Ölüm insana o kadar yakınki! Birkaç saniye içerisinde bir ömür sona erebiliyor. İnsan hayatı çok değerli. Eğitimimizi, dostlarımızı, dünya malını hep geleceğimiz için biriktiririz. Bir an gelir, hiç hesabını tutamadan, herşeyimizi bırakıp gidiveririz. Hayat böyleymiş meğer. Yaşadığım üzücü olaydan sonra bu yazımı yazabilmek için bir süre bekledim. Beni derin üzüntüye boğan olayın, içimizde yarattığı yaranın kabuk bağlaması için zamana ihtiyacım vardı.
Manisa'da 18 Kasım tarihinde Veteran Ege Atatürk Kupası voleybol şampiyonası düzenlenmişti. Bende takımımla beraber turnuvaya destek vermek için oradaydım. Herşey o kadar güzel başlamıştı ki. Açılış seromonisi, şehitler için saygı duruşu, İstiklal Marşı ve ardından büyük bir coşkuyla hepbirlikte İzmir Marşı söylendi. Ege'nin güzel insanlarıyla birarada olmak, dostluğumuzu paylaşmak, pekiştirmek muhteşemdi. Geçmişte en şöhretli Uluslararası hakemlerimizden biri olan Akın İra beyefendide büyük bir teveccüh göstererek, turnuvamızda maçımızı yönetti. Eğer hatalı karar verirsem bana yardımcı olun diyerek ince ve mütevazi kişiliğiyle hepimize örnek oldu. İkinci maçımıza çıktığımızda, seromoni gereği diğer takım kaptanının elini sıkarken, oyunculardan Tolga da tüm sevecenliğiyle gelip elimi sıktı, başarılar diledi. Maçın ikinci seti başladıktan kısa bir süre sonra, belkide ömrümüz boyunca unutmayacağımız o feci olaya şahit olduk. Detaylarına girmeden söyleyeyim. Değerli dostumuzu, kardeşimizi kaybettik maalesef. Sahada karşılıklı cebelleştiğimiz, mücadele ettiğimiz Tolga Demirerimizi birkaç saniye sonra yitirmenin şokunu yaşadık.
İzmir'den yetişmiş başarılı sporculardan biri olan Tolga, sportmen kişiliğiyle, çevresinde sevilen, saygın bir insan olarak aramızdan ayrıldı. Onun sporculuğu ömrünün sonuna kadar devam etti. Anılarımızda bir atlet ve sporcu olarak yer alacak. Altan Arslan'ın girişimleri ve TVF Başkanı Akif Üstündağ'ın onaylamasıyla, onun ismini 2018 yılından itibaren düzenlenecek veteran turnuvalarında yaşatacağız.
Bu vakadan yola çıkarak, veteran oyuncular üzerinde sağlık kontrolü baskıları çabasına girilmemesini temenni ederim. Bizim yaşımızda, spor hayatı kesintisiz devam eden oyuncular, sağlık konusunda yeterince pipiriklidirler. Bizler kendi sağlık problemlerimizin farkındalığıyla yaşıyor, fiziki koşullarımızın elverdiği ölçüde, kendi kategorimizde yarışmaya devam ediyoruz.
Turnuvamızın iptali nedeniyle gerçekleştiremediğimiz misyonlarımızı, diğer turnuvalarda telafi edeceğimizi umuyorum. Voleybol sevgisini yeni nesillere aktarmak, sportmenlik duygusunu geliştirmek, örnek olmak amacıyla, gençlerimizle, evlatlarımızla birlikte seromonilere çıkacağız.
KÖŞE YAZARLIĞI
Bir önceki yazımda, konunun tartışılabileceğini düşünerek, yorumların yazımın ikinci kısmının altına yapılmasını rica etmiştim. Gelen yorum sayısı sıfır! Yazımı malum medyada paylaştığım için yorumlar oralara geldi. Facebook, WhatsApp üzerinden ve telefon ederek görüşlerini bildiren arkadaşlarıma teşekkür ederim. Konunun bütünlüğü kaybolmuş gibi gözüksede, amaça ulaşıldığını düşünüyorum.
KÖŞE YAZARLIĞI
Bir önceki yazımda, konunun tartışılabileceğini düşünerek, yorumların yazımın ikinci kısmının altına yapılmasını rica etmiştim. Gelen yorum sayısı sıfır! Yazımı malum medyada paylaştığım için yorumlar oralara geldi. Facebook, WhatsApp üzerinden ve telefon ederek görüşlerini bildiren arkadaşlarıma teşekkür ederim. Konunun bütünlüğü kaybolmuş gibi gözüksede, amaça ulaşıldığını düşünüyorum.
Facebook'ta tartışma platformları oluşuyor, burada yazılanlar geniş kesimlere hitab ediyorsa, yorumcular düşüncelerini köşe yazarları gibi ifade edebiliyorsa, ben bunda hiç eleştirilebilecek taraf görmüyorum. Konuların okunması, yorumlanması ve tartışılması değerlidir. Nerede olduğu önemli değildir. Ancak köşe yazarlarının pek takip edilmediği ve köşelerinde yalnızlaştırıldığını düşünüyorum. Oysa, çok değerli yazarlarımız var. Onları da yazma konusunda çok iştahlı görmüyorum. O halde değişime ayak uydurması gereken bizleriz. Yazılarımızın dışarıya servis edilmesi gerekiyor galiba. Okuyucularımız bizim için çok değerlidir. Onlara ulaşma çabası göstermekte bize düşer. Okuyucularımızın sosyal medya sayesinde, düzgün hitap ve düzgün eleştiri mantığı geliştirdiğini görmekten memnuniyet duyuyorum.
Köşe yazarları ayakta kalabilmek için popüler ve sempatik olmak zorunda değildir. Karşı tarafa faydalı olabilecek aktarım gücü olmalı. Talk Show yeteneği olmasa da olur. Entellektüel ve donanımlı olmalıdır. Bazı hoşuma gitmeyen eleştirilere değineceğim. Bazı metinlerdeki gırgır ve espirileri yakalayıp, "işte yazı budur" yorumlarıyla karşılaşıyorum. İşi sulandırmaya hiç gerek yok. Geçenlerde Zülfü Livaneli'nin söyleşisini izledim. Sunucu ülkemizde yeterince kitap okunmadığından bahsederken, Livaneli itiraz etti. Kitap okuyan önemli bir kesimden söz etti. Dünyadaki güncel yayınları takip eden önemli sayıda okuyucumuz olduğunu ileri sürdü. Yani medyadaki yer değişimine rağmen, hala kitap yazılıyor, iyi bir kesim tarafından okunuyor ve de o kitapları yazanlar, Nobel ödülüne aday gösterilebiliyor. Demek ki Edebiyat önemini yitirmedi. Yazmaya devam. Seviyeyi düşürmeden.
Kalemine Sağlık,Gökhan Saygı..İlk turnuva dahil hiç bir Veteran(Master) turnuvalarında bu yaşadığımız talihsiz olay ile karşılaşmamıştık,ancak senin de belirttiğin gibi bizler kendi kendimizin doktoru olmalıyız.İstemeden de olsa içimizdeki Amatör rekabet duygumuza biraz gem vurmalı,maçlar öncesi düzenli antrenmanlar yaparak daha dikkatli hazırlanmalıyız.Bu saydıklarımın Sevgili Tolga kardeşimizin yaşadığı çok özel durumu ile hiç bağlantısı olmadığınında bilinmesi gerekir.Spor hayatımızın ve Dostluğumuzun yegane parçası..Bundan sonra da Turnuvalara katılacak,güzel dostluklarımızı da yaşatmaya devam edeceğim..Sevgiler