Kadın Milli Takımımızın sponsorlarının bulduğu bu başarılı sloganı kim keşfettiyse tebrik ediyorum. Maksat farkındalık yaratmaksa daha iyisi düşünülemezdi. Dünyada ilk 10 Ülke arasında yer alıyorsak. Bu ifadeyi fazlasıyla hak ediyoruz demektir. Bundan sonra, geldiğimiz seviyede kalabilmek önemlidir. Rusya, Bulgaristan, Polonya’ya bakın! Aynı yerde duramadılar. Umarım başarı seviyesinde kalmayı beceririz. Başarının sürdürülebilir olmasını sağlamak en büyük başarıdır.
Biz voleybol ülkesiyiz derken bunu sadece elit sporcuların yetişmesi düzeyinde algılamayınız. Kitleselleşme sürecini yaşıyoruz. Sporcu altyapısı, eğitim seviyesi, düşünce düzeyi, talepler dikkate alındığında voleybol, Ülkemizde kitlesel spor durumundadır. O halde bizim Federasyonumuz sadece elit takımların Federasyonu olmayacaktır. Çığ gibi büyüyen talebi karşılamak gerekir. Mardin’de, Arhavi’de, Erzin’de, Adıyaman’da Karadeniz’de, Güneydoğu’da voleybol oynanıyor. Ankara’da, İstanbul’da ne kadar salon olsa yetmiyor. Haftada 2 gün antrenman yapabilenlerin,çalışanların, öğrencilerin de Ligleri olmalıdır. Geniş kitlelerin spor ihtiyacı karşılanmalıdır. Dünya bu yönde ilerliyor. Federasyonların başarısı artık elit sporcu düzeyiyle ölçülmüyor.
Erkek Milli Takımımızın son bir yılını değerlendirdiğimizde, kısa süre içerisinde çok başarılı bir takım yaratılmış. Kadrodaki yenilenme ile Milli Takım ruhunun ve heyecanının yakalanmış olduğunu görüyorum. Başarı isteyen, disiplinli bir takım olmuş. Adis’in İstiklal Marşını hatasız söylemesi maçlarda gördüğüm en güzel fotoğraftı. Biz de Adis’i evladımız olarak görüyoruz. Nedim hocamız bu başarının baş mimarıdır elbette. Erkek Milli takımımıza hak ettiği desteği verelim. Daha iyi olması için gereken çabaları esirgemeyelim.
Bir önemli konuyu daha işaretlemek istiyorum. Çok önemli. Uluslararası hakemimiz Doçent Nurper Özbar ülkemiz için gurur kaynağıdır. Entellektüellik düzeyi bu kadar yüksek başka hakem var mıdır bilemiyorum. En kısa zamanda profösör olmasını diliyorum.
BAŞARIYI CEZALANDIRMAKTAN VAZGEÇELİM
Federasyon Başkanımız göreve geldiğinden beri, büyük bir tevazu içerisinde, kibirsiz, canla başla görevini sürdürüyor. Son 3 ayda herhalde hiç ofisine uğramadı. Kendisini sürekli sahada, sporcuların yanında görüyorum. Salgın hastalık döneminden kayıpsız çıkmak için, sergilediği çabaların ardından önemli başarılar geldi. Harcanan emekleri görmezden gelmekle biraz haksızlık etmiş olmuyor muyuz? Nasıl bir beklenti halinde olduğumuzu bazen anlamak mümkün olmuyor. Eleştirmek kadar destek olmanın da değerli olduğunu öğrenmeliyiz.