Merhaba değerli voleybolseverler. Bu güzide sporla tanışan insanların, bu sporu hayatının mutena bir köşesine yerleştirdiğini ve de onunla yaşamaya devam ettiğini biliyorum. Sizlerin voleybola verdiğiniz önem çok değerlidir, çok saygındır. Önünüzde saygıyla eğiliyorum.
Voleybolx'deki ilk yazımda, voleybol antrenörlüğü üzerineki görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Amacım, ağır eleştirilerle popülizim yaratmak değildir. Görüşlerimle zihinleri açmak, farklı bir pencereden bakabilmeyi sağlamak, meselelerin, mevzuların, güneş altında parlayan taraflarını değil, gün yüzü görmemiş, güneş ışınlarının ulaşmadığı, gözden kaçıveren taraflarını da ortaya çıkarabilmek.
Antrenörlere Bakışım
Voleybolun en büyük emekçileri antrenörlerdir. Onların kreasyonlarında, yetiştirdikleri oyuncular vardır. Klasik bir benzetme yaparsak, adeta istiridye gibi acı çekerek, değerli mücevherlerini yaratmaya çalışırlar. Ömürlerini o mücevhere adarlar. Neticede herkes o mücevheri görür ama onu var eden istiridyeyle kimse ilgilenmez. Antrenörlükte böyle bir meslektir. Belki meslek demek yanlış olur. Antrenörlük evveliyatında oyunculukla, ilgi, heves ve bilgi birikimiyle başlar. Tutkuyla devam eder. Antrenörlük demek bol adrenalin demektir. Sahaya çıktığınızda yapayalnızsınızdır. İnsanlar sizin hatalarınızı bulmaya çalışır. Siz kaybedersiniz, siz kazanırsınız. Daima bıçak sırtında olursunuz. Sinir harbi, kuşku, stres sizin hayatınızın bir parçasıdır. Olumsuz taraflarını bir tarafa koyarsak, diğer tarafta antrenörlük başarıya, coşkuya, zafere gebedir. Finalin beklenen zafere ulaştığı yerde görmediğimiz kahramandır antrenör.
Antrenör Seçimi
Birçok değerli antrenörlerimizle, onların çalıştırdığı çok değerli oyuncularımızla Türk antrenörleri hakkında tartışmışlığım, görüş alışverişinde bulunduğum olmuştur. Bir süre önce Eczacıbaşıda oynayan bir oyuncumuzun değerlendirmesini çok önemli buluyorum. Türk antrenörlerin ellerinde, büyük emekler verilerek yetişmiş olan bu oyuncumuz, en son çalıştığı yabancı antrenörün, ona çok şey kazandırdığını tek kelimeyle özetledi. ''Bana vizyon kazandırdı" diyerek, ona olan saygısını ifade etti. Milli takımlarımız ve önemli takımlarımız tarafından hep yabancı antrenörlerin tercih edildiğini biliyoruz. Bizim antrenörlerimizin vitrinde yer alabilmek için kendilerini biraz daha geliştirmeleri gerektiği anlaşılıyor. Vizyon sahibi olabilmekte önemli demek ki. Oyuncu bunu açıkça farkediyor.
Bal Yapmayan Antrenörler
70'li yıllarda gelişmeye başlayan voleybolumuz, 80'li yıllardan itibaren önemli antrenörler yetiştirmeye başlamıştır. Özellikle bayan voleybolumuz bu gelişmenin neticesini 2000'li yıllarda almıştır. Erkek voleybolumuz bayanların yakaladığı başarı düzeyine ulaşamamıştır. Bu durum antrenör başarısızlığından kaynaklanmamaktadır. Bizim antrenörlerimizin yetiştirdiği birçok oyuncu yıldız olabilmiştir. Milli takımımız dünya devleriyle başedebilecek seviyeye ulaşabilmiştir. Liglerimizde dünyanın en iyi oyuncuları kategorisinde oyuncular oynamaya başlamıştır. Voleybolumuzda şöhret yapmış antrenörlerimizle beraber, hiç isim yapmamış ancak bilgi ve beceri düzeyi çok iyi olan çok sayıda antrenörümüz de yetişmiştir.
Küçük camiamızda kısır çekişmelerden bolca nasibini alan çalıştırıcılarımızın arasından, Cengiz Göllü dışında idol olabilecek isimler yetişmemiştir. Kulüplerimizin kurumsal olamaması, devamlılığını sürdürememesi de antrenörlerimizin önünde en büyük engeldir. Kapı kapı dolaşmanın getirisi de ancak yıpranma ve bezginlik olabilir. Devamlılığı olmayan antrenörlerimiz, bal yapmayan arı durumundadır.
Fenomen Antrenörler
Örnek verecek olursam. Geçtiğimiz Mayıs ayında voleybola veda ettiğini açıklayan Nikolay Karpol'un haberinin gündeme gelmesiyle, sosyal medyada, benim de dahil olduğum bir tartışma başlamıştı. Hakkında yazılan olumsuz eleştirilere, Karpol'u sevenlerin itiraz etmesiyle tartışma uzadı gitti. Bir antrenörün hırçınlığıyla, oyuncularını azarlamasıyla meşhur olması veya fenomen olması diyelim, sevilmesi beni düşündürüyor. Neredeyse bu özellikleri başarılarından daha fazla konuşulur hale gelmişti. Birkaç maçını seyrettim. Saha içerisinde devamlı şiddet, huzursuzluk. Voleybol izlemeye gelenlere sunulan dramatik görüntüler bana hiçbir zaman keyif vermedi. İşkence uygulayarak elde edilen zaferin, seyredene haz vermesi bende ancak kaygı uyandırır. Bu yolla gelen başarıya alkış tutamam. Spor mücadeledir. Hırsını ortaya koyabilirsin. Savaşa dönüştürmemeli. Antrenörün hırsına, oyun kazanma hamlelerine karşı değilim. Sporun değerlerinin dışına çıkmamak koşuluyla.
Karpol, büyük başarılar yakalamış bir antrenördür. Şunu unutmayalım ki dünyada başarılı birçok antrenör vardır. Karpol bunlardan sadece biridir. Onun yolu, onun tarzı örnektir, doğrudur diyemem. Benchinde oturup, eli cebinde takımını yöneten antrenörlerin başarılarını da gördük. Örnek alınabilecek birçok antrenör varken, lütfen şiddet içerikli olanları fenomen hale getirmeyelim.
Antrenörlerimize yaklaşmakta olan yeni sezonda başarılar diliyorum. Voleybol hayatımızdan hiç eksik olmasın.
IDOL= Örnek alinacak kisi, ant..IDOL= Örnek alinacak kisi, antrenör konusunda ben tercihimi rahmetli Cengiz Göllü nün basarilarini ve emeklerini göz ardi etmeden MEMET FUAT BENGÜ adina yaparim.Nedenine gelince kendisi Türk voleyboluna bir cag atlattigi gibi yetistirdigi oyuncularla ve bilhassa bugün ben antrenörüm diyen her arkadasta emeginin, hakkinin ve imzasinin olmasidir.Yapmak kadar arkada biraktiklarininda önemi Memet Fuat sahsinda ortaya cikmaktadir.Hele oyunculara, antrenörlere verdigi insani, manevi ve ethik degerleri hic unutmamak gerekir. Kendisi voleybol disindada aktif oldugu icin hicbir zaman tam profesyonel voleybola dönük calismak istememistir. KARPOL a gelince kendi stilinde kabul edilir veya edilmez bir karakterdi.Basarili oldu, voleybol tarihi kendini kabul etti ve tahminimce oyuncularida hicbir zaman sessiz/sakin bir Karpol ile mutlu olamazlardi.Önemli olan antrenör/oyuncu kimyasinin olusmasi.oyuncu antrenörü rezilde, vezirde eder.Vezir olduguna göre tutuluyordu.Bizim Karpolumuz=Bülent Meric
Eczacıbaşı kulübümüzün Voleybo..Eczacıbaşı kulübümüzün Voleybolumuza sunduğu unutulmaz hizmetini göz önünde bulundurursak, Kulübün devamlılığı ve başarılarının bir örneği daha yoktur. Eczacıbaşı bayan voleybolunun başlangıcında Cengiz Göllü vardı. Bir takımı üst üste 17 yıl şampiyon yapmış bir efsane. Dünyada örneği yok. Çok popüler olduğu bir gerçek. Beğenin veya beğenmeyin. Benim de tam olarak anlatmak istediğim budur. Kurumsal başarı ve devamlılık antrenörün başarısını getiriyor. İsimlerle alıp veremediğim birşey yoktur. Mehmet Bengü hakkında yazdıklarınızı kabul etmeyen yoktur. Saygımız sonsuzdur.
Sn. Gökhan SAYGI Türk voleybol..Sn. Gökhan SAYGI Türk voleybolunda önemli bir konuya deginmis.Ara sira dünya capinda isim yapmis antrenörleri kendi bakisi ile degerlendirmesi kiyaslama bakimindan güzel olur kanisindayim.Türk voleybolunda calsmalara bakarsak 20 yaslara kadar bayagi basarili gencler yetisip ondan sonra kayboluyorlar.Demekki basarili olmak icin alt yapi ortami ve antrenörleri var. Sorun 20 li yaslardan sonra hem antrenörler bazinda hemde ana sorun yöneticiler bazinda ortaya cikiyor.Yönetici hemen basari istiyor, antrenörün bunu vermesi zor olunca antrenörlerin cogu devri daim yapmakta.Bizim yanlis düsünce seklimizde (hakemlik icinde gecerli) mümkün mertebe fazla antrenör yerine daha elit, voleybol disinda isi olan ve bilimlerle ugrasan antrenör grubuna yönelmekte fayda görürüm. Su gercek ki antrenörlük ile gecim saglama olanagi ülkemizde kisitli.
enver hocayı unutmayalım lütfen
Bir antrenörün vizyon sahibi olabilmesi için öncelikle belli bir düzeyde antrenörlük kariyerinin olması gerekir.Bu kariyerin kazanılması da süreklilikle ilgilidir.Baktığımızda Türk antrenörler bir var,bir yok durumundadırlar.Üst seviyedeki takımlarda sürekli çalışma ortamı bulamayan antrenörler kariyer sahibi olamayacaklar,kariyer sahibi olmadıkları için de üst düzeydeki bir takımda çalışamayacaklardır ve bu kısır döngü sürüp gidecektir.Yapılması gereken güvendiğiniz bir antrenöre şans verip,biraz sabırlı olmaktır.
Murat hocam, tabiki imkansızlı..Murat hocam, tabiki imkansızlıklar gelişme önünde engel teşkil ediyor. Ligimizde devamlılığı olan 2 takım sayabilirim. Diğerleri her an ligden ayrılabilir. Örneğin geçmişte Arçelik bunu yaptı. Transferleri yapmasına rağmen Şubeyi kapattı. Voleybolumuzun daha hacimli ve seviyeli hale gelmesi için devamlılık ve istikrar şarttır. Çok değerli antrenörlerimizin geleceği olmalı, hedefi olmalı. Yeni gelecek kuşakların umudu olmalı.