".... Mevcut tarikatların gayesi, kendilerine tabi olan kimseleri dünyevi ve manevi hayatta mazharı saadet kılmaktan başka ne olabilir? Bugün ilmin, fennin bütün şümuliyle medeniyetin muvahcehci şulebasında filen ve falan şeyhin irşadiyle saadeti maddiye ve maneviye arayacak kadar iptidai insanların Türkiye camiai medeniyesinde mevcudiyetini asla kabul etmiyorum.
Efendiler ve ey millet iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru ve en hakiki tarikat, tarikatı medeniyedir. Medeniyetin emir ve talep ettiğini yapmak insan olmak için kafidir. Rüesayı tarikat bu dediğim hakikatı bütün vüzuhiyle idrak edecek ve kendiliklerinden derhal tekkelerini kapayacak, müritlerinin artık vasılı rüşt olduklarını elbette kabul edeceklerdir. Arkadaşlar ; huzurunuzda muvacehei millete beyanı teşekkür ederken hissettiğim ve gördüğüm hususatı olduğu gibi söylemeyi tarih ve vicdan karşısında vazife bilirim.
Hükümeti Cumhuriyetimizin bir Diyanet İşleri Riyaseti Makamı vardır. Bu makam merbut müftü, hatip, imam gibi muvazzaf birçok memurlar bulunmaktadır. Bu vazifedar zevatın ilimleri, faziletleri derecesi malumdur. Ancak bu yolda vazifedar olmayan bir çok insanlar da görüyorum ki, aynı kıyafet iktisasında berdevamdırlar. Bu gibiler içinde çok cahil hatta ümmi olanlarına tesadüf ettim. Bilhassa bu gibi cühela, bazı yerlerde halkın mümessilleriymiş gibi onların önüne düşüyorlar. Halkla doğrudan doğruya temasa adeta bir mani teşkil etmek sevdasında bulunuyorlar. Bu gibilere sormak istiyorum. Bu sıfat ve selahiyeti kimden, nereden almışlardır..."
M. KEMAL ATATÜRK
Kastamonu konuşmasından...
Çıkar söz konusu olunca; eşler, kardeşler, arkadaşlar, dostlar bile, ne yazık ki, kısa sürede can düşmanı olabiliyor...
Devletlerde, hükümetlerde, partilerde, resmi kuruluşlarda, özel sektörün dev firmalarında, hatta politikanın cici oyuncağı haline gelmiş spor federasyonlarında da tablo ne yazık ki böyle.... İstisnalar elbette var ama o kadar azınlıkta ki ?...
Tarih boyunca süregelen yöneten/yönetilen ikilemesinde dinler, ideolojiler, amaçlar hep istismar aracı kılınmıştır... Bunun gerçek nedeni, hizmetten çok güç, yetki ve servet edinme hırsı ve bu hırsın yarattığı kronikleşen psikolojik rahatsızlıklar olmuştur...
Piyonların kendilerini dev aynalarında “Şah” görmeye başlamasıyla gelişen voleybol tarihimizin bu en şansız yönetiliş sürecinde, yazılarımdan rahatsız olanlar, haklarındaki iddialara cevap veremeyenler, bünyelerinde sürdürdükleri çirkin baskılara şimdilerde de yakın çevremi (!) abluka altına alarak tehditlerle, özgür ve demokratik gazeteciliği hiçe sayarak, beni susturmaya gayret etmektedirler...
Yüce Rabbim bana sağlık ve ömür bahşettiği sürece yanlışların, aykırılıkların daima üzerine gideceğimi, yazdığım tüm konuların takipçisi olmaya devam edeceğimi tüm okuyucularımla bir kez daha paylaşıyorum...
Yazılarım hala tarih sırasına göre okurlarıma açıktır... Başta “HURŞİT YAZILARI” olmak üzere tüm köşe yazılarım tekrar tekrar okunabilmektedir...
DEVEKUŞLARININ PSİKOLOJİLERİ BOZULDU...
Bundan kısa bir süre önce bir yazımda, Devekuşlarının Voleybol Federasyonumuzun değerli mensuplarını son zamanlarda pek bir kıskanır olduğundan söz etmiş, “Devekuşlarının Haklarını ve Onurlarını Koruma Derneği” Başkanı Necati Büyükkuşlu'nun Türkiye Voleybol Federasyonu'nun kendileri hakkında yazılan, çizilen, sözlü yapılan eleştirilerine karşı, kafalarını kuma sokmadan, aleni bir şekilde bu denli duyarsız kalma yeteneklerinin (!) devekuşlarının psikolojilerini bozduğunu, çiftleşme ve yumurtlama zorlukları çektiklerini, nesillerinin azalmaya yüz tuttuğunu dile getirerek, yakında toplu bir protesto eylemine başlayacaklarını açıkladığını paylaşmıştım...
Geçen gün Büyükkuşlu'dan gene bir kısa mektup aldım... Aynen yayınlıyorum...
“Sayın Mutlu Başkan ve ekibi her ne kadar ailemizin psikolojisini allak bullak etmiş olsa da, başlarını kuma sokmadan bu derece duyarsız kalma becerilerinin elbet bir sırrı olmalı ?... Paylaşırlarsa çok mutlu oluruz, dahası faydalanırız ?...”
USTAMDAN TAM DESTEK...
Türk sporunun hem yaş, hem kıdem olarak duayenlerindendir Erdoğan Arıpınar...
Beni yıllardır yazmaya teşvik eden, kendi ifadesine göre yazılarımı zevkle ve keyifle okuyan, TMOK'nın en eski ve kıdemli üyesi, Dünya Fair Play Konseyinin saygın ismi Arıpınar ustanın “Fair Play Tanrının sesini duymak demektir...” sözü dünya sporunda bir düstur olarak kabul edilmiştir...
Dün gene dertleştik, olumsuzlukları tartıştık... Voleybol Federasyonu hakkında paylaştığım iddiaları hayretle karşıladığını, sorduğum onlarca soruya cevap verememelerinin çok acı ve düşündürücü olduğunu tekrarladı...
“Ağabey, ellerinde olsa yok edecekler beni, ama güçleri yetmiyor ?... Anlayacağın beni çok seviyorlar, el üstünde tutuyorlar...” diyecek oldum, sesini birkaç desibel yükselterek;
“Herkes tarafından sevilmek marifet değildir... İyiler ve dürüstler tarafından sevilmek marifettir... O yüzden bu konuda şanslısın !...” dedi.
İyi ki varsın Erdoğan Ağabey ?...
BÜYÜK HAKEM SKANDALI...
13 Şubat cuma...
İzmir Balçova Spor Salonu...
Tevfik Fikret Lisesi – Bornova Anadolu Lisesi Genç Erkek Lig maçı...
Baş hakem Zeynep Kosku...
Son zamanlarda artan hakem hataları şikayetlerine bu kez çok ciddi bir kural hatası eklenmiş durumda...
İzmir'imizin 2 güzide eğitim kurumu olan Tevfik Fikret Lisesi ve Bornova Anadolu Lisesi'nin binbir güçlükle yaşatmaya çalıştıkları spor kulüplerinin voleybol genç erkek takımlarının maçını yöneten, daha doğrusu onlarca güvenilir kişiden aldığım bilgilere göre yönetemeyen, Baş Hakem Zeynep Kosku, sayısız hatalı kararıyla güllük gülistanlık maçı kabusa döndürmüş ?... Bu onun ilk marifeti değil üstelik ?... 8 Kasım 2014'te Bayanlar Voleybol 3.Ligi'nde mücadele eden Manisa takımları Büyükşehir Belediyespor ile Alaşehir Belediyespor’un karşılaştığı Manisa derbisinde de maçın as solisti olan ve maçı katleden (Ben seyretmedim, MHGK'nin hakem ve gözlemcileri söylüyorlar...) kızımız için bir hakemimizin yayınlanan yorumu aynen şöyleydi ve dikkatleri çekmişti... “Olaylar çıkmış, yerel gazeteler kıyameti koparmış, maçı kaldırıp kaldıramayacağı düşünülmeden, özel ilişkilerle görevlendirme yapılmasının acısını takımlar çekiyor...” Bu “Özel İlişkiler”le görevlendirme yapılmasının ne demek olduğunu MHGK'da inşallah açıklayacak mert bir kişi çıkar, bizler de Sokullu Ümit Paşa'nın komutasındaki MHGK'da ve uzantılarında neler olup bittiğini, hangi ve ne tür filmler oynandığını anlarız ?...
Gelelim marifetli ve yetenekli kızımızın son skandal maçına... Bornova Anadolu Lisesi 2-0 öndeyken, 3. sette de verdiği kararlarla maçı çığırından çıkarınca Tevfik Fikret Lisesi takımı önce sahadan çekilmeyi düşünmüş, sonrasında da rakip servislere müdahalede bulunmama gibi bir protesto şeklini tercih edip (!), uygulamış ?...
Bu davranış tabii ki, sporun erdemi olan “Fair Play” ile asla bağdaşmayacak bir tarz...
Ancak Baş hakem kızımız, rakip servislere müdahale etmeyen Tevfik Fikret Lisesi takımının arka arkaya 5 oyuncusunu ikazda bile bulunmadan peşi sıra oyundan atarak, eksik kalan bu takım aleyhine maçı bitirmiş...
Bu hakem hatası değil, düpedüz “Kural Hatası”dır... Dahası skandaldır... 21.3.3.1-2-3-4'e göre Baş hakemin bir sporcuyu diskalifiye edebilmesi için direk fiziksel bir saldırının söz konusu olması gerekmektedir...
Bu kural hatası sonunda MHGK'nın bu yandan torpilli olduğu söylenen (!) hakem kızımıza ne gibi bir iyilik (!) düşüneceği merak konusu olurken, maçın kesinlikle tekrar edilmesi gerekmektedir...
Bu olay sonrası, son aylarda çokca ve sıkca yakınmalarla dile getirilen hakem kollamaları ve torpillerinin doğruluk dereceleri, şüphesiz çok daha konuşulur duruma gelecektir...
Tarihin en başarısız ve sorumsuz federasyonunun başlarda altın değerindeki halkası gibi duran MHGK'sı şimdilerde resmen pas tutmuş durumdadır...
Şimdilerde TVF ve MHGK arasında tam bir uyum ve ahenk oluşmuştur...
Bu arada yer darlığından dolayı yer veremediğim birçok MHGK serzenişi de yayın sırasını beklemekte...
Özel yaşantılar aslında kimseyi ilgilendirmez... Ta ki voleybolumuzun kapsama alanında yer alana dek ?... Aman dikkat ?... Sanırım mesaj bazı yerlere ulaşmıştır ?...
BİR OKURUMUN FEDERASYONA TAVSİYESİ VAR ?...
Bir daimi okurumun yorumu ilgimi çekti, aynen yayınlıyorum...
Başından yanlıştı hocam, Sayın MUTLUGİL federasyonunun sözde seçildiği zaman sayın SOKULLU ile anlaşma ve çalışma istekleri. İyi düşünülmesi gereken bir konu idi. Hata idi, Sayın SOKULLU ‘nun “Federasyon başkanı ya da MHGK başkanı olursam maaş almak isterim.” dediğini, bu görevlerden profesyonel ücret beklediğini bizzat kendisi değişik ortamlarda ifade ettiği için uçan kuş bile bilir duymuştur. Federasyon yönetimine soruyorum, madem sayın SOKULLU ile çalışacaktınız, sizle çalışmaya başlayana kadar hakem ve gözlemcilerin gözünde rol model, kılavuz, rehber, dünyanın en büyük hakemi, hakem hocası, ağır abi, FIVB hakem kurulu üyesi, defalarca olimpiyatlarda düdük çalan, kariyeri ve kartviziti siz federasyon yönetim kurulu üyelerinin hepsinden kalabalık olan kendisinin hizmetinin bedelini göze almalıydınız. Onun gibi bir profesyoneli gazla çalıştırabileceğinizi düşünmemeliydiniz. Sayın SOKULLU ‘ya hak ettiği bir maaş bağlayıp bu tip aksaklıkların yaşanmasına izin vermeyecektiniz. Bir kişi neden kendisine gözlemcilik görevi alır? Eğer amaç hakem izlemekse zamanında gitmeli. Eğer para kazanmaksa yine zamanında gitmeli. Bu hadise o kadar çok yaşanıyor ki oralarda mutlaka ucuz bedeli olan bir dublör bulunduruyor olmalı? Öte yandan kariyerinin bedelini ödemeyeceklerse kendisi görevi kabul etmemeli idi. Burada Sayın KARABIYIK ‘a ve MHGK başkanına iki satır yazmak gerekiyor. İstanbul'u komşu kapısı yapmıştınız. Bir hafta salonda görmesek öbür hafta görüyorduk. Rahat rahat davranamıyor geriliyorduk. Madem böyle yapılabiliyordu bizi neden yordunuz, kastınız? Neden maçtan 1,5 saat önce salonda olunacak diye defalarca talimat yayınladınız? Siz Erol başkan, neden MHGK'nıza göz açtırmadınız, onlar da bize açtırmadı? Neden MHGK üyelerinize gözlemcilik yaptırmadınız? Diğer gözlemcileriniz de görev alabildiler. MHGK başkanımız “Teknik destekçimiz ulusal hakemimiz ücretsiz gönüllü olarak bize hizmet verecek.” demiş. Güldürmesinler bizi. Erol bey bir personele, üç kişinin işini yapmazsa para ödemezdi. Bugün federasyon tesislerinden çöp ayrıştıran insanlar bile bedava çalışmıyor.”
EPİRDEN BEACH VOLLEY'İN ESKİ KAPTANI ÖZLEM ÇALIN SURVİVOR ALL STAR'DA...
Beden Eğitimi Yüksek Okulu'nda (BESYO) “Antrenörlük” bülümü mezunu olan Özlem Çalın’ın hayatı adeta sporla özdeşleşmiştir...
Tenis antrenörlüğü öğrenimi öncesinde uzun yıllar profesyonel olarak voleybol oynayan Özlem Çalın, tam 5 yıl EPİRDEN BEACH VOLLEY'in kaptanlığını yaptı...
Halen yüzme, hentbol ve atletizmle ilgilenen Özlem Çalın, 2007′de Panama’da yapılan Survivor Aslanlar – Kanaryalar yarışmasından Aslanlar takımında yer almış, candan kişiliğinin yanı sıra “Fair Play” anlayışı, müthiş hırsı ve performansıyla gönüllerde taht kurmuştu...
Özlem Çalın, ilk bölümü 22 Şubat'ta yayınlanacak Dominik Cumhuriyeti'ndeki bu müthiş yarışmada son 10 yılın en iyileri arasında yer alarak, Pascal Nouma, Doğukan Manço, Hasan Yalnızoğlu, Hilmi Cem İntepe, Turabi Çamkıran, Bozok Gören, Anıl Tetik, Hakan Hatipoğlu, Taner Özdeş, Serenay Aktaş, Merve Aydın, Almeda Abazi, Duygu Çetinkaya, Merve Oflaz, Fulya Keskin, Begüm Yücetan, Sahra Işık, Berna Canbeldek, Seda Aktuğlu ve Survivor Türkiye-Yunanistan yarışmasında Yunanistan takımında yer alan Nadia Zagli ile yarışacak...
Başarılar Özlem Çalın...
Özlem özellikle voleybol camiasından ve Epirden okurlarından SMS desteği bekliyor...
Özlem'in instagram hesabi : @ozlemcalinonturk
ÜÇÜZLER ?...
TÜM SEVENLERE VE SEVİLENLERE...
105. şubat sayısı çıktı... Aldınız mı ?...
Bu köşe yazısı aynı zamanda www.turkiyehaberajansi.com ve www.turksporajansi.com sitesinde de yayınlanmaktadır...
*YASAL UYARI: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Media Plus Yayın Grubu'na aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Köşe yazarlarının düşünceleri, fikir ve yazıları kendilerini bağlar. Sitede yayınlanan yazılar, mesajlar ve yorumlardan yazarları sorumludur. Voleybolx.com bundan imtina eder ve hiçbir sorumluluk kabul etmez.