Hafta sonu Vakıfbank'ın davetlisi olarak gazeteci arkadaşlarımla birlikte Polonya'da oynanan 4'lü finallerdeydik.
Oraya gitmeden önce hepimizin dileği 2011 de olduğu gibi takımlarımızdan birinin şampiyonluk kupasını kaldırması, ilk gün kaybedeninde üçüncülük kürsüsüne çıkmasıydı.
Geçtiğimiz sezon Bakü de bunu başaramamıştık. Rakiplere bakınca bu bu yıl şansımızın çok daha fazla olduğu düşünüyordum. Ben genelde müsabakalar öncesinde hangi ekibin şanslı olduğu sorusuna, bir çoğunuz gibi; oyun düzenine, fiziki yapılarına, takım halinde ki performanslarına, voleybolun temeli olan servis- blok- defans- hücum dörtlüsünü nasıl yaptıklarına, oyuncuların becerilerine bakmaya çalışırım. Ancak Avrupa kupalarında genelde onları seyretme şansımızın az olması nedeniyle, daha çok kadrolarına bakıp “karşı takımın hangi oyuncusu biz de oynayabilir?” Sorusundan yola çıkarım.
Bu açıdan her iyi ekipte de net olarak “ilk altıda şu görev yapar” diyeceğim oyuncu sayısı 1, belki de 2 olur. Açalım: Chemik Police den veya Yamamay dan orta oyuncu düşünmem. Bizim Rasic, Robin, Poljak, Fürst çok daha iyiler.
Köşelere bakınca, Glinka zaten Vakıfbank dan gitti, yaşlandı. Yamamay da görev yapan Havelkova olmaz. Markon, manşeti iyi hücum zayıf.
İtalyanların pasör çaprazı Diouf ? Tecrübesizliğine, biraz yavaş olmasına rağmen, zorlayarak belki?. Diyebilirim.
İki pasör: Ognjenovic ile Wolosz? Sırp oyuncu daha önce Eczacıbaşı'nda oynamıştı. Beğenilmedi. Gönderildi. O zamandan sonra çıkış yakalasa da, tecrübeli olsa da?... Veya Wolosz?..
Görüldüğü gibi rakiplerimizin gücü bizim ayarımızda değildi. İşte bu yüzden voleybolumuzun iki lokomotifinin kozlarını paylaşacağı ilk gün “kim kazanırsa kupaya da uzanır” diyordum.
HANGİSİ FAVORİ?
İki ekibimizde doğal olarak bu maça kilitlenmişlerdi. Ligin son karşılaşmalarını yedek oyuncularla oynamaları da bunun göstergesiydi.
Bu arada bizlerde “Kim favori?” Noktasında iki ekibimizinde artılarını- eksilerini üst üste koyuyor ama bir türlü net bir sonuca ulaşamıyorduk. Gerçi kağıt üzerinde kadrosu daha iyi olan, uzun süredir ayni antrenörle (Guidetti) çalışan, birbirlerini iyi tanıyan oyuncuların varlığıyla oturmuş bir oyun düzenine sahip, kaliteli ve girdiklerinde büyük katkı sağlayan yedek oyuncularıyla Vakıfbank, sanki bir adım önde gibi duruyordu.
Ancak rakibi gibi kalitesi ve oyuna katkısı yüksek sporcularıyla, ligde iki kez yenmenin getirdiği psikolojik güvenle, mücadeleci yapılarıyla, bu sezon takımın başına gelmesine karşın çok büyük bir kariyere sahip olan, bu tür maçlar da çok fazla görev yapmış Caprara gibi teknik adama sahip olması turuncu- beyazlıların avantajı olarak görülüyordu.
KAZANAN ECZACIBAŞI VİTRA
İşte bu soruların, düşüncelerinin yanıtını, Eczacıbaşı VitrA Cumartesi akşamı maçtan galip çıkarak verdi.
Peki neden? İşte bu soruya cevap vermek için uzun uzun yazmak gerekir. Bunlarla sizi fazla sıkmadan bazı düşüncelerimi kısa kısa yansıtayım.
Öncelikle beklediğim kadar iyi bir maç olmadı. İki takımında yaşayacağı aşırı strese karşın hem voleybol kalitesi, hemde mücadele açısından tavan yapacak bir karşılaşma ummuştum.
Güçleri birbirine yakın iki ekibin setlerine bir göz atarsak ne demek istediğim daha iyi ortaya çıkacaktır.
Böylesine üst düzey oyuncuların buluştuğu müsabakanın setlerinde ki sayı farklılıkları şaşırtıcıydı. İlk sete Eczacıbaşı Vitra'nın 1-6' lık başlangıcını; hadi “maçın başı, olabilir” diye geçiştirelim.
Peki ya sonrası? 3-8, 5-11, 10-16, 11-19, 22-25.
2. sette bu kez sayıların 14-8'e gelmesi. Ardından 20-14 oluşu ve 25-16 bitişi... İlk sette rakibini yanına yaklaştırmayan bir takımın, ikinci seti 9 sayı farkla vermesi, ya da oyunun başlangıcında böylesine geride kalan bir ekibin sonraki sette ki büyük üstünlüğü...
3. sette bu kez beklenildiği gibi bir çekişme ve denklik var. Ancak 5-6'nın ardından 5-8, 6-10, 7-12 oluşu ve birden 13-13 eşitliğin ortaya çıkması. Yine gelen 3 sayılık fark: 15-18. 18-22 ve 22-23.
sonra setin 22-25 bitişi...
4. sete turuncu- beyazlıların 3-8' lik girişi ve farkı kapattırmadan 22-25 ile sete ve maça noktayı koyuşu...
Bu seviyede ki güçlü takımların, hedefe giden yoldaki en zorlu müsabakasında yaşanan bu sayı ritmleri ve sıçramalar bana hiç doğru gelmedi.
NOTLARIM
- Antrenör Guidetti'nin tutulduğu ve oyuna müdahale etmekte zorlandığı nadir maçlardan biri oldu.
- Caprara takımının yönetiminde daha katkılıydı.
- Vakıfbank öncelikle De La Cruz'u (45 servis), sonra da Neslihan'ı (16 servis) toplarla buluşturmak için çok çaba harcadı. Ama servisi hedefe atmak adına çok yumuşattığı için istediğinden azını elde edebildi. De La Cruz'un servise karşı manşeti: 45 top, hata yok, % 60. İyi manşet % 31. Neslihan 17 top, 1 hata, yüzdesi 62. İyi manşet % 56.
- Eczacıbaşı VitrA'nın servisleri daha etkiliydi. Hedefinde ise dağılım vardı. Öncelikle oyunda olduğunda Vasileva arandı (11 top, hata yok, yüzdesi 55. İyi manşet yüzdesi yok. Sonra libero Gizem (27 servis atıldı, hatası yok, yüzdesi 63. İyi manşet % 41) ve diğer oyunculara birbirine yakın sayıda servis atıldı.
- Takım manşetine bakınca; Vakıfbank: % 62- % 30. Eczacıbaşı VitrA: % 61- % 40. Görüldüğü gibi yüzdelerde ki fark iyi manşette.
- Hücumlarda da yüzdeler çok yakın: % 37 Vakıfbank. % 38 Eczacıbaşı.
- Bloklarda eşit gibi: Vakıfbank: 10. Eczacıbaşı VitrA: 11.
- İki ekibin liberoları ve defansı iyiydi. Gerçi servisleri hedefe atmak için yumuşatmalarının, hücumlarda hata yapmamak adına topları kullanmalarının, plaselerin fazlalığının da etkisi mutlaka vardı ama yine de rallilerin uzunluğu seyirciye keyif verdi.
- Poljak'ın 7, Rasic'in 5 bloğu göz kamaştırırken, sarı- siyahlılarda Sheilla'nın, Costagrande'nin, Vasileva'nın maçı 1'er blok sayısıyla bitirmeleri (gerçi bloklardan sektirip defansın işini kolayladılar ancak ben yine de az buldum) eksi olarak hanelerine yazıldı.
Turuncu- beyazlılarda pasör Asuman'ın bile 2 blokla bitirdiği karşılaşma da, günün yıldız'ı Larson'un, topa vurmak için tırmanan De La Cruz'un bu yüksekliğe rağmen tek blok sayısı bulamaması ilginçti.
- Oyunculara fazla değirmek ve eleştirmek istemiyorum. Netice de çok zor ve stresli bir müsabaka oynadılar. Ama bu yıldızlar topluluğunun daha iyi mücadele etmelerini beklediğimi de söylemeden
geçemeyeceğim.
MAÇ YAZISI
Müsabakalarla ilgili yazılarım sitemizde yayınlanmıştı. Yazıyı bütünlemek amacıyla tekrar vermek istiyorum:
ECZACIBAŞI VİTRA FİNALDE
VAKIFBANK: 1 - ECZACIBAŞI VİTRA: 3
SALON: Azoty Arena- Polonya
HAKEMLER: Piasetski A. (7) (Belarus), Rodriguez J. (7) (İspanya)
VAKIFBANK: Robin (6), Naz (7), Gözde (6), Milena (8), Sheilla (6), Elitsa (6),
Gizem K. (Libero 7), Güldeniz (6), Costagrande (6), Çağla (5), Gizem Ö. (Libero 6).
ECZACIBAŞI VİTRA: Larson (8), Poljak (7), Asuman (6), De La Cruz (6), Fürst (6), Neslihan (6), Gülden (Libero 7), Gözde (6), Nilay (7), Şeyma (6)
SETLER: 22-25, 25-16, 22-25, 22-25
CEV Şampiyonlar Ligi Voleybol Bayanlar 4'lü Final mücadelesinin ilk gününde Eczacıbaşı VitrA, Vakıfbank'ı 3-1 yendi.
Bu sonuçla turuncu- beyazlılar, Chemik Police 'yi 3-0 ile geçen İtalyan ekibi Unendo Yamamay ile bugün ilk kez kupayı müzesine taşımayabilmenin uğraşını verirken, Vakıfbank da ev sahibi ile kürsüde yer bulabilmek için sahaya çıkacak.
Maçın en skoreri 25 sayıyla Larson olurken, takım arkadaşı De La Cruz 16, Poljak 7'si bloktan 12, sarı- siyahlılarda Milena Rasic 5'i bloktan 20, Sheilla 15, Gözde 10 sayıyla oynadılar.
Voleybolumuzun iki devinin Avrupa'nın bu en büyük kupasında karşı karşıya geldiği zorlu mücadeleye Eczacıbaşı Larson'un etkili servisleriyle başlarken, Vakıfbank'ın aksayan manşetlerine eklenen hücum hatalarıyla sayılar önce 0-4, sonra 1-6 oldu. İlk teknik mola da 3-8 geçildi. Turuncu- beyazlılar farkı 5'e çıkardı: 5-11. İkinci teknik molaya 10-16 girildi. Eczacıbaşı VitrA'nın hızı devam etti: 11-19. İki takımın özellikle defansta ki başarısı oyuna dengeyi getirirken, bu ritm Vakıfbank'ın farkı azaltmasını sağlasa da set turuncu- beyazlıların oldu: 22-25.
2. setin ilk teknik molasına sarı- siyahlılar 8-6 önde girdiler. 11-8 de servise gelen Gözde topları De La Cruz ile buluşturdu, manşetlerde yaşanan sıkıntı, ölmeyen toplar, bloklarda kalan hücumlar derken ara açıldı: 15-9. Eczacıbaşı VitrA'nın 3 sayılık atağına (15-12) Vakıfbank cevap verdi: 18-12, Ardından da yürüdü: 25-16.
Sanki setleri sıraya koymuşlar gibi bu kez turuncu- beyazlılar kaçtı, sarı- siyahlılar kovaladılar: 4-6, 5-8, 7-12. 10-13. Sonunda bu ısrar 13-13 de eşitliği getirse de ikinci teknik molaya 14-16 Eczacıbaşı VitrA önde girdi. Sonra 17-20, 18-22 oldu. Güldeniz'in servisleriyle bir kez daha sayılar eşitlendi: 22-22. Bu kez Gözde'nin servislerine eklenen 2 blok seti turuncu- beyazlılara getirdi: 22-25.
Tamam mı, devam mı? Setine Eczacıbaşı VitrA iyi başladı. İlk teknik molayı 3-8 geçti. Ardından 5-11 yaptı. Bir ara hızlanan Vakıfbank farkı 2' sayıya düşürdü. Ama De La Cruz'un servisleri sahneye çıktı ve ikinci teknik molaya 11-16 girildi. Fark azalsa da bu avantajı korumayı başaran turuncu- beyazlılar seti 22-25, maçı da 1-3 kazanarak finale yükseldiler.
VAKIFBANK AVRUPA ÜÇÜNCÜSÜ
Yazımın başında da belirttiğim gibi oraya giderken hepimizin dileği 2011 de olduğu gibi 1 birincilik,1 üçüncülüğü tekrarlamaktı. İlk adımı pazar günü Vakıfbank attı. Sarı- siyahlılar ilk iki setine geride başladığı karşılaşmada işi uzatmadan kürsüdeki yerini almayı bildi.
MAÇ YAZISI
VAKIFBANK: 3 -CHEMİK POLİCE: 0
HAKEMLER: Zahorcova K. (7) (Çek Cumh.), Kraft Heike (7) (Almanya)
VAKIFBANK: Robin (5), Naz (7), Carolina (6), Milena (8), Sheilla (6), Gözde (8),
Gizem Ö. (Libero 6), Kübra (6)
CHEMİK POLİCE: Bednarek (7), Ognjenovic (6), Werblinska (6), Veljkovic (6), Bjelica (5),
Glinka (6), Zenik (Libero 6), Jagielo (6), Kowalinska (6)
SETLER: 25-19, 25-21, 25-17
Şampiyonlar Ligi Bayanlar Voleybol 4'lü Final mücadelesinin son gününde Vakıfbank, ev sahibi Chemik Police'yi 3-0 yendi ve üçüncü oldu.
Daha önce 3 oyuncusu ile antrenörünün ülkemizde görev yaptığı, hele biri eski takım arkadaşları Glinka olan Chemik karşısında, ilk gün kaybetmenin getirdiği moral bozukluğunu setin ortalarına kadar üstümüzden atamadık. 3'er sporcuyla adeta bir Polonya- Sırp karması görünümü veren rakibimizin, servislerini pasör Naz'a getirmekte zorlanmamız hücumlarda sıkıntı yarattı. Sorun 10-14'e kadar sürdü. Gözde'nin etkili servislerine, Chemik'in ataklarda yaptığı hatalar eklenince 15-14 öne geçtik. İkinci teknik molaya 15-16 girildi. Ancak her zamanki ritmini yakalayan Vakıfbank da bloklarda çalışmaya başladı. Bu da farkı 3 sayıya çıkardı: 19-16. Ardından da Gözde ile Rasic'in ataklarda ki başarısıyla seti 25-19 kazandık. .
Birinci setin tekrarı gibi, ilk teknik molaya 6-8 geride girdik. Sonra fark 4'e çıktı: 7-11. 13-13 de Chemik'i yakaladık. Hızlandık: 18-14. Birden durduk. Bu bize 6 sayıya patladı: 18-20.
Bjelica servisi kaçırarak bu gidişi durdurdu. Sonra Glinka'nın dışarı giden atağı, Bjelika'nın filede kalan hücumu, Robin'in yerine oyuna giren Kübra “ilk gün ben neden sahaya girmedim” dercesine . Glinka'ya ve Werblinska'ya yaptığı bloklarla işi kolayladı. Böylece 25-21 ile de skoru 2-0 yaptık.
Tempoyu yükselten Vakıfbank, teknik molalarını 8-5, 16-10 önde geçtiği seti 25-17 alarak müsabakayı 3-0 ile bitirdi.
ECZACIBAŞI ŞAMPİYON
Grup karşılaşmalarında vasat bir takım görüntüsü veren Yamamay'ın Play- Off'lar daki temposu ve ilk gün ev sahibi karşısında aldığı 3-0 net skor biraz tedirginlik yaratsa da ben kazanacağımıza çok inanmıştım. Bu tedirginlik oyuncularımıza da yansımış olacak ki, hata yapmamak adına daha önceki bir çok karşılaşmada yaptıkları gibi, yumuşak servislerle ve hücumlarla Yamamay'a oynama şansı tanıdık. Bu yüzden ikinci teknik molaya 12-16 geride girdik. Sonra da servisler, bloklar, ataklar çalışmaya başladı: 17-17 ve yürüdük gittik.
Maçta 3-0 geldi (müsabakanın akışını ve setlerde yaşananları aşağıdaki maç yazısında görebilirsiniz).
Aslında bu başarının altında bence, Volero Zürich'i “altın set” ile elemek yatıyor. O maçı kaybetmek daha sonra ki günlerde ayakların yere daha sağlam basılmasını sağladı. Yapılan hatalardan çıkarılan dersler, sıkı çalışmalarla düzeltilince işler kolaylaştı. Sonuçta Eczacıbaşı VitrA, çok istediği Şampiyonlar Ligi kupasını havaya kaldırdı.
MAÇ YAZISI
AVRUPA'NIN EN BÜYÜĞÜ ECZACIBAŞI VİTRA
ECZACIBAŞI VİTRA: 3 -UNENDO YAMAMAY: 0
HAKEMLER: Rodriguez J. (6) (İspanya) Piasetski A. (6) (Belarus)
ECZACIBAŞI VİTRA: Poljak (7), Asuman (6), De La Cruz (7), Fürst (6), Neslihan (6), Larson (7), Gülden (Libero 7), Gözde (7), Nilay (6)
UNENDO YAMAMAY: Havelkova (5), Pisani (5), Diouf (7), Marcon (6), Lyubushkina (7),
Wolosz (6), Leonardi (Libero 6), Michel (6), Perry (6), Camera (6), Degradi (5)
SETLER: 25-22, 25-20, 25-21
Şampiyonlar Ligi Bayanlar Voleybol Finali'nde Eczacıbaşı VitrA, İtalyan ekibi Unendo Yamamay Busto Arsizio'yu 3-0 yenerek kupayı havaya kaldırdı.
Bu güne kadar Türk Voleybolu'nun lokomotifi olarak sayısız başarıya imza atan turuncu- beyazlılar, böylece Avrupa'nın en büyük ve en değerli kupasını da ilk kez müzesine taşıdılar.
Maç sonu bu başarıyı teknik kadrosuyla, yöneticileriyle, seyircileriyle birlikte doyasıya kutlayan Eczacıbaşı VitrA da De La Cruz 13, Gözde 13, Larson 13 sayılarıyla galibiyette önemli rol oynadılar.
Zorlu mücadele karşılıklı sayılarla başladı. Taktik servislerin yumuşak atılmasının yanında, hücumların genelde çapraz ağırlıklı yapılmasının yani defansların işinin kolaylaşmasının etkisi de vardı. İlk teknik mola 7-8 geçildi. Diouf- Lyubushkina ikilisinin yüksek blokları, ataklardan sayı almamızı engellemeye başladı. Asuman'ın köşelere fileye yakın pas atmasının sıkıntısıyla başlayan durgunluk, Larson'un dünü aratan oyunu, De La Cruz'un top öldürememesi derken ikinci teknik molaya 12-16 girdik. Sayıyı bulduk. Gözde servise geldi. Etkili servis, blok: 14-16. Diouf dışarı vurdu: 15-16. 18-19' dan sonra yürüdük:21-19. Poljak'ın bloklarıyla hızlandık: 25-22.
2. sete iyi başladık: 4-1. Devamı gelmedi. Bunda Nilay'ın paslarının yüksekliğinin olmamasının da rolü vardı: 4-4. Başa baş mücadele de ilk teknik molaya 8-7 girildi. 2 sayı öne geçtik: 10-8. Yakalandık: 10-10. Hata yapma korkusunun ağır basması iki takımında yumuşak hücum yapmasına, plaselere fazla girmesine neden oldu. Bu rallileri uzattıysa da De La Cruz “ben buradayım” dedi. 13-10. Dominikli oyuncuya Gözde de eşlik etti: 16-13. De La Cruz'un servisleri, Gülden'in maçın başından beri yaptığı defansa devam etmesi, Larson'un ilk seti unutturan oyunu: 20-13. Ara kapansa da set 25-20.
Şampiyonluk için artık bir sete ihtiyacımız vardı. İlk teknik molaya 8-6 girdik. 5 Sayılık fark yakaladık: 13-8. Artık “tamam” diyorduk ki işler karıştı. Michel'in De La Cruz ile buluşan servislerini oyunda tuttuk ama bir türlü sayıya dönüştüremedik. Ara kapandı: 13-12. Bu ana kadar antrenör Caprara'nın oyunu kesmek için bu kadar beklemesine de bir anlam veremedik. Sonra 13-13 oldu. 2 numarada ki De La Cruz ile Esra değişti. Gözde'nin Diouf'a bloğu bize nefes aldırdı: 14-13.
Teknik molayı 16-15 geçtik. 2 sayılık farkı yakaladık: 18-16. Sayıları 24-21'e getirdik. Fürst servisi attı, top döndü ve Larson şampiyonluğumuzu ilan etti: 25-21 ve 3-0.
BİR NOT
Bu Polonyalıların voleybol sevgisine bayılıyorum. Oyuna nasıl katkı sağladıklarını, nasıl renklendirdiklerini, takımları servis atarken nasıl tempo tuttuklarını, rakibin servisinde ne yaptıklarını, hücumlardaki davranışlarını, alınan veya kaybedilen sayılarda ki tutumlarını, voleybol adına yapılan güzel hareketlere tepkilerini, şovlarını orada olup görmenizi çok isterdim. Yıllarca önce takımızında yer aldığı Avrupa Şampiyonası için Polonya'ya gelmiştik. Bulunduğumuz grupta ev sahibi yoktu. Ama onlar için hiç bir şey fark etmemişti. Yine tribünleri tıklım tıklım doldurmuşlardı. Hatta giremeyenlere, salonun önünde, içinde 4-5 yerde televizyon yayını olan büyük bir çadır kurulmuştu. Bu ilgi ve görüntü tüm müsabakalarda hiç bitmeden devam etti. O günden sonra yıllarca bunu konuştuk. Bu kez çadır yoktu ama ilgi yine çok fazlaydı.
“İnşallah bir gün bizde salonlarımız da böylesine güzellikler yaşarız” diye temennide bile bulunamıyorum. Düşünün aramızda ki farkı...
PLAY- OFF
Bu arada ligimiz de erkeklerin Play- Off maçları oynandı. Halkbank iki maçta da Beşiktaş'ı yenerek Final Grubu'na yükselen ilk takım oldu.
Diğer karşılaşmalar ise uzadı. Sonunda 1-1' lik eşitliği, Maliye Milli Piyango'yu 3-0 geçen Arkas, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni 3-2 yenen Ziraat Bankası ve ezeli rakipler Fenerbahçe ile Galatasarayin kozlarını paylaştığı mücadeleden 3-1 galip çıkan sarı- kırmızılılar Final Grubu'na yükseldiler. Kaybedenler ise Klasman Grubu'na gittiler.