Haftalardır çok konuşulan ve voleybolumuzun 1. gündem maddesi olan 5. Mali Genel Kurul bugün Ankara'da yapıldı...
114 delegenin katıldığı Kurulda görevdeki federasyonun, Faaliyet Raporu ve Denetleme Raporu oybirliği ile kabul ve ibra edildi... Tahmini Bütçeler ile gündemin diğer maddeleri ve TVF Ana Statüsü ile ilgili verilen değişiklik önergesi oybirliği ile kabul edildi...
Hesapları oy birliğiyle (!) ibra oldu...
Yani sözüm ona aklandılar, geniş yetkiler kuşandılar ?...
Etik bulmadığım “Açık oylama” sistemiyle yapılan ibrada birçok delege, fişlenme endişesi ve korkusuyla, istemeye istemeye bunca aykırılık iddiasına cevap veremeyen federasyon yönetimi için el kaldırdı... Zaten delegelerin büyük kısmı bildiğiniz gibi Federasyon mensupları ve de özel olarak seçilen kibar sempatizanlarından (!) oluşmaktaydı...
Voleybolumuz, “HURŞİT YAZILARI”nda ele alarak paylaştığım onlarca yanlışlık ve hovardalık cambazlığına rağmen kalkan bu sorumsuz ve sorunsuz (!) ellerle kirlendi... Bir bakıma Federasyonun ekmeğine tereyağ sürüldü, icraatına ortak olundu...
Sorduğum uzman soruların birine bile cevap veremeyen Federasyon aklanmış mı oldu şimdi ?...
Göreve gelirken tüm camiayı kucaklamaktan, şeffaf yönetimden, görüş ve eleştirilere açık olduklarından bahseden Mutlu Başkan, son dönemde şahsı ve federasyon hakkında kamuoyunda yapılan yorumlar ve çıkan söylentiler ile ilgili yasal işlem başlatacaklarını belirterek, sözlerini tamamlamış ?... Yani aklı sıra bana mesaj yollamış ?... Demek ki kucaklama anlayışı buymuş ?...
Yazdığım ve cevapsız kalan iddialarla ilgili olarak Türk adaletinin önüne çıkmak beni asla korkutmaz, voleybolun 47 yıllık bir emektarı olarak beni ancak gururlandırır, vicdanen rahatlatır...
Şunu açıkça iddia ediyorum, Mutlu Başkanın açacağı davada karşıma çıkması beni değil, onu, dolayısıyla dava arkadaşlarını üzer, irtifa kaybettirir...
Diğer açıdan da veremediği onlarca sorumun resmi yoldan sorulmasına ve aydınlanmasına vesile olur ?...
Belgeler konuşmaya başlar... Ulaşamadıklarımın da mahkeme kararıyla dosyaya girmesi sağlanmış olur ki, bu da beni mutluluktan uçurur....
Tüm dünya kimin kim, neyin ne olduğunu görür...
Umarım 2 sene içinde dava karara bağlanır da Genel Kurula girerken delegelerimizin yoluna ışık tutar ?...
Bir çift sözüm de Karabıyık Başkana; Genel Kurul fotoğrafları ve aldığım bilgiler, kongreye katılmadığınızı söylüyor... Dün aradığımda, "Hurşit Yazıları Finaldeki tavsiyenizi dikkate alacağım." demiştiniz ama kongreye katılarak voleybol camiasına karşı sorumluluğunuzu yerine getireceğinizden hiç kuşku duymamıştım... Zaman zaman "tekadam" diye eleştirsem de biz sizi " gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemeyen" bir kişi olarak tanıdık... Beklentimiz çok yüksekti... Hayal kırıklığı yarattınız Başkanım... En azından bende...
Bu arada Mutlu Başkanın meslektaşı ve dostu, Polonya Voleybol Federasyonu Başkanı Mirosław Przedpełski'nin bir yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alındığını, yargılanacağını duydum... Hapis cezası söz konusuymuş ?... Çok üzüldüm...
Erkeklerde dünya şampiyonu bir ülkenin koca başkanı ne hallere düşebiliyor, karizmayı tam ortadan çizdirebiliyor ?... Eeee... Toplumun emanetini yönetme ve kamu hizmeti şakaya gelmez ?... Görevi ihmal ve kötüye kullanma, yolsuzluk şeref erozyonudur, adamı bir anda tepetaklak eder, kartvizitini bir anda karartır ?...
Olacakları ve sonucu önceden bildiğim için zamanımı boş yere harcamamak için Antalya'daki evimde daha hayırlı işler (!) yaptım... Ama kazayla (!) delegeler içinde yer alsaydım, tek başıma kalacak olsam da elimi “İbra etmeyenler” anonsunda kaldırırdım...
Muhtemelen çarşamba günü “MALİ KONGRE, FAALİYET RAPORU, MUTLU BAŞKAN KONUŞMASI” ile ilgili yorumlarımı paylaşacağım... Mutlu Başkanın açacağını ilan ettiği davada biraz daha tuzum, biberim olsun ?...
Ayrıca basitlik kokan “EKŞİ” bir davranışı da es geçmeyeceğim ?...
FEDERASYONUN CENGİZ TOKGÖZ AYIBI...
Cengiz Tokgöz...
Türk voleyboluna tam 40 yılını adamış bir basın emekçisi...
Voleybol Basını deyice akla gelen ilk isimlerden...
Kendine özgü ifade biçimiyle Türkçemizin “Ağır Abi Lehçesi”nin (!) hakkını veren, bazen yanlışlığın karşısına dikilen , bazen kantarın ayarını kaçırsa da sözünü esirgemeyen klasik Fatih çocuğu...
Geçenlerde ayak üzeri muhabbet ettiğimizde, onun da bir çok kişi gibi Federasyona kızgın ve küskün olduğunu, ümidini yitirmiş vaziyette gördüm, hiç mi hiç yadırgamadım...
Neslihan'ın Milli Takımmız kadrosuna alınmama sebebinde o da benim gibi sakatlık açıklamasının inandırıcı olmadığını ısrarla savunuyor savunuyor...
Hatta, daha önce de bana söylediği gibi Federasyon doktorunun bu konuda önceki sağlık açıklamasıyla, sonrakinin birbirleriyle örtüşmediğini hatta tam tersi olduğunu iddia ediyor... Cengiz 41 yıllık dostumdur, onu çok iyi tanırım, ruhunu bilirim... Asla yalan söylemez !...
Üstelik Federasyonun uzman doktoru önceleri Tokgöz'e doğru bilgileri sıcağı sıcağına vermesine karşın sonrasında sanırım yönetim kurulunun etkisinde ve baskısında kalıp 180 derece çark etmiş, tam tersini söylemiş, arkadaşıma aklınca ters köşe yapmış, akabinde de Federasyon 4 sayfa bir deklarasyon yayınlayarak Tokgöz'ü ağır ifadelerle suçlamış ?... Bu yakışıksız deklarasyonu ayıplıyorum... Herkesin yeri doldurulur ama Cengiz Tokgöz'ün çok zor ?...
Arkadaşıma karşı yapılan haksızlığa ve saygısızlığa, yazı dizim yoğunluğu dolayısıyla ancak içimde ukte kalan düşüncelerimi siz saygıdeğer okuyucularımla paylaşabildim ve de rahatladım...
Herkes haddini ve geldiği yeri bilecek !...
BARBOLINI GENE BİLDİĞİMİZ GİBİ...
Barbolini...
Türk Bayan Voleybolunun güncel kabusu, Galatasaray'a ve özellikle Bayan Milli Takımımıza çok bilmiş idareciler ve uyanık menajerler tarafından hala yedirilmeye çalışılan ve de üzerinde ısrar edilerek camiaya zarar şırınga edilen, tahammül sınırlarımıza ve sabrımıza dayanmış pek ünlü (!) koç...
Teknik patronluk verilen Galatasaray Bayan takımında da ne kattığı meçhul İtalyan...
Geçtiğimiz gün, belalısı Sarıyer Belediyesi önünde gene berbat bir oyunla, sapır sapır dökülen Galatasaray, 07-13'dan kendisine hediye edilen Tie-Break setiyle direkten döndü...
Galatasaraylı idarecileri anlamakta zorluk çekiyorum...
Galatasaray Başkan ve yönetimine sesleniyorum...
Bu takım Avrupa'da bir şey yapamaz...
Ligde de en mükemmel derecesi 4.lük olur ki bu kişiyle o da zor ?...
Durum böyleyken neden bu takımın başına bir Türk antrenör getirilmez ?...
GALAT ASARAY FXTCR-ZIRAAT BANKASI MAÇI ÇİRKİNLİKLERİ...
Pazar günü İstanbul'da Galatasaray FXTCR-Zıraat Bankası erkek maçını seyrettim...
Baş hakem Bülent Bozkurt'un berbat bir yönetim gösterdiği çekişmeli maç çığırından çıktı... Her iki taraf da 5 setlik maç boyu yoğun itirazlarını sürdürdüler... Tribündeki bir avuç Galatasaraylı taraftarın iğrenç ağır küfürlerini bile duymazdan gelen Bozkurt'un gözlemcisinden kaç puan aldığını, bundan sonra ne zaman, hangi maçta görevlendirileceğini çok merak ediyorum...
ARKAS SPOR-HALKBANK MAÇINDA DA HAKEM KRİZİ...
Voleybol Erkekler Liginde, lider Halkbank ile, hemen ensesindeki Arkas Spor'un İzmir'de oynadıkları maçta da hakem krizi yaşanmış ?...
Büyük çekişmeye sahne olan Tie-Break setinde Halkbank'tan Kubiak, Arkas Spor'un maç sayısı kullanma hakkı kazandığı 14. sayı sonrası hakeme yaptığı itiraz nedeniyle kırmızı kartla oyundan atılmış... Ancak, bana gelen bilgilere göre bu sporcunun kırmızı kartla cezalandırılması gerekirken, yani Arkas'a 1 sayı daha verilip, maçın bitirilmesi gerekirken, çıkan sarı-kırmızı kartla Kubiak'ın oyundan atılması, kurallara göre sayı kaybına yol açmadığı için maç devam edilmiş ve sonuç olarak, seti 18-16, maçı da 3-2 kazanan misafir takımın bu galibiyetinde sahada oynamamış olmasına rağmen Baş hakem
Erdal Akıncı'nın rolü büyük olmuş ?...
Ülkemizin şu en iyi 5-6 fal hamei arasında yer alan, geleceğini parlak gördüğüm bu genç Uluslar arası hakemimizin bile böylesine büyük bir hata yapmasının sebebi acaba üzerindeki MHGK baskısı mı, yoksa konsantre bozukluğuna yol açan başka bir sebep mi, merak ediyorum...
Türkiye'nin her tarafından hakem şikayetleri geliyor... Geçenlerde de Ankara'da oynanan İlbank-Trabzon İdman Yurdu maçının nasıl Uluslararası yapıldığını merak ettiğim Baş hakemi Deniz kızımızın maçını gönderilen videodan seyrettim... Maçı zıvanadan çıkartıp, katletti... Çok değer verdiğim MHGK Başkanı Ümit Sokullu gecesini gündüzünü Türk hakemlerine adamış durumda... Sistemler konuuyor, kurslar açılıyor, seminerler yapılıyor ?... Kumaşta defo olduğunu da pek düşünmüyorum ?... O halde ne var ?... Akla bir tek şey geliyor, hakemlerin maç tayinlerinde ynlışlık var ?... A kademesi hakemi çizgiye veriliyor, Uluslararası bazı hakemlere 2. ligde görev veriliyor ?... Bu iş kumar oynamaya benzemez ?... Daha ligin başındaki bu tablo gerçekten endişe verici...
Bu arada, Arkas Spor-Halkbank karşılaşmanın 3. setinde sakatlanan Halkbank'tan Burutay Subaşı, salonu sedyeyle terk etmiş... Kendisine “Geçmiş olsn !...” dileklerimi iletiyorum...
DİP NOT :
İstanbul'da olduğum süreç içerisinde hakem zafiyetinin ve seyirci küfürlerinin yanında, tribünlerdeki seyirci sayısının azlığı ve de bazı Kulüp mensuplarının saha kenarından oyuna katılarak (!) hakemlere bağırdıklarını gördüm... Üzüldüm ve ayıpladım !... Şimdilik isimleri açıklamıyorum, takipçisi olacağim...
“41 KERE MAŞALLAH...” DEDİK...
Saint Michel Fransız Lisesinin 1973 mezunları olarak 15 kasım cumartesi okulumuzda bir araya geldik... Yılardır görmediğim sıra arkadaşlarım Amerika'dan, İngiltere'den, Almanya'dan, Fransa'dan, İsviçre'den, Yunanistan'dan, İsrail'den geldiler... Birlikte yemek yedik, öncesinde meşhur 11 Edebiyat – 11 Fen Basket maçı oynadık... Tabii kapıda ambülanssız bir parça da riske girdik ?... Maçı biz Edebiyatçılar 8-6 kazandık.. 3'er dakikalık 2 devre şeklinde yaptığımız maç korktuğum gibi 0-0 bitmedi ?...
Sonrasında nostalji vardı...
Tiyatro Salonumuzda herkes eline mikrofonu aldı... Aramıza katılamayan bir hocamız ve de rahatsızlık geçiren bir sıra arkadaşmızla canlı telefon bağlantıları yaptık.. Günün anlam e önemini geleceğe taşıyacak olan şiltlerimizi aldık...
Finalimiz de müthiş oldu...
Sınıflarımıza çıktık... Şamatamızla o günleri aratmadık ?...
Gece Kumkapı'da “Kör Agop”un meyhanesinde gece yarısı noktalandı...
Herkes birbiriyle kucaklaşıp hasret gidermenin mutluluğuyla mutluluk gözyaşlarıyla evinin yolunu tuttu...
Bu köşe yazısı aynı zamanda www.turkiyehaberajansi.com ve www.turksporajansi.com sitesinde de yayınlanmaktadır...
Tüm yazıların yayın ve paylaşım hakkı www.voleybolx.com sitesine ve Hasan Uğur Epirden'e aittir... İzinsiz alıntı yapılamaz...