Hurşit Yazıları dizisinde 10 günü geride bırakarak 11. güne ve "Uzman Sorularım" ın 15. si olan son soruya geldik... 15. soru şöyleydi:
"15) İzmir Atatürk ve Bursa Cengiz Göllü Voleybol Salonları'nın yüklenicisi olan Vera İnşaat adlı firmaya ilave imalat, süre uzatımına bağlı malzeme fiyat farkı, geciktiği günler için kesilmesi gereken gecikme cezalarının alınmaması ve benzeri sebeplerle üç milyon liranın üzerinde fazla ödeme yapıldığı iddia edilmektedir... Bu doğru mudur ?... Vera İnşaat firması ile federasyondan kimin, ne tür bir ilişkisi vardır ?... Bu firma ile ilgili olarak daha önce de bazı sorular sormuş ancak yanıt alamamıştım... Şimdi mali kongreye 3 hafta kala, bana yine yanıt verilmeyeceği kanaatiyle, Vera'ya sözleşme bedeli dışında kaç lira ödendiğine, hiç olmazsa yayınlanması gereken mali raporda yer verilmesini öneriyorum..."
TVF yöneticileri, Hurşit Yazılarına başlarken kullandığım "Adın ne Hurşit, sen söyle sen işit..." sözü ve benim beklentilerime uygun davranarak (!) hiçbir soru ve iddiaya yanıt vermediler, yalanlamadılar; yalanlayamadılar...
Bu gün ele alacağımız, “Vera İnşaatla ilişkiler ve dar alanda paylaşmalar...” konusunda tahmin edemeyeceğiniz kadar bilgi ve belge var elimde...
İddialar çok vahim... Vera inşaat adlı firma, seçim sonrası bir anda TVF'nin gözdesi oluvermiş... Kendilerine avantaj sağlamak amacıyla talep ettikleri ek imalat, proje değişikliği, farklı imalat önerilerini ve benzeri isteklerini reddeden, kendilerine gecikme cezaları kesen Erol Ünal KARABIYIK Başkanı çeşitli gerekçelerle savcılığa, bakanlığa ihbar ve şikayet eden Vera, nasılsa yeni yönetim tarafından pek sevilmiş ?...
Tüm talepleri büyük bir anlayış ve destekle yerine getirilmiş. Her türlü yardım ve kolaylığı göstermek için bazı yöneticiler adeta yarışmışlar...
Hatta bu firmayı ilgilendiren konularda, yargı ve vergi makamlarının istediği ve firma aleyhine sonuçlar doğurabileceğinden endişe edilen bilgiler gönderilmediği için Federasyonumuz, "tekit" yazılarına muhatap olmuş...
Genç okuyucularım için kısaca açıklamam gerekirse, üsteleme, ısrar etme anlamına gelen "tekit"e muhatap olmak, bürokraside arzu edilmeyen, mahçup olunan bir durumdur... Hele de bu yazıda altı çizilerek; "... istenilen husus yerine getirilmemiştir. ..... yazımıza 10 gün içinde cevap verilmesi, aksi takdirde Türk Ceza Kanunu 257. Maddesine muhalefetten ( adli görevi ihmalden) işlem yapılacağı hususu TEKİDEN rica olunur." ifadelerine yer verilmişse ?...
Mutlugiller göreve gelene kadar Türkiye'nin en prestijli ve güvenilir kurumları arasında en ön sıralarda yer alan Federasyonumuzun bu kadar kısa sürede ne hale getirildiğini görüyor musunuz ?...
Fuat Ayni'nin ikazına da uyup gönlünü almak için bu "tekit" yazısınının fotokopisini sizlerin incelemesine sunuyorum...
"Şimdi nereden çıktı bu Fuat Ayni ?..." diyeceğinizi biliyorum... Dünkü yazımın altına yazdığı yorumu okumayanlar için açıklayayım. Fuat Ayni, benimle iletişime geçen bir internet arkadaşım... Bana çok değerli veriler aktarıyor... Dün, tabir yerindeyse, küçük çaplı bir ikaz ve fırçasına muhatap oldum... Hurşit Yazıları (10)'un altına yazdığı fırça/yorumunu aşağıya aynen alıyorum.
"Hasan Bey, size aktardığım bilgileri neden tam olarak yayınlamıyor, kesip biçiyorsunuz. Hepsini yayınlayın ki herkes, herşeyi tam olarak öğrensin. Böyle yaparsanız benden bir daha bir şey alamazsınız. Küser, duayen bir gazeteci bulurum, haberiniz olsun."
Bu "tekit" yazısının bir benzeri de, Gelir İdaresi Başkanlığı'ndan alınmış ama Vera'nın aleyhine sonuç doğurmasından endişe edilmiş olacak ki "en iyisi cevap vermemek" diye düşünülmüş ?...
Vera adlı bu şirketin üst kademesi ile TVF üst kademesi arasında yakın ilişkiler kurulmuş... Dar alanda paslaşıyorlarmış, paslaşırken "gönül şarkıları" bile söylüyorlarmış...
Bu yakınlığın sonucunda Vera TVF'nin en gözde "paydaş"ı oluvermiş... Öylesine ki, Erol Başkan tarafından kesilen gecikme cezaları, ilave imalatlar, süre uzatımları ve buna bağlı fiyat farkları olarak milyonlarca lira ödenmiş... Bu ödemeleri yapabilmek için her yol denenmiş... Sorumluluktan kurtulmak için uygun görüş alınacak resmi/ özel kurumlar aranmış. Spor Genel Müdürlüğünden rica minnet alınan raporda, "...nedeninin yükleniciden mi veya idareden mi kaynaklandığının tesbiti net olarak mümkün değildir." ifadesine yer verilmesine ve Karabıyık Başkan'ın, zamanında belirlediği haklı red gerekçelerine rağmen, Vera'nın tüm talepleri karşılanmış... Hem de yönetim kurulu kararına "Proje eksikliği ve idarenin kusurlu olması nedeniyle..." ifadesi konulmak yani TVF (idare) kusurludur denilerek...
Bu taleplerin karşılanması sonucunda, TVF'nin kasasından 3 milyon liranın üzerinde bir para Vera'ya aktarılmış... Karabıyık Başkan zamanında geçici kabulü yapılarak teslim alınan ve törenle açılan İzmir Atatürk Voleybol Salonu için bile fazladan bedeller ödenmiş... Sadece artan ilave imalat olarak kabul edilen bedel bir milyon liranın üzerindeymiş ve bu imalatlar, Karabıyık Başkan tarafından asla kabul edilmeyen işlermiş...
Bursa Cengiz Göllü Voleybol Salonu için de benzer şekilde ek süre vererek kesilen gecikme cezalarını kaldırmak, kabul edilmemesi gereken ilave imalatlar vb. şekilde milyonlarca lira ödenmiş... Bu da yetmemiş. Vera'nın yükümlülüğünde olan ve sözleşme gereği ihale kapsamında yapmak zorunda olduğu saha zemini ahşap ve üzerine tarafleks kaplama işi, yönetim kuruluna "ihale kapsamında olmayan işlerin yaptırılması ..." ifadeleriyle sunularak Vera'ya yeni ihale ve bedelle yaptırılmış...
Klima santrallarının izolasyonu gibi zaten ihale kapsamında yapılması gereken işler de aynı şekilde, ayrı bir iş gibi yaptırılarak bedelleri ödenmiş...
Yukarıda da yazdığım gibi elimde okadar çok iddia ve veri var ki hangisini, nasıl yazacağıma karar veremiyorum... Bir yandan da sizi detaylara boğmak istemiyorum...
Bu ilişki ve paylaşmaların hem etik, hem prestij, hem de maddi yönden TVF'ye pahalıya mal olduğundan eminim. Bunları yapanların yanına kalmayacağından da...
YARIN : HURŞİT YAZILARI (FİNAL)