15 gün önce Dünya Ligi'nde oynadığımız maçlarla ilgili internet sitelerine ve istatistiklere bakarak bir değerlendirme yapmıştım. Bu kez yarı final ve finali federasyonun davetlisi olarak Bursa da izleme şansını yakaladım. Böylece hem takımımızın performansını, hemde rakipleri görmüş oldum.
İlk gün Slovakya ile oynadık. Set vermeden kazansak da maç çok da kolay olmadı. 2. sette bir ara 5 sayı geriye düştük. 13-16 girilen ikinci teknik moladan sonra kendimize gelip Slovakya'yı 18-18 de yakaladık ve o hızla da seti, hemde 4 sayı farkla aldık: 25-21. Bu inişli- çıkışlı grafik 3. sette de sürdü. İlk teknik mola 6-8 geçildi. İkinci de bu kez biz öndeydik: 16-13. Ardından sayılar 18-14 oldu. “İşlem tamam” derken birden durduk ve 21-22 geri düştük. Sonunda Samet'in servisten direk sayısı, birde blok seti 26-24, maçı da 3-0 getirdi.
Galibiyetin mimarları, pasör Arslan, 20 sayıyla Metin (atak yüzdesi 56), % 61 iyi manşet, yüzde 70 hücumla 10 sayı üreten Turgay, servise karşı hiç hata yapmayan ve % 59 iyi manşet ile oynayan libero Hasan oldu.
Bu karşılaşmada ilgimi çeken bir noktaya değinmek istiyorum. Biliyorsunuz hemen hemen her maçta, antrenörler eğer pasörleri fizik olarak uzun değilse ya da blokta eksikse yirmili saylılarda
onu çıkarıp, yerine blok için bir oyuncu alıyor. Teknik Direktörümüz Zanini de ilk iki sette bu değişikliğe gitti. Bunda bir sorun yok. Benim takıldığım bunun Arslan ile Yiğit arasında yapılması.
Nedenine gelince; Arslan'ın boyu 1.98, Yiğit'in 1.94. Yani ikisi arasında Arslan lehine 4 santim fark var. Blokta da Arslan 2 santim daha yüksek (322- 320. bu rakamların kaynağı bizlere verilen listeler). Birde iki oyuncu arasında ki tecrübe farkını düşününce bana tutarlı bir hamle olarak gelmiyor. Bu değişiklik, Arslan dan 2 santim uzun, blok yüksekliği de 9 santim farklı olan Coskovic ile yapılsa daha doğru olur diye düşünüyorum (bir sonra ki gün yani Küba maçında hiç yapılmadı).
KÜBA KARŞILAŞMASI
Finalde Çin'i 3-2 ile geçen Küba ile kozumuzu paylaştık. 5.seti nefesleri kesen bu karşılaşmayı ne yazık ki son anda kaybettik. Bu sonuçla takımımız, gelecek yıl Dünya Ligi'nde 12 ekibin yer aldığı bir üst kategoride oynama şansını da kaçırmış oldu.
Aslında bu maçta da ilk günkü gibi istikrarsızlık belimizi büktü. Bir seti iyi oynayıp, bir diğerinde ortalarda görünmedik. Hatta setlerin içinde bile bazen hızlanıp, bazen durakladık. Setleri biraz açarsak daha iyi örnekleyebiliriz.
Karşılaşmaya etkili servis atarak başlayan ekibimiz ilk teknik molayı 8-7 önde geçti. Sonra arayı açmaya başladı: 10-7, 12-8, 14-10. Fark bir sayıya düşse de (15-14) ikinci teknik molaya 16-14 girdik. 23-19 da durduk. 23-23 de yakalandık ama tekrar toparlanıp seti 26-24 aldık.
İkinci set baştan sona Küba'yı seyrettik: 5-8, 8-16, 19-25.
3. set: 9-5, 9-9 ve yürüyüp gittik;16-12, 22-14, 25-20.
4. sette sahne de yine Küba vardı: 5-4, 5-8, 10-16, 12-19, 21-25.
Kader setine 4-0 başladık. Bu büyük avantajı 3 hücum topundan ikisini dışarı vurarak kaybettik:
4-4. Sonrası heyecan fırtınası. Bir ara 10-8 de öne geçtik ama devamını getiremedik: 14-16.
Neticede yazık oldu. Maçı kazansaydık erkek voleybolumuz sınıf atlayacaktı.
İSTATİSTİK BİLGİLERİ
Bizi üzen bu karşılaşmanın istatistik bilgilerine gelince;
Toplam da 105 servis attık.15'i kaçtı. 5 direk sayımız var.
Servise karşı 91 kez topla buluştuk. 15 direk hata yaptık. Yüzdemiz 71. İyi manşet yüzdemiz ise 69 (Bu konuda da biraz tereddütlerim var. İki karşılaşmada da bu kadar yüksek bir oran çıkması ilginç oldu. Tamam oyuncularımız iyi işler yaptılar da, seyreden bizlerin de bu kadar yanılmasını göz aldanması olarak nitelemek de pek mantıklı gelmedi. Hele 19-25 kaybettiğimiz ikinci sette iyi manşet oranımızın % 63, 21-25 giden 4. setteki yine iyi manşet oranının % 62, 5.sette ise yüzde 58 çıkması ilgimi çekti. Her halde kulüplerimizin istatistikçileri daha farklı bir değerlendirme yapıyorlar. Çünkü bu oranları ben çok az karşılaşmada hele 5 setlik bir maçta hiç görmedim.
Devam edelim, 113 hücum yaptık, 60 sayı kazandık, yüzdemiz 53.
5 sette 13 de bloktan sayımız var.
Oyuncularımızın da bazı değerlerini vereyim.
Metin: 35 top aldı15 sayı üretti, yüzdesi 43. 1 blok, birde servisten sayısı var. Toplam: 17.
Turgay: 20 pas atıldı, 13 sayı buldu, yüzdesi 62. 1 servisten, 2 bloktan sayı aldı. Toplam: 16.
Servise karşı 37 kez topla buluştu, 4 direk hata yaptı, yüzdesi 81, iyi manşet yüzdesi 73.
Yasin: 14 topta 10 sayı aldı, yüzdesi 71. İki blok sayısı var. Toplam: 12. Servise karşı 20 kez topla buluştu, 4 direk hata yaptı, yüzdesi 65, iyi manşet yüzdesi 45.
Libero Hasan, 23 kez servis karşıladı, 2 direk hata yaptı, yüzdesi 78, iyi manşet yüzdesi 61.
DÜNYA LİGİ'NİN STATÜSÜ
Bu arada Dünya Ligi'nin statüsünü hatırlatmakta yarar var. Takımlar 3 gruba ayrıldılar. En iyi 8 ekip A ve B Grubunda kozlarını paylaşıyorlar. Bunların altında 4'er takımlı C-D-E grupları var. 3. Kategoride ise bizimde bulunduğumuz F-G grupları yer alıyor. İkinci ve üçüncü kategoride mücadele eden ekiplerden birinci olanlar bir sonraki sezon bir üst grupta oynama hakkını elde ediyorlar.
Bu arada son olarak 6 takımın mücadele edeceği Dünya Ligi Final Grubu maçları yapılacak. Buraya katılım ise şöyle: A ve B Gruplarında ilk iki sırayı alan 4 ekip, C-D-E Gruplarında birinci olup bir üst gruba yükselen takım ve ev sahibi ülke (bu yer büyük bir olasılıkla Japonya olacak).
Görüldüğü gibi bizim boyumuzun oralara kadar uzaması için daha çok yemek yememiz gerekiyor.
Peki şu anda Dünya Ligi'nde durum ne ve hangi ekipler şanslı?
Özetliyeyim: A Grubunda İran ile İtalya 19 puandalar. Onları 11 puan ile Brezilya ve Polonya izliyor. Bu hafta sonu İtalya- Brezilya'yı, Polonya İran'ı misafir edecek. Ama bu maçlar aşağıdakilerin, yukarıdakileri yakalamasına yetmeyecek. Çünkü ikişer maçı da alsalar İran ve İtalya'ya yetişemiyorlar. Eminim ki İran'ın başarısını sizde ilginç buldunuz.
B Grubu'nda; ABD 21, Rusya 18, Sırbistan 17, Bulgaristan 10 puan topladılar. Hafta sonu Sırbistan- ABD, Bulgaristan- Rusya müsabakaları var. Görünen o ki Rusya'nın çıkma şansı fazla. Sırbistan- ABD maçları ise gerçekten çok zorlu geçek.
2. kategoride mücadele eden takımların oluşturduğu A-B-C gruplarında son durum şöyle:
C Grubu: Belçika 23, Kanada 17, Finlandiya 12, Avustralya 8 puan. Hafta sonu Finlandiya -Belçika, Avustralya- Kanada oynayacak.
D Grubu: Fransa 30, Arjantin 25, Almanya 14, Japonya'nın 3 puanı var. Bu grupta maçlar bitti.
E Grubu: Hollanda 18, Portekiz 16, Çek Cumhuriyeti 15, Kore 11 puandalar. Hafta sonu Hollanda- Çek Cumhuriyeti. Portekiz- Kore karşı karşıya gelecekler.
AVRUPA LİGİ DEVAM EDİYOR
Öte yandan Avrupa Ligi'nde sona yaklaştık. Erkekler grupta beklediğimizi vermedi ve geride kaldı. Hafta sonu Marmaris de Danimarka ile 2 maçımız var ama bunlar formaliteden öteye geçmeyecek. Bayanlar ise Azerbaycan da bir kazanıp bir kaybetmelerine karşın final şansını devam ettiriyorlar. Şimdi Marmaris de Bulgaristan'ı iki maçta da geçip işi kolaylamak istiyorlar. Sonra deplasmanda Slovenya karşısına çıkacaklar.
Aslında Avrupa Ligi ile ilgili iyi şeyler düşünmüyorum. Buraya katılan ekiplerin genelde genç oyuncularını sahaya sürmesi bize eski yıllarda ki Bahar Kupası'nı hatırlatıyor. Eğer bu şekilde devam edilirse yakında bu organizasyonda sorgulanmaya başlayacak. Onun için CEV'in ülkeleri daha iyi ekiplerle Avrupa Ligi'ne katılmalarını zorlayan kararlar alması gerekiyor.
Bu arada Denizbank Şampiyonlar Ligi'nde ki rakiplerimiz de belli oldu. Bayanlarda bir sorun yok gruplar güzel. Oluşturulan iyi kadrolarla 4'lü Finalde yine iki takımımız olacak.
Erkeklerde Halkbank'ın grubu geçmesi gerekiyor. Ancak ayni şeyleri Fenerbahçe Grundig için söyleyemeyiz Geçen sezon Şampiyonlar Ligi'ni kazanan Rus Belegorie Belgorod, CEV Kupası birincisi Paris Volley'in yanı sıra birde İtalya Ligini ilk sırada tamamlayan Cucine Lube Trera'nın varlığı, kadrosunu yenileyen ekibimiz için gerçek bir şansızlık.
Öte yandan yaz aylarının en çok ilgi gören sporlarının başında gelen plaj voleybolu organizasyonları tüm hızıyla devam ediyor. Bir tarafta TVF'nin Nestea Pro Beach ve CEV Satellite turları, diğer tarafta 22 yıldır bıkıp usanmadan plaj voleybolunu tanıtmak, sevdirmek, yaymak için çaba harcayan Hasan Epirden'in turnuvaları keyifle izleniyor. Epirden ilk turnuvasını Eskişehir de, ikinciyi Akçay Altın Kum da, üçüncüyü Patara da yaptı. Şimdi sırada 3 adet daha var. Böylece 6 turnuva ile 2014'e nokta koyacak.
Bilindiği gibi Hasan Epirden'in plaj voleyboluna ilginç bir başka yaklaşımı daha var. O da turnuvalarında şimdi aramızda olmayan, yada voleybola gönül vermiş kişilerin isimlerini içeren kupalar vermek. Bu 3 etapta da Değer Eraybar, Hasan Sözen, Cezmi Büyükgüney, Nejdi Yazangil, Çetin Demirel, Muzaffer Öğütveren, Kazım Tokat, İbrahim Çelik, Alper Başaran, Deniz Esinduy, İsmail Vuran ve geçenlerde kaybettiğimiz “Hakem Babası” İsmet Özgümüş, Naci Bayamlıoğlu, biz 3 gazeteci Cengiz Tokgöz, Enver Bağlarbaşı ve benim adıma kupalar verildi.