Ekim ayından bu yana hep Avrupa kupalarını konuştuk ve yazdık. 12 takımla başladığımız bu yolculuk 3 final maçıyla sona erdi. Cumartesi günü Fenerbahçe, bayanlarda CEV Kupası'nı, erkeklerde Challenge Kupası'nı kazandı. Pazar günü ise, Beşiktaş Challenge Kupası'nda ikinci oldu.
Böylece Avrupa da 2013-20014 sezonunu güzel sonuç ve derecelerle kapatmış olduk. Hafta sonu gelen kupalara, genel ve kısa olarak göz atacağız. Ama önce Avrupa yürüyüşünün başladığı günlerde ki Fenerbahçe ile ön görülerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
5 Ekim de “Güç gösterisi” başlıklı yazımda şu satırlar vardı: “Avrupa’ya gelince; Challenge Kupası’nda Fenerbahçe Grundig, Anorthosis Famagusta (Güney Kıbrıs Rum Kesimi) engelini aştı. Görünen o ki sarı- lacivertliler bu kadrosuyla finalde İtalyan ekibi Andreoli Latina ile buluşacak.
Fenerbahçe’nin bayanları da CEV de, Bursa Büyük Şehir Belediyesini geçti. Yolu açık olan Sarı Melekler’in bu kupayı kazanma olasılığı çok yüksek.”
2 Aralık da ki “Eleştiriler 2” başlıklı yazımdan sarı- lacivertliler için bir alıntı daha yapayım:
Fenerbahçe’nin hem bayan (CEV de), hem erkek takımı (Challenge Kupası’nda) beklenildiği gibi dolu dizgin gidiyorlar. Daha önceden yazdığım gibi; sezon sonunda iki kupada İstanbul’a büyük bir olasılıkla gelecek.”
“Görünen köy kılavuz istemez” Ata sözümüzü adeta perçinleyen Fenerbahçe, cumartesi günü harika seyircisinin desteğiyle (Bu güzel görüntünün, centilmenliğin lig ve kupa maçlarında da devam etmesini bir voleybol sever olarak diliyor ve temenni ediyorum) iki kupayı peş peşe kaldırarak tarihi bir başarıya da imza atmış oldu.
Aslında güçlü kadrosuyla, yıldız oyuncularıyla, iki ekibinde hem ilk karşılaşmalarda, hemde rövanşlarda bize bu kadar heyecan çektirmemeleri gerekiyordu ama bu da işin rengi olsun diyelim.
Müsabakalara göz atarsak; İtalya'daki ilk maçı 2-3 kaybeden Fenerbahçe Grundig (sarı- lacivertlilerin orada da kazanması gerekiyordu) rövanşı 3-0 almayı bildi.
Fenerbahçe Grundig ilk sete iyi başladı. Dengeli ve kontrollü bir oyunla 13-11 den sonra hızlanıp sayıları 21-14'e getirdi. Rakibin servisleri karşısındaki sıkıntı farkı azaltsa da Miljkovic faktörü daha fazlasına izin vermedi: 25-22.
İkinci sete de hızlı giren sarı- lacivertliler, 14-11'e kadar önde geldiler. 16-16 da yakalanınca ortaya yine Miljkovic çıktı. Servis ile bloklar işi çözdü: 21-16 ve 25-19.
2-0 dan sonra yazacak bir şey yok. Fenerbahçe Grundig li oyuncular; estiler, gürlediler, sonuçta fazla gecikmedi: 25-17. Ve 3-0.
Kimler iyi oynadı? Diye sorarsanız; kimsenin hakkını yemek istemiyorum ama en değerli oyuncu seçilen Miljkovic'i (19 sayı aldı, %60 ile hücum yaptı) ve orta oyuncuları biraz unutsa da pasör Arslan'ı ilk sıraya koyuyorum.
Sonrasını, kupa törenini, yaşanan sevinci, başkan Aziz Yıldırım'ın, yöneticilerin, emeği geçenlerin keyfini, anlatacak cümleler kurmak kolay değil. Zaten hepsini televizyonlarda gördünüz, gazetelerde okudunuz.
SAHNE SARI MELEKLERİN
Bu güzel tablonun ardından sıra bayanlara geldi. Rusya'daki ilk maçın 3-2 kazanılması, rakibin gücünün sınırlı olması nedeniyle işlerinin daha kolay olacağını düşünüyorduk. İlk setteki göz okşayıcı ve rakibi sahadan silen fırtına gibi bir oyun (25-11) düşüncemizi daha da pekiştirmişti ki, ikinci sette birden durduk.
Aslında biz antrenörler hep şunları düşünür ve söyleriz: “Açık farklı gelen setlerden sonra, yaşanacak rahatlık hep başa bela olur. Ayrıca bayan voleybolunun bir anı bir anına uymaz. Bırakın maçlar, hatta setler arasında ki farkı, bazen ayni set içinde bile öyle inişler- çıkışlarla karşılaşılır ki çözüm bulamazsın”
İşte böyle bir an geldi çattı. 14'lere kadar sarı- lacivertliler bir türlü oyunun kontrolünü ele geçiremediler. Bu aralar Kim'in servisleri imdada yetişti: 18-14. Sonra 21-17 oldu. Ardından hava değişti ve kabus başladı. Pasör Alisha'nın ısrarla 4'deki Aneta'yı düşünmesi, bu oyuncunun da topu çaprazdan geçme hırsı bloklarda kalınca, bu durum bize pahalıya patladı ve bir anda 21-22 geriye düşüldü. Antrenör Abbondanza sonunda harekete geçti. İkili değişikliğe gitti. Alisha- Aneta çıktı, yerlerine Elif- Seda girdi. Elif'in pasları işleri düzeltti, kriz aşıldı: 23-22. Tam, “artık yürür gideriz” derken, antrenör tekrar ikili değişikliğe gitti. Bu duraklama Garay'ın servisi kaçırmasına yol açtı: 23-23. Giden takımı durduran antrenör büyük bir heyecanın yaşanmasına fırsat tanıdı. Uralockha 24-25 de, 25-26 da iki kez set sayısı servisi kullandı ama yararlanamadı. Bu da bizim zorda olsa seti 28-26 koparmamızı sağladı.
3. seti rakibi bekleyerek oynasak da, 19-15 da durup, 19-19 da yakalansak da, sonunda 25-22 ile hedefe uzandık.
İnişlere- çıkışlara karşın gelen 3-0'lık sonucun alınmasında; tabi ki 16 sayı üreten ve en değerli oyuncu seçiler Kim ile birlikte Christina Bauer ve Eda'nın katkısı çok fazlaydı.
Sonra erkeklerdeki tablonun bir benzeri tekrarlandı...
BEŞİKTAŞ İKİNCİ
Pazar günü bu kez sahne Beşiktaşlı bayanlarındı. Öncelikle şunu açık yüreklilikle söylemeliyim ki, siyah- beyazlıların buraya kadar gelebileceğini düşünmemiştim. Ama Beşiktaş mütevazı kadrosuna karşın çok büyük işler yaparak finale kadar uzandı. Hele yarı finalde eledikleri Polonya takımının gücü düşünüldüğünde, finalin ilk karşılaşmasında Rusya da , Odintsovo karsınında elde edilen 2-3'lük sonuca bakıldığında, “neden olmasın? Demeye başladık. Bu umutlarla da rövanşa gittik.
Beklenildiği gibi zor bir maç oldu. Coşkulu seyircinin desteğiyle zaman zaman da iyi oynadılar ama sonunu getiremediler. Tabi ki kupayı kazanmalarını çok istedik. Ancak ikincilikte az bir bütçe ile kurulan bu takım için çok iyi bir sonuçtur. Netice de siyah- beyazlılar daha önce iki kez 1998 de eski adı Kupa Galipleri Kupası'nda ve 2001 de CEV de dördüncü olmuşlardı. Bu kez Challenge Kupası'nda ikincilik kürsüsüne çıkıp gümüş madalyayı boyunları taktılar.
Son olarak, bu karşılaşmanın en iyileri olarak da, 22 sayıyla oynayan Nizetich ve 13 sayılı Gabriela'yı yazalım.
Bu kupaların Fenerbahçe'ye, Beşiktaş'a fazlasıyla yakıştığını belirterek Avrupa'daki başarılarımıza bir kez daha değinmek istiyorum.
Biliyorsunuz 12 takımla yola çıktık. Denizbank Şampiyonlar Ligi'nde bayanlarda Vakıfbank ikinci, Eczacıbaşı VitrA 4. oldular. Bir diğer temsilcimiz Galatasaray Daikin, 12'li Play- Off turunda Vakıfbank'a elenmişti.
Erkeklerde Arkas ile Galatasaray FXTCR gruplarda başarılı olamadılar. Halkbank ise gruptan ikinci olarak çıktı. 4'lü Finale ev sahipliği yapacağı için Play- Off turlarında oynamadı. Dörtlü Finalin ilk günü grubunda Ankara da yendiği, deplasmanda yenildiği Polonya ekibi Jastrzebski Wegiel'i geçerek finale yükseldi. Ama Rus Belegorie Belgorod'a kaybetti. Ancak bu sonuç erkek voleybolunda şu ana kadar Denizbank Şampiyonlar Ligi'nde elde edilen en iyi derece olarak Voleybol Tarihine yazıldı. Ayrıca Başkent ekibimiz 1980 de yine Ankara da üçüncü olan Eczacıbaşı'ndan yıllar sonra kürsüye çıkmayı başaran bir başka erkek takımımız oldu.
CEV de Fenerbahçe'nin şampiyonluğunu yukarıda okudunuz. Ayni kupada mücadele eden Maliye Milli Piyango Çeyrek finalde Avrupa veda etti. Bir başka temsilcimiz Bursa Büyük Şehir Belediyesi ise Fenerbahçe engeline takılıp Challenge Kupası'na gitti. Ama orada da yola devam edemedi.
Challenge Kupası'nda Fenerbahçe Grundig kürsünün en basamağına çıkarken, İstanbul Büyük Şehir Belediyesi yarı finalde İtalyan Andreoli Latina'ya elendi. Bu takım bildiğiniz gibi Fenerbahçe'nin finalde ki rakibiydi. Eğer Belediye İtalyanları eleyebilseydi. Finalde iki ekibimiz Fenerbahçe Grundig ile İstanbul B. Belediyesi kozlarını paylaşma şansını yakalayacaktı. Çok da güzel olacaktı.
Yine bu kupada yukarıda da değindiğim gibi, mütevazi kadrosuyla önce Balkan Kupası'nı kazanıp, buraya gelen, kendinden çok daha güçlü rakipleri dize getirerek finale yükselen ve Avrupa ikincisi olup tarihinde ki en büyük başarıya uzanan Beşiktaş Bayan Takımı'nın ikinciliğiyle Avrupa'ya noktayı koyduk.
Sonuçta hep dile getirdiğimiz gibi, “takım sporları içinde voleybolumuz her yönüyle ülkemizin Avrupa da en başarılı branşıdır” cümlesini; iki birincilik (Fenerbahçe ve Fenerbahçe Grundig), 3 ikincilik (Halkbank, Vakıfbank, Beşiktaş), bir üçüncülük (İst. B. Belediyesi) bir dördüncülük (Eczacıbaşı VitrA), Maliye Milli Piyango (çeyrek final) , Galatasaray Daikin (12'li Play- Off) ile pekiştirdik.
Avrupa başarılarının toplamını da vereyim ki voleybolumuzun değeri daha da iyi anlaşılsın:
3 kupada; 10 birincilik, 13 ikincilik, 14 de üçüncülük. Yani toplam 34 kupa...
PLAY- OFF BAŞLIYOR
Acıbadem Voleybol Ligleri'nde Play- Off'lar başlıyor. Bugün erkekler sahaya çıkacaklar. Yarın ise, hem erkeklerin maçları var, ayni zaman da bayanlarında ilk maçları oynanacak.
Yoğun bir tempo ve yeni bir heyecan bizleri saracak. Müsabakalara bakıldığında ilk etapta favorilerin yollarına devam edeceği görüntüsü var. Ancak erkeklerde bugün oynanacak Galatasaray FXTCR- Arkas, Maliye Milli Piyango karşılaşmaları takımları bir hayli terletirken, bizlere de güzel maçlar izleyeceğimiz umudunu veriyor.
Bayanlar da ligi ilk 4 sırada bitirenlerin yolları açık. Ama Galatasaray Daikin', Bursa Büyükşehir Belediyesi'nden sıyrılırken, özellikle de Bursa da zor anlar yaşayabilir.
TELEDÜNYA SÜPER KUPA
Bu arada Play- Off'un birinci etabı bitip, ikinci bölümü başlamadan önce araya Teledünya Türkiye Kupası girecek. İzmirlileri voleybola doyuracak olan bu karşılaşmaları herkes gibi bende merakla bekliyorum. Bakalım hangi takımlar kupanın en büyüğü olarak sezona ismini yazdıracak?