Çarşamba günü Ankara da oynanan Süper Kupanın sahibi Eczacıbaşı VitrA’yı 3-2 yenen Vakıfbank oldu. Bu sonuçla beşincisi yapılan büyük kupayı Sarı- Siyahlılar ilk kez kazanma mutluluğunu da yaşadılar.
Genelde heyecanı yüksek bir mücadele oldu. Aslında kadrolara bakıldığında Vakıfbank favori gösteriliyordu. Çünkü geçen yılki ekibini hemen hemen koruyan, sadece ilk altıda bir değişiklik yapan Sarı- siyahlıların oturmuş oyun kurgusuyla sonuca gideceği düşünülüyordu. Ne var ki işler beklenildiği gibi olmadı. Eksik kadrosuna rağmen Eczacıbaşı VitrA direnciyle maçı 5. sete kadar taşıdı. Ancak devamını getiremedi. Son setin 15-5 bitmesinin yarı sıra 1 de başlayan Neslihan 4’e geldiğinde sayılar 14-5 olmuştu bile. Yani 4 pozisyonda karşılaşma bitti.
Takımlara bakıldığında; Vakıfbank da değişen fazla bir şey yok. Eski kadrodan Glinka gitti, yerine Costagrande geldi. İtalyan oyuncu henüz uyum sağlayamamış. Bu onu servise karşı manşetlerde ve hücumda eksik bıraktı (39 kez topla buluştu 4 direk hata yaptı %56. Exc: %38. Hücumda 25 top aldı, 7 sayı buldu, yüzdesi 28. Servisten 2, bloktan 2, toplamda 11 sayıyla oynadı). Ancak şunu da belirtmekte yarar var. Geçen sezon Glinka varken servise karşı manşetlerde Gözde ve Gizem’in geniş bir alanı kontrol etmesi nedeniyle zaman zaman sıkışan sarı- siyahlılar, bu yıl Costagrande ile bunu belki aşacak ama hücumda Glinka’nın eksikliğini hissedecek gibi görünüyor. Belki bu sorun öne geldiğinde Nikolic ile yapılacak değişiklikle giderilebilir.
Sezonun bu ilk resmi maçında Vakıfbank da Brakocevic 23 sayıyla (49 top aldı, 19 sayı buldu, yüzdesi 39. 4 de blok sayısı var) oynamasına karşın, Fürst yine öne çıktı (2 servisten, 9 hücumdan –yüzdesi 53- 3 bloktan, toplam 14 sayı ile oynadı). Pasör Naz iyiydi. Gözde ortalarda fazla görünmedi. Bahar, servisleri dışında az top almasının da etkisiyle vasattı.
Bana göre maçın kazanılmasında ki en önemli etken, 5. sete Gözde’nin yerine başlayan Güldeniz idi. 3 servis attı, hata yapmadı ve takımına 1 direk sayı kazandırdı. Servise karşı manşette 2 kez topla buluştu hatası yok. Hücumda 7 top atıldı, 4’ünü sayıya çevirdi, %57. Diğer üçünü kullandı. Tek eksiği blok sayı olmamasıydı. Bu performansıyla; bir oyuncunun dışarıdan gelerek maçın kaderini nasıl değiştirebileceğini bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Eczacıbaşı VitrA’ya gelince; eksik kadroya karşın daha önceki tüm maçlarda olduğu gibi Neslihan-Poljak ikilisi ile ayakta kaldı. Yeni pasör Alman Denise Hanke’yi beğenmedim. Gerçi daha yorum yapmak için çok erken ama, tercihlerine, pas kalitesine bakınca bence bu takımın aradığı pasör değil. Üstelikte ligde pasör tercihi Denise olursa oyun kurgusu da değişecek. Poljak’dan vazgeçilemeyeceğine göre diğer orta oyuncu Christa Harmotto dışarıda kalacak. Çünkü Şeyma’nın daha yolu çok uzun. Bu yüzden 4 de Esra’nın çaprazında mutlaka bir yabancı olacak. Bu açıdan bakıldığında pasör Özge ile aradaki sorun neyse acilen çözüm bulunarak bu oyuncu kazanılmalı. Özge- Asuman ikilisi görev yaptığında bir yabancıya daha yer açılacak ki, o zaman Eczacıbaşı daha rahatlayacaktır. Öte yandan bu ikilinin Alman pasörden fazla bir eksiklikleri de yok. Kadrolar oturduğunda, uyum iyice sağlandığında bu konuda daha net görüşler ortaya çıkacaktır.
Devam edelim; Esra 11 sayıyla görev yaptı ama sakatlıktan yeni kurtulduğu için hazır değil (15 servis, 1 hata, sayı yok. Servise karşı 17 kez topla buluştu, 3 direk hata yaptı, %71. Ancak Exc: yüzde 29. Hücumda 50 top aldı 11 sayı buldu, %22. Blok yok). Şeyma’nın bu tür sert maçlar oynayabilmesi için yolu uzun. Diğer 3 yabancıdan Senna’yı tanıyoruz. Hücumu iyi, manşeti iyi değil. Diğer iki yabancı Havelkova ile Yimei Wang’ın takıma uyumu içinse zamana ihtiyaç var. Bu da Eczacıbaşı’nın ligde işleri biraz sıkıntılı gibi duruyor. Ama Şampiyonlar Ligi’nde çok farklı olur.
Vakıfbank karşısında Eczacıbaşı’nı ayakta Neslihan ve Poljak tuttu demiştim. Gerçekten bu ekibin itici gücü tartışmasız Neslihan. 16 sayıyla takımın en skoreri oldu (3 servisten, 13 hücumdan).
Bu arada Neslihan’ın 4. ve 5. setlerde Esra’nın çaprazında yani 4’den oynadığını da ilave edeyim. Bu bölüm içinde servise karşı 10 kez topla buluştuğunu, 1 hata yaptığını, %60, Excellent: %50 ile iyi bir oran tutturduğunu (tüm oyuncular içinde karşılaşmanın en iyi yüzdesi), buna karşın alışık olmadığı için manşet alıp hücuma gelmekte zorlandığını, 4’den yaptığı ataklarda sayı bulmakta sıkıntı çektiğini bir not olarak düşeyim.
Oyuncuların istatistiklerini vermişken, takımların genel bilgilerini de yazayım:
SERVİS
Vakıfbank: 107 servis, 18 hata, 12 direk sayı.
Eczacıbaşı VitrA: 91 servis, 7 hata, 7 direk sayı.
SERVİSE KARŞI MANŞET
Vakıfbank: 84 topla buluşma, 7 direk hata (4’ü Costagrande’den), %52. EXC: %27.
Eczacıbaşı VitrA: 89 topla buluşma, 12 direk hata (6’sı Şeyma’dan), %52. EXC: %26.
HÜCUM
Vakıfbank: 126 atak, 48 sayı, %38.
Eczacıbaşı VitrA: 131 Hücum, 39 sayı, %30.
BLOK
Vakıfbank: 18 sayı
Eczacıbaşı VirtA: 10 sayı.
Hata oranları ise, Vakıfbank’ın 34, Eczacıbaşı VitrA’nın 30.
TURNUVALAR
Önce Eczacıbaşı’nın, sonra Galatasaray Kulübü’nün Payidar Demir (ekipler birbirlerini yendikleri için sıralamayı sayı averajı belirledi: 1. Tomis Costanta, 2. Olimpiyakos, 3. Galatasaray, 4. İst. B. Belediyesi) ve Değer Eraybar (Galatasaray birinci, Sheweriner ikinci, Dinamo Bükreş üçüncü, Bakırköy Belediyesi Yeşilyurt dördüncü oldu), ardından Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “Boğaziçi” turnuvaları, Ankara da Halkbank ile Ziraat Bankası’nın ortaklaşa organizasyonu seyirci azlığına karşın keyif verdi.
Bu arada Turnuvalar bize gösterdi ki; Acıbadem Liglerinin ve Avrupa Kupalarının startının verilmesine az bir zaman kalmasına karşın hiçbir takım henüz hazır değil. Bu nedenle ilk maçlar kaliteli voleybol beklentilerimizin bir hayli uzağında kalacak.