozlarını paylaşacağı karşılaşmalar 8 Nisan Cuma günü tamamlanacak.
Bu bölümde alacakları puanları Samsun da oynanacak ikinci devreye taşıyacak olan takımların hedefi; şampiyonluk yolunda avantaj yakalayabilmek için bu bölümü en iyi şekilde kapatmak.
Ekiplerin ligde ki durumlarına ve kadro yapılarına bakıldığında Halkbank'ın rakiplerine oranla bir adım önde durduğu, bu iki devreli müsabakalar sonunda; birinci ve ikinci olan ekipler gelecek yıl Şampiyonlar Ligi'ne grup maçlarıyla başlayacaklar. Üçüncülüğü elde eden takım grup öncesi eleme karşılaşmaları oynarken, dördüncü ülkemizi CEV Kupası'nda temsil edecek.
BİTEN LİGLERİMİZ
Yukarıda ki girişten sonra biten 2 devreli ligimizle ilgili de bir şeyler yazmak istiyorum.
Bayanlarda Fenerbahçe Grundig, erkeklerde ise Halkbank'ın birinci sırada bitirdiği liglerimiz başlamadan önce herkesin bir öngörüsü vardı.
Yazılarımı okuyanlar belki anımsayacaklardır, o günlerde kadrolara bakarak, yani kağıt üzerinden
şöyle yazmıştım:
“İlk 3, geçen sezon olduğu gibi Fenerbahçe Grundig, Vakıfbank, Eczacıbaşı VitrA arasında kalır.
Sonrası için Galatasaray ilk aday. Bu 4' lünün ardında ki maçların ucu açık gibi duruyor. Ancak illede bir değerlendirme yapmak gerekirse; 2 Bursa ekibi; Nilüfer ve Belediye 5-6 sıra için küçük de olsa bir adım öndeler. Sarıyer Belediye, Trabzon İdman Ocağı, Çanakkale Belediye üçlüsü bu ikiliyi sıkıştırırlar.
İlbank, ligin iki yenisi Halkbank ile Salihli Belediye ise lige tutunmak için çaba harcayacak gibi
görünüyorlar.”
Erkeklerde; Zor bir lig bizi bekliyor. Kadrolara bakıldığında Halkbank bir adım önde duruyor. İlk dört için diğer adaylar; Arkas, Ziraat Bankası, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Fenerbahçe ve Galatasaray olur. Sonrası için yorum yapmak çok zor. Tokat Belediye Plevne ile Bornova Anadolu Lisesi ise sanki lige veda etmeye daha yakınlar”
Sonuçta üç aşağı, beş yukarı tahminler tuttu.
Şimdi sırada Final, Klasman, Baraj etapları var. İlk sahne alanlarda yukarıda değindiğim gibi ligi ilk4 sırada bitirenler olacak. Sonra da bayanlar devreye girecekler.
BİR NOT
Ligler bitti. Şimdi ilk 4 sırayı alanlar şampiyonluk için kozlarını paylaşırken, klasman oynayacak 4 takım Avrupa yolunu açmaya çalışacak, geriye kalanlar ise lige tutunmak için mücadele edecekler.
Her şey güzel hoş da, beni rahatsız eden, geçen yıl da dile getirdiğim, bu senede sezon başında yazarak tekrarladığım bir konu var.
Baraj maçlarına puan taşınıyor da, neden final ve klasman gruplarında oynayacak takımların 2 devreli ligde ki puanları yok sayılıyor?
Bu sorunun yanıtı, “Kulüpler böyle olmasını istiyorlar” olarak veriliyor.
Ne var ki ben bu düşünce de olanlarda ayni fikri paylaşamıyorum. Çünkü, geçen yıl yaşananlar aklımdan çıkmıyor.
Hatırlarsanız; ligde 22 maçını da kazanan ve en yakın rakibi Arkas'a 12 puan fark yapan Halkbank'ın tüm bu performansı bir anda çöpe gitmişti.
Ayrıca bayanlarda final grubunun ikinci bölümünde sıralama erken belli olunca, bazı ekipler kalan maçlarını gençlerle oynamayı seçmişler ve bu yüzden kalitenin düşmesine, hem salonda, hem de televizyonlarda ilginin de kaybolmasına yol açmışlardı.
Umarım bu sezon da buna benzer bir durumla karşılaşmayız...