Türkiye Erkekler ve Bayanlar 1. Voleybol Ligi hafta sonu oynanan maçlarla sona erdi. Şimdi gözler önce baraj, sonra Play- Off, hemen ardından da klasman ve 4'lü Final karşılaşmalarına çevrilecek.
Sezon başında beklenildiği gibi erkeklerde Halkbank, bayanlarda Vakıfbank ligi ilk sırada tamamladılar. Ankara ekibi 2 devreli ligde oynadığı 22 maçta başarılı bir grafik çizerek hiç yenilmeden zirvede kaldı.
Erkeklerde yine tahmin edildiği gibi Arkas ikinci sıraya yerleşirken, Ziraat Bankası iyi bir çıkış yakalayarak ligi üçüncü sırada tamamladı.
Bayanların öngörülerinde bir sekme olmadı. İlk dört sırayı Vakıfbank, Fenerbahçe Grundig, Eczacıbaşı VitrA, Galatasaray Daikin aldılar.
Şimdi takımların kaderlerini belirleyecek günler geldi çattı. Önce lige tutunmaya çalışan 4 bayan, 4 erkek ekip kozlarını paylaşacaklar. 2 devreli lig etabında alınan puanlar taşınacağı için bayanlarda Bakırköy Belediyesi Yeşilyurt için ikinci lige şimdiden düştü diyebiliriz. Ona eşlik edecek en yakın takım olarak da 15.3 puanlı Beşiktaş görünüyor. Gerçi iki etaplı uzun bir maraton bizleri bekliyor ama Çanakkale'nin 24.5 , İlbank'ın 21.1 puanda olmaları siyah- beyazlıların işini iyice zorlaştırıyor.
Erkeklerde iş biraz daha çetrefilli. Taşınacak puanlara bakıldığında en rahat Şahinbey Belediyesi görünüyor. Çünkü en yakın iki rakiplerinden 6.7 puan önde. Gümüşhane Torul Gençlik baraja 10.3 puan ile başlayacak. Rakiplerinin 5 puan fazla olması tabi ki önemli bir dejavantaj.
15'er puanlı 2 belediye ekibi Palandöken ile İnegöl'ün birbirlerine üstünlük sağlama yarışından galip çıkan lige tutunurken, diğeri ikinci lige gidecek.
Tabi ki bunlar kağıt üzerinde ki tahminler. Netice de 2 devreli lig usulü oynanacak karşılaşmalar da
alınacak çok puan var. Şansızlıklar, yaşanacak sakatlıklar tüm hesapları alt üst edebilir. Onun için bekleyip görmek en doğrusu.
PLAY- OFF EŞLEŞMELERİ
Statü gereği ilk 8 takım Play- Off oynayacaklar. Eşleşmeleri hatırlayalım.
Halkbank – Beşiktaş (1-8)
Arkas Spor – Maliye Milli Piyango (2-7)
Ziraat Bankası – İstanbul Büyükşehir BLD (3-6)
Fenerbahçe – Galatasaray FXTCR (4-5)
Bu maçlara bakınca, doğal olarak Halkbank ve Arkas'ın yollarına devam etme olasılıkları çok yüksek görülüyor. Asıl kapışma diğer iki karşılaşmada olacak.
Hatırlarsanız, son hafta müsabakalarında Galatasaray ile İstanbul B. Belediyesi puan kaybı yarışına girdiler. Amaç Fenerbahçe yerine dişlerine göre gördükleri Ziraat Bankası ile oynamaktı. Bunu daha iyi uygulayan Belediye bu yarıştan kazançlı çıkmayı bildi. Şimdi hesapların tutup- tutmadığını görme zamanı...
Play- Off' un tarihleri açıklandı. İlk karşılaşmalar 3, rövanşları 6 Nisanda. Galibiyetlerde eşitlik olursa üçüncü müsabakalar 7' sinde oynanacak.
FENERBAHÇE- GALATASARAY DERBİSİ
Bu arada iki ezeli rakibin eşleşmesini bir çok voleybolsever gibi bende istemedim. Çünkü yine rakip takıma edilen küfürler, hakemlerin uyarıları, kulübe verilen para cezaları gündeme oturacak.
Son yıllarda bu görüntü hiç değişmiyor...
Halbuki eskiden bu iki ezeli rakibin mücadelesi bir şölen havasında geçer, yenen de kaybeden de yaşanan heyecan ve çekişme nedeniyle güzel voleybolun keyfini yaşardı. Bu sadece branşımızda değil futbolda, basketbolda da böyleydi. Sonra fanatizmin tavan yapmasıyla her şey değişti. Şimdi iki takımın maçını sadece ev sahibi seyirciler izleyebiliyor.
Peki bu durum olayları engelledi mi? Bir ölçüde “evet”. En azından kavga yok. Bir ölçüde “hayır”. Çünkü rakip takımın seyircisi olmasa da onların aleyhine edilen küfürler bitmiyor. Hele taraftarı olduğu takım kaybederse kıyamet kopuyor. Bu sefer çirkin tezahürata atılan yabancı maddelerde ekleniyor.
Bunun nasıl önüne geçileceği konusunda camiamız sürekli tartışıyor ama çözüm de bulunamıyor. Aslında ben de çözümü “yöneticiler” de bulanlardanım. Eğer bu seyirci grubunu tanıyan yönetici elini taşın altına sokarsa iş tam olmasa da belirli oranda çözülür. Yapılan ikazlar, “küfür devam ederse bir daha maça giremezsiniz” söylemi mutlaka fren olur. Önce azalır, sonra da kapanır. Bu adım gelecek sezona da iki taraftar grubunun belki de ayni anda salonda olabilme, bir derbi heyecanını birlikte paylaşma şansını yaratır. Bu da voleybolumuzun tüm branşlardan ayrıldığı en önemli nokta olur.
Bu düşüncem sizce çok mu uçuk?
Ne yapayım ben bu konuda iyimserim. Çünkü eski yıllarda böyleydi. Neden şimdi de olmasın? Yasağın kimseye faydası yok. Birlikte olmak, birlikte seyretmek, birlikte yaşamak, karşındakine saygı duymak, “sana küfür edilmesini istemiyorsan, sen de etme” düşüncesini yaygınlaştırmak bir çok şeyi çözer.
İSTANBUL SEYİRCİSİ NİN 4'LÜ FİNAL İZLEME ŞANSI ÇOK AZ
İşte yukarıda ki olumsuzluk, İstanbul da gerçek voleybol seyircisini Süper Kupayı da, 4'lü Final etaplarından birini de büyük bir olasılıkla izlemekten yoksun bırakacak.
Tek taraflı seyircilerin alındığı derbilerde bile sorunlar bitmiyorsa, ayni gün iki ezeli rakibin maçlarının peş peşe oynayacak olmasının yaratacağı gerginliğin nerelere uzanacağını kestirmek gerçekten çok güç.
Burhan Felek Salonu'nun tek girişinin olması, çevre kontrolünün zorluğu güvenlik güçlerinin işini çok zorlaştıracağı kesin. Bu düşünüldüğünde, kupada da, 4'lü Final de 4 İstanbul takımının varlığına karşın maçların başka şehirlerde yapılması olasılığını yükseltiyor.
Düşünün, tüm sezon karşılaşmalarını izlediğiniz ekipler, voleybol kalitesinin ve heyecanının tavan yapacağı finalleri güvenliği daha kolay sağlanacak illerde oynayacaklar. İçiniz acımaz mı? Bu duruma kızmaz mısınız? İşte fanatizmin gerçek voleybol seyircisine, voleybolun kalbinin attığı yer olan İstanbul'a verdiği en büyük ceza da bence bu...
BAYANLAR DA PLAY- OFF EŞLEŞMELERİ
Konuyu başka yönlere götürdük. Biz yine maçlarımıza dönelim.
Play- Off da eşleşmeler şöyle:
Vakıfbank- Trabzon İdman Ocağı (1-8)
Fenerbahçe Grundig- Sarıyer Belediyesi (2-7)
Eczacıbaşı VitrA- Bursa B. Belediyesi (3-6)
Galatasaray Daikin- Nilüfer Belediyesi (4-5)
Bu müsabakalar göz atıldığında Vakıfbank, Fenerbahçe Grundig, Eczacıbaşı VitrA'nın tur atlama yüzdeleri çok çok yüksek. Geriye Galatasaray Daikin- Nilüfer Belediyesi eşleşmesi kalıyor. Sonu açık görünse de sarı- kırmızılılar yine de bir adım önde duruyorlar.
Bu arada yerlerde, tarihlerde netleşmedi. Çünkü takımlarımızın Avrupa Kupaları'ndaki yolculukları devam ediyor.
Bugün sarı- kırmızılılar'ın CEV de yarı final ilk maçı var. Rövanşı cumartesi İstanbul da.
Bursa Büyükşehir Belediyesi de Challenge Kupası'nda yarı final ilk karşılaşmasını yarın deplasmanda oynayacak. Rövanş pazar günü.
4-5 Nisan da bu kez Vakıfbank ile Eczacıbaşı VitrA'nın Denizbank Şampiyonlar Ligi 4'lü Finalin de
zorlu maçları var.
Yeri gelmişken 4 ekibimize de gönülden başarılar diliyorum. Gelecek hafta ki yazımda, sizlerle bu müsabakaların ve yine Bursa da oynanacak olan Süper Kupa Erkekler karşılaşmalarının sonuçlarını paylaşmaya çalışacağım...
LİG STATÜSÜ DEĞİŞMELİ
Hatırlarsanız 9 Mart da ki yazımda lig statüsüyle ilgili görüşlerimi paylaşmıştım. Son günlerde yaşadıklarımız bu konuyu bir kez daha gündeme almama neden oldu.
Lig sıralaması hesapları, üst sıraları hedefleyen ekiplerin rakipleri karşısına yedek oyuncularla çıkması bazı sıkıntılar yarattı. Bayanlarda fazla sorun yaşanmadı, ama erkeklerde özellikle baraj oynayacakların puanlarına etki eden sonuçlar alındı. Bu da haksızlığa neden oldu.
Tabi ki bu lig statüsünün ve Avrupa'ya açılımın değişmesinden kaynaklandı. İki hafta önce konuyu şöyle dile getirmiştim:
“ Aslında bu durum biraz da statünün yarattığı gerçek olarak görülmeli. Çünkü biliyorsunuz, bu sezon Avrupa'ya gidiş yolu geçen yıla oranla farklı. Geçen sezon sonuna kadar Play- Off vardı. Ve final oynayan iki ekip Şampiyonlar Ligi'ne gidiyordu. Diğer Avrupa yolcuları da ligde ki sıralamaya göre belirleniyordu.
Bu yıl Play- Off da rakiplerini eleyen 4 takım, 4'lü Finale yükselecek. 2 ayrı şehirde lig usulü
oynanacak müsabakalar sonunda en çok puana ulaşan ekip şampiyonluğunu ilan edecek. Ortaya çıkacak sıralamaya göre de diğerleri Avrupa da mücadele etme hakkını elde edecekler.
Play- Off da kaybedenler ise klasman grubunu oluşturacaklar. Onlarda 2 devreli lig usulü kozlarını paylaşacak. 5. olan Challenge Kupası'na 6. olan Balkan Kupası'na gidecek.
Görüldüğü gibi takımların eskisi gibi ligdeki sıralamalarının Avrupa için bir önemi yok. Her şey Play- Off ve Klasman karşılaşmaları sonucunda belli olacak.
Ben bu konuda ligde oynanan müsabakalarında bir değeri olsun görüşündeyim. En azından ligi ilk sırada bitiren ekibin de CEV hakkını elde etmesini daha doğru buluyorum. Gerçi güç dengelerine bakıldığında üst sıraya yerleşenler Halkbank ile Arkas bir sürpriz yaşanmazsa zaten Play- Off da rakiplerini eleyecekler. Asıl önemli olan, onun arkasından gelen ekiplerden birinin bu şansı elde etmesi. Bayanları bir yana bırakırsak, erkeklerde özellikle ligi 3. ve 4. bitirenlerin rakiplerine elenip, klasmanda da 5-6 sıranın dışına düşme olasılıkları var.
Gerçi sezon başında yapılan toplantıda kulüpler, bu sistemin uygulanmasını istediler. Yani kabul ettiler. Ancak sonunda büyük bir olasılıkla bu konuda olumsuzluk yaşayan kulüp dikenlerini çıkarmaktan kaçınmayacaktır. Umarım her şey beklenildiği gibi gelişir...”
NE OLMALI?
Tabi ki bu konuda herkesin bir görüşü var. Bana göre bu sistem devam edecekse yukarıda da sözünü ettiğim gibi Avrupa'ya açılımın yolunda ligin de önemi olmalı. Böylece takımların son haftalarda ki davranışlarının önü alınır.
Bir başka görüşümde şöyle: Lig bitiminde baraja giden takımlar puan taşıyorlar. Ya diğerleri?
Onlar Play- Off oynadıkları için böyle bir konu yok. O zaman sistem de değişiklik yapılmalı.
Bu statü gelirken şöyle bir düşüncenin de gündeme getirildiğini duymuştum.
“Play- Off olmasın. İlk 4 sırayı alanlar 4'lü Finale kalsınlar. 5-8 arasında kalanlar da direk 'Klasman' oynasınlar. Bu hem sıralamayı, hem de Avrupa'ya gidişi belirlesin.”
Bu görüşe eğer “ligde alınan puanlar, hem final, hemde klasman gruplarına taşınsın.” cümlesi de eklenirse çok daha iyi ve gerçekçi olur. Böylece ligin son haftalarında yedeklerle oynama sıkıntısı, sıralama hesapları da ortadan kalkar. Her ekipte hak ettiğini alır...